Editörün SeçtikleriManşetRöportaj

Çöpe gidecek gıdalardan mama üretmek mümkün mü?

0

İzmir’de yaşayan Doktor Tamer Çalıkoğlu, siyah asker sineği (Black Soldier Fly) larvalarından hayvanlar için mama üretiyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Migros işbirliğinde yürütülen projeyle belediye barınaklarındaki hayvanlara ithal mamalara muadil olacak derecede besin değeri yüksek mama sağlanıyor.

Tarım alanında çalışan tıp doktoru Çalıkoğlu, organik atıkların dönüştürülmesi üzerine çalışmalar yapıyor. Çalıkoğlu, Yeşil Gazete’ye siyah asker sineği larvasından hayvanlar için mama üretme yolculuğunu anlattı:

Fotoğraf: Tamer Çalıkoğlu

İzmir’de çöpe gidecek gıdaları mamaya dönüştürüyorsunuz. Bu fikir nasıl ortaya çıktı? Bu fikre neden ihtiyaç duyuldu?

Gıdaların besin zincirine kazandırılması konusunda böcekler son yıllarda en etkili araçlardan biri olarak kullanılıyor. Gıda atıklarına bertaraf edilmesi gereken, koku ve sinek kaynağı olarak görülen bir çöp olarak değil, doğal bir kaynak olarak bakmak ve değerlendirmek gerekiyor. Çöp tenekelerine atılmayı hak etmiyorlar. Gıda atıklarının özellikle yemek atıklarının doğrudan köpek maması olarak değerlendirilmesi bazı belediyelerin uyguladığı bir yöntem. Ancak her gıda atığı köpek beslenmesi için uygun değil ya da besin değeri hayvanın ihtiyacını karşılamıyor, veya çekici değil, yemiyor. Oysa böcek larvaları atık konusunda seçici değil ve gıda atıklarını yüksek besin değerine sahip protein ve yağ içeren, hayvanın iştahla tüketeceği standart bir larva biyokütlesine dönüştürüyor. Bu larvalar yem içeriğinde mevzuat açısından da sorun çıkarmadan kullanılabiliyor.

Fikrimi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Bey [Tunç Soyer] ile paylaştığımda dinledi, anladı ve çok samimi bir ilgi gösterdi. Uygulamanın hayata geçmesi, Tunç Bey!in yanı sıra Genel Sekreter Yardımcısı Şükran Nurlu Hanım’ın ve Daire Başkanı Kerem Girişken’in sahiplenmesi ve desteği sayesinde olmuştur. Şu an proje İzmir Büyükşehir Belediyesi‘nin projesi ve kullanılan teknoloji ve işbirliği yapan kurumlar göz önüne alındığında sadece ülkemiz açısından değil dünyada da eşine az rastlanır bir örnek.

Sokak hayvanlarına sunulan ticari mamaların belediyelere maliyeti oldukça yüksek ve her zaman istenilen kaliteyi sağlamaları mümkün olamıyor. Bu nedenle barınakta misafir edilen köpeklere belediyelerin kendi kontrollerinde olan bir mama üreterek sunması hem tasarruf sağlıyor hem de hayvan refahı ile sağlığına katkıda bulunuyor. Projenin diğer ortağı olan Migros, mağazalarında oluşan gıda atıklarını ayrıştırarak projeye bağışlıyor ve her aşamasında destek sağlıyor.

Siyah asker sineği larvası’nın kullanılmasının bu mamalarda nasıl bir etkisi bulunuyor? Neden bu maddeyi tercih ettiniz? Bilimsel yönüyle birlikte açıklayabilir misiniz?

Siyah asker sineği larvaları besin değeri olarak balık unu kalitesinde. İçeriği kaliteli hayvansal protein ve yağ olduğu için köpekler tarafından çok çekici bulunuyor.

Yurtdışından ithal edilen böcek proteini ve yağı içeren, çevreci, kg fiyatı 100 lira civarındaki premium köpek mamalarının eşdeğeri bir mamayı üretip sokak köpeklerine sunuyoruz. İşin bu yönü bana çok romantik geliyor.

Herhangi bir yan etkisi var mı?

Hayır. Tam tersine hipoallerjik. Konvansiyonel mamalardaki protein ve yağ kompozisyonu açısından fazlası var, eksiği yok.

Bu mamaların içeriğinde başka neler bulunuyor? Besleyici özellikleri nelerdir?

Siyah asker sineği larva unu ve yağı dışında köpeğin ihtiyaç duyduğu karbonhidrat, lif, vitamin vs ile başka protein kaynakları da yer alıyor elbette. Sadece siyah asker sineği larvaları kullanılmıyor.

Bu mamayı insanlar da üretebilir mi? Ekonomik anlamda fabrikasyon mamalardan nasıl ayrışıyor?

Piyasada sadece eşdeğeri olabilecek ithal mamalar var. Ne acı ki bu ihtiyacı da ithal ederek karşılıyoruz. Oysa siyah asker sineği larvası üretimi için her şeye sahibiz.

İklimimiz uygun, tarım ülkesiyiz, organik atığımız çok, eğitimli işgücümüz var vs. ancak Türkiye’de üretim yapan ticari bir marka bulunmuyor. Evde hazırlanması ise pek mümkün değil.

Hangi hayvanlar bu mamaları yiyebiliyor?

Mevzuat açısından en sorunsuz alan evcil hayvanlar. Kedi, köpek, kafes kuşları, akvaryum balıkları vs. Ülkemizde bu larvaların değerlendirilmesini bekleyen başka bir alan da hayvanat bahçeleri. Buradaki hayvanların pek çoğunun doğal gıdası ve onların refahı açısından büyük öneme sahip. Sanırım İzmir Büyükşehir Belediyesi bu konuda da adım atacaktır. Yem maliyetleri altında ezilen küçük aile tipi tavuk işletmelerini, böcek unu içeren tavuk yemi üreterek desteklemek bir diğer uygulama fırsatı.

‘Böyle giderse yakında böcek ununu da ithal edeceğiz’

Böcekler tavuk, balık gibi çiftlik hayvanlarının da doğal gıdası. Dünyada yaygın olarak soya ve balık unu gibi sürdürülebilir nitelikte olmayan hammaddelere ikame olarak zaten kullanılıyor. Ülkemiz bu hammaddeleri tamamen ithal ediyor ve ne yazık ki henüz büyük ölçekli üretimler ülkemizde söz konusu değil. Korkarım böyle giderse yakında böcek ununu da ithal edeceğiz.

Fotoğraf: Tamer Çalıkoğlu

Larva içerikli bir mamanın diğer insanlar tarafından üretilmesi ve yaygınlaşması pek mümkün görünmüyor ancak bu mamayı edinmek isteyenler nasıl ulaşabilir?

Bu mama ticari bir ürün değil. Bildiğim kadarıyla sadece belediyenin misafir ettiği köpeklerin ihtiyacını karşılayacak ölçekte üretiliyor. Ölçeğin büyümesi ile ya da başka belediyelerde de uygulama olanağı bulmasıyla barınaklardan ücretsiz edinilebilir hacme ulaşacaktır.

Evde mama yapmanın başka yolları var mı? Yüksek maliyetli mamalar yerine insanlar evlerinde düşük maliyetli mama üretebilir mi?

Konunun uzmanı değilim. Ama internette evde yapılabilen pek çok mama tarifi var. Sokakta ne bulursa yiyerek beslenebilen sokak hayvanlarına evdeki malzemelerle hazırlanmış bir mama sunmak şüphesiz büyük değer taşır. Ancak her gün aynı standartta bir mama üretmek mümkün olur mu, bu gerekli mi yada ekonomik olur mu fikrim yok.

‘Her saniye iki büyük kamyon gıda atığı oluşuyor’

Son olarak mama üretimi sürecinde karşılaştığınız ve aktarmak istediğiniz ne gibi deneyimler yaşadınız? Eklemek istedikleriniz…

Dünyada her saniye iki büyük kamyon gıda atığı oluşuyor. Bu durum sürdürülebilir değil. Bir çözüm üretmeye ve gıda atıklarını ekonomiye tekrar kazandırmak için yaratıcı ve iyi örneklere ihtiyacımız var. Böcek biyoteknolojisi bunlardan biri, bize zaman kazandıracak, ama tek başına çözüm değil.

Sürdürülebilir nitelikte hammaddeler kullanmak, gıda endüstirisinin her aşamasında döngüsel bir ekonomi kurmak zorundayız. Sektörün tüm aktörlerini ve tüketicilerini çözümün bir parçası olmaya yüreklendirecek rol modeller yaratmalıyız. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bu uygulamasını asıl değerli kılan da asıl işin bu yönü.

You may also like

Comments

Comments are closed.