Günün Manşetiİklim KriziManşet

‘İklim değişikliğine karşı gerekenler yapılmadıkça Medicane türü fırtınaların sıklığı artacak’

0

Akdeniz’de kasırga mı çıkıyor? Kuzey Amerika’yı peşpeşe vuran devasa tayfunlar şimdi yönünü Akdeniz’e mi çevirdi? Önce Yunanistan’ı vuracakmış, peşinden Ege Bölgesi’ni. Ne yapmalıyız, nasıl önlem almalıyız?” ve benzeri sorular birdenbire kamuoyunun gündemine oturuverdi. Herkeste bir panik, yüzlerde çaresiz bekleyiş.

İşin doğrusunu öğrenmek için Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Uygulamaları Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş’e yönelttik sorularımızı.

***

Bu bir kasırga değil

Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Uygulamaları Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş

*Akdeniz’de ortaya çıkan kasırga mıdır tayfun mu, doğrusu nedir?

-Evet bu konuda biz de yıllarca çalıştık. Doğru terimi bulmak için hangisinin nerede kullanıldığını bilmek gerekiyor öncelikle.

Örneğin Kasırgalar, Batı Afrika’dan Meksika Körfezi ve Florida’ya kadar olan bölgede etkili olur. Trropikal bölgede siklon düzeyine ulaşmış ise işte ona kasırga denir. Bizde örneğin Tayfun da kullanılır. Tayfun ise Güney Çin denizi ve Japon denizi bölgesinde meydana gelir. Bir de işte, son dönemlerde Irma gibi özel isim verilenler var.

Şimdi ise orta akdenizde gelişen ve daha da gelişip etki gücünü arttırması beklenen siklon, tropikal siklon değil çünkü biz coğrafi konum olarak tropikal enlemde yer almıyoruz. Biz bu tür siklonlara bilimsel olarak “tropikal siklon benzeri” diyoruz, oluştuğu enlem olarak da subtropikal akdeniz siklonu olarak adlandırabiliriz.

Tropikal siklon benzeri (sub)tropikal Akdeniz fırtınaları, yüzey suyu sıcaklıklarının özellikle kuzeyindeki güney Avrupa kara bölgelerine göre daha yüksek olduğu Eylül-Kasım döneminde Akdeniz’de oluşan subtropikal ve tropikal nitelikleri olan orta ölçekli “cephesel olmayan” siklonlardır.

Bunlar ilk defa da oluşuyor değiller. Önceki yıllarda da meydana geldi. Ortalama koşullarda Akdeniz ikliminde her yıl bir, iki kere oluşur. İklim koşularına göre hiç oluşmayadabilir.

Bu tür siklonlar genelde bu bölgede cepheseldir ve bu yönleri ile yoğun yağış getirirler. Şimdi üzerinde konuştuğumuz Medicane’nin özelliği ise cephesel olmaması. Kıyı bölgelerinde etkili olurlar. Bu tür siklonlar kıyı bölgelerde durma süresi artar ise yani birkaç gün kıyı bölgesinde kalması halinde etkisi çok daha güçlü olur. Karaya doğru gittiğinde ise enerjisini ve etkisini kaybeder.

Bunların doğal özelliği 1. Kategori siklon düzeyine geçebilirler. Saattteki hızları 100 kmyi bulabilir.

Görsel Boğaziçi Universitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Merkezi – İklimbu facebook sayfasından alınmıştır

*Şimdiki Medicane için de geçerli mi bu bahsettiğiniz siklon?

-Bu tip rüzgarlar bizim hamleli rüzgar dediğimiz hızı ve yönü sürekli değişen rüzgarlardır. Zaman zaman çok hızlı esen ve sonra da hızı düşen rüzgarlardır.

Maksimum rüzgar hızları, eğer dediğim gibi bütün bu öngörüler gerçekleşir, yüksek atmosferden soğuk hava ile beslenir, kara üzerinde durmaz ve  bir süre daha denizde durup Girit’in güneyinden sokulur ise rüzgar hızının artabileceğini bekleyebiliriz.

*Yani sizin anlattıklarınızdan benim anladığım şu Murat bey. Bu rüzgarların çıkış yönü, yeri, nereye, ne zaman, hangi hızla vuracağını kesin olarak söyleyemiyoruz, doğru mudur?

-Evet, denemiyor, neden denemediğini de söyleyeyim. Bu orta enlem siklonları gibi bölgesel ölçekte değil, daha orta ölçekli, küçük hava sistemleri. Az önce ifade ettiğim gibi bu rüzgarlar Yunanistan’da ya da Güney Ege’de karaya sokulmaya çalışırsa etkinliğini kaybeder ve rüzgar hızı çok düşebilir ama tam tersi olupta Güney Ege’de kıyıda üç, beş gün kalırsa etkinliği artar.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün sayfasında da bir uyarı metni var ve o metinde de saatte 150 km hıza ulaşabileceğini belirtiyor.

*O zaman buna “Kasırga” diyemeyiz.

-Evet evet, bu kasırga değil. Buna tropikal siklon benzeri rüzgarlar diyebiliriz. Tropikal siklon çok daha şiddetli ve deniz üzerinde binlerce km yol alabilecek çok büyük sistemler. Bu ise cephesel olmadığı ve deniz üzerinde oluştuğu için biz buna “tropikal siklon benzeri, subtropikal akdeniz siklonu ya da fırtınası olarak adlandırıyoruz.

Medicane ya da Medicanes de akdeniz siklonlarına konan genel bir isim. Şimdi ilk defa oluyor değil. Geçmişte de örnekleri var. Ben Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nde de çalıştım. Tarihte can, mal kayıplarına da yol açan medican örnekleri var. Örneğin Eylül 1969’da orta güney akdenizde bir medican yani akdeniz siklonu oluşmuş ve Cezayir ile Tunus’ta ciddi can ve hasar kaybına yol açmıştı. 600 insan o dönem medican nedeniyle ölmüş, 250bin insan da evsiz kalmış, tarım alanları da bundan etkilenmişti.

Kapıları, camları çok iyi kapatın. Uçabilecek, kırılabilecek nesneleri çatılardan, balkonlardan kaldırın

*Peki Murat Bey. Kamuoyunda bir panik havası hakim. Diğer tropikal kasırgalar ile bunu bağdaştıran insanlar korku içinde. Bu medicane nereyi, hangi şekilde etkiler. Can, mal kaybına yol açma ihtimali var mıdır?

-Eğer, burda beklenildiği şekilde, öngörüler yönünde hareket etmeye devam ederse bunun İzmir, İzmir’in güneyi, Muğla, Güney Batı Anadolu denen bölgeden gelme ihtimali var.

Bugün ayın 28’i, 29’undan başlayarak rotası değişmez ise Cumartesi gecesi ile birlikte rüzgarı etkili olabilir ve Pazartesi gününe kadar da etkisini sürdürebilir. Ama daha önce de ifade ettiğim gibi kara üzerine doğru hareketi devam ederse etkisini kaybeder. Kıyıda kaldığı süre arttığı müddetçe ise etkili olmaya devam eder.

Böyle bir sistemde kuvvetli yağış da beklenecektir. Yağışlar, sağanak hatta kuvvetli sağanak, gök gürültülü sağnak şeklinde olur. Şimşekli, gök gürültülü şimşekli sağnak yağışlar olacaktır. Yıldırım düşmesi, ani rüzgar hamleleri, bölgesel seller, su baskınları meydana gelebilir. Zayıf yapılı binaları etkiler, ağaçları devirebilir, tabelalar, camlar, kapılar yerinden sökülebilir.

Bir kere her şeyden önce şu mühim. Kapılar, camlar filan çok iyi kapatılmalı. Uçabilecek, kırılabilecek şeyler çatılardan, balkonlardan kaldırılmalı. Fırtına sırasında kimse seyahat etmemeli. O günler boyunca denize kesinlikle açılmamak gerekli. İzmir’den Güney Batı Anadolu bölgesine kadar olan bölgede bu tedbirleri almak gerekir.

Bir, iki ya da en fazla üç gün boyunca olabildiğince evde durmak, paniğe kapılmamak gerekir. Fırtına zaten geldiğini de belli eder. Zayıf yapılara, örneğin kümes gibi yapılara dikkat etmek, sağlamlaştırmak gerekir.

*Şimdi bugün, sizinle konuştuğumuz sırada, yani Cuma günü 11:00’de Küçükkuyu’da yaşayan arkadaşlarımızın bize ilettiği durumlar var. Ağaç devrilmiş ve elektrik saatini parçalamış, başka bir arkadaşımız caminin minaresindeki külah rüzgardan uçtu diye yazmış. Bu medicane’nin etkisi mi?

-Hayır. Zaten şu anda kuzeyden gelen fırtınanın etkisinde Çanakkale ve bölgesi. Medicane’den değil bu, kuzeyden gelen fırtınadan kaynaklı. Ben de Çanakkale’de yaşıyorum ve dün bahçede 2, 3 saat devrilen ağaçlarım ile, devrilecek olan güllerim ve diğer ağaçlarımın sağlamlaştırma işi ile uğraştım.

Türkiye’nin kuzeybatısında şu anda fırtınalı, soğuk ve kuzeyden gelen fırtınanın hakim olduğu bir hava var. Yani tarımsal yapılar, ağaçlar, tabelalar, açık kalmış kapı, cam, pencere, basit tarımsal yapılar, güvercin beslenen yapılar gibi yerlerin sağlamlaştırılması gerekir. İnsan yapılarını bağlamak, sağlamlaştırmak gerekir.

*Hasarı siz maddi olacak gibi öngörüyorsunuz anladığım kadarı ile. Can kaybı olma ihtimali nispeten düşük mü size göre?

-Yani bu her zaman olabilir. Tropikal siklon benzeri bir fırtına olmasa dahi, normal orta enlem siklonlarında da, örneğin ülkemizde her zaman gördüğümüz bir lodosta bile çatılar uçuyor, ağaçlar uçuyor,  ağaçlar insanın üzerine devriliyor ya da insanın başına taş düşebiliyor.

Can kaybı ihtimali her zaman vardır. Dolayısı ile fırtına nedeniyle kopabilecek, uçabilecek her türlü cisimden uzak durmak gerekiyor.

*Ama Amerika’da yaşananlar gibi bir kasırga değil bu?

-Hayır, hayır, kesinlikle değil. Orda doğrudan kategori 1 seviyesindeki kasırgalar ile doğrudan binalar etkileniyor. Orda önlemler de yeterli olmuyor. Üstelik ABD’nin kırsalında daha hafif, beton olmayan yapılar var, çoğu da prefabrik, tarımsal yapılar ve bundan daha ciddi etkileniyorlar.

İklim değişikliği sürüp gerekli önlemler alınmadıkça bu tür fırtınaların sıklığı da artacak

*Son sorum da şu olacak size. Bu yaşadığımız fırtınanın iklim değişikliği ile bağlantısı hakkında ne söyleyebilirsiniz?

-Sonuçta dünyada doğal meteoroloji olayları var. Tropikal siklonlar, kasırgalar, tayfunlar, gök gürültülü fırtınalar bunlar hep doğal doğa olayları ve iklim sisteminin bildiğimiz hava sistemleri. Ama iklim değişikliği ile özellikle yüzey ve alt atmosfer sıcaklıklarının artması, deniz yüzeyi sıcaklıklarının artması, su alanlarından yani denizler, göller ve okyanuslardan buharlaşmanın hızlanması hidrolojik döngüyü kuvvetlendiriyor.

Mesela Eylül’ün şu günlerindeyiz ve halen orta ve doğu akdeniz’de deniz yüzeyi sıcaklıkları yaklaşık 25 ve 30 santigrat derecelerinde değişiyor. Tüm bunlar daha fazla buharlaşmaya ve atmosfer kararsızlığının artmasına yol açıyor.

Tropikal siklon benzeri, Medicane türü akdeniz siklonları da karaların soğumaya başladığı ama denizlerin halen sıcak, buharlaşmanın yoğun olduğu Eylül, Ekim, Kasım döneminde daha sık görebiliriz ki bu da iklim değişikliğinin hava sistemleri üzerindeki etkilerine bir örnek olarak verilebilir. Yani şu an deniz çok sıcak, kuzeyden soğuk hava geliyor ve ve buharlaşma ile birlikte cephesel akdeniz siklonunun ortaya çıkmasına yol açıyor. Ki bu durumda iklim değişikliğinin gözlenen ve beklenen etkilerinden biridir elbette.

Bu tür hava olaylarının bugünden geleceğe sıklıklarında artış da bekleyebiliriz iklim değişikliğine bağlı olarak. İklim değişikliği sürdükçe, iklim değişikliğine karşı alınması gereken tedbirler alınmadıkça, küresel antlaşmalar sera gazı salımlarını azaltmadıkça, alt atmosfer ve yüzey sıcaklıkları azalmadıkça tropikal siklon benzeri akdeniz siklonlarının daha sık oluşabileceğini bekleyebiliriz.

 

Röportaj: Alper Tolga Akkuş

(Yeşil Gazete)

You may also like

Comments

Comments are closed.