Biz Başbakan’dan cevap bekliyoruz, ya siz?

Başbakan'dan cevap bekleyen aktivistler Cuma gününden bu yana, yani tam beş gündür Taksim meydanını nükleer karşıtı bir eylem alanına dönüştürmüş durumdalar. Arkalarında hem nukleeristemiyoruz.org adresinde Türkiye Nükleer İstemiyor kampanyası için imza veren (şimdilik) 218.508 kişi var, hem de Türkiye nüfusunun bir referandum olsa nükleer santrale hayır diyeceğini bildiğimiz %64'lük çoğunluğu...

Taksim’de dev bir pankart: “Başbakan’dan cevap bekliyoruz”. Yanındaki sembolde ellerini başının arasına almış gibi görünen bir yarı kurukafa, yarı radyasyon işareti var. İmza ise nukleeristemiyoruz.org.

Başbakan’dan cevap bekleyen aktivistler Cuma gününden bu yana, yani tam beş gündür Taksim meydanını nükleer karşıtı bir eylem alanına dönüştürmüş durumdalar. Arkalarında hem nukleeristemiyoruz.org adresinde Türkiye Nükleer İstemiyor kampanyası için imza veren (şimdilik) 218.508 kişi var, hem de Türkiye nüfusunun bir referandum olsa nükleer santrale hayır diyeceğini bildiğimiz %64’lük çoğunluğu…

Taksim’i çadırları, matları, uyku tulumları ve sarı radyasyon işaretli varilleriyle şenlikli bir eylem alanına çeviren bu aktivistler geçen cuma günü, 3 Haziran sabahı erken saatlerde geldiler. Bu sabah astıkları ve Taksim meydanının ortasını neredeyse boydan boya kateden 25 metrelik pankartlarında hatırlattıkları gibi Başbakan’dan cevap bekledikleri sorunun ne olduğu manifestolarından belli. Başbakan’dan nükleer planlarından vazgeçtiklerini açıklamasını bekliyorlar:

“12 Haziran’da oy vereceğiniz partinin nükleerci olduğunu biliyor muydunuz?

Şu anda meclisteki 4 partinin 3′ü (AKP-CHP-MHP) seçim bildirgelerinde nükleer santral vadediyor.

Fukuşima’da yaşanan felakete rağmen nükleer santral kurmakta ısrar eden Başbakan’dan cevap bekliyoruz:

Halk nükleere “hayır” diyor!

Görmüyor musunuz?”

Taksim meydanını şenlikli bir nükleer karşıtı eylem alanına çeviren bu olağanüstü eylemi yürüten aktivistler, seçimlere giderken, hem siyasi partilerin, hem de nükleer karşıtlarının ezberini bozuyorlar.

Eylemin organizasyonel yükünün büyük kısmını baştan itibaren Greenpeace çekti. Kampın gece ve gündüz, kazasız belasız Taksim meydanında sürmesini Küresel Eylem Grubu (KEG) ve Greenpeace aktivistleri sağlıyor. Yeşiller de bazen aktivist, bazen destekçi olarak her zaman onların yanında.(Zaten alandaki Yeşiller’in bazıları aynı zamanda Greenpeace’in veya benim gibi KEG’in de aktivisti.)

Her gün yüz binlerce insanın gelip geçtiği, Türkiye’nin, hatta dünyanın sayılı meydanlarından birinin ortasında, nükleer santral meselesini net bir mesajla gündemin ön sırasına taşımayı başarıyor bu eylem.

Hem de bütün büyük partilerin nükleerci vaatleri sürdürdüğü, bazı nükleer karşıtlarının da umudu olan CHP liderinin Ankara’da (seçim bildirgesinde) Akkuyu’ya iyisinden bir nükleer santral vaad edip, Silifke’ye gittiğinde kamuoyu tepkisinden çekindiği için karşı oluverdiği bir seçim kampanyasının orta yerinde.

Bu eylemi sırtlarında taşıyan bütün aktivistlere hepimizin teşekkür etmesi, destek olması gerekiyor. Nükleer karşıtları olarak günlerimizi gecelerimizi Taksim’deki bu büyük eyleme de vakfetmeyeceksek, ne zaman edeceğiz?

Bu eylemi nükleer karşıtlığıyla ilgisi olmayan, partizanca gerekçelerle görmezden gelen nükleer karşıtlarına, ara sıra Taksim’deki dev pankarta bakmalarını öneriyorum. Belki Taksim meydanındaki cefakar genç aktivistleri görmemeyi beceriyorlardır bir şekilde, ama o dev pankartı görmemeleri mümkün değil.

Ümit Şahin
Ümit Şahinhttp://umitsahin.blogspot.com/
Yeşil Gazete’de iklim değişikliği başta olmak üzere ekoloji ve yeşil politika alanlarında yazar ve editör. Halen Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nde uzman ve iklim değişikliği çalışmaları koordinatörü olarak çalışan Ümit Şahin 1991’de Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ni bitirdi. Halk Sağlığı doktorası yaptı, Çevre Sağlığı alanında yoğunlaştı. Çevre İçin Hekimler Derneği, Üç Ekoloji dergisi ve Yeşiller Partisi’nin kurucularındandır. Bir dönem Yeşiller Partisi Eşsözcülüğü yaptı, yeşil politika ve ekoloji üzerine seminerler düzenledi. Halen Açık Radyo’da Ömer Madra ile birlikte Açık Yeşil’i hazırlayıp sunuyor.

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Otoban

Otoban yapılmaya başlanmasıyla birlikte şehrin küçük nüfusunu oluşturan otomobil sahipleri yayalara değil, yayalar onlara tabi kılınmaya başlandı.

Kazdağlarını savunmak ve kurumların sessizliği: Yeni toplumsallık

'Üzerinde düşünülmesi gereken, neoliberal pratiklerle frenlenmiş toplumsal dinamik ve mekanizmaların baskı ve zor araçlarıyla kuşatıldığı şartlarda nasıl bir direnişin örülebileceğidir.'

Tanrı ve şiddet

İlahi şiddetin amacı hukuksal bir yaptırım ya da düzen değil, aksine kurbandır.

Açık Radyo’dan mesaj var: Buradayız, hazırız, neşemiz daim!

'Kainatın tüm seslerine açık' Açık Radyo,, sesini kesmek isteyenlerine inat cıvıl cıvıl, hareketli, ziyaretçi akınından başını kaldıramadan 30. yaş gününe ve dinleyicisiyle buluşmaya hazırlanıyor.

Kazdağları, yeniçeriler, madenler: Enter! – Gizem Kastamonulu

Cengiz Holding, hukuku da yanına alarak bakır madeni için Kazdağları'nda ağaç kıyımına başladı. Bu talanı durdurmak için Kirazlı'daki sesi yeniden yükseltmekten başka çaremiz yok.

EN ÇOK OKUNANLAR