Hafta SonuKitapKöşe YazılarıManşetYazarlar

[Çocuklar için Yeşil Kitaplar] Fareye suç atan değil, çevreye duyarlı nesillere ihtiyaç var!

0

Büyük kentlerde boş arsa kaldı mı? Beton bloklarının yükselmediği son bir toprak parçası? Hadi müteahhitler henüz yetişmedi oraya diyelim. Mahalleli durur mu, çoktan keşfettiler tabii. Keşfetmekle de kalmadılar çer -çöple doldurdular.

En azından İthaki Yayınları’ndan çıkan Geri Dönüşüm Günü adlı çocuk kitabı böyle başlıyor:  “İki bina arasında boş bir arsa vardı.(…) İnsanlar bu boş arsaya çöplerini atıyordu.”

Bir vurdumduymazlık diğerini bir nevi meşrulaştırıyor, arsaya boylanan atıklar çoğaldıkça vurdumduymazlık alışkanlığa dönüşüyor. Artık insanlar burayı adeta çöplük belliyor. Başta sadece ufak tefek şeyler atılırken zamanla eski bilgisayarlar, ayakkabılar, kırılmış mobilyalar üst üste yığılmaya başlıyor. Ta ki çöp dağı arsaya gerilen tellerin boyunu aşıncaya dek…

Yetişkin gözünden ‘olağan kötüler’: Fare çetesi

Ne var ki bu kadarı bile insanları irkiltmeye yetmiyor. Öyle ya bizi korkutan, boş arsaları doldurmakla kalmayıp yaşadığımız gezegeni boğan atıklar üretmemiz değil. Ama “sonra bir gün, aklınıza bile gelmeyecek, korkunç bir şey oldu,” diye devam ediyor kitap ve ekliyor: “Bir fare çetesi bu arsayı keşfetti.”

Geri Dönüşüm Günü’nün, kendilerine yeni bir yaşam alanı keşfeden kent farelerini “çete” olarak nitelendirmesi, hikâyede “kötü” rolünün kime verildiğini de ele veriyor.

Pandemi döneminde bir kez daha gördük, biz insanlar, bizzat sorumlusu olduğumuz bir sorun başımıza bela olduğunda faturayı başka bir canlıya kolayından kesiveriyoruz. Hep birlikte oynadığımız Covit filminin kötüsü yarasalarken, Geri Dönüşüm Günü’nün çöp dolu arsasında kötü rolünün farelere verilmesi bu bakımdan pek de şaşırtıcı olmuyor.

Neyse ki arsaya adeta işgalci gibi girip karıncadan solucana sinekten çekirgeye tüm diğer canlılara hayatı dar eden fare çetesi, kitabın sadece bir yan unsuru. Büyük ihtimalle bu nahoş hikâye, geri dönüşüm konusunu “çocuğa göre” anlatabilmek için bir giriş olarak kurgulanmış.  “Çocuğa görelik”in çoğunlukla sadece yetişkin mantığın ve onun çocukluğa dönük önyargılı bakışının bir kılıfı olduğu gerçeğine şöyle bir dokundurmakla yetinelim ve “umut dolu bir günde” bir kız çocuğunun arsanın tellerine astığı “GERİ DÖNÜŞÜM GÜNÜ, BU CUMARTESİ ARSAYI TEMİZLEMEMİZE YARDIM EDER MİSİNİZ?” ilanına gelelim.

Yeşil düşün, gezegeni koru

Çünkü bu ilan üzerine kalp, barış sembolü ve “Gezegenimizi koruyalım!” sloganlarıyla süslü tişörtler giymiş bir grup çocuk, arsayı çöpten arındırma seferberliği başlatıyor.  Kitap da kötü fareler ve iyi çocuklar üzerine bir hikâye kitabı olmanın ötesine uzanıp geri dönüşüm rehberine dönüşüyor.

Geri dönüşümün mantığı, çocuk okura kurgulanan hikâye yoluyla açıklanırken, sayfalara serpiştirilen bilgi kutucuklarında konu ile ilgili temel bilgiler veriliyor. Başta cam, kâğıt, metal ve plastik olmak üzere çeşitli atıkların hangi süreçlerden geçerek tekrar kullanılabildiğini anlaşılır kılan eser, doğal kaynakların nasıl korunabileceğine dair birçok faydalı ipucu da içeriyor.

Küçük okur sayfaları çevirirken birçok yerde “Yeşil Düşün” başlığı ile karşılaşıyor. İşte, arsayı istila eden farelerden çok daha korkunç gerçekler bu başlıklar altında saklanıyor:

Dönüş, dönüştür…

“ABD’de her hafta New York’taki bir gökdeleni dolduracak kadar çok cam şişe çöpe atılıyor” , “Dünyada, kıyıların neredeyse hepsinde tonlarca plastik atık yüzüyor”, “Çöpe atılmış bir alüminyum teneke bugünden 500 yıl sonra da orada olacak” ve bunun gibi daha bir dizi veri paylaşan yazar, geri dönüşümün gezegenimizin ve insanlığın devamı için önemine dikkat çekerken işin “nasıl”ı ile ilgili de bir dizi pratik öneri sunuyor. Örneğin  “bir kişi yılda ortalama yedi ağacın kesilmesini gerektirecek kadar kâğıt tüketiyor” bilgisine “el işi kâğıtları yerine kullanılmış gazete ve dergileri tercih edebilirsin” gibi çocukların evreninde yankı bulabilecek, anlaşılabilir ve uygulanabilir örnekler eşlik ediyor.

Hikâyedeki gönüllü çocuklar boş arsayı temizleyip böcek ve kuşların konakladığı bir bahçeye dönüştürürken, küçük okur onlarla birlikte çöplerin hangi ilkelere göre ayrıştırıldığını, hangi maddelerin geri dönüştürülemediğini,  kompostun faydalarını ve yapımında nelere dikkat edilmesi gerektiğini öğreniyor.

Sondaki boş sayfalardan önceki iki sayfaysa okuru daha fazlasını düşünmeye davet ediyor. Bir yandan oyuncaklar, elektronik aletler ve tekstillerin nasıl geri dönüştürülebileceğine dair somut yollar gösterilirken diğer taraftan çevre kirliliği ile ilgili gerçeklerin altı çiziliyor.

Tabii boş sayfaların da bir işlevi var. Buralar, küçük okurun ülkesindeki geri dönüşüm oranlarını araştırıp not tutması ve kendi geri dönüşüm çalışmalarıyla ilgili resim yapması için ayrılmış.

Kısacası Geri Dönüşüm Günü (giriş hikâyesinin sonunda, adeta hak ettikleri cezayı buldular mesajı verecek şekilde çöp kamyonunun içine boşaltılan fareler meselesini es geçersek),  çocuklara çevre duyarlılığı kazandırmakla yetinmeyip onları geri dönüşümün aktif birer aktörü olmaya teşvik de ediyor.

*

Künye: 

Yazar: Edward Miller

Çeviren: Nazlı Gürkaş

Yayınevi: İthaki Çocuk

 

 

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.