Yeşil Havadis

Yüksel Selek: “Siyasette kişilik bölünmesi yaşanıyor.”

0

Yeşiller Partisi Eş Sözcüsü Yüksel Selek, başörtüsü, anadilde eğitim ve alevilerin talepleriyle ilgili olarak yaşanan gelişmelerin siyasette bir kişilik bölünmesini yansıttığını söyledi.

Bugün yayınlanan Yeşiller Partisi Haftalık Basın Bülteni’nde yer alan açıklamada temel hak ve özgürlükler konusunda hem iktidarın, hem de muhalefetin çifte standart sergilediğini söyleyen Selek, “Ayrımcılığın her çeşidine karşı olan Yeşiller,  ister başörtülü, ister türbanlı genç kadınların yüksek öğrenim haklarını savunuyor.  Alevilerin dinsel inançlarına saygı, Cem Evlerinin ibadethane olarak tanınması, zorunlu din dersi uygulamasına son verilmesi talepleri de sonuna kadar haklı taleplerdir. Anadilde eğitimi talebi de, Kürtlerin en temel haklarından biridir.” dedi.

Yüksel Selek’in açıklamasının tam metni şöyle:

“Dünya güçlü bir akıntıyla değişirken, akıntıya direnlerin nefesi kesiliyor, beden ve ruh sağlığı bozuluyor, beyin kimyası değişiyor. Siyaset dünyasıyla, sivil toplumuyla, Türkiye’nin hali biraz böyle… Arazlar kişilik bölünmesini andırıyor. Psikolojide şizofreni denen bu hastalığa yakalan kişide davranışlar tutarsızdır. Kimi zaman gayet mantıklı, kimi zaman saçma sapan…

Temel hak ve özgürlükler konusunda hem iktidar hem muhalefet çifte standart sergiliyor; kendine demokrat, kendine Müslüman. Elbette bu zihinsel kimya bozukluğu siyasi iklim aracılığıyla topluma da sirayet ediyor.

Geçen yüzyılın tekçi (monist) rejimlerinin yarattığı sorunlar bugün hala çözüm bekliyor. Kürtlerin kimlik/dil/kültürel haklarının tanınması; türban/başörtüsü taşıyan genç kadınların öğrenim hakları; Alevilerin ibadet özgürlüğü/zorunlu din dersleri, gibi temel insan hak ve özgürlükleri üzerindeki yasakları hala tartışıyoruz.

Neyse ki, dün tabu olan bu konuları bugün tartışabiliyoruz. Toplum, tüm farklılıklarıyla bir arada yaşamaya, çözüme siyasilerden daha hazır, daha arzulu. Siyasiler ise tereddütlü, tutarsız; bir ileri bir geri gidiyorlar ve temel hak ve özgürlükleri siyasi pazarlık konusu yapıyorlar.

Kadınlar üzerinden siyasileştirilen türban konusunda iktidar, Üniversitelere türbanla girilmesini, haklı olarak, öğrenim özgürlüğünün ihlali olarak görürken,  Alevilerin zorunlu din derslerine karşı direnişine duyarsız kalıyor. İşte, her ikisi de dini, kültürel özgürlükler alanına giren iki ayrımcılık, bir çifte standart örneği…

Ana Muhalefet Partisi CHP, laikliğin bekçisi olarak, iktidarda da muhalefette de Alevilerin sorunlarını çözmeye değil, oylarına talip oldu. Kuruluş ideolojisi gereği dini devlet denetimine almak amacıyla kurulan Diyanet İşleri’nin sadece Sünni İslam’a hizmet ediyor olmasından pek de rahatsız görünmediler. Böylece, bizim Devlet, din işlerine doğrudan müdahale etmeyi sürdürüyor. CHP, Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkanlığı’na kadar türban yasağının bizzat banisi ve savunucusuydu. Hala da Parti içindeki laisist kanat direniyor. .

12 Eylül Askeri Yönetimi’nin tahkim ettiği vesayet rejimini geriletme konusunda ciddi mücadele veren AKP,  Anayasa reform paketinde, kadınlar ve engellilerle ilgili pozitif ayrımcılığın Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı sayılamayacağı hükmü dışında etnik, dinsel, dilsel ve diğer farklılıkların güvenceye alınmasını es geçti.

Başbakan Almanya’da, asimilasyonun insanlık suçu olduğunu ilan ederken, Türkiye’de 80 yıldır Kürt nüfusa uygulanan politikaların asimilasyonun dik alası olduğunun Türkiye dışında bilinmediğini sanıyor olamaz. Aynı şekilde, anadilde eğitimin toplumsal entegrasyon için en iyi çözüm olduğunu söylerken, Türkiye’de Kürtlerin anadilde eğitim haklarının olmadığı, nasıl olsa Almanya’da bilinmiyordur, diye düşünmüş de olamaz. O halde bu nedir?  Fütursuzca yapılan bir çifte standart örneği midir, yoksa siyaset dünyamızda sahiden bir zihinsel bölünme mi yaşanıyor?

20. yüzyılın ideolojik monolitik sistemleri çözülüyor, ayrışıyor. Dünya ile birlikte Türkiye de yeniden yapılanmanın sancılarını yaşıyor. Küresel köyün eski kavalcıları peşlerindeki sürüyü kaybediyor. Tek sesli toplumlar yerini çok sesli topluma, farklı kimlikçi topluklara bırakıyor. Bundan böyle, bu çok sesli toplumu bir arada tutacak harç; farklı dinsel, etnik, dilsel, cinsel, kültürel topluluk kimliklerini tanımak; farklı hayat tarzlarının, doğanın, tüm canlıların yaşam haklarını yasal, anayasal güvencelere bağlamaktır. Toplumun ruhsal, zihinsel sağlığına yeniden kavuşması böyle sağlanacak; adil, özgür, eşitlikçi, çoğulcu yeni bir toplum böyle inşa edilecektir.

Yeşiller Partisi, farklılıkların temel hak ve özgürlükler olarak tanınmasını sonuna kadar savunmaya devam edecek. Toplumsal mutabakatla yeni demokratik bir Anayasanın oluşturulması sürecine aktif katkısını yapmaya hazırlanıyor.

Ayrımcılığın her çeşidine karşı olan Yeşiller,  ister başörtülü, ister türbanlı genç kadınların yüksek öğrenim haklarını savunuyor.  Alevilerin dinsel inançlarına saygı, Cem Evlerinin ibadethane olarak tanınması, zorunlu din dersi uygulamasına son verilmesi talepleri de sonuna kadar haklı taleplerdir. Anadilde eğitimi talebi de, Kürtlerin en temel haklarından biridir.

Toplumun büyük bir kesimini etkileyen bu sorunlar, seçimler sonrasına, yeni Anayasaya ertelenmeden çözülebilir, çözülmelidir. Meclis’teki Siyasal Partiler zaman geçirmeden bir araya gelip ayrımcılığın tüm çeşitlerini yasaklayan, farklılıkların özgürlüğünü güvenceye alan bir yasama çalışmasını başlatmalıdır.  Bu başarılabilirse, yeni Anayasa sürecine de önemli bir katkı yapılmış olacaktır.

Yüksel Selek
Yeşiller Partisi Eş Sözcüsü”

(Yeşil Gazete)

ünya güçlü bir akıntıyla değişirken, akıntıya direnlerin nefesi kesiliyor, beden ve ruh sağlığı bozuluyor, beyin kimyası değişiyor. Siyaset dünyasıyla, sivil toplumuyla, Türkiye’nin hali biraz böyle… Arazlar kişilik bölünmesini andırıyor. Psikolojide şizofreni denen bu hastalığa yakalan kişide davranışlar tutarsızdır. Kimi zaman gayet mantıklı, kimi zaman saçma sapan…

Temel hak ve özgürlükler konusunda hem iktidar hem muhalefet çifte standart sergiliyor; kendine demokrat, kendine Müslüman. Elbette bu zihinsel kimya bozukluğu siyasi iklim aracılığıyla topluma da sirayet ediyor.

Geçen yüzyılın tekçi (monist) rejimlerinin yarattığı sorunlar bugün hala çözüm bekliyor. Kürtlerin kimlik/dil/kültürel haklarının tanınması; türban/başörtüsü taşıyan genç kadınların öğrenim hakları; Alevilerin ibadet özgürlüğü/zorunlu din dersleri, gibi temel insan hak ve özgürlükleri üzerindeki yasakları hala tartışıyoruz.

Neyse ki, dün tabu olan bu konuları bugün tartışabiliyoruz. Toplum, tüm farklılıklarıyla bir arada yaşamaya, çözüme siyasilerden daha hazır, daha arzulu. Siyasiler ise tereddütlü, tutarsız; bir

ileri bir geri gidiyorlar ve temel hak ve özgürlükleri siyasi pazarlık konusu yapıyorlar.

Kadınlar üzerinden siyasileştirilen türban konusunda iktidar, Üniversitelere türbanla girilmesini, haklı olarak, öğrenim özgürlüğünün ihlali olarak görürken, Alevilerin zorunlu din derslerine karşı direnişine duyarsız kalıyor. İşte, her ikisi de dini, kültürel özgürlükler alanına giren iki ayrımcılık, bir çifte standart örneği…

Ana Muhalefet Partisi CHP, laikliğin bekçisi olarak, iktidarda da muhalefette de Alevilerin sorunlarını çözmeye değil, oylarına talip oldu. Kuruluş ideolojisi gereği dini devlet denetimine almak amacıyla kurulan Diyanet İşleri’nin sadece Sünni İslam’a hizmet ediyor olmasından pek de rahatsız görünmediler. Böylece, bizim Devlet, din işlerine doğrudan müdahale etmeyi sürdürüyor. CHP, Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkanlığı’na kadar türban yasağının bizzat banisi ve savunucusuydu. Hala da Parti içindeki laisist kanat direniyor. .

12 Eylül Askeri Yönetimi’nin tahkim ettiği vesayet rejimini geriletme konusunda ciddi mücadele veren AKP, Anayasa reform paketinde, kadınlar ve engellilerle ilgili pozitif ayrımcılığın Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı sayılamayacağı hükmü dışında etnik, dinsel, dilsel ve diğer farklılıkların güvenceye alınmasını es geçti.

Başbakan Almanya’da, asimilasyonun insanlık suçu olduğunu ilan ederken, Türkiye’de 80 yıldır Kürt nüfusa uygulanan politikaların asimilasyonun dik alası olduğunun Türkiye dışında bilinmediğini sanıyor olamaz. Aynı şekilde, anadilde eğitimin toplumsal entegrasyon için en iyi çözüm olduğunu söylerken, Türkiye’de Kürtlerin anadilde eğitim haklarının olmadığı, nasıl olsa Almanya’da bilinmiyordur, diye düşünmüş de olamaz. O halde bu nedir? Fütursuzca yapılan bir çifte standart örneği midir, yoksa siyaset dünyamızda sahiden bir zihinsel bölünme mi yaşanıyor?

20. yüzyılın ideolojik monolitik sistemleri çözülüyor, ayrışıyor. Dünya ile birlikte Türkiye de yeniden yapılanmanın sancılarını yaşıyor. Küresel köyün eski kavalcıları peşlerindeki sürüyü kaybediyor. Tek sesli toplumlar yerini çok sesli topluma, farklı kimlikçi topluklara bırakıyor. Bundan böyle, bu çok sesli toplumu bir arada tutacak harç; farklı dinsel, etnik, dilsel, cinsel, kültürel topluluk kimliklerini tanımak; farklı hayat tarzlarının, doğanın, tüm canlıların yaşam haklarını yasal, anayasal güvencelere bağlamaktır. Toplumun ruhsal, zihinsel sağlığına yeniden kavuşması böyle sağlanacak; adil, özgür, eşitlikçi, çoğulcu yeni bir toplum böyle inşa edilecektir.

Yeşiller Partisi, farklılıkların temel hak ve özgürlükler olarak tanınmasını sonuna kadar savunmaya devam edecek. Toplumsal mutabakatla yeni demokratik bir Anayasanın oluşturulması sürecine aktif katkısını yapmaya hazırlanıyor.

Ayrımcılığın her çeşidine karşı olan Yeşiller, ister başörtülü, ister türbanlı genç kadınların yüksek öğrenim haklarını savunuyor. Alevilerin dinsel inançlarına saygı, Cem Evlerinin ibadethane olarak tanınması, zorunlu din dersi uygulamasına son verilmesi talepleri de sonuna kadar haklı taleplerdir. Anadilde eğitimi talebi de, Kürtlerin en temel haklarından biridir.

Toplumun büyük bir kesimini etkileyen bu sorunlar, seçimler sonrasına, yeni Anayasaya ertelenmeden çözülebilir, çözülmelidir. Meclis’teki Siyasal Partiler zaman geçirmeden bir araya gelip ayrımcılığın tüm çeşitlerini yasaklayan, farklılıkların özgürlüğünü güvenceye alan bir yasama çalışmasını başlatmalıdır. Bu başarılabilirse, yeni Anayasa sürecine de önemli bir katkı yapılmış olacaktır.

Yüksel Selek

Yeşiller Partisi Eş Sözcüsü

You may also like

Comments

Comments are closed.