Önümüz Bayram, arkası yaz. Yani öğrenciler ve çoğu çalışan için tatil zamanı. Herkes kendi meşrebince tatil yörelerine akarken biz de Yeşil Gazete olarak tatil yeri önerilerinde bulunmak yerine gideceğiniz tatil yörelerine yakın ekoloji mücadeleleri verilen yerleri dikkatinize sunuyoruz. Böylece, tatil yapacağınız yerin yakınlarındaki ekolojik tahribatı gözünüzle görecek veya tehdit altındaki yerlerin belki de son kez tadını çıkaracak, sizden sonra gelecek insanlara anlatacağınız izlenimler biriktirebileceksiniz.
Yeşil Gazete olarak maksadımız kesinlikle tatilinizi zehir etmek değil! Belki ekolojik mücadelesini kararlılıkla sürdüren yerel halkla dayanışmak, belki, sadece selam vermek ya da mücadelelerinden ilham almak istersiniz diye düşündük.
İşte Yeşil Gazete’nin tatil için görmeden gelmeyin diye önerdiği 7 harika.
Tatil planınızda Doğu Akdeniz varsa Mersin – Anamur arasında nükleer santral yapılması planlanan Gülnar-Büyükeceli’de mutlaka bir mola verin. Türkiye’de ekoloji mücadelelerinin belki de en eskisi burada. Üç kuşağı bulan nükleer karşıtı mücadele santral projesini iki defa iptal ettirdi. Şimdi Ruslara ihale edilen projeyi durdurmak için henüz geç değil. Yani hazır Akkuyu’ya gelmişken Akdeniz’in radyasyona bulanmamış sularında yüzme fırsatını kaçırmayın.
Artvin’in yolu biraz sapadır, belki de bu nedenle müthiş doğası son zamanlara kadar bozulmadan kalabilmiş. Son yıllarda HES’çilerin en gözde mekanı. Şehrin hemen yanı başında devasa HES projelerinin biri biterken diğeri başlıyor. Ama esas olarak Cerattepe’ye uğramanızı ve altın madenlerine karşı direnen Artvinlilerle bir çay içmenizi öneririz.
Tabii Doğu Karadeniz seyahat rotanızda Hopa’daki çay kooperatifine de uğrayıp üreticilerden çay alın, Rize’de Yeşil Yol’a dair yerel halkın görüşünü dinleyin ve Özellikle Çayeli / Senoz’da ineğini satarak hukuk mücadelesi sürdüren Nacaklı Sinan (Sinan Akçal) ile muhabbet etmeden dönmeyin.
· Hasankeyf- Sur –Halfeti
Güneydoğu bugünlerde popüler tatil merkezleri arasında sayılmaz ama farklı bir tatil arayışında olanlara daha cazip bir teklifimiz yok.
Antep’ten başlayan bir yolculukta önce baraj suları altında kalan Halfeti’ye uğrayıp sular altındaki evlerin damlarını ve minarenin bakiyesini fotoğraflayın. Hasankeyf’i de benzer bir akıbet bekliyor. Tüm mücadelelere rağmen yapımı süren Ilısu barajı altında kalacak kadim Hasankeyf şehrini ve bölgede yaşamını sürdürme mücadelesini sürdüren insanları hafızanıza kaydedin. Buralara gelmişken Mardin ve Midyat’a mutlaka uğrarsınız ama ne olur Diyarbakır’da Sur’a uğramadan, yaraları hala tazeyken kentsel dönüşüm adı altında bir kez daha yaralanan Sur’u görmeden dönmeyin.
Önereceğimiz yerler arasında İstanbul’a en yakını İğneada. İki saatlik bir yolculuktan sonra ulaşabilirsiniz, neredeyse İstanbul’un burnunun ucu. Istranca dağlarının bitip Longoz ormanlarının uzandığı Karadeniz sahillerinde nükleer santral hesapları yapılıyor. Ne diyelim, Allah akıl fikir versin!
Kazdağları hem barındırdığı biyoçeşitlilik açısından hem de maruz kaldığı ekolojik tehditlerin çeşitliliği açısından mutlaka görülmeye değer. Altın madencileri bir ucundan, bölgeyi ülkenin kalorifer kazanına çevirmek isteyen termikçiler öte yandan, taş ocakları, HES’çiler diğer yandan Kazdağlarına göz diktiler. Ama bölge insanı da yaşam alanlarını korumakta kararlı.
Yeşil Gazete’de okumuşsunuzdur en son geçen hafta Bayramiç Kurşunlu köylüleri feldspat madeni çıkarmak için köylerine gelen madencileri kovdular ama aslında Kazdağı ahalisi misafirperverdir, gelen konuklarını ağırlamaktan mutluluk duyarlar, mutlaka uğrayın.
Sinop bugüne kadar Karadeniz kıyısında eşsiz doğası ile bilinen sakin bir şehirdi. Şimdi Sinop da nükleer tehdit altında. Nükleer santrali yapabilecekler mi, zaman gösterecek. Ama siz siz olun vakit geç olmadan dünya gözüyle görün nükleere kurban edilmek istenen yeri. Hazır buralara gelmişken batıya doğru termikçilere direnen Gerzelilere ve Kastamonu – Cide’de Loç vadisini HES’lere karşı savunan sarı yazmalılara da uğramayı ihmal etmeyin
Tatil güzergahınız Ege’de bir yerlerde ise yol üzerinde Soma var. Eski tütün, yeni zeytin beldesinin kirli kömür enerjisi uğruna insan eliyle nasıl harap edildiğini Soma’dan daha iyi göreceğiniz bir yer bulamazsınız. Zeytinlikleri kesildiğinde müthiş bir dayanışma ve direniş örneği sergileyen Yırca köylülerini tanıyın, Yırcalı kadınların el emeği ürünü sabunları, reçelleri, salçaları da satın alıp destek olabilirsiniz.
Soma yakınlarında Bergama da var. Bergamalılar altın madencilerine karşı yıllardır direnişi sürdürüyorlar. Belki de Türkiye çevre hareketinin Akkuyu ile birlikte en uzun soluklu mücadelesi ilk günkü heyecanıyla sürüyor.
(Yeşil Gazete)