Görsel bir dünyada yaşıyoruz ve fotoğraf da hayatımızda giderek daha bir önem kazanmaya başladı. Hepimiz birer fotoğrafçı olduk, yaşantımızı başkalarıyla çokça fotoğraflar üzerinden paylaşıyoruz sanki. Elimizdeki irili ufaklı makinelerimizle çekiyor ve paylaşıyoruz. Teknoloji de bizi bu konuda hiç boş bırakmıyor. Cep telefonları, kameralar, çeşit çeşit lensler çoğalıverdi etrafımızda son yıllarda. Bu gidiş nereye diyerek fotoğraf sanatçısı Gültekin Tetik’in Cihangir’deki evinin kapısını çaldık ve fotoğraf üzerine keyifle söyleştik.
Profesyonel fotoğrafçı olan Gültekin Tetik 1982 Yılında Marmara Üniversitesi Basın Yayın Y.O. Radyo TV Bölümünden mezun oldu. Bugüne kadar Cumhuriyet ve bazı yabancı fotograf dergilerinde, Atlas dergisinde çalıştı. Profesyonel stüdyo fotoğafçılığının yanı sıra reklam ve film prodüksiyonlarının yapım ve yönetmenliğini 1990 yılına kadar sürdürdü. ARD 1 Alman Televizyonunda görüntü yönetmeni olarak birçok haber, belgesel ve programlar yaptı. RTL Alman Tv-NachtJournal TV-Magazin programının Türkiye yapımcılığını ve yönetmenliğini yürüttü. 2006 yılından itibaren Gültekin Tetik Sinema ve Fotograf Atölyesini kurarak öğrenci yetiştirmeye devam ediyor. Birçok belgesele, videokliplere ve uzun metrajlı filmlere imza atan Tetik, Yeşiller Partisi kurucularındandır.
…
“Fotoğraf icat edildiğinden bu yana, bu dünyadan gerek bilimsel gerekse sanatsal çevrelerde ve hatta iktidar odaklarında bile büyük ilgi uyandıran bir kitle iletişim aracı olmuştur. Bu nedenle fotoğraf, sanat ve iletişim aracı olarak ayrı ayrı incelenmelidir”
Sanatın farklı alanlarında aktif olduğunu, emek harcadığını biliyoruz Sevgili Gültekin. Sinema, müzik, görsel sanatlar ve tabii fotoğraf alanında. Ama asıl fotoğrafçılığınla ilgili konuşmak istiyorum biraz. Ne zaman ve nasıl başladığın deyince neler geliyor aklına ?
Çocukluğumdan beri benim için sihirli,inanılmaz bir olaydı bu. Adamın biri tahtadan bir üç ayaklı kutu aracılığıyla sizin görüntünüzü bir kağıt üzerinde oluşturuyordu. Sonra güzel sanatlarda misafir öğrenci iken, hareketli objelerin resimlerini yapmak amacıyla fotograflarını çekmeye başladım. Tabi bundan sonra fotograf makinasından kurtulmak mümkün olmadı. Artan bir tutkuyla devam ettim çekmeye. 1993 yılında Atlas magazin dergisinin açtığı yarışmada ‘Hasankeyf’ isimli fotografım ödül aldı, sonra dergiye free lance çalışmaya başladım. Daha sonra National Geography dergisine free lance çalışmaya devam ettim. Bu arada 1998 yılında kurmuş olduğum prodüksiyon şirketimle birçok film ve fotoğraf projelerinin yapım ve yönetmenliğini hâlâ yürütüyorum.
Fotoğrafçılığın yoğunlukla bağlantılı olduğu diğer sanatsal disiplinlerle nasıl bir karşılıklı ilişkisi var? Belirleyici olan nedir mesela etkileşimde?
Fotoğraf aslında bir anlamda teknik olarak kolay ve hızlı olması nedeniyle, resim sanatının yerini devralarak yaygınlaştı. Günümüzde bir çok alanda kullanılmaktadır. Sanatsal amaçlar dışında da belgesel, bürokrasi (vesikalık foto), tıp, ticaret reklam, pornografi dahil bir çok alanda kulanılmakta. Ama sanatsal bir karşılık olarak da, deneysel çalışmalar dahil, bir çok amatör ve profesyonelin de sanat yapma amaçlı çabaları yoğundur. Her çalışma sanat, her fotografçı da mutlaka sanatçı mıdır; değil bence. Belirleyici olan aslında temel gereksinimler olsa da, sanatsal olarak insan ruhunun güzellik arayışı ve bunu kaydedip tekrar bakabilme arzusudur kuşkusuz. Fotoğraflar bize; bir daha yinelenemeyecek olan bir an’a tekrar tekrar dönüp defalarca bakabilme fırsatını verir çünkü. Aynı zamanda belge olma özelliği de çok önemli fotografın.
Bir fotoğrafa nasıl bakılır peki? Kişisel estetik ve görsel beğeniyle ilgili bakış açıları değişken olduğuna göre bu konuda objektif kriterler nelerdir, fotoğraf -anlam ilişkisi nelere bağlıdır Gültekin?
Katıldığım fotograf yarışması jürilerinde birçok kriterlerimiz var kuşkusuz. Öncelikle uluslararası teknik kriterlere bakıyoruz ışık, kompozisyon, pozlama doğru mu, obje altın oranda mı? Sonra bunları eledikten sonra sıradışı bir şey var mı diye bakıyoruz. Rutin hayatın içinden aykırı bir an, bir fenomen yakalanmış mı, sıradışı bir görüntü var mı, ona bakıyoruz. Kuşkusuz herkes dünyaya kendi penceresinden bakar, böylelikle sonuç olarak aynı konuya ait farklı yaklaşımlar ortaya çıkar. Ama bana kalırsa her fotoğrafın kendisi bir cümle olmalıdır. Alt yazı gerektirmemelidir.
Teknolojik gelişmelerle çok bağlantılı sanırım ama yine de fotoğrafın o doğal hali daha mı çok etkiliyor insanı sanki? Ne tür tepkiler alıyorsun bu konuda?
Aslında digital fotoğraf ve photoshop çıktıgından beri fotografın teknik altyapısı köklü olarak degişti ve yaygınlaştı. Cep telefonları ile bile artık kaliteli sonuçlara ulaşamak kolaylaştı. Ama biz profeyonellerin bir lafı var: “Diyelim ki kaliteli bir mikrofon satın aldınız. Tarkan gibi şarkı söyleyebileceginizi iddia edebilir misiniz”.
Fotograf eğitimlerinde söylediğim bir cümle var; bizim işimiz deklanşöre basıncaya kadar geçen hazırlıkların toplamıdır.Yani tekniğe zaten mükemmel hakim olmanın ötesinde, yaklaşım olarak da bir tarzınız ve estetik bir duruş ve söyleminiz olmak zorunda. Seyirci bunu mutlaka anlıyor zaten. Ama artık manipülasyon fotoğraflar dünyada trend haline geldi. Kolaj çalışmalarla oluşturulan temalar galeriler tarafından daha çok ilgi görüyor ve değişik baskı teknikleriyle çok büyük boy baskılar gündemde artık.
Farklı bir yanla devam edelim istersen. Sen aynı zamanda ekolojik yıkımı, endüstriyel toplumu, doğayı da sıkça kendine tema olarak seçiyorsun. Sergilerinde bunu izleyebiliyoruz. Bu seçim aynı zamanda senin politik duruşunla da paralel öyle değil mi?
Evet, benim fotoğraflarımın cümleleri genellikle doğa, ekoloji, hayvanlar ve sosyal insan hallerinden oluşuyor. Bu durum Yeşiller Partisi kurucu üyesi olmamla paralel bir duruş tabi. Şimdi Almanya’da bir galeri için ekolojik cümlelerden oluşan nude bir sergi hazırlıyorum. Tamamı manipülasyon olan 10 adet fotoğrafdan olusacak. Daha sonra başka ülkelerde sergilenecek. Ekolojik çöküşe yakın olduğumuz bir süreçteyiz. 2030 yıllarda temel gereksinimlerimiz için bize artık 2 adet dünya gerekeceğini söylüyorlar bilim insanları. Birşey söylemek gerekli diyorum.
Tamamen haklısın bu konuda. Sen fotoğraf, sinema, senaryo uygulama ve kamera kullanımı eğitimi de veriyorsun atölyende. Çok sayıda öğrencin yetişti bu kurslarda. Bize bu eğitim hakkında da bilgi verebilir misin? Kurs sonunda katılımcılar hangi yetenekleri kazanıyorlar?
Öncelikle fotograf ve sinema olarak görüntüye dayalı bir alan olduğu için temel prensipleri aynı. Öncelikle makina ve kameraların teknik eğitimleri, sonra ışık, kompozisyon, doğru pozlama, alan derinliği, makro, portre, manzara, gece çekimleri ve sokak fotografçılığını temel eğitimde öğretiyorum. Ama özellikle gözün estetik eğitimi de asıl eğitimin en önemli parçası. Mutlaka fotograf çekmeyi temel olarak ögreniyorsunuz. Ama gerisi bol pratik ve yetenek kuşkusuz. Egitimlerime her alandan ve yaştan insanlar katılıyor, doktordan ev kadınına ve ögrenciden profesörüne kadar herkes var bu mozaik içinde. İnsanları isterlerse meslek sahibi de yapıyorum. 10 yıldır sinema ve fotograf eğitimi de veriyorum . Ayrıca özellikle Güneydoğu cografyasına ‘Gültekin Tetik Sinema ve Fotograf Atölyesi’ olarak fotoğraf egitimi amaçlı turlar da düzenliyorum. Mardin, Hasankeyf, Midyat ve Nemrut turu var Mayıs ayında. Daha sonra bir sergi ile bu çalışmaları sergileyeceğiz. İnsanlar sanatsal yeteneklerini geliştirme ve sergileme fırsatı bulmanın yanısıra sosyalleşiyorlar da bu gezilerde. Ayrıca farklı coğrafyayı keşfetmek, farklı kültürden insanları tanımak ve önyargılarını törpülemek fırsatını da buluyorlar fotograf sayesinde.
Fotoğrafçılıkla ilgilenmek isteyenlere tavsiyelerin neler olabilir?
Öncelikle uzun yıllar kullanabilecegi kalitede bir ‘raw’ formatında çekebilen makina gerekli. Amacı uygun lensler de önemli. Bunları kusursuz kullanabilmek için bir teknik bir eğitim mutlaka gerekli. Yanlış alışkanlıklar ve gereksiz zaman kaybını göze almak gerekir yoksa. Ayrıca bol bol pratik ve göz eğitimi de şart. Bunun için uluslararası kaliteli fotograf sitelerine bakmak ve iyi fotografları izlemek çok önemli. Bir de sizin gibi bu işi seven insanlarla fotograf amaçlı gezilere çıkıp bol üretmek yeterli. Ama artık digital tabanlı bir iş fotograf ve bu nedenle photoshop eğitimini de mutlaka almak gerekiyor.
Teşekkürler Gültekin, kolay gelsin.
Gültekin Tetik’in fotoğrafları için http://www.gultekintetik.com/
Röportaj: Gazihan Çağlar – Yeşil Gazete