Hep renklerin duygularımızı, yaşadıklarımızı ifade etmek için en etkili araçlardan biri olduğunu düşünmüşümdür. Öyle ki bazen hissettiklerimiz renklerin ta kendisine bürünür. Renkler acılarımızın, korkularımızın, sevinçlerimizin ta kendisi olur. Renkler bu etkileriyle edebiyatta da yazara derdini anlatmak için aracı olur.
İran’ın çocuk ve gençlik edebiyatı alanındaki en önemli yazarlarından Mohammad Reza Yusefi de Güzel Renkleri Seviyorum adlı kitabında savaşı renklerden yola çıkarak anlatmayı tercih etmiş. Kitabı okurken yazarın savaşın yıkıcılığını çok derinden yaşamış bir coğrafyada doğduğunu, o coğrafyayı soluduğunu satırların arasında hissettiğiniz acı, kaygı ve öfkeden anlıyorsunuz. Yusefi sözcüklere döktüğünden daha fazlasını yansıtmış kitaba. Üstelik bunu duyguları son derece yalın bir dille, masalsı bir anlatımla okura aktarmayı başararak yapmış. Küçük serçenin hikâyesi, savaşın, yıkımın, acının, öfkenin ve başkasının acısına bakabilmenin hikâyesi olmuş.
Barış, dostluk, dayanışma ve empatinin kitabı
2004 yılında Bolonya Çocuk Kitapları Fuarı Yeni Ufuklar Ödülü’nü alan Güzel Renkleri Seviyorum yalnızca savaşın ve barışın değil; dostluk, dayanışma ve empatinin de kitabı aynı zamanda.
Her şey, Küçük Serçe’nin bir gün yuvasının dağıldığını görmesiyle başlıyor. Küçük Serçe’nin çektiği acıyı gören deniz, dağ, orman ve ovanın da renkleri de buhar olup uçuyor. Doğanın renklerini yeniden alabilmesinin tek yolu barışı yeniden kazanmaktan, tüm doğanın bir olup savaşa karşı mücadele etmesinden geçiyor. Yoksa “dünya böyle çok çirkin görünüyor” Küçük Serçe’nin dediği gibi. Her yer yıldızlar gibi gümüş rengi olsa da, Güneş gibi altın sarısı olsa da, Küçük Serçe yuvasını, doğa ise renklerini geri istiyor. Bakalım, hep beraber savaş isteyenleri alt edebilecekler mi? Savaşın çaldığı renklerini geri alabilecekler mi?
Yusefi, bu kitapta savaşın aslında savaş isteyenleri nasıl hiçleştirdiğini, savaşın savaşana bile aslında zafer getirmediğini anlatıyor bize. Renklerimiz kimliğimizdir. Kimliğimize, benliğimize sahip çıkmanın yolunun savaş ancak bizim kapımızı çaldığında ses çıkarmaktan değil, komşumuzun kapısını çaldığında, onun da acısını görebilmekten, hep beraber direnmekten geçtiğini söylüyor. Serçe yuvasız kaldığında, onunla dayanışan dağ, orman, deniz ve ova, ve de gökyüzü ancak böyle barışı yeniden kazanabiliyorlar.
Savaşın elini bir türlü çekmediği, milyonlarca canlıyı evsiz bıraktığı coğrafyamızda, Güzel Renkleri Seviyorum daha da anlamlı hale gelen bir kitap… Bir gün savaşı yazmaya gerek kalmayacağı bir dünya özlemiyle, bu kitabı çocuk, yetişkin tüm okurlara tavsiye ediyorum.
*
Künye
Yazar: Mohammad Reza Yusefi
Resimleyen: Banafsheh Ahmadzadeh
Çeviren: Fulya Alikoç
Yayınevi: Evrensel Çocuk Kitaplığı
6-10 yaş