2023 KAHRAMANMARAŞ DEPREMİEditörün SeçtikleriEmekManşetVideo

Depremin vurduğu Adıyamanlı tütüncüler: Devlet bizi birinci sınıf insan görmüyor

0

Video haber: Şenol BALI

*

ADIYAMAN- 6 Şubat’ta yaşanan yıkıcı depremlerden, yaklaşık 50 bin ailenin geçimini sağladığı Adıyaman’daki tütüncülük de zarar gördü. Tonlarca tütün enkaz altında kullanılamaz hale geldi. Bir  yılın hasadı olan bu kurutulmuş tütünlerin enkazda kalması üreticiyi ve satanı da zor durumda bıraktı.

Ürettiğini paraya çeviremeyen üreticiler, yeni sezon ekimi için de oldukça zorlanıyor. Artan mazot, ilaç ve gübre fiyatları nedeniyle bu yıl ekilen tütünler hali hazırda azalmışken, depremde evi yıkılan, yakınlarını kaybeden üreticilerin bir kısmı hem çadırlarda yaşam mücadelesi veriyor hem de tek geçim kaynakları ve uğraşları olan tütüncülüğü sürdürmeye çalışıyor.

Kent genelinde tonlarca kurutulmuş tütün enkaz altında kaldı

Enkazdan kurtardığı tütünü alan yok

Merkeze bağlı Kayalık mahallesinde kaldığı bir çadırın yanında daha önce kiraladığı araziye tütün fidesi eken Mehmet Ali Doğan da bunlardan biri.

“Tütün bizim gelir kaynağımız. O olmadan biz yokuz“ diyen 65 yaşındaki  Doğan, enkazlarda kalan tütünlerinin bir kısmını komşularının yardımıyla kurtarabilmiş ama bu sefer de satmakta zorlanıyor. Doğan, bu yıl zaten geçtiğimiz yılların oldukça altında bir kapasitede ekim yapmak zorunda kalmış.

Mehmet Ali Doğan- Tütün üreticisi

Tütüncülüğün zorlukları ve artan maliyetler karşısındaki satış fiyatlarından şikayet eden Doğan şunları söylüyor:

“Tütünün dünya kadar emeği var. Bir kutu ilacı geçtiğimiz yıl 30 TL’ye aldık, şu an olmuş 85 TL. Ortada kalmışız biz de, keşke büyükler bunu görse. Keşke gelip bir iki gün bizimle tarlada çalışsa… Hatta yediğimizi yese belki akşama kadar dayanamazdı. O güneşte, o sıcakta çalışmak zor ama yapıyoruz, ne yapalım? Başka çaremiz yok. İşçiliği çok zor ve masraflı. Ürettiğimiz tütünün bir kısmını masraflarımıza harcardık, bir kısmını da yeni sezon için bırakırdık. Eskiden aldığımız parayla çocuğunu bile evlendirirdin. Ama şimdi enkazın altında kaldı. İnsanlarımız çok perişan oldu.”

Yetki belgesi, yasaklar ve kota

Tütüncülerin yaşadığı sorunların depremin çok öncesine dayanan bir geçmişi var. 3 Ocak 2002’de Meclis’ten geçen Tütün Yasası’yla, tütün üreticilerinin yetki belgesi almadan ve bildirimde bulunmadan ticaret yapması, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu‘nda yapılan düzenlemeye yasaklanmıştı.

Tütüncüler yıllardır bu yasaya karşı itiraz ediyor ve kentin temel geçim kaynağı olan tütüncülüğün bitirilmek istendiğine dikkat çekiyor. Çiftçiler Sendikası(Çiftçi-Sen) verilerine göre, 2000’lerin başında 583 bin 474 olan Adıyaman’daki üreticisi sayısı 50 bine kadar düşmüş durumda.

Ürettiğini satamayan üreticiler ya üretmeyi bırakmaya ya da az üretmeye başladı

Depremle beraber mevcut sorunlar daha yakıcı bir hal aldı.

Tütün satışı üzerinde devam eden yasakların kalkması gerektiğini ifade eden Doğan, depremin de etkisiyle üretimin daha çok azalacağını söylüyor:

“Kooperatif dediler, açtılar ama tütün almadılar. Tütüncülük rezil bir hal aldı. Ekim serbest, satış yasak. Şu an belki seçim arifesi diye ses etmiyorlar ama daha önce bırakmıyorlardı. Satmak yasaksa bırakma ekmesinler. Madem ektiriyorsun bırak satsınlar. Seçimden sonra satmaya müsaade eder mi etmez mi onların vicdanına kalmış. Daha doğrusu devlet, bizi birinci sınıf insan görmüyor. Çektiğimizi bir biz bir de bizi yaratan bilir. Üretim azalacak. Tütünlerin yarısı enkazda kaldı. Birazını da duvarlar yıkılınca komşular toplandı çıkarıp buraya getirdi. 20 gün önce ekime başlamamız lazımdı, onun için de geciktik.”

Üreticiler, enkazda zarar görmeyen tütünleri satmakta zorlandıklarını anlatıyor.

Çadırlarda tütüncülük yapmak sektörü zorlaştırdı

Depremin ardından çadırlarda kalan tütüncüler, bu koşullarda üretim yapmakta zorlandıklarını söylüyor:

“Çadırlara mahkum kaldık. İşçiler geldiğinde nerede otursun? Birkaç gün öncesine kadar banyo yoktu, lavabo yoktu. Hem tütünle uğraşmak hem çadırda olmak rezalet. Akşam işten geldiğinde çadırda nasıl banyo yapabilirsin? Suyu nasıl ısıtabilirsin ki?

Tütün üreticileri, çadır hayatının üretim sürecindeki zorlukları katladığını söylüyor

Esnaf da dertli: Satışlar üzerindeki yasaklar kalkmalı

Tütüncülüğün geldiği aşama, aracıları ve tütün satışı yapan esnafı da kötü etkilemiş durumda.  Kentteki birçok iş yeri ya yıkıldı ya da hasar gördü. Tütüncü esnafı şu sıralar ya kendi imkanları ile yaptıkları çadır barınaklarda tütün satıyor ya da işportacılık yoluyla. Çok küçük bir kısmı da hasar almayan dükkanlarına geri dönmüş.

Tütün üreticileri için 1 Temmuz 2021 yılında yürürlüğe giren tütün satışına yetki belgesi zorunluluğu getirilmişti. Yasaya göre, tütünler kooperatifler üzerinden satılacak. Bu yüzden en az üreticiler kadar, satıcılar da dertli.

Ercan Pulat isimli tütün esnafı, tütün satıcılarına getirilen bandrol uygulamasının kalkmasını istiyor.  Pulat, “Tütün, Adıyaman’ın temel taşı. Zaten depremle 10 yıl geriye gittik. Kentin bir daha kalkınması için yasaklar kalkmalı. Adıyaman tütün sayesinde ayaktaydı. Tek geçim kaynağı bu. Buna yasak geldiği zaman mağdur oluyor insanlar. Felaketin en büyüğünü de yaşadı. Yeni bir il, yapı ve gelecek için emeğimize sarılmamız lazım” diyor.

Yüzlerce bina ve iş yerinin yıkıldığı kentte, brandadan barınaklarda tütün satılıyor.

Kentteki büyük miktarda tütünün enkaz altında kaldığını dile getiren Pulat, kentteki tütüncülerin deprem öncesinde de yaşadığını sorunlara değiniyor:

“Örneğin şimdi bu tütünü 200 TL’ye satıyorum. Bunun fabrikadan işlendikten sonraki fiyatı 500 TL’ye çıkıyor. Üreticiler, çiftçiler bu kotasız sistemden razı. Bunu bandrolle yapın diyorlar. Devletin vergi almasını veya kazanmasını insan ister ama şu an kent halkının bu yasakların kalkmasına ihtiyacı var. Şu an başka iş yok, fabrika yok. Toprakta yetişecek başka ürün de yok. Millet Adıyaman’ı terk etti, böyle giderse geri kalanı da terk edecek. Yetkililerin sesimizi duyması lazım.”

Ercan Pulat- Tütüncü esnafı

You may also like

Comments

Comments are closed.