Köşe Yazıları

Avrupa Yeşiller Partisi 28. konsey toplantısından izlenimler III – Sema Alpan Atamer

0

Avrupa Yeşiller Partisinin 18-20 Mayıs 2018 tarihlerinde Antwerp’te yapılan 28. Konsey Toplantısından notlarımı özetle sizlerle paylaşmaya devam ediyorum.

Avrupa’nın Yeşil Belediyeleri

Akşam yapılan ” Avrupa’nın her tarafında Yeşil Belediye Başkanları Şehirleri Dönüştürüyor” başlıklı ortak oturumun çerçevesi, iklim değişikliği ve toplumsal konular temel başlığı altında şöyle çizilmişti:

 

“Şu andaki ihtiyaçlarımıza sürdürülebilir çözümler oluştururken, bunların gelecek nesillere olabilecek etkilerine de dikkat etmek seçilmiş temsilcilerin görevi. Şehirlerimizin ve kasabalarımızın sadece iş hayatı açısından iyi olmalarını sağlamakla kalmayıp; yurttaşların refahına da önem vermeliyiz. Herşeyden önce, bir “yeşil şehir” daha mutlu ve içinde yaşanılası bir şehirdir. Avrupa’nın her tarafındaki yeşil liderler, ulaşım, enerji,  çevre ve kent planlama alanlarındaki yenilikçi ve yaratıcı çözümlerin, verimliliği arttırdığı kadar, o şehirde yaşayan yurttaşların refahını da arttırdığını gösterdiler. Ayrıca yeşil meselelerin önemi konusunda bilincin artmasına da yardım ettiler. Yeni nesil yeşil liderlerle bu başarının üzerine yenilerini inşa etmeliyiz. Sürdürülebilir sosyal ve çevresel çözümlere odaklanmanın, özümüzdeki  en dezavantajlı yurttaşlarımızın haklarının korunmasına yardım edecek. En iyi çözümleri bulunmanın anahtarının, tabandan yukarı, katılımcı biçimdeki politikalar olduğuna inanıyoruz. Konuşmacılar, geleceğe yakışan yeşil şehirleri inşa etmede kaşılaştıkları zorlukları ve bunları nasıl aştıklarını paylaşacaklar”.

Oturumun moderatörlüğünü, Evelyne Huytebroeck (Brüksel Parlamentosu üyesi, Avrupa Yeşiller Partisi Komite üyesi) üstlenmişti.

Konuşmacılar özetle kentlerini nasıl daha “yeşil” yaptıklarını/yapacaklarını anlattılar:

Wouter Van Besien, Antwerp(Belçika) Belediye başkan adayı:  Antwerp Belediyesi için önümüzdeki Ekim ayında yapılacak seçimlere hazırlanırken, Yeşiller olarak bir anket uyguladık. Bu ankette “çevrenizdeki/mahllenizdeki sorunlar neler; neye ihtiyacınız var?” diye sormak yerine “Mahallenizde sizi en çok mutlu eden şey nedir?” diye sorduk. Daha sonra da “iyileştirilmesini istediğiniz şey nedir?” sorusunu yönelttik. Gelen yanıtlardan, insanları en çok mutlu eden şeylerin neler olduğunu; bunlar hangi mahallelerde eksikse tamamlanması gerektiğini anladık. Birinci sorunun yanıtlarından, iyi bir mahalle kavramına gelindiğinde, yeşil yaklaşımların insanları mutlu ettiği sonucu çıktı. İkinci soruya gelen yanıtların çoğu da “yerel dükkanlara önemli bir rol verilmesi gerektiği ve mahallelerle Belediye Meclisi arasındaki mesafeyi ortadan kaldırmak üzere köprü görevi görecek kamu görevlilerinin sayısının arttırılması etrafında toplanmıştı. Belediye başkanı adayı olarak, yapabildikleri ölçüde insanların hayallerinin  gerçekleşmesini sağlamanın  halinde görevleri olduğunu düşünüyorum. Antwerp’te yaşayanların %49,1’i ya başka bir ülkede doğmuş; ya da anne veya babası başka bir ülkede doğmuş. Süregelen sorunlardan bazıları:

  • 18-24 yaş arası gençler arasında 6000 kişi işsiz
  • Çocuklar fakir
  • Kötü bir konut piyasası var
  • Trafik sıkışıklığı had safhada
  • Hava kalitesi kötü
  • Enerji verimliliği bakımından durum kötü

Siyasi açıdan, halen milliyetçi bir parti liderliğinde sağ koalisyon belediyede; Yeşiller anketlerde 2. sırada çıkıyor.

Yeşiller (Groen) Belediye başkan adayı olarak, “Antwerp yapabilir” sloganıyla seçim kampanyasına çıktık. Mahallelerin blok (ada) bazında yenilenmesi, her bir evden en fazla 300 m uzaklıkta bir park olacak şekilde mahallelerin yeşillendirilmesi; daha fazla bisiklet ve toplu taşımayı özendiren yeni bir kent-içi ulaşım düzenlemesi; kenti kuşaklayan çevre yolunu ağaçlandırarak “yeşil çatı” yaratılması; etnik ve kültürel çeşitliği göz önünde bulundurarak, “Antwerp’li olma” ruhunu geliştiren bir entegrasyon programı uygulanması vaadlerimiz arasında. Bu son vaad için yapmayı planladıklarının ayrıntıları ise 2 başlık altında toplanıyor:

  1. Saygı
  • Sıfır ayrımcılık
  • Herkes için iş
  • Gençleri, açık iş olanakları ile buluşturma (city matchmaking)
  • Dini mekanlar
  • Polis gücünün doğru kullanımı
  1. İlişkilendirme
  • Kültür
  • Dernekler ve organizasyonlar
  • Kent demokrasisi
  • Sosyal yapılar ve sosyal hizmetliler
  • Dil

Maria Vassilakou, Viyana (Avusturya) Belediye Başkan Yardımcısı: Viyana %50 si yeşil alan olan bir şehir. 2013 yılından beri Dünya’nın en yaşanabilir şehirleri arasında en başlarda geliyor. Jaime Lerner’in “kent sorun değil, çözümdür” sözünden hareket etmeyi şiar edindik. “Bir şehir, bir çocuk için iyiyse, herkes için iyidir” ana kriterimiz.  Viyana için önceliklerimiz ve yaptıklarımız şöyle:

-maliyetler ile başedilebilir şehir

-sürdürülebilir kent-içi ulaşım (2017’de ulaşımın %73’ü yeşil ulaşım halinde. Araba paylaşımı, toplu taşıma, bisiklet gibi seçenekler sunduk. Yürünebilir şehir yarattık. Çoğu kişi yürüyerek ulaşımını sağlıyor.  Karbobdioksit salımlarında 7000 ton azaltım sağlandı.

-Sokakları yeniden düşün (ana caddelerle yeşil alanlar ve dinlenme olanakları sağlandı)

-kentte yeni yeşil semtler oluşturuldu (“Evin dışı, kentin içi demektir” şiarından hareketle mevcut binaların yüzeylerini, çatılarını yeşillendirdik; daha iyi havalandırma, gölgeleme, iklime duyarlı binalar oluşturduk)

-Birlikte-yaratım kenti (sadece 2018 yılında yurttaşlarla 25 katılımcı süreç yürüttük).

Lot van Hooijdonk, Utrecht (Hollanda) Belediye Başkan Yardımcısı: Hollanda’nın Utrecht şehri belediyesi  şu 3 ilkeyle hareket etti:

  • Sürdürülebilir şehir
  • Herkesi dahil eden şehir
  • Yaşanabilir şehir

1960’lardan kalma binaların bulunduğu ve genelde az gelirli, göçmen ailelerin yaşadığı şehrin kıyısındaki bir mahalleyi kentsel yenilemeye tabi tuttuk. Semti doğalgaz’dan arındırdık. Tamamen yenilenebilir enerjiye geçtik. Bu yenileme işinde semtte yaşayanları istihdam ettik; böylece onlara yeni iş olanakları sağladık.

Yeşil kent içi ulaşım için ise, araba paylaşımı, akıllı ücretlendirme, güneş enerjisine dayalı elektrikli araçlar, elektrikli otobüsler, bisiklet gibi yeşil çözümleri uygulamaya koyduk.

Belçika’nın Yeşilleri

Bir başka oturumun teması “Yeşillerle Tanışın” idi. Bu oturumda Yeşil vekiller, Belçika’daki siyasal ortamda Partilerinin tarihi ve mevcut durumu hakkında kısa sunumlar yaptılar; Belçika siyasetinde eşi görülmemiş, Valon kesimin yeşil partisi Ecolo ile Flaman kesimin yeşil partisi Groen’in,  Brüksel parlamentosu için ortaklaşa oluşturdukları hedeflerini anlattılar.

Sunum yapanlar:

  • Elke Decruynaere, Ghent Kent Meclisi üyesi
  • Jonas Dutordoir, Belçika Groen Partisi sözcüsü ve iletişim birimi başkanı
  • Saraswati Matthieu, Ghent Şehri Meclis üyesi, Brüksel Parlamentosu  Groen-Ecolo grubunun sekreteri
  • Bart Staes, Avrupa Parlamentosu Milletvekili  , Yeşiller/EFA grubu üyesi
  • Arnaud Verstraete, Brüksel Parlamentosu üyesi

Konuşmalardan özetle aldığım notlar aşağıda:

Belçika Groen Partisi 1979 yılında kurulmuş. Belçika’da 7 farklı düzeyde parlamento var:

  • Ulusal Parlamento
  • Senato
  • Brüksel Meclisi
  • Flamanca konuşulan bölgelerin meclisleri
  • Fransızca konuşulan bölgelerin meclisleri
  • Almanca konuşulan bölgelerin meclisleri
  • Yerel Kent Meclisleri

1999 yılında ulusal parlamentoya girmişler. 2003’te kötü bir dönem başlamış ve sosyal demokratlar partiden ayrılmış.

“İyi politikacılara ve iyi iletişime yatırım yapın” sloganıyla yeniden harekete geçmişler ve 2014’te ulusal parlamentodaki oylarını %8,4’e çıkarmışlar. Halen oyları yükselişte.

Bireylerle yerel politika konuşmak kolay ama Avrupa düzeyindeki politikaları konuşmak zor. Bunun için groen içinde fikirleri ve tutumları beslemek üzere bir Avrupa Ağı (European Network) oluşturulmuş ve çalışmaları 140 kişi izliyor. Avrupa Ağı olarak atelye çalışmaları düzenleniyorlar. Politikaları, tabandan yukarı oluşturmak istiyorlar. Bu amaçla yaz üniversitesi var. Avrupa politikaları üzerine tartışmalar yürütüyorlar. Ayrıca herkesin anlayabileceği bazı dokümanlar oluşturmuşlar. Örneğin “toolbox for from policy learning to policy learning by doing”.

Ghent’te 250.000 kişi yaşıyor. Bunun 75.000’i öğrenci. 2012 yılında sosyal demokratlarla yerel seçime girmişler. %45 oy almışlar. Son zamanlarda Ghent’te özellikle şehir içi dolaşım planı ve okullardaki çeşitlilik konusunda pek çok çalışmaları var. Bu kapsamda

-eğitsel şehir

-yeşil oyun alanları

-iklim ittifakları

-gıda tasarrufu projesi

gibi çalışmalar yapıyorlar.

Ghent’te bisiklet kullanımını %30 seviyesine çıkarmışlar. Ghent, Avrupa Yeşil Başkentleri ödülünü almış.

Belçika Yeşilleri (Flaman Bölgesinde Groen Parti, Valon Bölgesinde Ecolo) ilerici, “çeşitlilik zenginliktir” şiarı ile baktığı için Belçika’nın Flaman ve Valon bölgeleri olarak bölünmesine karşı. Bu nedenle “Zamen Ansamble (Birliktelik Ansamblesi)” oluşturturmuşlar. Ecolo ile birlikte bu yönde çalışmalar yürütüyorlar. Etkinliklerinde kullandıkları yenilikçi ve katılımcı formatlarla, yenilenen iletişim kanallarıyla ve tarihinde ilk kez uygulayacağı dijital kampanya ile son bir kaç yılda iletişim konusunda dönüşüm yaratmışlar. Bu çerçevede 2003 yılındaki başarısız dönemden sonra, nerede yanlış yaptıklarını araştırmak üzere bir ekip oluşturmuşlar. Yaptıkları araştırmalar onlara bambaşka gerçekleri göstermiş. Sosyalist parti tarafından evsizlere yardım amacıyla kurulan bir kuruluş için toplanan paraların, parti üyelerinin ceplerine gittiğini ortaya çıkarmışlar. Sosyalist Parti tarafından yeni stadyum için kamu bütçesinden hiç bir para harcanmayacağı vaadinde bulunulmuşken, işin iç yüzünün böyle olmadığı; bu sözün tutulmadığı anlaşılmış. Bütün bunlar hem Groen-Ecolo ortaklığına güç kazandırıyor hem de seçimlerdeki başarılarını arttırıyor. Groen ve Ecolo’nun Parlamentodaki grubu ortak. Hatta bu iki partinin “evliliğinden” bile bahsedilmeye başlanmış.

Seçmenler nasıl düşünür? Tepkilerin genelde %80’i duygusal; akılcı değil. Onun için önce değerlerden bahsetmek gerekiyor kampanyalarda. Sonra bunları ve bunlara ilişkin politikalarınızı defalarca tekrarlamanız, her fırsatta söylemeniz gerekiyor ki seçmenlerin akıllarına kazınsın. Öte yandan bunların da olumlu ifadeler olması gerekiyor.

Tüm seçmenleri ikna etmek imkansız. Size oy vermesi ihtimali olmayan seçmenler için para ve zaman harcamaya gerek yok. Yeşillere yakın olabilecek, oy verebilecek kesim genelde gençler. Doğru mesajlarla onlara ulaşmaya çalışmak;  olumlu ve umut verici mesajlara ağırlık vermek gerek. Belçika Yeşilleri kampanyalarının ana sloganını “daha insani, daha dürüst ve daha sağlıklı” şeklinde belirlemiş.

Yeşiller genelde uzun vadeli politikaları benimsiyorlar. Çocuklarının, torunlarının geleceği onları ilgilendiriyor. Dünyanın ve insanın sınırlarını dikkate alan politikalara önem veriyorlar.

Seçmenler ise, “Bu parti, benimle aynı değerleri mi paylaşıyor? Benim değerlerimi uygun şekilde temsil edebiliyor mu?” diye bakıyor. O nedenle seçimlerde oy isterken, kampanya yaparken  buna göre hareket etmek gerekiyor.

Kampanya Atelyesi

Bu oturumların tamamlayıcısı olarak sizlere katıldığım “Dijital ve Halka Yönelik Kampanya Atelyesi”nden notlarımı aktarmak istiyorum.

Sunumu, Avrupa Yeşiller Partisi kampanya yöneticisi Sybren Kooistra yaptı.

Seçmenlere hitap eden bir kampanyaya giderken hangi sorularla ilerlenmesi gerektiğinin yol haritasını şöyle sıralayabiliriz:

Klişeler:                            Bir seçmen olarak sizi ciddiye almayı düşünmeli miyim?

Değerler:                         Bir seçmen olarak sizlerle aynı idealleri paylaşıyor muyum?

Duygular:                        Bir seçmen olarak söyledikleriniz umurumda mı?

İçerik:                               Bir seçmen olarak çözümleri anlıyor muyum?

Parti manifestosu:         Daha spesifik konulara girmek isteyenler için

Değerler konusunda:

Pozitif olun: Çılgına dönmüş, öfkelenmiş olabilirsiniz; ama bir çözüm, bir umut önermeye çalışın ve mümkün olduğunca, negatif olduğunuzdan daha fazla pozitif olduğunuzdan emin olun.

İnsani olun: Politikacılara güvenin çok az olduğu günümüzde, espri, karakter ve duygularınızla sadece başkaları gibi herhangi bir kişi olduğunuzu gösterin. Hatta parti olarak bile bunu yapmaya çalışın.

Sonuçta her şey değerlere dayanır. O nedenle daima değerler hakkında konuşun. Örneğin dürüstlük, eşitlik, özgürlük, barış, refah, adalet, güven, hukukun üstünlüğü, vb.

  1. Kampanya öyküsü

 

Bir kampanya öyküsü yazın. Şunu bilmek gerekir ki “tarihteki her büyük hareketin arkasında gerçekten sıkıcı ve sinir bozucu işler yapan kahraman insanlar vardır”. Hikayeden kasıt, hareketimizin hikayesi, vizyonumuz, düşmanımız, çözmeye çalıştığımız sorun, katılan birey ve onun somut eylemi ve şu anda neden önemli olduğunun bilinmesidir.

  1. Değişim teorisi

 

İnsanlara, onlardan istediğimiz eylemin, görmek istediğimiz değişikliği nasıl yaratacağını anlatın.

Örneğin:

Amaç                                               : İklim değişikliğinin durdurulması

Uzun dönemli kampanya            : Fosil yakıtlara son verilmesi

Mevcut kampanyanın hedefi:    : Kömür enerjisinin subvansiyonunun durdurulması

Proje düzeyinde amaç                 : Kömürlü termik santrallerin durdurulması

Proje düzeyinde alt hedef           : Bu kömür santralinin durdurulması

  1. Daima isteyin: facebookta yayınladıklarınızla; videolarla; emaillerle; telefonla; yüz yüze; tweetlerle
  2. Zor bir rica: İnsanları arayın, onlarla konuşun, bunun neden önemli olduğunu anlamalarına çalışın ve gerçekten yardımlarını isteyin
  3. İyi bir örnek verin: Onlara kendinizin de aynı şeyi yaptığınızı, bunun için çok çalıştığınızı gösterin. Onların, gerçekten etki yaratan çalışmalarını takdir ettiğinizi belirtin.

FACEBOOK:

Facebookta benim, senin, onun ve kampanya firmalarının yaptıkları paylaşımlar, beğeniler, yorumlar gerçek bir rekabet içinde. Hala en etkili sosyal medya alanlarından birisi facebook.

Herhangi bir kampanya posterindeki imajın ve ilgili notun, değerleri, durumun aciliyetini, ana mesajı, markanızı içerdiğinden emin olun. Ayrıca dikkat çekici olmasına ve yaygınlaşmasına çalışın.

Yaptığınız video veya posteri/broşürü, vb seyreder miydiniz; beğenir miydiniz; paylaşır mıydınız? diye kendinize sorun. Eğer yanıtınız evetse, bu kez “Konu nedeniyle mi; gönderen nedeniyle mi; yoksa önemli olduğunu düşündüğünüz için mi olurdu?” diye sorun kendinize.

Sağcı bir gazetede mi; solcu bir gazetede mi yayınlayacaksınız? Ya da sağcıların mı solcuların mı çaıkarlarına yönelik yayınlayacaksınız? Hangi yaş, eğitim; bölge vb.ne yönelik olacak?

Ya da angaje olma durumuna göre mi?: Daha önce beğenmiş mi? Paylaşmış mı? Sıkça mı? Onu değil de bunu mu? Bu soruların yanıtlarına göre, “işte al sana yeni bir tane daha…” demek gerek.

  1. TWEETER:

Bir anlamda sınır tanımayan bağırma hali. Daha çok aktüalite ve karşılaştırma ile ilgili. Populistler için harika bir ortam. Tweeterda en öfkeli , en komik, en akıllı ve en umutlu olabilirsiniz.

  1. KAPILARI ÇALARAK:

C.1.       NEREDE İŞE YARAYACAKSA ORADA YAPIN.

Hangi kapıları çalacağınıza dair karar verirken, eğer elinizde veriler varsa kullanın. Yoksa gerekirse bazı ipuçlarına başvurun:

  • Toplu taşımaya yakın oturan insanlar?
  • Belirli bir dönemde yapılmış eski yapılar?
  • Haritada işaretlediğiniz tanıdıklar
  • Seçim sonuçlarına göre haritada işaretlediğiniz noktalar

gibi.

C.2. ÇALDIĞINIZ KAPILARIN KAYDINI TUTUN.

Asla aynı kapıya 2 kez gitmeyin. Tabii yeşile dönüşebilecekleri konusunda şüpheleriniz olanlar hariç. Bunun için

-Smartphone veya tablet üzerinden basit bir google formunda

-Kalem ve kağıtla, paylaşılmış google sayılarıyla hepsini saklayarak

bir kayıt tutun.

C.3. YAZILI BİR METNE DAYALI OLARAK AMA DAHA ÇOK KISA BİR KONUŞMAYLA

İnsanlar politikacılara güvenmedikleri için yapabileceğiniz en fazla şey, senin-benim gibi herhangi bir insan olduğunuzu ve güvenilir bir kişi olduğunuzu göstermeye çalışmak.

Kilitleri çözücü sorularla başlayabilirsiniz. Bir broşür verebilirsiniz ve alçakgönüllü görünmeye çalışabilirsiniz.

Eğer insanları size yardım etmeye ikna etmekte zorlanıyorsanız, şunu bilmelisiniz ki,  onlar, başkalarını size oy vermeleri için ikna etmekte daha da zorlanacaklardır.

Size yardım etmek isteyen insanlara 4 önemli yol önerebilirsiniz:

  1. Kapıları çalmak
  2. Sosyal medyada paylaşmak
  3. Fonlarınıza katkıda bulunmak
  4. Örgütünüzde gönüllü çalışmak

İki seçenek var:

Seçenek A

  • Wi-fi olan bir smart telefon alın
  • Simkart alın
  • Bir yayın listesi hazırlayın
  • Web.whatsapp.com sitesini kullanın

Seçenek B

  • Yerel bir WhatsApp Grubu kurun
  • Kendi adınızı ve telefonunuzu kullanın

Değerlerden konuşurken, nerede durduğunuzu; ne için mücadele verdiğinizi anlatın. Duygulardan başlayarak, rasyonele doğru götürün. Sonuçta, bunun kişiye ne yapacağını; hayatında neyi değiştirebileceğini anlatabilmek gerek.

Hollanda’da yapılan bir araştırmaya göre, akıllı telefonlarda kaydırma için ortalama bir başparmağın bir yılda katettiği yol 50 km imiş.

Ülkenin gündemine düşen bir olay olduğunda, siyasiler genelde anında bunu öfkeye tahvil edebiliyorlar ya da tam tersine çevirerek işlerine gelecek bir söyleme dönüştürebiliyorlar. Ama bu genelde popülistlerin işi. Yeşiller böyle yapmaz. Böyle bir durumu anında olumlu bir yorumla ve espriyle, duygulara hitap edebilecek şekilde ifade edebilirsen başarılı olursun. (Belki T A M A M kampanyası buna bir örnek olabilir).

Ev ziyaretleri için 10.000 gönüllü ile çalışmışlar. 100.000 evin kapısını çalmışlar. Yüz yüze görüşmelerle sonuçların çok fark ettiğini görmüşler.

Viraller için 5000 “apptivist grubu” kurmuşlar. Facebook ve tweeter üzerinden yayın yapmışlar. Virallerde pandomim önemli; çünkü bazı şeyleri mimiklerle anlatmak duygulara daha fazla hitap edebiliyor.

Kampanyalarına finansman sağlamak içinse, aşağıdaki yöntemleri kullanmışlar:

  • Mobil ödeme linkleri
  • Bağış yapmaya davet eden emailler
  • Kaynak yaratmak üzere ikinci el eşya satışları
  • Kaynak yaratmak üzere mangal partileri

Ekibin kendi arasındaki yazışmalar için ise, bedava bir uygulama olan “slack”i kullanmışlar.

Tilt!

19 Mayıs’ta katıldığım ilk oturumda 2019’da yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimleri için Avrupa Yeşiller Partisi (EGP)’nin hazırladığı ve Tilt! (Meylet!)  ismini verdiği kampanyasının tanıtımı vardı. İlgilenenler için kampanyanın linki aşağıda:

https://www.tilt.green/

Kampanyaya üye olabiliyorsunuz ve size kampanya ile ilgili bilgiler akıyor.

 

 

Sema Alpan Atamer

You may also like

Comments

Comments are closed.