Ufuk URAS’a Sorular ve Yüksek Sesle Düşünceler

Kendi kendime sorup yanıtını bulamadığımdan sormak istiyorum ama kimse arkasında siyasi kimliğimi aramasın, içimdeki merak, gazeteci merakı bilenler bilir son 10 yıldır mühendisliğimin önüne geçmiştir neyse, kendisini görme şansım uzun vadede olmadığından buradan sormak istiyorum.

Sayın Uras’la başlayan ya da bizim buralardan böyle gördüğümüz bir parti oluşumu, şu an başka bir partide görünmesi nedeniyle kurulan partinin iç dinamitlerine zarar verebilir mi, kendisi EDP sürecinin ne zaman içerisinde olabilecektir, bir sonraki seçimlerde EDP çatısı altında kendisini görme olasılığımız var mıdır? Kendileri her anlamda gelinen süreçten memnun mudur? 13. yılda dostlarla güven arızaları yaşama noktasına geldiğimiz bir süreçten sonra, bu parti sosyalizm çizgisine yakın olacak mıdır? Aynı sorunların yaşanmaması için baştan fizibilite değerlendirmeleri yapılmış mıdır?

Dün özgürlükçü sol yahoo grubunda şu ana dek, ne kişisel e-postama, ne de gruba bir yanıt geldiğini görmedim.

Kimi arkadaşlarımın aksine, EDP süreci beni rahatsız etmiyor, nasıl taraf gazetesi çıktığında kimileri tedirgin olduysa zaman tarafın bizimle eş kulvarda olmadığını ortaya koyduysa, aynı şeyi EDP içinde düşünüyorum.

Ufuk URAS’ın açıklamalarından az önce, kurulan Bolşevik partinin kuruluş metini posta adresime düşmüş onu da inceleme şansı bulmuştum.

Kendi payıma, İzmit ve Adanada yaşadığım uzun yılları saymazsam, tam anlamıyla taşra çocuğuyum ben, büyükşehirlerde hala elim ayağım birbirine dolaşıyor. Hala içimi huzursuzluk kaplıyor. O yüzden taşralı olmayı bir ayrıcalık sayıyorum bu bana hala masumiyet, hala ayakları yere basan, hala her türlü entrikadan uzak kalmamı sağlıyor çevrem öyle zira.

Neden geldim buraya derseniz, dünkü sorularımı sorarken çok daha keskin olabilirdim, örneğin PM toplantısında alınan karar kendisine uymadığı için Size siyasi hayatınızda başarılar dilerim deyip çıkan bir başkan vardı karşımda, ona uymayanı yok sayan, oysa ÖDP hiçbir zaman biat kültürü üzerine kurulmamıştı. Ortak bir karara saygı duymak sanırım sosyalist düşüncenin en önemli duruş noktalarındandı. O gün nasıl parti tüzüğümüz gereği Kürt milliyetçi bir parti ile ÖDP kimliğini yok sayarak seçimlere girmesine karşı çıkmışsak ki bana göre her şey milletvekili olmak değildir, milletvekili olmak için her yol mubah değildir, doğru olan oydu çekip giden ve bugünlere gelinmesinde etken olan biriydi, gerçekten ideolojinize inanırsanız aslolan davanızdır , işte o yüzden bu partinin içinde kendisini anladığımı umarken, yine ben olsam her ne kadar vicdan borcum ve diyetimde olsa, BDP’ ye geçmezdim. Babam bana asla kimseye borçlu kalma demişti. Her şeyin bir bedeli vardır. Sayın Uras’ın ödediği bedel böyle bir bedel midir emin değilim ama bu parti bu görünümüyle, taşardaki bizlere göre fazla fludur, sosyal demokrat diğer partilerden farkı yoktur. Eğer kişisel hırslarınız öne geçerse bir şeylerin uzun vadeli yürüme şansı yoktu. Oysa sistem size rağmen sizsiz hep yürüyebilmelidir. Asıl başarı da sanırım bu noktadadır. EDP kimi ve neyi kavrayacak bilemiyoruz. Ama bana göre Ahmet İnsel’in ayrılması parti için kayıp ama İnsel için geç alınmış bir karardır. Niğde’de, Siirt’te, Elazığ’da bu toplantılar yapılmış mıdır, oralara dair somut öneriler var mıdır?

Ben olsam benimle ÖDP den kopan ki ben asla kavgama ihanet etmezdim ama hani es kaza yapsam arkadaşlarımı ki her şeyden önceliklidir benim için onları EDP de asla bırakmaz ve tüm bedelleri kendime ödeyerek yola devam ederdim.

Ben Ufuk Uras’ı kızımla el oyunları oynayan bir adam olarak anımsamayı her şeye tercih ederdim, Keşke hep orada kalabilseydi.

Bu partinin geleceğine dair varsayımlar yapsam biliyorum ki, şiddetle tepkiler alacağım ama bu dipnotumu bir kenara not düşün diyorum , bir yıl sonra görüşelim, Erbay kızıma annen herkese vicdan yapmak zorunda mı demişti bir keresinde, evet ama insanların vicdanı varsa (???) tam da soru-sorun bu.

13 yılı partide birlikte geçirdiğimiz eskimeyen dostlara, siyasi yaşamlarında tamamen taşa kokusu ile hesapsız, egosuz başarılar dilerim. Dilerim ki kızımın oyun arkadaşı Ufuk Amca’sının da vicdanı rahattır.

Saygılarımla.

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Radikalizm ve uzlaşmacılık arasında

Kent yoksullarının adaletsiz ve acı verici konumunun değişip iyileşmesi yerel yönetimlerin toplumla demokratik ve katılımcı bir ilişki kurmasıyla mümkün olabilir mi? 

Gürcistan Tiyatro Festivali’nde distopik bir geleceğe bakış – Seda Elhan

Distopyanın kapsülünde sergilenen bir gelecek sorgulaması olan 'Home, To Zero' çevre bilinci üzerine kafa yoran herkesin ilgisini çekecek bir yapım. Tiflis'e yolunuz düşerse mutlaka izleyin.

Doyranlılar, nehirlerine HES yapılmasına karşı kararlı: İzin vermeyeceğiz!

Suyu ancak bölge halkının ihtiyaçlarını giderebilen Doyran Nehri 'ne HES projesinin ÇED toplantısı, halkın güçlü itirazlarına sahne oldu.

Kardeşimi kim öldürdü?

Ne Reşit Kibar cinayeti ne Narin Güran cinayeti ne de Ayşenur Ezgi Eygi cinayeti münferit ve tesadüf cinayetler değil. Hepsinin tetikçisi aynı.

Barış

Barış sözcüğünü dünyanın pek çok bölgesindeki savaş ortamlarıyla yan yana getirildiğinizde 'nasıl, ne pahasına ve ne kadar sürdürülebilir' barış sorularıyla karşılaşıyoruz.

EN ÇOK OKUNANLAR