Türkiye

Şık ve Şener’e tahliye yok

0

Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan Gazeteci Nedim Şener, Ahmet Şık tutuklandıktan 9 ay sonra bugün hakim karşısına çıktı. Çağlayan Adliyesi’nde görülen ilk duruşmada tahliye kararı çıkmadı.

İstanbul Adalet Sarayı’nda faaliyet gösteren özel yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Prof. Dr. Yalçın Küçük, eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, gazeteciler Nedim Şener, Ahmet Şık, Soner Yalçın, Şükrü Doğan Yurdakul, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Muhammet Sait Çakır, Coşkun Musluk, Müyesser Uğur ile tutuksuz sanıklar Ahmet Mümtaz İdil ve İklim Ayfer Kaleli katıldı.

Duruşmada sanık avukatları reddi hakim talebinde bulundu.

Tutuklu sanıklardan gazeteci Ahmet Şık’ın avukatı Akın Atalay duruşmada söz aldı.

Avukat Atalay, ”Müvekkilimin tutuklanmasının kitap içeriğiyle ilgisi olmadığı açıklandı. Gerçekten, Ahmet Şık, ‘aşk’ kitabı yazsaydı, söz konusu kitabın içeriği farklı olsaydı, suçlanır mıydı?” diye konuştu.

Doğan Yurdakul’un avukatı da söz alarak ”İtilmekten, kakılmaktan yorulduk, hırpalandık, örselendik artık. Saatlerce aramalardan geçiriliyoruz. Müvekkilim de hırpalandı artık. Haksızlığa meydan verilmesin” diye konuştu.

KÜÇÜK: SAKIN BENİ DE UNUTMAYIN
Duruşmada, tutuklu sanık Yalçın Küçük söz istedi. Ancak Mahkeme Başkanı Resul Çakır, sanıkların avukatlarına söz verdiklerini belirtti. Bunun üzerine sanık Küçük’ün avukatı, ”Ben söz almadım ve herhangi bir talepte bulunmadım. Bu nedenle müvekkilime söz verilmesini istiyorum” dedi.

Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Çakır, sanık Yalçın Küçük’e söz verdi.

Küçük, yıllar önce yargılandığı bir davada katibi ağlattığını anlatarak, ”Beni dinleyen mahkeme üyeleri hep yargıtaya gitmiştir. Demek ki iyi yetiştirmişim” diye konuştu.

”Bu dava Şık ve Şener davası değildir” diyen Yalçın Küçük, şöyle devam etti:

”Bu dava Şık, Şener davası değildir. Bu beni rencide eder. Türkiye’de hapse giren ilk gazeteci de Şık ve Şener değildir. Bu davada bir eksik var. Sanıklardan Kaşif gelemedi. Onun savunması benim savunmam gibidir. Savunmasından benim malumatım var. Güvendiği kişilere notlar gönderirdi. Avukatlar, öyle bir hava oluşturdu ki sanki herkes tahliye olacak, sakın beni de unutmayın.”

Yalçın Küçük’ün konuşmasının ardından bazı sanıklar da söz istedi. Ancak Mahkeme Başkanı Çakır, sanık Küçük’e avukatı konuşmadığı için söz verildiğini hatırlattı.

Silivri Cezaevinde 12 Kasım’da rahatsızlanan ve hayatını kaybeden davanın tutuklu sanıklarından Kaşif Kozinoğlu’nun avukatı da müvekkilinin hayatını kaybetmesine ilişkin belge ile davadan çekildiğine dair yazıyı mahkemeye sundu.

Cumhuriyet Savcısı Ufuk Ermertcan, bazı sanık ve avukatlarının reddi hakim talebinin üst mahkemece değerlendirilmesini, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini talep etti.

Mahkeme heyeti, reddi hakim talebinin İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesini kararlaştırdı.

Mahkeme Heyeti, tutuklu sanıkların avukatlarının tahliye talepleri ile duruşmadan önce ve duruşma sırasında yapılan diğer taleplerin reddi hakim ile ilgili kararın kesinleşmesinden sonra, re’sen ele alınarak, değerlendirilmesine karar vererek, duruşmayı, 26 Aralık tarihine erteledi.

ASANSÖRLERE ENGEL
Bu arada, duruşma, kalabalık duruşmaların görülmesi için planlanan salonda yapıldı. Bu salona, sadece ana bloktan giriş sağlanabildi.

Salona geçiş yapılan diğer koridor ve geçişler güvenlik gerekçesiyle kapatılırken, asansörlerin de bu katta durması engellendi. Duruşmayı izlemeye gelen bazı basın mensupları ile izleyiciler, dolu olması nedeniyle salona giremedi.

CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner, TGS Başkanı Ercan İpekçi, gazeteciler Ruşen Çakır, Ruhat Mengi ile yabancı basın mensupları da duruşmayı izlemeye gelenler arasında yer aldı.

GAZETECİLER DAVAYI İZLEDİ
Davayı Gazetecilere Özgürlük Platformu ve uluslararası gazeteci örgütlerinin temsilcileri de destek ve gözlem amacıyla izledi.

YALÇIN: İNSAN KALMAKTA İNAT EDECEĞİM
Tutuklu sanıklardan Soner Yalçın’ın avukatı aracılığıyla basın mensuplarına dağıttığı yazıda, ”Onurumla girdiğim cezaevinden, utançla çıkmaya hiç niyetim yok. Burada, düşünce özgürlüğünü sonuna kadar savunacağım. Bilirim ki bir aydın için en büyük eksiklik, direnme gücünden yoksun olmaktır” ifadelerine yer verdi.

3 sayfalık yazısında, bütün karalamalara, tehditlere rağmen düşüncesini ve mesleğini, ne olursa olsun koruyacağını kaydeden Yalçın, ”İnsan kalmakta inat edeceğim. Zor olan ruhsal esarettir. Fiziksel tutsaklık geçicidir” değerlendirmesinde bulundu.

25 yıllık gazetecilik birikimiyle, devletin gölgesinde yasa dışı işler yapanların yolun sonuna geldiğini ifade eden Yalçın, cesaretle, bu karanlık ”tertibin” üzerine gideceğini kaydetti.

CEZA İSTEMLERİ
Özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliğince hazırlanan iddianamede, Yalçın Küçük’ün ”silahlı örgüt kurmak ve yönetmek”, ”kaos ortamı oluşturmak amacıyla halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek”, ”devletin güvenliği veya iç ve dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri temin ekmek”, ”yasaklanan bilgileri temin etmek”, ”adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmek” suçlarından ve ”örgüt yöneticisi sıfatıyla diğer şüphelilerin işlemiş olduğu özel hayatın gizliliğini ihlal etmek” suçundan 21 yıldan 43 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.

Soner Yalçın’ın ”silahlı örgüte üye olmak”, ”kaos ortamı oluşturmak amacıyla halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek”, ”devletin güvenliği veya iç ve dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri temin etmek”, ”yasaklanan bilgileri temin etmek”, ”adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmek”, ”özel hayatın gizliğini ihlal etmek” ve ”kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydetmek” suçlarından 14 ile 36,5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istenen iddianamede, gazeteci Ahmet Şık ile eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın ”silahlı örgüte yardım etmek” suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.

Kaşif Kozinoğlu’nun ”silahlı örgüte üye olmak”, ”devletin güvenliği veya iç ve dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri temin etmek” ve ”yasaklanan bilgileri temin etmek” suçlarından 11,5 yıldan 26 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edilen iddianamede, Nedim Şener’in de ”silahlı örgüte yardım etmek” suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması öngörülüyor.

İddianamede, diğer sanıkların da benzer suçlara ilişkin olarak 7,5 ila 23 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırılması isteniyor.

Davanın sanıkları arasında yer alan Kaşif Kozinoğlu, tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevinde 12 Kasım’da rahatsızlanmış ve daha sonra hayatını kaybetmişti.

(Ntv, Ajanslar)

More in Türkiye

You may also like

Comments

Comments are closed.