[Çocuklar için Yeşil Kitaplar] Zekanın farklı yolları

Davina Bell, 'Her Çocuk Zekidir' kitabında 'zeki olmak' ya da öyle görünmek için birbirimize benzeyip aynı şeyleri yapmak zorunda olmadığımızı, önkabuller ve baskılar karşısında çocuğu güçlendirerek, şahane bir biçimde anlatıyor.

Zeki olmak günümüzde –belki de çok uzun zamandır böyle– özellikle ülkemizde, matematiksel zekâyla, yani sayısal zekâyla özdeşleştiriliyor. Bunun çocuklar üzerindeki baskısı ise daha büyük. Bilirsiniz, matematik problemlerini çözen çocuk “zeki”, güzel resimler yapabilen çocuk ise sadece “resme yetenekli” diye adlandırılır. Matematik notlarının iyi olması bir çocuğu bütünüyle zeki yapmaya yeterken, resme kabiliyetli olması ise sadece resme kabiliyetli yapmaya yeter. Hangi çocuk daha makbuldür? Tabii ki matematik sorularını şıp diye çözen, fen bilgisinden 100 alan çocuk…

Yanlış anlaşılmasın; sayısal zekâyı, matematik ve fen alanındaki kabiliyeti küçümsemiyorum. Derdim, Her Çocuk Zekidir kitabının yazarı Davina Bell’in kitapta yapmaya çalıştığı gibi, zeki olmanın, yani zekâyı ortaya koymanın farklı yolları olduğunu söyleyebilmek… Zaten kitabımızın orijinal ismi de All The Ways To Be Smart. Türkçe birebir çevirisiyle “Zeki Olmanın Farklı Yolları”…

Bu kitabı özellikle sevdim. Çünkü şu meşhur tek-tip zekâ dayatmasından çocukken ben de çektim. Sayısala ilgisi olan bir çocuk olmadım hiç… Daha çok sözel zekâya sahiptim. Ama notları iyi olan bir öğretmen çocuğuydum. O yüzden istemeye istemeye de olsa Fen Lisesi sınavlarına girmek zorunda kaldım. Oysa ben Fen Lisesi’nde okumak istemiyordum ki! Ama dersleri iyi olan, çalışkan çocuklar Fen Lisesi’ne giderdi! Peki, ben ne yaptım? Sınavı sabote ettim! Sınava geç girdim. Soruları doğru düzgün cevaplamadım. Ve sonuç olarak Fen Lisesi’ni kazanamadım. Yaşasın!

Haa, bir de şunu net olarak hatırlıyorum. Lisede okurken alan seçimleri zamanı geldiğinde ben sözel alanı seçmek istemiştim. Arkadaşımın annesinin tepkisi ise şuydu: “Aa, ben onu zeki zannediyordum!” Yani sözelciler tembel ve daha az zeki, sayısalcılar ise çalışkan ve çok zeki oluyordu.

Zeka, sadece ‘saymak’ değildir..

İşte bu gibi toplumsal önyargılardan ve dayatmalardan çocuklar çok musdarip olabiliyor. Davina Bell, Her Çocuk Zekidir kitabında bu gibi önkabuller ve baskılar karşısında çocukları güçlendirmeye dönük şahane bir anlatı sunuyor. Zekâ yalnızca sorulara doğru cevaplar verebilmek, sayı sayabilmek değildir diyor yazar. Zekâ aynı zamanda hayal gücüdür; saatlerce sessizce oturabilmek ya da gündüz düşlerine dalabilmektir. Hayatın her anını doya doya yaşayabilmektir. Ejderhalara binebilmek, denizkızı olup sularda süzülmektir. Zekâ çocukluğunu yaşayabilmektir. Aynı zamanda duygusal zekâdır. Paylaşabilmektir. Empatidir. Utanan ya da ağlayan birini fark edip yanında olabilmektir. Kısacası, Davina Bell’in deyimiyle “zeki olmak için birbirimize benzeyip aynı şeyleri yapmak zorunda değiliz”.

Kitabın çizeri Allison Colpoys’un da hakkını vermek gerek. Mürekkep, kömür ve kara kalemle çizilip dijital araçlarla birleştirilen resimlemeler kitabı adeta bir şölen haline getiriyor. Siyah, beyaz, melez olarak resimlenen türlü ırklardan çocuklar kitabın kahramanları. Sadece çocuklar mı? Yarasalar, dinazorlar, çeşit çeşit hayvanlar; vampirler, cadılar… Ama durun bir dakika! Vampirler, cadılar şu bildiklerimizden değil! Vampirimiz korkunç korkunç değil, meraklı meraklı bakıyor. Cadılarımız ise Yeşilçam filmlerindeki kötü karakterler gibi etrafa kötülük değil, gülücükler saçıyor. Bu gibi klişelerin yer değiştirmesinden ötürü yazar da, çizer de tebriği hak ediyor.

Son olarak, küçük bir eleştiri… Kitabın bir sayfasında zeki olmanın sorular sorabilmek olduğunu anlatırken, mekân olarak bir sirk kullanılmış ve bu sahnede meraklı çocuğumuza bir aslan eşlik ediyor. Hayvan sömürüsünün doruğa çıktığı yerlerden biri olan sirklerin bu güzel kitaba yakışmadığını düşünüyorum. Bu küçük not dışında hepimizin kendimizce zeki olduğunu anlatan bu güçlendirici kitabı küçük, büyük tüm okurların keyifle okuyacağından eminim!

Künye

Yazan: Davina Bell
Resimleyen: Allison Colpoys
Çeviren: Müge Akbulut
Yayınevi: Vakıfbank Kültür Yayınları

 

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Atmosferdeki metan seviyeleri 2020’den bu yana rekor kırarak arttı

Son Küresel Metan Bütçesi, emisyonların 2010 ile 2019 arasında her yıl tahmini 575 milyon tona ulaştığını tespit ediyor.

Akkuyu NGS’de Alman Siemens devre dışı, kritik ekipmanları Çinli firma sağlayacak

Enerji Bakanı, Almanya'nın Rusya'ya yaptırım uygulamak amacıyla, siyasi bir karar alındığını öne sürdü; teslimattaki gecikmenin projeyi birkaç ay geciktireceğini söyledi.

Maden şirketinden bakanlığa dava: Altın çıkarmak kamu yararına

Murat Dağı’nda altın çıkarmak isteyen Anadolu Export, 'ÇED olumsuz' kararı veren bakanlığa açtığı davada yürütmenin durdurulmasını talep etti.

İtalya’nın en büyük buzulu komada: Gözümüzün önünde yavaş yavaş ölüyor

'Dolomitlerin Kraliçesi' olarak bilinen Marmolada Buzulu, günde 7 ila 10 cm derinlik kaybediyor. Ölçümlere göre buzul 1888'den bu yana 1.200 metre geri çekildi.

[Her şey mevsiminde güzel] Eylül ayında hangi sebze ve meyveler tüketilmeli?

Yeşil Düşünce Derneği, eylül ayında hala kışa turşular kurarak, konserveler ve soslar yaparak hazırlanabileceğinizi hatırlatıyor.

EN ÇOK OKUNANLAR