Dünyaİklim KriziManşet

Dünya Bankası’nın yeni iklim hedefi hayal kırıklığı yarattı

0

Dünya Bankası, önceki akşam, 2021-2025 için İklim Değişikliği Eylem Planı’nı (CCAP) yayınladı. Uzmanlar, planın, Banka’nın iklim değişikliğinin aciliyeti ve enerji dönüşümü ihtiyacı konusundaki kendi söylemiyle  uyuşmadığını; bunun yerine, gelişmekte olan ülkeleri kirliliğe ve daha pahalı, israfa neden olan varlık sıkıntısına maruz bıraktığını belirtiyor.

2021 yılının son itibariyle tüm fosil yakıt projelerini yatırım kapsamı dışında bırakan Avrupa Yatırım Bankası (EIB) gibi diğer bazı kalkınma bankalarının aksine, Dünya Bankası’nın yeni planın fosil yakıt finansmanına hiçbir somut kısıtlama getirmiyor.

Dünya Bankası’nın yakın zamanda fosil yakıtlara verdiği finansman ile ilgili şu örnekler öne çıkıyor:

  • Uluslararası Sürdürülebilir Kalkınma Enstitüsü‘nün bulgularından elde edilen yeni bir analize göre, 2017-19 yılları arasında gelişmekte olan ülkelerdeki doğal gaz projeleri için G20 ve Çok Taraflı Kalkınma Bankalarının sağladığı kamu finansmanının yüzde 12’si Dünya Bankası kaynaklı.
  • Urgevald tarafından ekim ayında yayınlanan analize göre, Paris Anlaşması’nın kabulünden bu yana Dünya Bankası Grubu’nun fosil yakıt projeleri için finansmanı 30’dan fazla ülkede 12 milyar doları aştı.

‘Yangına aynı anda hem su hem benzin dökmek gibi’

Türkiye’den ve dünyadan uzmanların yeni eylem planına ilişkin değerlendirmeleri ise beklentileri karşılamadığı yönünde:

 Bengisu Özenç (Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği-SEFİA-  Direktörü): İklim değişikliği ile mücadele orta vadeye öteleyemeyeceğimiz kadar acil bir alan. Bu mücadele, mevcut sistemin tüm alanlarda köklü değişimini gerektiriyor. Bu dönüşüme finans sektör de dahil.  Finansal akımlarda belirli bir ivmenin yakalandığı bu dönemde Dünya Bankası’nın da daha net hedefler ve tutarlı önlemlerle bu ivmeyi güçlendirmesi, Türkiye’nin Paris Anlaşması hedefleriyle uyumlu bir eylem planına geçebilmesini destekleyecektir.

Luisa Galvao (Friends of the Earth ABD, Uluslarası Politika Kampanyacısı): Dünya Bankası Grubu’nun fosil yakıtların aşamalı olarak kullanımdan kaldırılmasına yönelik seçici yaklaşımı, bir yangına aynı anda hem su hem de benzin dökmek kadar etkilidir. Paris Anlaşması’na uyumla ilgili olarak çok uzak tarihleri işaret etmesi, bu Planı hem bilim hem de adalet ölçütlerinde başarısız kılıyor. İklim Değişikliği Eylem Planı, Dünya Bankası Grubu’nun desteklemekle yükümlü olduğu ülkeleri ve toplulukları, giderek daha pahalı ve değişken enerji fiyatları nedeniyle kullanılamayacak altyapıya ve atıl varlıklara bağılı kılıyor. Aynı zamanda hastalıklara, fosil yakıt kullanımının riskleri ve zararlarıyla yüz yüze kalınmasına, insanların yerinden edilmesine ve geç kalınmış, adaletsiz bir dönüşüme neden olacak.

‘Fosil yakıtları karlı kılan politikaları zorlamaktan vaz geçilmeli’

Kate Geary (Recourse kampanya grubu Eş-direktörü): Recourse, IFC’nin kömür, petrol ve gaz dahil olmak üzere finansal aracılar aracılığıyla fosil yakıt projeleriyle olan bağlantılarını defalarca ortaya çıkardı. IFC’nin işinin yarısından fazlasını oluşturan finansal yatırımlar portföyünü temizlemeye yönelik bir zaman çizelgesi ortaya koymayı ve hedefleri detaylandırmayı reddetmesi kesinlikle affedilemez. Anlamlı bir iklim eylemi için zaman azalıyor ve IFC’nin toplu eylemi beklemek yerine liderlik etmesi gerekiyor.

Heike Mainhardt (Urgewald Kıdemli Danışmanı): Dünya Bankası, fosil yakıtları karlı hale getiren politika reformlarını zorlamaktan vazgeçmeli. Banka’nın vergi indirimleri ve daha yüksek enerji tarifeleri de dahil olmak üzere politika reformları, dünya genelinde fosil yakıt yatırımlarını yönlendiriyor. Eylem Planı, Banka’nın politika temelli kredileri kapsamında fosil yakıt yatırım teşviklerini ele almıyorsa, iklim değişikliğini ele almak için anlamlı bir plan değildir” diyor. “Ayrıca, Eylem Planı’nın “iklim finansmanını” Dünya Bankası Grubu’nun finansmanının ortalama %35’ine yükseltmeye yönelik iklim taahhüdü, sahte bir iklim taahhüdüdür. Banka, neyin “iklim finansmanı” sayıldığı konusunda şeffaf değildir ve bu taahhüdünü, politika temelli krediler yoluyla sağlanan tahsis edilmemiş bütçe desteği ile kısmen yerine getirmeyi amaçlamaktadır;  fosil yakıtları Hariç Tutulan Giderler (Excluded Expenditures) listesine koymayı reddettiği için, bu fon kömür de dahil herhangi bir fosil yakıt harcaması için kullanılabilir.

‘Dünya Bankası taahhüt vermekten kaçınıyor’

Bronwen Tucker (Oil Change International Araştırma Analisti): Dünya Bankası Grubu, finansmanını ilk olarak 2017’de Paris Anlaşması ile uyumlu hale getirme taahhüdünde bulundu ve 2021’de hala bunun gerçekleşmesini bekliyoruz. Yeni CCAP, nasıl inceleneceğine dair çok net olmayan bir dille sürekli büyük ölçekli gaz desteği için kapıyı açık bırakıyor. Kalkınma politikası finansmanı, ilgili tesisler ve finansal aracılar aracılığıyla Banka’nın petrol, gaz ve kömüre yönelik etkili ve takip edilmesi zor desteği nasıl sonlandıracaklarına dair ek hiçbir taahhüt getirmiyor. Adil bir yeşil toparlanmayı ve işçiler ve topluluklar için fosil yakıtlardan adil bir geçişi desteklemek için bu kamu parasına acilen ihtiyaç var.

Jon Sward (Bretton Woods Project Birleşik Krallık Çevre Projesi Müdürü): Dünya Bankası’nın yeni İklim Değişikliği Eylem Planı, felakete yol açan iklim değişikliğini önlemek için acil dönüşüm gerektiren kilit sektörleri belirliyor, ancak bu dönüşümü sağlamaya yardımcı olacak cesur ve yeni bir Dünya Bankası gündemini taahhüt etmekten çok uzak. Planın özel sektör yatırımcılarını “kalabalıklaştırmaya” dayanması, iklim krizi arttıkça, özellikle bu çabalara katılımcı ve şeffaf karar alma süreçleri eklenmeden, ülkeler içinde ve arasında eşitsizliği derinleştirme riskini de beraberinde getiriyor. Önde gelen ekonomist Daniela Gabor‘un belirttiği gibi, bu yaklaşım, iklim krizini sistematik olarak finanse eden aynı kurumsal yatırımcıların getirilerini en üst düzeye çıkarmak için yeşil yatırımların risklerini azaltmaya dayanıyor.

Christian Donaldson, (Oxfam Kıdemli Politika Danışmanı): CCAP, Banka’nın portföyünün tamamının %35’ini doğrudan iklim finansmanına yönlendirme taahhüdünü yineliyor. Bu, 2018’de halihazırda elde edilen %32’den sadece %3 daha fazladır. Ancak daha endişe verici olan şey, CCAP’nin iklim finansmanı tanımını genişletme arzusunu açıklasa da, sınırlı kaynakların etkin bir şekilde kullanılmasını ve muhasebeleştirilmesini sağlamak için proje ve faaliyet düzeyinde finans raporlamasını sağlayacak şeffaflığı tanımaması veya taahhüt etmemesidir. Banka’nın rakamlarına tam olarak güvenmek neredeyse imkansız.

More in Dünya

You may also like

Comments

Comments are closed.