Bilim-TeknolojiManşet

NASA’dan tarihi kareler: Evrenin en derin kızılötesi görüntüleri

0

Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi (NASA) James Webb Teleskobu tarafından çekilen ve evrenin en kapsamlı, derin görüntüsünü dün yayınladıktan sonra bugün yeni fotoğrafları dünya kamuoyu ile paylaştı.

ESA (Avrupa Uzay Ajansı) ve CSA (Kanada Uzay Ajansı) ile bir ortaklık olan NASA’nın James Webb Uzay Teleskobu‘nun yakaladığı kareler,Dünya’nın yaklaşık 1,5 milyon kilometre ötesinden şimdiye kadar görülmesi çok zor bir dizi kozmik özelliğin ilk tam renkli görüntüleri.

İlk kez bu kadar ayrıntılı ve keskin görüntülenen ve uzay bilimnde çığır açacak yeni bilgiler sunan bu karelerde, Carina Nebulası, Stephan Beşlisi, Güney Halkası Nebulası, WASP – 96b ötegezegeni ve evrenin en derin kızılötesi görüntüsünü oluşturan SMACS 0723 yer alıyor.

SMACS 0723 fotoğrafı, yeryüzündeki bir insanın kol mesafesinde tuttuğu bir kum tanesinin kapladığı alan kadar bir gökyüzü diliminin en keskin ayrıntılarını sunuyor.

Görüntülerin yayımlanmasının ardından Google,  yeni ‘doodle’ı ile keşifleri kutladı.

NASA Yöneticisi Bill Nelson şunları söyledi:

“Bugün, insanlığa James Webb Uzay Teleskobu’ndan kozmosun çığır açan yeni bir görüntüsünü sunuyoruz – dünyanın daha önce hiç görmediği bir manzara. Evrenimizin şimdiye kadar çekilmiş en derin kızılötesi görüntüsünü içeren bu görüntüler, Webb teleskobunun henüz sormayı bile bilmediğimiz,evrenimizi ve insanlığın içindeki yerini daha iyi anlamamıza yardımcı olacak soruların yanıtlarını ortaya çıkarmamıza nasıl yardımcı olacağını gösteriyor.”

Görüntüler, uluslararası bir işbirliğiyle uzaya gönderilen son teknoloji James Webb Uzay Teleskobu’nun görüntülee kapasitesinin yüksekliğini de ortaya koyuyor.

Teleskop, 25 Aralık 2021’de, Güney Amerika, Fransız Guyanası’ndaki Avrupa Uzay Limanı’ndan bir Ariane 5 roketiyle fırlatılmıştı.

İşte o görüntüler:

Carina Nebulası: Daha önce görülmemiş yıldız ‘doğum’ alanları

Parıldayan yıldızlarla bezenmiş bu “dağlar” ve “vadilerden” oluşan görüntü, aslında Carina Nebulası yakınındaki NGC 3324 adlı genç, yıldız oluşturan bir bölgenin sınırı. James Webb Uzay Teleskobu tarafından kızılötesi ışıkta yakalanan bu görüntü, daha önce görünmeyen yıldız doğum alanlarını ilk kez ortaya koyuyor.

Genç yıldızlardan gelen kabarcıklı, ultraviyole radyasyon, nebula duvarını yavaş yavaş aşındırarak şekillendiriyor. Parlayan gaz duvarının üstünde yükselen ‘sütun’lar, bu radyasyona direniyor. ‘Dağlardan’ yükseliyormuş gibi görünen ‘buhar’  iseaslında sıcak bir iyonize gaz ve yüksek radyasyon nedeniyle nebuladan akan sıcak toz.

Yıldız oluşumunun en erken ve hızlı aşamalarındaki nesneleri yakalamak zor olsa da Webb teleskobunun aşırı duyarlılığı, uzaysal çözünürlüğü ve görüntüleme yeteneği, bu anlaşılması zor olayları tarihlendirebilir.

SMACS 0723: Evrenin en derin görüntüsü

James Webb Uzay Teleskobu, uzak evrenin bugüne kadarki en derin ve en keskin kızılötesi görüntüsünü üretti. Webb’in, İlk Derin Alanı olarak bilinen SMACS 0723 gökada kümesinin bu görüntüsü, ayrıntılarla dolup taşıyor.

Kızılötesinde şimdiye kadar gözlemlenen en soluk nesneler de dahil olmak üzere binlerce galaksi, ilk kez ortaya çıktı. Uçsuz bucaksız evrenin bu dilimi, yerdeki biri tarafından kol mesafesinde tutulan yaklaşık bir kum tanesi büyüklüğünde bir gökyüzü parçasını kaplıyor.

Stephan Beşlisi: Beş galaksinin 150 milyon piksellik görüntüsü

Beş galaksiden oluşan görsel bir grup olan Stephan’s Quintet, ilk kez James Webb Uzay Teleskobu tarafından yeni bir ışık altında ortaya koyuldu.

Bu muazzam mozaik, Webb’in bugüne kadarki en büyük görüntüsü ve Ay’ın çapının yaklaşık beşte birini kaplıyor. 150 milyondan fazla piksel içeriyor ve yaklaşık 1000 ayrı görüntü dosyasından oluşturuldu.

Webb’den alınan bilgiler, galaktik etkileşimlerin erken evrende galaksi evrimini nasıl yönlendirmiş olabileceğine dair yeni bilgiler sağlıyor.

Güney Halka Nebulası

Bu yan yana görseller, NASA’nın Webb Teleskobu’ndan Güney Halka Nebulası’nın  yakın-kızılötesi ışıkta (solda)ve orta-kızılötesi ışıkta (sağda)  gözlemlerini gösteriyor.

Bu, sönük yıldız binlerce yıldır her yöne gaz ve toz halkaları gönderiyor ve James Webb Uzay Teleskobu ilk kez bu yıldızın tozla kaplı olduğunu ortaya çıkardı.

Teleskop’taki iki kamera, NGC 3132 olarak kataloglanan ve gayri resmi olarak Güney Halka Nebulası olarak bilinen 2500 ışıkyılı uzaklıktaki bu gezegenimsi bulutsunun en son görüntüsünü yakaladı.

Bu görüntü gökbilimcilerin bunun gibi gezegenimsi bulutsular hakkında daha birçok ayrıntıyı incelemesine izin verecek. Ölmekte olan yıldızların fırlattığı gaz ve toz bulutlarında hangi moleküllerin mevcut olduğunu ve gaz ve toz kabukları boyunca nerede bulunduklarını anlamak, araştırmacıların bu nesneler hakkındaki bilgilerini geliştirmelerine yardımcı olacak.

WASP- 96b ötegezegeni: Suyun ilk net tespiti

Webb Teleskobu, sıcak, kabarık gaz devi bir ötegezegenin pus ve bulutlarla çevrili atmosferinde birlikte suyun belirgin kanıtlarını yakaladı.

Belirli gaz moleküllerinin varlığını ortaya çıkaran bu gözlem, bugüne kadar türünün en ayrıntılı örneğidir ve Webb’in yüzlerce ışıkyılı uzaklıktaki atmosferleri analiz etme konusundaki benzeri görülmemiş kapasitesini gösteriyor.

Son yirmi yılda çok sayıda ötegezegen atmosferini analiz eden Hubble Uzay Teleskobu 2013’te ilk kez net su tespitini yakalamış olsa da, Webb’in bu daha ayrıntılı gözlemi, Dünya’nın ötesinde potansiyel olarak yaşanabilir gezegenleri karakterize etme arayışında ileriye doğru dev bir adıma işaret ediyor.

‣ Beş bin ötegezegenden Dünya’ya benzeyenlerin sayısı ‘0’: Başka gezegenlerde yaşam arayışı nasıl gidiyor?

You may also like

Comments

Comments are closed.