Köşe Yazıları

Fukuşima tanığı Masumi Kowata ile 5 gün…

0

Fukuşima Nükleer Felaketi, etkileri yedi yıldır devam eden, daha on yıllarca belki de yüzyıllarca  devam edecek olan  insan eliyle yapılmış bir afet. Bu afet meydana geldiğinde nükleer santralin çok yakınında, yalnızca altı kilometre uzağında ailesiyle yaşamakta olan Masumi Kowata yaşadıklarını anlatmak için geçen hafta Türkiye’deki Çernobil Nükleer Felaketi’nin  otuz ikinci yıl anması etkinliklerine katıldı. No Nukes Asia Forum/Nükleersiz Asya Forumu *  ve nukleersiz.org’un el birliğiyle hazırlanarak Sinop’ta Sinop Nükleer Karşıtı Platformu’nun, Samsun’da Elektrik Mühendisleri Odası ile Mimarlar Odası’nın, İstanbul’da ise Elektrik Mühendisleri Odası’nın ev sahipliklerinde gerçekleştirilen etkinliklerde konuşmalar yaptı. Masumi Kowata, Fukuşima Nükleer Felaketi’ne dair yaşadıklarını anlatırken ülkesinin Sinop’ta  kurma girişiminde bulunduğu nükleer santrale karşı uyardı.

 

Fukuşima’nın Kadın Tanığı  Masumi Kowata’nın  beş gün  boyunca  nükleer santrallere** ilişkin olarak Fukuşima’da yaşadıklarını anlattığı  etkinliklerin kapsamında Nükleer fizikçi Prof. Dr. Hayrettin Kılıç, yerel örgütlerden çok değerli arkadaşlarımız ve ben de konuşmalar yaptık fakat bu yazı, yalnızca duygu ve düşüncülerine tercüman olmaya çalıştığım  Masumi Kowata üzerine olacak… Biraz uzun olması nedeniyle sabrınızı istese de  kazanımınız  Fukuşima Tanığı ile kuracağınız duygudaşlık neticesinde daha büyük sayılabilir.  Kendisi hissettiklerini şöyle ifade ediyor:

“Fukuşima nükleer felaketine neden olan ülkemin bir başka ülkeye nükleer santral ihraç etmeye kalkışmasından utanıyorum!”

Nükleer felaketten sonra bütün nükleer santraller devreden çıkarılmasına istinaden ekliyor: “Benim devletim size kullanamadığı teknolojiyi satmaya çalışıyor…”

Dünyanın ikinci büyük nükleer felaketinin tanığı Masumi Kowata… Bu bakımdan Fukuşima Nükleer Santralinin 11 Mart 2011 tarihinde meydana gelen deprem ve onu izleyen tsunaminin ardından yedi yıl sonra radyoaktif kirlilik nedeniyle, hayatı tamamen değişenlerden… 2014 ve 2015 yıllarında Yeşil Düşünce Derneği ve Nükleersiz.org tarafından iki defa davet edilen, en son geçen sene Türkiye Barolar Birliği Çevre ve Kent Komisyonu tarafından düzenlenen Nükleer Enerji ve Hukuk Panelinde konuşmacı olan  Fukuşima’nın erkek tanığı Toshiya Morita gibi, Japon hükümetinin nükleer santral teknolojisini bir başka ülkeye ihraç etme politikasına karşı çıkan, kendi ülkesinin bir başka felakete daha yol açmasını istemeyen bir diğer Japon yurttaşı. Masumi Kowata ana haber bültenlerine çıkacak kadar ilgi çeken, sizlerle paylaştığımız videonun yapımcısı olan film direktörü Kouki Tange gibi bizi uyarıyor:

“Sakın bir nükleer santralin kurulacağı fikrine alışmayın!’’

Her bir konuşmamız travmatik bir şekilde evlerinden ayrılmak zorunda kaldıkları gün yaşadıklarına geliyor.

“O gün…’’

Fukuşima’da duymuştum, 11 Mart 2011’i, adını anmamak için hep “o gün” şeklinde telaffuz ederler. Masumi Kowata’nın unutamadığı bir tablo… Kent sakinlerinin sakinliklerinden eser kalmadığı kaçış günü, yolun kaçmak isteyen nüfusu kaldırmadığını, trafiğin sıkışıp kitlendiğini , nasıl yolda kaldıklarını anlatıyor.

“O yol…Acil durum oluştuğunda da nükleer santrali kuranların umurunda değilsiniz!”

Masumi Kowata asfalt yolun acil durum halinde  uygun olmayışını nükleer santrali kurma kararını alanların tahliye koşullarını önemsememesiyle açıklıyor.

“Tam bir panik haliydi, o günü unutamıyorum!”

Haksız değil  zira, Akkuyu Nükleer Santrali için hazırlanan Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) raporunda acil durum halinde kimlerin nasıl tahliye edileceğinden bahis bile olunmadığı için bilirkişi incelemelerinde gündeme getirmiş olduğumuz bu konu hep geçiştirilmiş, dikkate alınmamıştı.

“Nükleer felaketin başlamasıyla hayatım değişti.”

Fukuşima Nükleer Santrali’ne altı kilometre uzaktaki Okuma ilçesinde kocasıyla  birlikte, bir taraftan çiftçilik yapan diğer taraftan Fukuşima Eyaleti genelinde tanınan bir etüt okulu işleten Masumi Kowata’nın hayatı, nükleer felaketin başlamasıyla  tamamen değişiyor. Reaktörde patlamanın meydana gelmesinin ardından olası bir nükleer felaket nedeniyle resmi tahliye kapsamındaki bölgede yaşadıkları için on bir kilometre uzaklıktaki spor salonuna götürülüyorlar. Ancak,  spor salonu herkesi çatısının altında toplasa da alt yapısıyla hazır değil zira, inşaatı bile bitmemiş… En başta su sıkıntısı çekiyorlar, musluklar çalışmadığı gibi yollar bozuk olduğu için dışardan su ve gıda yardımı da gelemiyor. Masumi Kowata bir süre sonra kocasıyla beraber yüz kilometre uzaktaki Aizuwakamatsu şehrine taşınıyor.

“Radyasyon nedeniyle hastalanıp ya da intihar edip ölenler çok…”

Yardımların yetersizliği, insanların tahliye edildikleri yerlerdeki olumsuz koşullar ya da radyasyona maruz kaldığı için intihar edenlerle  tahliye edilirken veya felaketten kaçarken ilaçlarını beraberlerinde getiremeyen, ilaçlarını alamadığı için hastalanıp ölenler…Tüm bunların sayısı iki bin iki yüz yirmi yedi (2227) kişi olsa da gerçek  rakamın  iki üç  kat fazla olduğu tahmin ediliyor.

Bir böbreğini kocasına veriyor…

Nükleer felaketten önce tedavi sürecinde olan Masumi Kowata’nın kocası uzun süre yaşamak zorunda kaldıkları tahliye alanında ilaçlarını alamadığı gibi  iyi ve temiz içme suyu da bulamamış. Ve  tek böbreği ile yaşarken durumu daha da kötüleşince  diğer böbreğini de  aldırmak zorunda kalmış. Masumi Kowata  böbreğinin kocasına uygun olduğunu ve böbreğini kocasına verdiğini anlatırken gözlerinin içi gülüyor.

 “Bir nükleer kaza olmasını bekliyordum.”

Masumi Kowata’nın Fukuşima Nükleer Santrali’ni izlemeye başlaması  on yıllar önce evlenip de kocasının yaşadığı Okuma ilçesine  gelmesiyle başlamış. Defalarca başvurmuş olmasına rağmen yılmadan devam etmiş. Nihayet 2005 yılında komite başkanının değişmesiyle  nükleer santralde ne tür güvenlik önlemlerinin alındığını bilmek için Fukuşima Nükleer Santralinin İzleme Komitesine girmeyi başarmış. Örneğin tsunami duvarının olması gerekenden alçak yapıldığını ve soğutma suyu jeneratörünün nükleer santral için uygun bir yerde olmadığını, yükseğe konması gerektiğini raporlamış. Ancak aldığı cevap hep aynı olmuş.. “Maliyetler…” Evet, önerdiği revizyonlar maliyet gerektireceği için Tokyo Elektrik Şirketi (TEPCO) Müdürü tarafından reddedilmiş.Masumi Kowata bu noktada nükleer santralde başka sorunların da olduğunu, sızıntı ve arızaların kamuoyuna yansıtılmadan üstünün kapatıldığını belirtiyor.  Nükleer felaketin başlamasıyla Okuma’dan ayrılarak  yüz kilometre mesafede  yaşamasına rağmen 2015 yılında Belediye Meclisi üyesi  olan Masumi Kowata nükleer santralde alınan önlemleri izliyor ve alınacak aksiyonlarda söz hakkına, itiraza  sahip.

“Öyle bir şey yaparlarsa felaket olur! ” 

Masumi Kowata  Fukuşima Nükleer Santrali ile ilgili kararların alınmasında yetkillere, yönetime sırasında devlete  karşı canhıras bir mücadele veriyor.  Belediye meclis üyesi olarak radyoaktif temizleme tasfiye işlemleri hakkındaki kararlarına da müdahil oluyor. Örneğin silolarda toplanan bir milyon ton suyun denize boşaltılmasının karşısındaki  direngenliğiniöyle bir şey yaparlarsa felaket olur!  sözleri ortaya koyuyor.

Bir milyon ton radyoaktif su silolarda biriktirilmiş bulunuyor

“Ölürsem,  intihar etmediğim bilinsin!”

Fukuşima Nükleer Santrali’nden yedi yıldır her gün denize sızan dört yüz ton  radyoaktif suyun Kaliforniya kıyılarına kadar ulaştığını düşünürseniz yaptığı şey tüm dünyayı ilgilendiriyor. Kaldı ki on üç kişilik belediye meclisinde tek nükleer santral karşıtı olan kendisi. Her ne kadar herkes nükleer santralin felaketlere neden olduğunu görse de, hükümetin politikalarına karşı çıkmaya cesaret edemiyor. Bu nedenle Fukuşima Nükleer Santrali’nin risk ve tehlikeleri hakkında konuşan, komşu il ve ilçelere giderek radyoaktif kirliliğin korkunç boyutları hakkında bilgi veren, gerçekleri anlatan ve Japonya genelinde nükleer santrallerin tekrar çalıştırılmasına ve nükleer teknolojinin yurt dışına ihraç edilmesine karşı konuşmalar yapan Masumi Kowata, meclis başkanından ve TEPCO yetkililerinden sıklıkla uyarı alıyor. Kendisine yapılan uyarılara ehemmiyet vermeden dünyaya gerçekleri anlatmaya devam ederken komşularına, arkadaşlarına da şu notu düşüyor: “Söylediklerimden hoşlanmayanların sayısı çok,  ölürsem kesinlikle intihar etmemiş olduğumu bilin!”

“Hükümet radyoaktif olarak kirli  bölgedeki evlere dönüş çağrısı yapıyor.”

Masumi Kowata’yı en çok kızdıran; insanların, radyoaktif kirlilik yoktur iddiasıyla terk ettikleri evlerine dönmeleri için TEPCO ve hükümet tarafından ikna edilmeye çalışılması. Tokyo 2020 Olimpiyatları da Fukuşima’da radyoaktif kirliliğin bittiğine, her şeyin “normalleştiğine” dair uluslararası propaganda ayağı… Oysa Okuma kasabası dahil özellikle nükleer santrale yakın mesafede radyasyon değerleri yer yer normalin 10-100 katına tekabül ediyor, zira yayılan radyoaktif izotopların yarılanma ömürlerinin tamamlanması yüzlerce yıl alacak…Önceden çiftçilik yaptığı için Okuma’daki evinde  bir daha pirinç, sebze ve meyve yetiştiremeyeceğini  hüzünle anlatıyor.

Acil durumda zorla çalıştırma

Öte yandan her gün beş bin işçi nükleer santral içinde ve etrafında temizlik işleri için çalışıyor. İşçilerden bahsederken Masumi Kowata, nükleer santralde patlamalardan sonra temizleme tasfiye işlerine dahil olmak istemedikleri için tüm çalışanların kaçtığını, kalanların ise gerçek anlamda silah zoruyla santrale götürüldüğünü de anlatıyor. Benzer bir durumu da yeni inşa edilen okula Okuma Belediyesinin çalışanlarının çocuklarını göndermeye zorlanmasında görüyoruz, zira Belediye başkanı ve yönetimdekiler ailelerini şehir dışına yerleştirmiş bile…

Evcil hayvanlarımızı kendi ellerimizle öldürdük!”

Fukuşima Nükleer Felaketi’nin travmatik sonuçlarından bir diğeri ise, Fukuşima eyaletinin bir tarım bölgesi olması nedeniyle insanların büyük ve küçük baş hayvancık yaptıkları çiftliklerini  terk etmek zorunda kalmış olması. Öyle ki bölgeye girişlerin de yasaklanmasıyla evlerini terk edenlerin uzunca bir süre evlerine dönüp hayvanlarını kurtarması mümkün olmamış. Üstelik tasmalarından bağlı ve/veya ağılda, ahırda fakat aç kalan hayvanlar boyunlarını kopartırcasına  mücadele etmiş fakat  evi terk edemedikleri için de yüksek düzeyde radyasyona maruz kalmış. Dağlardaki yabani hayvanlar ise evlere girerek evleri kirletip tahrip  etmiş. Bunla birlikte nükleer felaketin başlamasından bir süre sonra hayvanlarına bakmak için  uğrayanlar arasında, yüksek dozda radyasyon alan kalan hayvanlarını zehirli yemlerle öldürmek zorunda kalanlar olmuş. Masumi Kowata “Ben de köpeğimi ve kedimi radyasyona kurban verdimdiyor.

 

“Ah o dağlar ve ormanlar!”    

Nükleer santralde meydana gelen patlamayla radyasyonun yükselerek dağlara, yükseklerdeki ormanların içine işlemesi ve oraların radyoaktiviteden temizlenmesinin mümkün  olmaması nedeniyle  daimi olarak tehlike barındırıyor. Zira çıkan şiddetli rüzgar, fırtına ve diğer hava olayları buradaki radyoaktivitenin geniş bir  bölgeye yayılması, başka yerlere taşınması demek. Masumi Kowata  ders verircesine şöyle ifade ediyor: “Bu koşullarda bizi dağların altındaki evlerimize geri dönmeye zorluyorlar ama ben direniyorum. Sağlıklı olmalıyım ki bu sistemle mücadele edebileyim.”

 

“Balıkçılık  bitti, artık balığı radyasyon testleri için  tutuyoruz.”

Masumi Kowata, bir zamanlar Okuma’nın Hamadori kasabasında balıkçılıkla geçimini sağlayanların çok olduğunu ama artık her şeyin değiştiğini, özellikle balıkçıların ya meslek değiştirdiğini ya da başka yerde balıkçılık yapmaya gittiğini anlatıyor. Sinop’ta balıkçı teknelerini gördüğünde nasıl içi gittiğine şahidim. Masumi Kowata’nın tekrarlarını sabırla dinliyorum çünkü onun yaşadığını hiç birimiz yaşamadık, neticede onu buraya, bize getiren de yaşadıklarını başkalarının yaşamaması için  travmatik olayları ve bunların nedenlerini  anlatma ihtiyacı, bizim bir müsibetten ders alma ihtimalimiz…

“Nükleer santralin kurulmasına  imkan vermeyin, son ağlayan siz olursunuz!”

Bunu daha önce de duymuştum. Örneğin hiç unutamadığım bir uyarı, Japonya’ya sivil toplum örgütlerinin davetiyle gittiğimde tanıştığım aktivist bir kadının söyledikleri, uzun zaman aklımda dönüp durmuştu. “Bütün bunlar biz irademizi politikacılara teslim ettiğimiz için oldu.” demişti. Bir başkası ise “Bir nükleer santral kurulursa arkası gelir.” demişti, işin garip tarafı bunu nükleeri çaresizlikle savunanlardan da duymuştum, şöyle diyorlardı: “Bir reaktör var nasılsa ikincisinin olması fark etmez.” Ayrıca siyasi iktidarlar için de  halihazırda  kurulmuş bir tanenin yanına yenisini eklemenin yasal altyapısı hazır oluyordu ve kamuoyu önünde büyük tartışmalara zemin yaratmıyordu.

En güvenli nükleer santral hiç kurulmamış olandır !

Görünen o ki, ticari bir nükleer santral sahibi olmamış bir Türkiye’de ilk adımın ne tarafa doğru atıldığı izlenecek yolu da  tayin edecek. Son iki yıl içinde Akkuyu ÇED’ine karşı sivil toplum tarafından açılan davalarda hukukun siyasal iktidarın etkisiyle ne kadar ve nasıl bertaraf edildiği görülmüştür. Önümüzdeki seçimlerin demokratik haklar üzerine etkisi olacağı kadar, bir nükleer santral kurulmasına ilişkin siyasi kararı da direkt ilgilendirdiği muhakkak. Dolayısıyla kime, niye oy verecek olduğumuzun, bir oyla neleri destekleyeceğimizin bilincinde olmamızın önemi büyük… Bu noktada Fukuşima Nükleer Felaketi’nin  de etkisiyle yaygınlaşan şekilde ifade etmek gerekirse, en güvenli nükleer santral hiç kurulmamış olandır!

Son notlar 

*No Nukes Asia Forum/Nükleersiz Asya Forumu yirmi beş yıl önce kurulan on yedi defa forum organizasyonu yaparak Asya ülkeleri arasında anti-nükleer toplantı ve organizasyon yapan bir platform . No Nukes Asia Forum  adına  Daisuke Sato Türkiye’den Sinop Nükleer Karşıtı Platform(NKP)’dan Metin Gürbüz’ü ve İstanbul NKP’dan Pınar Demircan’ı 2016 yılında Japonya’ya Fukuşima saha turu ve eğitimi için davet ederek Asya ülkelerindeki nükleer santral planları üzerine birbirinden öğrenme ve ortaklaşma zemini sundu.

** Türkiye Fukuşima Nükleer Felaketinden iki yıl sonra, 2013 yılının Mayıs ayında Japonya hükümeti ile bir anlaşma imzalayarak, yap – sahip ol – işlet formatındaki bir anlaşma ile, en kuzey ucundaki ili Sinop’ta bir nükleer santral kurulması için adım attı. Bu anlaşmanın içeriğine göre nükleer atıkların kullanımına dönük bir tesisin kurulması da öngörülürken, Japonya’nın Fukuşima Nükleer Santrali’nin üç reaktöründe çekirdek erimesi olmuş hatta, 2.reaktöründe nükleer atıklardan elde edilen yakıtın kullanılmış olduğu anlaşılmıştı.

Masumi Kowata İstanbul’da bulunduğu sürede  Açık Radyo’da,  Açık Gazete programına da katılarak  yaşadıklarını anlattı, 26 Nisan’da yayınlanan ilgili  linki paylaşıyoruz.

Fukuşima Nükleer felaketi’nin ilk beş yılına ait bilgiye nukleersiz.org web sitesinden ulaşabilir,  Fukuşima’dan Çıkarılacak 10 Ders Kitapçığı‘nın Türkçesi’ni pdf olarak ücretsiz indirebilirsiniz.

Fukuşima hakkında Yeşil Gazete’deki özgün içeriklere şuradan ulaşabilirsiniz.


Pınar Demircan 

 

You may also like

Comments

Comments are closed.