Hafta SonuKöşe YazılarıManşetYazarlar

Sigara izmariti

0

Sigara içenler bilir (bundan 5 yıl öncesine kadar ben de bilirdim) sigaranın sonuna gelindiğinde daha fazla nefes çekmek zararlıdır, çünkü izmariti içersiniz. Yani öyle bir şeyden bahsediyoruz ki sigaranın kendisinden bile daha tehlikeli. Burada bahsettiğimiz tehlike sigara içenin yanmasına fırsat vermediğinde ortadan kalkan bir tehlike değil. Çünkü sigara izmariti içeriğindeki çeşitli kirleticiler ve atıldığında yapısı itibariyle bünyesine aldığı kirleticilerle birlikte adeta zehirli bir bomba niteliğinde. Üstelik sayısı da öyle az buz değil. 2019 yılında Türkiye’de 119,75 milyar adet sigara satışı gerçekleştirilmiş ve bunun %90’ı kontrolsüzce sağa sola atılmış diyebiliriz. Hatta %100 dersek bile hata yapmış olmayız çünkü sigara izmaritine dair özel bir planlama yok. Yani sigara izmaritlerinin çoğunluğu içeni daha fazla zehirlemeden doğaya atılmış.

Sigara izmaritleri, çoğu sigara içicisi tarafından uygun şekilde atılamayan tehlikeli atıklardır. Neden atılamayan peki? Çünkü sigara denilen şey her yerde içilebilen ve bu her yerde de sigara izmariti için uygun bir toplama noktası olması da imkânsız olduğu için atılamayan! Yani sigara denilen şeyin yönetimi ancak ve ancak yasaklama ve kısıtlamayla mümkün. Bunlar da yapılmadığı ya da yeterli düzeyde yapılmadığı için de sigara izmaritleri çevrede en bol bulunan çöplerden biri! Bu çöplerin önemli özelliklerinden biri de yukarıda bahsettiğimiz gibi çok sayıda kirletici içermeleri ve sızdırmaları. Bu da hem çevre hem de çeşitli organizmalar için bir tehdittir. Özellikle sucul canlılar ve hatta bitkiler üzerinde yapılan çalışmalarda, bu canlıların büyümesinin çeşitli aşamalarında sigara izmariti toksisitesinin komplikasyonları kanıtlanmıştır.

Geçen hafta Kadın Gezegeni isimli bloğun da sahibi olan Aslı ile bu konuyu konuşmuş ve sahillerde topladığı yüzlerce sigara izmaritini görünce bu sorunun nasıl da göz ardı edildiğini bir kere daha anlamış bulunduk. Aslı ile konuşurken konu hakkında yeteri Türkçe içerik olmadığını da fark ettik. Gelin bu sigara izmaritleriyle ilgili bazı bilgileri birlikte değerlendirelim.

Doğada kaldıkça ağır metaller sızıyor

Sigara izmaritleri, plajlarda ve kentsel alanlarda en çok karşılaşılan çöplerdendir. Önemli bir çöp olmanın yanı sıra, farklı kirletici türleri içermesi nedeniyle tehlikeli atık olarak kabul edilir. Çevredeki yoğun bulunurluğu ve toplanmasının imkansıza yakın düzeyde zor olması bu çöplerin atılmadan ve hatta tüketilmeden önce çöp haline gelmesini önleyecek önlemlere ihtiyaç duyulduğunu anlatmaktadır.

Sigara izmaritlerinin doğada kalma süresi bunlardan ağır metallerin ve PAH’ların (polisiklik aromatik hidrokarbonlar) sızmasını da artırmaktadır. Çoğunun içerisinde ağır metaller dışında nikotin gibi çeşitli toksinler de bulunmaktadır. Bu da bir sigara izmaritine 1000 litreye kadar suyu kirletebilme potansiyeli kazandırmaktadır.

Çoğu sigara filtresi üretimi kolay, ancak doğada kaybolması kolay olmayan plastik benzeri bir malzeme olan selüloz asetattan yapılır. Selüloz asetat filtrenin sigaranın kendisinden bağımsız olarak da bir risk teşkil ettiği aslında çok öncelerden beri bilinen bir gerçek. 1957 gibi erken bir tarihte, sigara filtrelerinden salınan selüloz asetat liflerinin solunmasıyla ilgili ortaya çıkan sağlık riski Philip Morris, Inc. tarafından bile ifade edilmiş. Ancak aynı şirketin güdümlü araştırmacılarının birçok manipülatif bilgiyi de dolaşıma soktuğu bilinmektedir. Bu bağlamda tütün endüstrisinin, filtreli sigaraların zararlı olduğunu endüstri dışındaki araştırmacılarla veya kamuoyuyla asla paylaşmama stratejisi izlemesi aslında var olan tehdidin de tahmin edilenden daha yüksek olduğunu ortaya koymaktadır. Ancak 1957’de ABD’de sigara filtrelerinin zımni faydaları hakkında tütün şirketleri tarafından ‘yanlış ve yanıltıcı’ reklamlar hakkında başlatılan bir soruşturma tütün şirketlerinin aslında ürünlerinin güvenliği konusunda halkı nasıl aldattığını ortaya koyunca işin rengi de değişmişti. Neyse ki artık tütünün ve izmaritlerin sağlık üzerine olan zararları konusunda şüpheye yer yok. Ancak bu izmaritlerin doğadaki miktarı ve doğal ekosistemlere ve canlılığa olan doğrudan ve dolaylı etkisi konusunda araştırmalar hala yeteri düzeyde değil.

Tütün şirketlerinin yaptığı algı ve manipülasyon taktikleri oldukça tanıdık meseleler. Bugünlerde plastik endüstrisi ve geri dönüşüm kartelleri tarafından da benzer aldatmacalar piyasaya sunulmaya devam ediliyor. Tüm bunlar satılan malzemenin etkilerinin örtbas edilmesini hedefliyor.

Sigara filtrelerindeki lifler tıpkı okyanuslarımızdaki plastikler gibi davranır, güneşten gelen UV ışınları lifleri daha küçük parçalara ayırabilir ama yok olmazlar. Tek bir katı filtre, sonunda binlerce küçük mikroplastik meydana getirebilir. Tabii burada sadece sigara izmaritinin kendisinden bahsetmek yanıltıcı olacaktır. Sigara içmeyle beraber kullanılan plastik çakmaklar ve plastik filtreler de önemli derecede çevresel kirletici pozisyonunda. 2020 yılında yapılan sahil temizleme çalışmalarında en çok karşılaşılan sahil çöpü sigara izmaritleriydi.

Mikrofiber kaynağı

İzmaritler,  genellikle 15.000 liften oluşur. Yani ortalama bir sigara içicisi bir paket ile günde 300 000 mikrofiberi doğaya saçmaktadır. Aslında çoğu insan sigara filtresinin yapısının doğal ortamda biyolojik olarak parçalanabileceğine inanır. Ancak durum böyle değil. Bu inanışa katkı sağlayan etmenlerin başında ise biyoplastik gibi isimler ve “şu kadar yılda yok olur” vb. gibi yanıltıcı bilgiler gelmektedir. Bahsi geçen tüm tespitler, isimlendirmeler ve öne sürülen davranışlar, hep kontrollü laboratuvar modellemelerine dayanır. Oysaki bir sigara izmariti doğada sıradan bir plastikten daha farklı davranmamaktadır.

Sigara izmaritleri sadece birer izmarit kirliliği kaynağı değil aynı zamanda mikroplastik lif kirliliğinin de önemli bir kaynağı niteliğinde. Ne yazık ki, hem insanlar hem de karar vericiler bu mikroplastik kaynağına hak ettiği ilgiyi göstermiyor. Artık izmaritleri gelişi güzel sağa sola atmak da ciddi bir çöp atma sorunu olarak kabul edilmeli ve sigara üreticilerinin de bu kirlilik nedeniyle sorumluluk almaya zorlanmaları gerekmektedir. Öyle plastik üreticilerinin pespayeliği gibi izmaritleri üreten firmaların da pespaye bir şekilde sorumluluk reddi yapmaları engellenmelidir.

Sigara izmaritlerinin yarattığı kirlilik için bazı önlemler alınabilir. Bunlar:

  • Sigara izmaritlerinin de uygun bir depozito sistemine tabii tutulması önemli oranda kirliliğin önlenmesine yardımcı olacaktır. Bunu yaparken de ciddi bir planlama yapılması ve sürecin tüm aktörlerinin sorumluluk alacakları bir sistem kurulması gerekmektedir. Bu sistem, sigaraların bu depozito sistemine uygun olarak tasarlanmasından, izmaritlerin kullanıcılar tarafından depolanıp satıcıya iade edileceği bir kapalı taşınabilir kaplara kadar tüm detayları içermeli ve ona göre planlanıp organize edilmelidir. Ancak bu bile tek başına sorunun çözümüne katkı sağlamaktan uzaktır çünkü toplanan izmaritlerin ne olacağı sorununu doğuracaktır. Eğer sigara üreticilerinin, sigara izmaritlerinin kontrollü ortamlarda dekompozisyonun sağlanacağı sistemlere yatırım yapması sağlanırsa bu sorun da kısmen ortadan kaldırılabilecektir.
  • Bir diğer önlem de sahil, mesire yeri, milli park ya da diğer sucul ortamlar ile kontrolü mümkün olmayan açık-kapalı ortamlarda sigara tüketiminin yasaklanması ve sigara tüketiminin belirli alanlarda daraltılması önlemi olacaktır. Bu açıdan Japonya önemli bir örnek teşkil edebilir. Çünkü Japonya’da birçok yerde kafanıza göre sigara içemiyorsunuz, sigara içmek için belirlenmiş özel alanlara gitmeniz gerekiyor. Bu da sigara izmariti kaynaklı kirliliğin kontrol altına alınmasına önemli düzeyde katkı sağlamaktadır.

  • Belediyelerin sigara tüketimine ve sigara izmariti çöpüne karşı önlem almayı akıl etmelerinin zamanı gelmiş de geçiyor. Kimsenin ulaşamayacağı ya da ulaşmak için özel çaba harcayacağı demir yığını mobil atık getirme merkezi gibi anlamsız ve israf çözümsüzlükleri uygulamak yerine daha efektif olarak bu sorunları çözmek üzere organize olmaları gerekiyor. Atığın toplanmasında hala vatandaşın inisiyatif almasına bel bağlayan “-mış gibi” yapma çözümsüzlükleri tüm belediyelerde ortak akıl. Bu terk edilmeden bu sorunların çözümü imkânsız. Belediyeler kendi sorumluluk alanlarında sorumluluk almakla işe başlayabilirler. Mesela kendi kontrolleri altındaki yapılarda ve kamusal alanlarda sigara içilmesinin sınırlandırılması (bina dışları da dâhil) ve izmarit kirliliğine dair özel önlem almaları önemli bir başlangıç olabilir. Sahil belediyesiyse sahilde sigara içenlere cezai yaptırım önemli derecede caydırıcı olacaktır. Dünyada hiçbir ülke yasal yaptırımsız eğitim faaliyetiyle herhangi bir sorunu çözmüş değil. Kaldı ki bizim belediyeler eğitim faaliyetini bile yapmaktan imtina ediyorlar.
  • Sigara izmariti toplamak için özel ve düzenli faaliyetler organize etmek de sigara izmariti kaynaklı kirliliği azaltacaktır. Sigara içenlerin de içtikleri şeyin çöpünü yanlarında taşımayı öğrenmeleri de önemli bir kirlilik azaltım faaliyeti olacaktır.

Sonuç olarak sigara izmaritleri doğal ortamlarda en fazla karşılaşılan çöplerden ve birçok canlıyı da tehdit eder nitelikte. Herhangi bir sürede yok olmaları pek de mümkün olmayan bu çöpler önemli bir de mikrofiber kirliliği kaynağı. Bunun tek çözümü ise yasal yaptırımı olan ve denetlenen bir sistemin organizasyonuyla mümkün. Tabii uzun erimde sigaranın tümden hayatımızdan çıkartılması kesin çözüm olacaktır.

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.