[Bir konu/k] Aslı Alpar: Katliam yasasına karşı ilk adım, mahalle örgütlenmelerine katılmak

Sokakta yaşayan hayvanlar için bir katliam anlamına gelen yasaya karşı direnişlerin ilk gününden itibaren içerisinde bulunan çizer Aslı Alpar ile yasanın karşısında nasıl durulabileceğini, bireylerin bu sürece nasıl karşı koyabileceğini ve hayvanları koruyabileceğini konuştuk: 'Sokakta yaşayan hayvanlar için her 'toplama' bir işkencedir. Mahallesine alışkın bir köpek için barınaklar hapishanedir.'

Sokakta yaşayan hayvanlarla ilgili TBMM’den geçerek yasalaşan Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun‘una karşı verilen mücadelenin başından beri içerisinde bulunan çizer Aslı Alpar‘la söz konusu katliam yasasını konuştuk.

Alpar, ‘Toplumda böyle bir nefretin karşılığı yok’ olarak değerlendirdiği yasaya dair mahalle canlılarını korumak isteyen vatandaşların nasıl aktif rol alabileceğini Yeşil Gazete için cevaplandırdı.

Fotoğraf: Nazlı Yıldırım

‘Toplum barışını bozan ve şiddeti meşrulaştıran bir yasa çıktı Meclis’ten’

Kanun değişikliği oylamasında muhalefet partilerinden genel kurul oylamasına katılmayan milletvekillerinin olmasını ve tüm süreç boyunca muhalefet partilerinin tutumlarını değerlendiren çizer Alpar, yeterli olup olamadıklarını şu sözlerle değerlendirdi:

“Meclis aritmetiği değişmedikçe muhalefet vekillerinin ‘katliam yasası’nın oylandığı günler genel kurulda olması muhtemelen bir şeyi değiştirmeyecekti, ancak tarihi bir yasa oylandı; insan, hayvan, çevre sağlığı için yeni krizler ve çıkmazlar yaratacak, toplum barışını bozan ve şiddeti meşrulaştıran bir yasa çıktı Meclis’ten. Bu sebeple yasa oylanırken tüm muhalefet vekillerinin Meclis’te olması önemliydi.

Cumhur İttifakı içinde bir kırılma önemli olabilirdi. 323 milletvekili ile Meclis’te çoğunluğa sahip olan AKP-MHP vekillerinden fire verilmesi beklendi. Aslında bu beklenti AKP-MHP oylarıyla Meclis’ten geçen diğer yasaları düşündüğümüzde temelsizdi, öyle de oldu.”

Sosyal medyadaki trol hesaplar

Sosyal medyadaki söylemlerle güncel anketler arasındaki uyuşmazlığa ilişkin de trol hesaplara işaret eden Alpar, “Sosyal medyada bireysel silahlanmayı savunan, sadece hayvanlara değil insanların da çeşitliliklerini hedef alan sistematik nefret söylemi üreten trol hesaplar bu farkın sebebi. Toplumda böyle bir nefretin karşılığı yok. Elbette sokakta yaşayan hayvanlardan korkan, onlarla aynı sokağı paylaşmak istemeyen insanlar var ancak bu hepsinin toplatılıp öldürülmesini talep ettikleri anlamına gelmiyor” diyerek uyuşmazlığın sebebini açıkladı.

Fotoğraf: Milli İrade Gazetesi

‘Mahalle örgütlenmeleri varsa katılmak atılacak ilk adım’

Mahallesinin sokak canlarını korumak isteyen vatandaşların ne yapması ve nereye başvurması gerektiği sorusunu yönelttiğimizde Alpar, mahalle örgütlenmesinin ve iletişiminin önemini şu sözlerle vurguladı:

“Sokaklarındaki, mahallelerindeki hayvanseverlerle iletişime geçmek, mahalle örgütlenmeleri varsa katılmak atılacak ilk adım. Yaşadığınız şehrinde örgütlenmek için komsunumnobetteyim.org’da yer alan örgütlenmenin olduğu kent gönüllüsüyle iletişime geçmek iyi olabilir.

Yasa geri çekilene dek sokağınızda yaşayan köpeğin alınmasına engel olmak gerekiyor. Gönüllülerin engel olamadığı sokaktan alınan bir hayvan bilinmezliğe gidiyor, geri de gelmiyor bu sebeple toplamanın önüne geçmek ya da hayvanı ve toplamayı kayıt altına almak takibinin yapılması için elzem.”

‘Ayırt edici bilgilerini not edin’

Bir hayvanın bulunduğu noktadan alındığı ve/veya alınmaya çalışıldığı görüldüğünde ayırt edici bilgilerin not edilmesi gerektiğini ifade eden Alpar, o anda yapılabilecekleri şöyle anlattı:

“Semtinizdeki esnafla konuşmak, olası bir toplamada köpeği güvenli bir dükkana almaya çalışmak, yapılabilecekler arasında. Bunun dışında mahallenizdeki köpeklerin küpe numarasını, ayırt edici özelliklerini not edin, fotoğrafını çekin bu aksi bir durumda takip için size yardımcı olacaktır.

Diyelim ki özel ya da kamu aracıyla bir köpek toplamasına şahit oluyorsunuz. Öncelikle köpeğin neden alındığını sorun, ‘ısırma raporu’nu ve görevlinin belediye çalışanı olduğuna dair kimlik göstermesini isteyin.

Köpeği kurtaramazsanız ayırt edici bilgilerini not edin, küpe numarasına bakın, nereye götürüldüğünü sorun. Özellikle uyuşturucu madde kullanarak yapılan toplamalarda veteriner hekim olması zorunludur.”

Fotoğraf: Aslı Alpar/ X

‘Sokakta yaşayan hayvanlar için her ‘toplama’ bir işkencedir’

Sokakta yaşayan hayvanlar için her “toplama”nın bir işkence olduğunu ifade eden Aslı Alpar, “Hayvanlar çoğunlukla kovalanır, paniklettirilir bazen de uyuşturucu iğne atılarak yakalanır ve havasız araçlarla barınaklara götürülür. Mahallesine alışkın bir köpek için barınaklar hapishanedir. Bu sebeple her toplamayı kayda almanızı öneririz” dedi.

5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu 28/A maddesine göre bir hayvana eziyetinin suç olduğunu belirten Alpar, suçu görüntüleyip adli makamlara bildirmenin de bir hak olduğunu belirtti.

Görüntülerin kent gruplarına, varsa kent baronuzun hayvan hakları merkezlerine, sosyal medya ve [email protected] adresine iletilmesini teşvik etti.

‘Kanun emretti, yaptık’… Sorun böyle bir kanunun olmaması gerektiği’

Veterinerlerin süreç başladığından itibaren tutumlarını da değerlendiren çizer Alpar, şu ifadeleri kullandı:

“İşimizi yapıyoruz’ diyorlar ve onların bu etik dışı tutumunun hukuki bir karşılığı yok… ‘Kanun emretti, yaptık’… Sorun böyle bir kanunun olmaması gerektiği. Görevi hayvanları yaşatmak olan bir mesleğe sahip kişilerin yasadan önce de katliamı desteklediği, hayvanların katledilmesinin yöntemlerini detaylıca anlattığını hatta benzer cinayetler işlediğini gördük…”

Fotoğraf: Yaşam İçin Yasa

‘Türcülük karşıtı bir alana taşıyabildiğimizi düşünmüyorum’

Sokak eylemlerinin ve hayvan aktivistlerinin güncel durumuna ve değişime dair de yorum yapan çizer, eylemlerin kapsayıcılığına dair gözlemlerini de paylaştı:

“Bu yasaya karşı olan herkesin mutsuzluk, öfke, çaresizlik ve harekete geçme arasında gidip geldiğini düşünüyorum. Tek tek kişiler için yorum yapamayız ancak sokak köpeklerini hedef alan bu şiddet karşıtlığını daha hak temelli ya da türcülük karşıtı bir alana taşıyabildiğimizi düşünmüyorum.

Bu iletişim daha çok, krize dönüşen bir mesele olmadığında sağlanabiliyor, böyle kriz anlarında daha çok ayrışmalar ortaya çıkıyor sanıyorum. Sokakta olmak tüm çelişkileri birdenbire ortadan kaldırmıyor ve farklı yerlerde konumlanan kişileri bir anda tek bir söylemde bir araya getirmiyor, bu bir süreç…

Hiçbir hayvanın öldürülmemesi, sömürülmemesi, esir tutulmaması gerektiğini düşünüyorum ve bunun için mücadele ediyorum. Sokaktaki hayvanların yaşam hakkı için de benzer bir mücadele vermeye çalışıyorum. Umuyorum ki yasayı geri çektireceğiz ve bu süreçte türcülüğe karşı güçlü alan kazanacağız.”

Yeşil NoktaCHP, katliam yasasını AYM’ye taşıdı
Yeşil NoktaBakan’dan katliam yasasını uygulamayan belediyelere kanuni yaptırım tehditi
Yeşil NoktaKatliam yasası, sosyal medya yasağı ve kötülüğün berraklığı

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Şirketlerin toplumsal sorumluluğu

Türk şirketleri kurumsal sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik uygulamalarında batılı benzerleri kadar başarılı değil. Ancak bu sadece şirketlerden kaynaklanmıyor, 'öngörülemezlik ortamı' ve toplumsal baskının eksikliği de bunda etkili. 

‘Qou vadis-2’: Ülke nüfusu

Geleceği ile ilgili derin kaygılar duymakta olan nüfus kesimlerinin, Türkiye’nin her yerinde giderek artmakta olduğu bir ortamdayız. Ne kent nüfusu kentte kalabilecek uzun erimli bir gelecek görüyor, ne de kır nüfusu kırda kalabilecek bir durum algılıyor.

[Bir şarkının hikayesi] San Francisco/ Scott McKenzie

Scott McKenzie’nin Hippi kültürünü konu alan 'San Francisco (Saçınıza Çiçek Taktığınızdan Emin Olun)' şarkısı, Beatles’ın 'All You Need is Love'ı ile beraber, 'Summer of Love'ın belirleyici şarkılarından biri olarak kabul edilir.

Yandı Çukurova yandı

Türkiye’de tarımın geldiği yer içler acısı. Ülkenin dört bir yanındaki çiftçiler isyan halinde. Diğer taraftan en fazla artış gıda fiyatlarında. Dikkate alınması gereken ciddi bir dengesizlik var.

[Çocuklar için Yeşil Kitaplar] Bir güvercini sevmekle başlayacak her şey

Maalesef sorun yarattığı var sayılanlara karşı empati yoksunu, sadece kendi refahını gözeten adaletsiz çözümler üretmek yalnızca 'Güvercin Kakası' kitabındaki kasaba halkına mahsus değil. Katliam Yasası'nı unutmadınız değil mi?

EN ÇOK OKUNANLAR