Hafta SonuManşetUlaşım

“İklim değişikliği nedeniyle kentlerin aşırı hava olaylarına dayanıklı hale getirilmesi gerek”

0

Dünya Kaynakları Enstitüsü (WRI) Türkiye Sürdürülebilir Şehirler tarafından 6. Yaşanabilir Şehirler Sempozyumu İTÜ Ayazağa Kampüsü’ndeki Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde düzenlendi.

Türkiye’den ve dünyadan alanında uzman konuşmacıların katıldığı sempozyumda tüm dünyada büyük bir ivme kazanan şehirleşme konusu tüm yönleriyle masaya yatırıldı.

Dört oturumda gerçekleşen etkinlikte konuşmacılar; kentlerin gelişimi, yol güvenliği, karbon emisyonunun azaltılması ve hareketlilik konularını kapsayan iyi uygulama örneklerini sunarken, bu uygulamaların etkisinin ve ölçeğinin nasıl büyütüleceğine dair görüşlerini de paylaştı.

Oturumlarda şehirlerin geleceği ve çocuklardan yaşlılara kentlerde yaşam kalitesini artıran çözümler konunun uzmanlarınca ele alındı.

“İklim değişikliğinin yıkıcı etkilerini sınırlandırmak için artık son yıllarımız”

Sempozyumun açılışında konuşan WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler Direktörü Dr. Güneş Cansız da Paris İklim Anlaşması’na imza koyan hükümetlerin tüm taahhütlerini yerine getirmesi durumunda bile yüzyılın sonunda sıcaklık artışının 2 dereceyi aşabileceğinin altını çizerek “Artık iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerini sınırlandırabilecek son yıllar içerisindeyiz. 2030 yılına kadar karbon salım düzeylerinin çok hızlı bir şekilde gerilemesini sağlamamız gerekiyor” uyarısında bulundu. Kentleşme sonucu özel araç sahipliğinin sürekli arttığını belirten Dr. Güneş Cansız, bunun sonucu olarak hem fosil yakıt kullanımının hem de yol güvenliği sorununun büyük bir hızla arttığına dikkat çekti. Giderek artan trafik sıkışıklığı ve çarpışmaları nedeniyle ortaya çıkan maliyetlerin artık olağanüstü derecelere geldiğini anlatan Dr. Cansız “Dünyada yollarda her gün 3000’den fazla kişi hayatını kaybediyor ve bunun ne yazık ki 500’ü çocuk” diye konuştu. Cansız, yalnızca geçtiğimiz yıl Türkiye’de trafikte 1,2 milyon çarpışma meydana geldiğini ve 7 binden fazla kişinin bu nedenle hayatını kaybettiğini hatırlattı.

Etkinlikte açılış konuşmacılarından Hollanda Başkonsolosu Bart Van Bolhuis, dinleyicilere Hollanda’nın sürdürülebilir şehir çalışmalarını aktardı.

“İklim değişikliği nedeniyle kentlerin aşırı hava olaylarına dayanıklı hale getirilmesi gerek”

Rotterdam kentinde gerçekleşen projelerden bahseden Van Bolhuis, kentlerde yatırıma değer projelerin gerçekleştirilmesi ve yaşanabilir şehirlere doğru dönüşüm yaşarken entegre çözümler üretilmesi gerektiğine dikkat çekti. Projelerde çok işlevli çözümlerin yer alması gerektiğini söyleyen Hollanda Başkonsolosu, “Özellikle araba park alanlarıyla çok savaştık. Bu dönüşüm sürecinde mutlaka yayalara da yer ayırmanız gerekiyor. Biz hem sağlıklı ve güvenli bir yaşam alanı oluşturabiliriz sorusunu çok yanıt aradık. Güvenli bir yol oluşturmazsanız yaşlıların sağlığını da tehdit etmiş olursunuz” dedi.

İklim değişikliği nedeniyle kentlerin aşırı hava olaylarına dayanıklı hale getirilmesi gerektiğini ifade eden Bart Van Bolhuis, “İklim değişikliğine uyumu mükemmel hale getirmek için Amsterdam’da da birçok ortakla birlikte bir “Mükemmeliyet Merkezi” oluşturduk. Bizim aynı zamanda bir de “Hollanda Bisiklet Elçiliği” var. Burada özel sektör ve kamu bilgi alışverişinde bulunuyorlar.” dedi.

Shura Enerji Dönüşüm Merkezi Direktörü Dr. Değer Saygın‘ın moderatörlüğünü yaptığı “Evet, Karbon Emisyonlarını Düşürebiliriz” başlıklı oturumda ise Türkiye’de iklim değişikliği ile mücadele ve adaptasyon konusunda ne tür uygulamalar yapıldığı ve dikkat edilmesi gereken noktaların neler olduğu sorularına yanıt arandı.

İTÜ’den Prof. Dr. Gülgün Kayakutlu, Küresel Denge Derneği Başkanı Dr. Nuran Talu ve İSPARK Heliport ve Akıllı Bisiklet İşletmeleri Şefi Ahmet Savaş’ın konuşmacı olarak katıldığı oturumda sıcaklık artış hızı, dünyada en çok ısınacak bölgelerden birinin Akdeniz olması itibariyle Türkiye’nin kritik durumu, kalkınmanın daha yeşil nasıl yapılabileceği, elektrik, ısıtma ve soğutma gibi sektörlerde teknolojinin geliştirilmesi gerektiği, enerji verimliliği, yenilenebilir enerji, paylaşım ekonomisi, ekoloji ve ekosistemlerin korunması konuları konuşuldu.

“Eski araçların şehirlerdeki hava kalitesine çok büyük etkisi var”

Sempozyumda “planlama” farklı katılımcılar tarafından, farklı çalışma alanlarında sıklıkla vurgulanan başlıklardan biri oldu.

GIZ Turkey Enerji ve İklim Direktörü Alexander Haack, “Ankara’da yaşıyorum. İstanbul güzel ama çok kalabalık ve trafik var. Bu durum şehirlerin zorluklarına bir örnek. Mesela Hindistan’da çeşitli projelerimiz var. Büyük bir tankta evsel atıkları topluyoruz. Biyogaz enerjiye dönüşüyor. Çok karmaşık bir çalışma değil ama atığı ilk aşamada önlemek için iyi bir yöntem. İnsanlar plastik torbaları ücretli alıyor ama tamamen yasaklansa bile uygulama lazım. Bu konuda çalışmak isteyen birçok belediye var. Diyelim Türkiye’deki bir şehir hava kirliliği sorunuyla uğraşıyor. Burada elektrik araçları için destek verilebilir. Toplu ulaşım geliştirilebilir. Türkiye’de eski araç kullanan çok insan var. Bu araçların şehirlerdeki hava kalitesine çok büyük etkisi var. Sürdürülebilir yakıtlar kullanılabilir. Şehir planlamasında bir vizyon olmalı ve ne istediğinizi biliyor olmanız lazım.” dedi.

“Trafik kazalarının yüzde 50’si kent içinde gerçekleşiyor”

İzmir’de pilot uygulaması yapılan “Okul Bölgelerinde Yol Güvenliği ve Erişilebilirlik” çalışmasına dair rapor ve trafikte sıfır can kaybı için bir vizyon ortaya koymayı hedefleyen “Sürdürülebilir ve Güvenli” kılavuzu da 6. Yaşanabilir Şehirler Sempozyumu’nda kamuoyuyla paylaşıldı. Türkiye’de yerel yönetimler için yol gösterici olmayı amaçlayan “Okul Bölgelerinde Yol Güvenliği ve Erişilebilirlik” raporu, sadece çocuklar özelinde değil, aileler, öğretmenler ve okul bölgelerini kullanan tüm kent sakinleri için yaşam kalitesini artırıcı bir yol izlemek amacıyla hazırlandı. WRI Türkiye Ulaşım ve Yol Güvenliği Yöneticisi Tolga İmamoğlu “Herkes için Hareketlilik” adlı oturumda her yıl 1,25 milyon insanın ölümüne yol açan trafik kazalarının sanıldığı gibi karayolları veya çevre yolunda değil %50 oranında kent içinde gerçekleştiğine dikkat çekti.

“İstanbul’da 2023’te 1.050 km uzunluğunda bisiklet yolu olacak”

Sempozyumda konuşan İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Kurumsal Gelişim ve Yönetim Sistemleri Daire Başkanı Ramazan Özcan Yıldırım, atık tesislerinin İstanbul’daki yeni havalimanının enerji ihtiyacının yüzde 40’ını, ısınma ihtiyacının ise tamamını karşılayacağını belirtti.

Yıldırım, şehrin 15 milyonu aşan mevcut nüfusunun 2023’te 16 milyon 310 bin olmasının beklendiğini söyleyerek “Bu artış şehir içi hareketlilik talebini de üç kat artıracak. İBB olarak şehrin karbon emisyon düzeyini 2030’da yüzde 32 düşürmeyi hedefliyoruz. Bu doğrultuda mevcut 355,45 km’lik metro hattını 2019 sonrasında 1.100 km’ye, 120 km’lik bisiklet yolunu da 2023’te 1.050 km’ye ulaştırmış olacağız” dedi.

“Döngüsel ekonomilerde hedefleri bireyselleştiremezsiniz”

RoyalHaskoningDHV’den Edgar Kiviet ise çalışmaya başlamadan katılımcılara bu etkinliğe gelirken rahat yolculuk yapıp yapmadıklarını sordu. Kitlelerin artık toplu taşımayla şehir dışına da taşınabildiğini söyleyen Kiviet, “Hollanda’da özellikle döngüsel ekonomi ve çözümlere odaklanıyoruz. Büyük şehirlerde ekosistem yaratıyoruz. Döngüsel ekonomilerde hedefleri bireyselleştiremezsiniz. Biz artık sanayi dönemimde değiliz, şu an her şey akışkan ilerliyor. İnsanlar aktarma yapmadan bile ulaşım sağlayabiliyorlar bu kentlere değer kattı. Toplu taşımayı iyileştirip diğer tüm ulaşım tipleriyle birleştirmeye çalışıyoruz” açıklamasında bulundu.

Bernard van Leer Vakfı Türkiye Temsilcisi Yiğit Aksakoğlu ise kentlerin 3 yaşındaki bir çocuk için tasarlandığı takdirde herkes için verimli bir şehrin tasarlanmış olacağını söyledi. Aksakoğlu, şehirlerin orta yaş aralığında, erkek ve engelsiz bireyler tarafından benzerlerine göre tasarlandığının altını çizdi.

 

Haber: Merve Damcı

(Yeşil Gazete)

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.