Vladimir Putin…

Ekim devrimi'nden yüz yıl sonra Fenerbahçe'ye gol atan Dinamo Kiev takımına 'Vladimir Putin' tezahüratları yapılması, 'parçanın bütüne katılması, yekpare toplumun tamamlanması için atlanan bir diğer eşiktir.

Sol/sosyalist politik pratik Bolşevik Darbesi’ni “devrim” diye adlandırarak; aile, ümmet, millet, halk ve sınıftan oluşmuş bir toplumsallığı “seçilmemiş tek adam rejimi”ni desteklemeye çağırarak; bu toplumsallığı oluşturan her kişinin Berlin Duvarı’nın bir tuğlası olmasını isteyerek; seçilmemiş Vladimir Lenin’in seçilmiş Vladimir Putin’in nedeni ve sonucu olduğunu bir türlü kabul etmeyerek; Karl Marx’ın Kapital’i yazarak kapitalizme yönettiği geniş ufuklu eleştirisini siyasete taşı(ya)mayarak hayattan ve siyasetten düşmüş, yerlerde sürünmektedir.

Aradan yüzyıl geçtikten sonra “Ekim Devrimi”ni arkalayan yazılar kaleme almak, afişler asmak, paneller düzenlemek, konferanslar vermek ise hayattan kopmuşluk derecesini ve “paramparça olmuş ayna”nın masalsı cazibesinden hâlâ çıkılamadığını gösterir.

Hazindir!

27 Temmuz 2022 tarihinde Dinamo Kiev futbol takımından gol yiyince Fenerbahçe futbol takımı taraftarları “Vladimir Putin” diye tezahürat yapmıştır.

Rus milliyetçiliğinin Rus devrimini ele geçirmesinin inkâr edilemez bir örneği olan Ukrayna İşgali’nde (hiç utanmadan) işgalciden yana tavır almış, işgal edilmiş toprakların çocuklarından gol yemeyi hazmedememiş, küresel ve kitlesel kötülüğün bir parçası olduğunu gurur duyarak haykırmıştır.

Bu bir kırılma noktasıdır: Çünkü normalin arkasına saklanmış olan kötülük para vererek, üniforma giyerek, belli bir saatte buluşmak için örgütlenerek ve aynı anda bağırarak uluslararası sahneye ilk kez çıkmıştır.

Böylece yukarıdan aşağıya tasarlanan bütünleştirme sürecine aşağıdan yukarıya bir karşılık verilerek yekpare toplumun tamamlanması için bir eşik daha atlanmıştır.

Parça bütüne katılmış, bütün parçayı kutsamıştır.

Varılan yer bir başka seçilmiş tek adam rejiminin temsilcisi olan işgalci Vladimir Putin’dir.

Acıklıdır!

Bu da “Bir Yaratıcılık İmkânı Olarak Kaos” adlı kitabımızda dile getirdiğimiz, “İnsan, ‘uçurum korkusu’ yerine ‘öteki korkusu’nu tercih ederek haysiyetsizliği de (= özsaygı yoksunluğunu da) seçmiştir,” saptamasını (tekrar) hatırlatmıştır. [1] [2]

*

[1] Faruk, Ö., Bir Yaratıcılık İmkânı Olarak Kaos, s. 25.
[1] Yeni İnsan Yayınevi tarafından yayımlanacak olan “Çok Kalpli Asi” adlı deneme kitabından bir bölüm.

 

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

İklim örgütlerinden Türkiye’nin 2024 karnesi: Yetersiz ve çelişkilerle dolu

Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer bağımlılığı ve kömürden çıkış projeksiyonu olmaması eleştiriliyor.

Kanal İstanbul için rezerv alan ve imar planlarına yargı engeli

İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliği kararlarını hukuka aykırı bularak iptal etti.

Ağva plajına mahmuz darbesi

Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi...

Pirosmani: Bir sanatçı ardında ne bırakır?

Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı...

Batı Karadeniz Çevre Gönüllüleri Platformu kuruldu

Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen,...

EN ÇOK OKUNANLAR