ManşetYeşil Gündem

Ya felaket kapitalizmi ya da Yeşil Yeni Düzen

0

Yazar: Albena Azmanova & James Galbraith

Çeviren: Esra Zorer

Öğrendiğimiz üzere pandeminin üç aşaması bulunmakta. İlk olarak can kayıplarının sağlık sistemini çökme tehlikesiyle karşı karşıya bıraktığı bir acil durum aşaması vardır. Bu noktada öncelik felaketi önlemek, hastalara yardım etmek ve gerekli malzemeleri sağlamaktır.

Ardından amacı bulaşma zincirini kırmak ve salgını kontrol altına almak olan önleme aşaması gelir. Bu aşamada sosyal öncelikler iki yönlüdür: Nüfusun büyük bir bölümünü güvenli bir şekilde karantinada tutarken, salgını bastırmaya yetecek süre geçene veya aşı bulunana kadar özellikle gıda ve elektrik, su ve temizlik gibi temel kamu hizmetlerinin istikrarlı akışını sağlamak.

Son olarak ekonomik sonuçların ortaya çıktığı üçüncü aşama gelir. Bu aşama bizlerden orta yolun olmadığı bir zıtlıkta şiddetin hüküm sürdüğü kapitalizm felaketiyle sosyal ve ekonomik yenilenmelerde radikalleşme arasında geniş kapsamlı bir seçim yapmamızı bekler.

Batı’nın zorlu seçimi

İlk aşamayı zar zor kontrol altına alan Batı, hala ikinci aşamanın belirsiz zorluklarıyla karşı karşıya. Şimdiye kadar yalnızca Çin ve birkaç ülke daha etkileyici bir hız ve beceriyle üçüncü aşamaya geçebildi. Öte yandan, Batı’nın uzun süren sıkıntıları ve kendine özgü sosyal ve ekonomik koşulları, buradaki sonuçların bizi keskin ve dramatik seçimler yapmaya zorlayacağını garanti ediyor.

Pandemi, kamu tarafından finanse edilen güçlü sağlık sistemlerinin, kompakt tıbbi tedarik zincirlerinin, gelişmiş bilgi ve izleme ağlarının, sosyal organizasyonun, güvenilir liderliğin ve her şeyden önce karşı karşıya kalınan krize karşı toplum genelinde birlik ve beraberliğin olmasının avantajlarını bizlere gösterdi.

Çoğu batı toplumunun şu ya da bu dereceye kadar eksik olduğu bazı nitelikler var ve Birleşik Devletler örneğinde, bu niteliklerin neredeyse tamamından yoksun olduğunu görüyoruz. Azami kâr ve minimum maliyet prensibine bağlı yalın, “verimli” ancak ölümcül derecede kırılgan piyasa yapıları lehine kamusal alanı küçülttük. Ayrıca lobilerin egemen olduğu politikaların ve aptallarla çevrili, ancak kendilerine hizmet eden oligarkların gelişmesini tolere ettik.

Batılı sistemlerin kırılganlığı, yetkiyi elinde bulunduran seçkinleri bile şok etmiş görünüyor. Ama en azından bu durum onları, halk için etkili destekleri ve belli belirsiz jestleri de içinde barındıran, kendi çıkarlarını koruma amaçlı eylemleri hızlı bir şekilde gerçekleştirmeye motive etti. ABD’de ilk reaksiyonlar, kurumsal sektöre sağlanan büyük kredilerin ve çok zenginler için yarı gizli vergi indirimlerinin yanında işsizlik sigortasının genişletilmesi, sıradan vergi mükelleflerine nakit ödemeler ve küçük işletmelere bazı krediler ile kriz süresince tahliyeler, hacizler ve kamu hizmeti kesintileri üzerine teorik moratoryum getirilmesi şeklinde oldu.

Batılı sistemlerin kırılganlığı, yetkiyi elinde bulunduran seçkinleri bile şok etmiş görünüyor.

Uzun ve başarılı bir önleme politikasını yönetmek, kendini topluma adamış yetkin bir hükümet için bile bir zorluk oluşturacaktır. Şu anda ABD, Birleşik Krallık ve başka yerlerde hüküm sürenler gibi, tesadüfen yönetime geçmiş bencil oligark ve yırtıcı sınıf için, bu pratik bir imkansızlıktır. Dahası, doğrudan ideolojik bir bakış açısından arzu edilebilir bir durum değildir.

Başarılı bir şekilde yönetilen bir önleme politikası, daha iyi organize edilmiş, karşılıklı olarak desteklenen, sosyal açıdan uyumlu bir toplumun ve duyarlı, sorumlu, yetkin bir devletin varlığını işaret eder. Başarılı bir savaş atağı gibi, daha geniş reformlar için itici gücü besler ve bu da, yırtıcı gücün ölümü anlamına gelebilir.

Fotoğraf: Bryan Tarnowski /The New York Times

Normale dönüş yanılgısı

Ve böylece gündem, salgının daha hızlı ve kontrolsüz bir şekilde yayılmasını tehdit eden koşullar altında bir “açılım” a dönüşmüştür. Vaat edilen “normale dönüş”, periyodik krizlerle ve işe yaramayan yeni kapanmalarla noktalanabilir çünkü bunlar yine yetersizlik ve tutarsızlık tarafından baltalanacaktır.

Kaçınılmaz olarak bu durum, yaşlılar ve başka nedenlerle risk altında olanlar için salgın kendiliğinden kaybolana veya virüs kendilerine bulaşana kadar odalarına mahkum edildikleri uzun süreli karantinalara yol açacaktır.

Ancak, her ne kadar yanıltıcı olsa da normale hızlı bir dönüş, borç sözleşmelerinin meşruiyetini, birçok banka ve işletmenin sermaye yapısını, alacaklıların ve ev sahiplerinin haklarını ve dolayısıyla ekonomik güçlerinin temellerini korumanın tek yoludur ve bu nedenle de yönetimdeki seçkinlerin siyasi stratejisidir.

Önleme aşamasını yönetmedeki başarısızlık, süreç tamamlanmadan önce onu sona erdirme baskısını artırdığı için bu stratejinin ekmeğine yağ sürer. Şimdi, yanlış önleme yönetiminin bir hata olmadığını, en azından Amerika Birleşik Devletleri’nde bir politika özelliği olduğunu öğreniyoruz.

Bunu, Beyaz Saray ve Senato‘nun eyalet ve yerel yönetimlere mali destek vermeyi reddetmesinde açıkça görüyoruz; açıkça belli olan hedef, hayat kurtarmak için gerekli olan karantina, kilitlenme ve sosyal mesafeye son verilmesini sağlamaktır. Bu nedenle, hala gelmekte olan hastalıklar ve ölümler, mevcut sistemi sürdürmenin öngörülen bedelidir.

Elbette, Birleşik Devletler bu yolu izleyip bir tedavinin veya aşının erken geliştirilmesini veya salgının hafifletilmesini kendi başına engellediği sürece, ne kadar kusurlu olursa olsun, daha duyarlı ülkelerin kontrol altına alma stratejilerini sürdürmeleri son derece zor olacaktır.

Hala gelmekte olan hastalıklar ve ölümler, mevcut sistemi sürdürmenin öngörülen bedelidir.

İlericiler ve tüm dürüst insanlar bu nedenle üç düzeyde bazı zorunluluklarla karşı karşıyadır. Bunlarda birincisi, her ülkede kendi şartlarına göre, ancak her şeyden önce pandeminin merkez üssü ve ana politika savaş alanı haline gelen Amerika Birleşik Devletleri‘nde, önleme aşamasının yetkin yönetimi için mücadele etmektir.

Kazan ya da kaybet, bu hat üzerinde ne kadar sürerse sürsün savaşmak gerekir. Kayıtsız bir şekilde yeniden açılmanın siyasi bedelini olabildiğince yükseğe çıkarmak, yerel ve eyalet düzeyinde her türlü çabayı ödüllendirmek, zararı en aza indirgemek için sonuçları yönetmek gerekir. Bunun için, federal düzeyde ve bazı devlet dairelerinde yırtıcıların sabotaja varan kasıtlı beceriksizliğine karşı çıkarken ve bunları açığa vururken, kendini adamış ve yetkin memurlara gerekli tüm destek verilmelidir.

Her şey farklı olacak

İkinci zorunluluk, pandemi sonrası geleceğin yakın geçmişe benzemeyeceğini idrak etmektir. Artık ekonomik hayatın her alanında işler farklı olacak. Havayolları, oteller, tatil köyleri, yolcu gemileri gibi bazı endüstrilerin müşterileri daha fakir, risk konusunda daha dikkatli ve uzak eğlencelerle daha az ilgili olacakları için küçülecektir. Eskiden büyük kalabalıklar gerektiren etkinlikler – spor etkinlikleri, konserler, filmler ve oyunlar – büyük ölçüde çevrimiçi olacaktır veya yok olacaktır.

Diğer pek çok sektör – restoranlar, barlar, kafeler, hizmet kuruluşları yeni sağlık protokollerine ve sosyal mesafelere uyum sağlayacak veya onlar da yok olacaktır. Belki de en önemlisi, kritik kuruluşlar ve eğitim, sağlık hizmetleri ve kamu güvenliği gibi kamu hizmetleri mevcut finansman modellerinde finansal olarak sürdürülebilir olmayacaktır.

Böylece üçüncü ve en kapsamlı zorunluluğa geliyoruz.

Muhtemel iki yol

Bu, gelecek dünyanın karakterini yönetecek seçimi şekillendirmek içindir. Olası iki yol vardır ve bunlar Avrupa faşizmi ve Amerikan Yeni Düzenlemesi kadar farklıdırlar. Örgütlü muhalefetin acımasızca bastırılmasıyla ve tüm nüfusun sağlık, çevre ve güvenlik zorluklarını karşılayan bütün bir sistemin kamusal amaç temelinde sosyal olarak yeniden yapılandırılması kadar farklıdırlar.

Yollardan birinde, mevcut hiyerarşileri ve mevcut sözleşmelerin yükünü korunmaktadır. Bu yol boyunca borçlar uygulanacak, akbaba fonları ucuz varlıklar arayacak, ev sahiplerini kiracıya ve kiracıları evsizlere dönüştürülecektir.

Milyonları haciz ve tahliyeler artacak, işsiz orduları sokaklarda dolaşacak, kamplar yeni Hoovervilles haline gelecektir. Kamu fonlarıyla ayakta kalamayan devlet okulları, devlet üniversiteleri ve kamu hizmetleri özelleştirilecek; pahalı, ayrıcalıklı ve çoğunluk için ulaşılamaz hale geleceklerdir. Sağlık hizmetleri büyük ölçüde sigortasız olacak ve hatta eskisinden daha az erişilebilir olacaktır. Seçimler, anlamını yitirecek kadar kesintiye uğrayacak ve paralı propagandanın egemenliğine girecektir. En zengin azınlık için hayat eskisi gibi devam edebilir ancak iyi silahlanmış ve iyi korunmuş olanlar dışında hiç kimse güvende olmayacaktır.

Diğer yolda, ödenemeyen borçlardan kurtulmanın genel bir rahatlaması olacaktır. Aileler evlerinde güvende olacaklar, kiralar ve ipotekler yazılacak, sağlık hizmetleri nihayet evrensel bir kamu malı haline gelecek, kamu hizmetleri sürdürülecek ve federal hükümet okullara, üniversitelere ve eyaletlerin, şehirlerin ve kasabaların kamu hizmetlerine finansal destek sağlayacaktır.

Bu dünyada, virüsü uzak tutmak ve yeniden ortaya çıktıkça yüzleşmek için gerekli olan sıcaklık izleme, temas izleme, temizlik gibi halk sağlığı hizmetlerini ağlamak için milyonlar işe alınacak ve eğitilecek. Milyonlarca insan daha olabilecek en güvenli koşullarda, geçinmeleri için yeterli maaşla çalışarak kritik işlerde görev alacak, gıda ve diğer temel ihtiyaçlar için tedarik zincirlerini sürdürecekler.

Bu dünyada, temel sektörlerin ve şirketlerin halka hizmet etmesini sağlamaya yetkin ve kararlı bir devlet tarafından yönetilen sosyal ve çevresel hedeflere yönelik stratejik bir yön olacaktır. Ulusal laboratuvarlara yapılan kamu yatırımları ve kar amacı gütmeyen araştırma merkezlerine verilen destek sayesinde, bilim ve teknoloji yine kamusal amaçların hizmetkârı haline gelecektir.

Fotoğraf: Edelman Alex

Ortak fayda

Bunlar hayatta kalmamızı sağlayabilecek etkili önlemlerdir. Pratikte, oraya ulaşmak savaşmayı ve siyasi bir savaşı kazanmayı gerektirir. Bunun için ilericilerin neoliberal muafiyetin özüyle başa çıkmaları gerekiyor. Ekonomik neoliberalizm ve serbest pazar kültü kendi kendine ortaya çıkıp yerleşmedi; kişisel ve sosyal özgürlüklerdeki kazanımlarla Batı’da desteklendiler.

Yağmacı ekonomik model pek çok insan için tolere edilebilirdi, çünkü odağın bireyselliğe kayması, ekonomideki baskı ve uygunluk gibi engelleri kaldırdı ve en azından daha önce piyasa tarafından reddedilen ancak şimdi izin verilen ve aracılık edilen fırsatların ve özgürlüklerin izlenimini yarattı.

Artık sürdürülemeyen bu ittifakın ötesine geçmek gerekiyor. Kültürel çeşitlilik için maddi bir temel sağlıyormuş gibi görünen pazar, piyasaların çöküşüyle birlikte aniden elini çekti. Öyleyse, bu ittifaka ilgi duyanların, uzun süredir reddedilen haklarının farkına varması ve ortak bir hayatta kalma meselesi olarak, iki kritik noktaya dayanan bir ekonomik programa katılım göstermeleri gereklidir. Kültürel çeşitlilik korunabilir ve genişletilebilir – ancak bu noktada yalnızca radikal ilerici ekonomik reform için yeni bir ittifak yoluyla gerçekleşebilir.

Hedeflerimizin sosyal olduğunun farkına varalım

Hedeflerimizin sosyal olduğunu farkına varalım. Bu hedefler kamu yararı ve toplum hakkındadır. Eşitlik bunun bir parçasıdır. Ancak para piyasası kapitalizmi altındaki ekonomik eşitsizlik, şüphesiz kendi başına bir bela olsa da, daha derin bir sorunun yalnızca bir belirtisidir.

Son zamanlarda elit çevrelerde bile moda olan eşitsizlik hakkındaki hayıflanmaların gizli bir dayanağı var – Sosyal sağlığın doğru ölçüsünün, özel malların dağıtımının ve bunları elde etme yollarının adaleti olduğunun kabulü. Bu aslında böyle değil ve hiç de olmadı.

Ne kadar iyileştirilmiş olursa olsun, satın alma gücünün dağılımı, hiç kimseye sağlık, güvenlik ve gıdaya erişimi gibi unsurları garanti etme kapasitesi vermez – uzun bir ömür ve güvenli bir emeklilik umudu bir yana. Bu şeyler, herkesin yararı için kolektif çaba ile sosyal olarak sağlanmalıdır. Daha derindeki düşman eşitsizlik değil, güvensizlik, güvensizlik, istikrarsızlık, kaygı ve korkudur.

Kamusal amaç ve demokratik arzular

Genel olarak, serbest piyasa kapitalizminin ne refahın ne de özgürlüğün anahtarı olmadığını kabul edelim. Refahı yönlendiren şey kamu yatırımı ve sosyal sigorta dahil bilim, teknoloji, mühendislik ve etkili organizasyondur. Özgürlüğü yönlendiren, hoşgörüye, hukukun üstünlüğüne ve insan haklarına bağlılıktır. Bunlar, kapitalist dünyayı kontrol etmeye gelen oligarklara güç bırakmadan bir araya gelebilir.

Savaş sonrası yılların sosyal demokrat Avrupa’sında olduğu gibi, Amerika Birleşik Devletleri’nde, New Deal ve Great Society tarihinde daha iyi modeller bulunmaktadır. Kapitalizm bu toplumlara hükmetmedi: kamusal amaç ve demokratik arzular büyük itici güçlerdi. Koşullar gerektirdikçe bir zamanlar mümkün olan şey yeniden gerçekleştirilebilir. Bazıları buna sosyalizm diyor. Bazıları buna demokratik sosyalizm diyor. Bazıları buna sosyal demokrasi diyor. Bazıları buna pragmatizm diyor. Biz buna şimdi gerekli olan diyoruz.

Yeşil Yeni Düzen tam da bu dönüşümü gerektiriyor. Yeşil Yeni Düzen programı, yenilenebilir ve sürdürülebilir enerjiye, gezegenin taşıma kapasitesi dahilindeki tüketim kalıplarına, karşılıklı destek sistemlerine, ihtiyacı olanlar için güvence altına alınmış işlere ve herkes için sağlanan güvenliğe doğru bir yol belirlemektedir.

Pandemi, eski sistemi yerinden etmiştir ve böylece hepimize yeni düşünce yollarının, politik mücadelenin ve radikal reformun sıkı çalışmasının katı gerekliliğini sunmuştur.

*Makalenin İngilizce aslına buradan ulaşabilirsiniz. 

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.