İfade ÖzgürlüğüManşetMedya-İnternet

Türkiye’de gazetecilik: 10 gazeteciden dokuzu güvende hissetmiyor

0

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği’nin (MLSA) son raporuna göre, Türkiye’deki her 10 gazeteciden dokuzu kendini güvende hissetmiyor; habercilerin büyük kısmı yazdıkları ya da takip ettikleri haberler nedeniyle ya doğrudan fiziksel şiddete uğruyor ya da hedef gösteriliyor. Dijital şiddete en çok maruz kalanlar ise LGBTİ+ ve kadın gazeteciler.

Elif Akgül ve Laura Kunzendorf’un hazırladığı “Türkiye’de gazetecilik: Güvende hissetmiyorum” raporu, dün akşam Postane Galata‘da kamuoyuna duyuruldu.

En çok gözaltı veya tutuklanma kaygılandırıyor

Rapor için hazırlanan ankete 30 erkek, 25 kadın, bir non-binary ve bir trans olmak üzere, İstanbul, Diyarbakır, Ankara Antep, Van, Muğla, Adana, Kocaeli, Mardin, İzmir, Urfa, Denizli ve Batman‘dan 57 gazeteci katıldı. .

Anket sonuçlarına göre, gazetecileri en çok kaygılandıran seçenek “gözaltı ve tutuklanma”. Gazetecilerin yüzde 70,2’si gözaltına alınma ya da tutuklanma ihtimali, yüzde 59,7’si işsizlik, yüzde 49,1’i ise yargılanmadan endişeleniyor. Kendisini kadın, non-binary ya da trans olarak tanımlayan katılımcıların yüzde 44,4’ü cinsel şiddet, yüzde 44,4’ü de toplumsal cinsiyet temelli saldırıları potansiyel tehdit olarak görüyor.

Gazetecilerin yüzde 35,1’i de potansiyel zorluk ya da tehdit olarak “ırkçı saldırıları” gördüğünü belirtiyor.

Şiddet ve tehdit vakaları münferit değil

Ankete katılan gazetecilerden 46’sı, son beş yıl içinde  fiziksel saldırı ya da tehdide maruz kaldığını söylüyor. Araştırmanın bulgularına göre gazetecilerin maruz kaldığı şiddet ve tehdit vakaları, münferit ya da tek sefere özgü değil. Aksine, tehditler profesyonel yaşamlarının bir parçası gibi görünüyor. Zira ankete katılanların çoğu sıklıkla şiddete maruz kaldığını belirtiyor.

LGBTİ+’ların yüzde 70,4’ü nefret söylemine maruz kalıyor

Sorulara verilen yanıtlara göre gazeteciler en çok hakaret ve nefret söylemine maruz kalıyor: Yüzde yüzde 56,1.  Şiddet biçimleri arasında “hakaret ve nefret söylemi” başlığına bakıldığında LGBTİ+ ve kadın gazetecilerin bu şiddet biçimine erkek gazetecilere kıyasla neredeyse iki katı oranında daha fazla maruz kaldığı görülüyor. Kadın ve LGBTİ+ gazetecilerin yüzde 70,4’ü “hakaret ve nefret söylemine” maruz kalırken bu oran erkeklerde yüzde 43,3.

Onu yüzde 40, 4 ile tartaklanma ve yüzde 36,8 ile genellikle kolluk kuvveti tarafından kullanılan göz yaşartıcı gaz, biber gazı ya da başka bir gaz ile saldırı izliyor. Cinsel tacize maruz kalan anket katılımcısı LGBTİ+ ve kadın sayısı ise üç.

Failler ve cezasızlık

Anket katılımcılarının verdiği cevaplara göre fiziksel saldırı ve tehditlerin faillerinin yüzde 18,7’sinin kimliği bilinmiyor. Faillerin yüzde 17,6’sını kamu otoriteleri, yüzde 28,6’sını ise polis oluşturuyor.

Şiddete uğradığını ifade eden gazetecilerin sadece 18’i, yani yüzde 39,1’i şikayette bulunduğunu söylüyor. Şikayetçi olan 18 gazeteciden 13’ü savcılığa başvururken bazı katılımcılar polise, işverenlere veya meslek kuruluşlarına şikayette bulunduklarını belirtmiş.

Savcılığa yapılan 13 şikayetten 10’u ise takipsizlikle sonuçlanmış.

Şikayette bulunmadığını beyan edenlerin çoğunluğu da başvuru durumunda sonuç alamayacaklarını düşündüklerini kaydediyor.

Dijital şiddet

Anket katılımcılarının yüzde 78,9’u dijital şiddete maruz kaldığını beyan etmiş. Dijital şiddete maruz kaldığını belirten kadın gazetecilerin oranı yüzde 72 iken, iki LGBTİ+ katılımcının ikisi de dijital şiddete uğradığını söyüyor. . Erkeklerde ise bu oran yüzde 69. 

“Gittiğim yeri haber veriyorum, kişisel verilerimi siliyorum, antidepresan kullanıyorum”

Raporun “Genel Değerlendirme” başlığı altında ise gazetecilerin şiddet formlarına karşı ya da şiddetin sonuçlarından kurtulmak amaçlı önlem alıp alamadığına dair sorular yer alıyor. Gazetecilerin yüzde 38,6’sı daha önce bir güvenlik eğitimine katıldığını beyan ederken, eğitim alınmamasına ilişkin verilen cevaplar arasında ekonomik sebeplerin yanı sıra bu konuda bir farkındalığın ya da imkânın olmaması da yer aldı.

Cevap verenler ise bilgisayar kamerasını kapatmak, güçlü şifre kullanmak, kişisel verilerini sosyal medyadan silmek gibi dijital güvenlik önlemlerini sıraladı.

Gazetecilerden biri ülkeyi terk ettiğini belirtirken bir diğeri de, “Gittiğim yerler için yakın arkadaşlarıma haber verme zorunluluğu hissediyorum. Bulunduğum yeri paylaşıyorum ve mümkünse tek başıma gitmiyorum” dedi.

Mental sağlık konusunda ilgili soruya yanıt veren 27 gazeteciden beşi bu konuda adım atmadığını söylerken bunun gerekçeleri arasında genel olarak maddi imkânsızlıklar olduğu belirtildi. Adım atanların çoğunluğu ise spor ve fiziksel egzersiz yaptığını söyledi. 11 katılımcı psikolojik destek aldığını kaydetti. Antidepresan aldığını söyleyenler de oldu.

 

You may also like

Comments

Comments are closed.