Doğa MücadelesiEkolojiManşet

Sarıalan Altın Madeni projesi davası sürüyor: ‘Yeni İliç olmasın’

0

Sarıalan Altın Madeni projesine verilen ‘ÇED Olumlu’ kararının iptali için Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği tarafından açılan davanın duruşması bugün (20 Şubat’ta) Balıkesir’de görüldü. Dernek, kararın iptal edilmemesi halinde toprağın zehirleneceğini, ormanın kesileceğini belirtti ve ‘yeni bir İliç yaşanmasın’ uyarısı yaptı.

Balıkesir’in Altıeylül ve İvrindi ilçelerinde yer alacak olan Sarıalan Altın Madeni projesinin hayata geçirilmesi halinde Türkmen Dağı ekosisteminin tehlikeye gireceğine işaret eden doğa savunucuları, duruşmaya ilişkin yapılan açıklamada “Projeye ilişkin itirazlarımızı duruşmada da yeniden dile getirdik ve kararın iptalini talep ettik. Daha önce yapılan bilirkişi keşfinin raporu aleyhimize gelmiş, rapora itirazlarımız kabul görmemiş olsa da hala vicdanlı hakimlerin olduğu inancıyla davanın lehimize sonuçlanmasını umuyor ve bekliyoruz” denildi.

‘İliç için üzgünüz, öfkeliyiz…’

CVK Madencilik A.Ş. tarafından yapılması planlanan altın madeninin Balıkesir’in Altıeylül ve İvrindi İlçelerinde Gökçeyazı, Sarıalan, Sofular, Çamköy, Dallımandıra, Akçalören, Kirazköy, Yaren, Kutludüğün, Bahçedere, Meryemdere, Ertuğrul ve daha çok sayıda köyü etkileyeceği belirtildi.

Proje için 2022’de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından verilen ‘Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) Olumlu’ kararının iptali için TEMA Vakfı ve yöre köylüleri ile birlikte dava açan Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, “İliç için çok üzgün ve öfkeliyiz” dedi.

Erzincan İliç’te yaşananları “sınır aşan bir ekokırım” olarak değerlendiren Dernek, açıklamada “Siyanür ve ağır metaller içeren yığının altında şimdi membran, kil tabakası gibi hiçbir koruyucu önlem yok ve bu durumda ve yağmurlarla birlikte yer altı sularının ve Sabırlı Deresi’nin, civardaki toprağın ve buharlaşma ile birlikte havanın zehirlendiği, daha da zehirleneceği aşikar. Geri dönüşü mümkün olmayan büyük bir felaket yaşanıyor” ifadelerine yer verdi.

Şirketin çevre izin ve lisanslarının iptal edildiğinin duyurulması için açıklamada “Yetmez! Madenin tamamen kapatılması ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından verilen tüm arama ve işletme ruhsat ve izinlerinin de acilen iptal edilmesi gereklidir” denildi.

“Olay hakkında soruşturma açıldı ancak ilk raporlara göre ve gözaltına alınanlara bakıldığında yine gerçek sorumluların saklandığı, sorumluluğun birkaç çalışana yüklendiği görülüyor. Şirketin sahiplerinden, üst düzey yöneticilerinden, denetim yapmayan, ÇED onayları veren, açılan davalarda yer alan bilirkişiler, karar veren hakimler, yerel otoriteler, bağlantılı siyasiler, sorumluluğu olan her kim varsa soruşturulmalı ve cazalandırılmalıdır. İliç için çok üzgün ve öfkeliyiz. Aynı felaketin bölgemizde de yaşanmasını istemiyoruz.”

Sarıalan Altın Madeni

Türkmen Dağı ekosistemi tehdit altında

Sarıalan Altın ve Bakır Madeni Projesi’nin ‘eşsiz güzelliğe ve ekosisteme sahip Türkmen Dağı’nda’ yer aldığını belirten doğa savunucuları, dağın etrafında yoğun bir şekilde tarım ve hayvancılık yapılan ve kendi kendine yeten çok sayıda köyün olduğunu hatırlattı.

Projenin ruhsat ve ÇED alanının bu köylerin bazılarının yerleşim alanlarını da kapsadığı belirtilirken, Çamköy’ün neredeyse tamamının, Sarıalan köyünün ise bazı yerleşimlerinin ÇED alanı içinde kaldığı ifade edildi:

“Cehennem çukuru olan açık ocak alanı Sarıalan köyüne yalnızca 120 metre mesafede. Atık barajı ise Gökçeyazı köyünün hemen üzerinde yer almaktadır. ÇED raporunda 40 metre olduğu söylenen (ki bu rakam oldukça düşüktür) sağlık koruma bandının devasa açık ocak sınırında 5-20 metreye düşürüldüğü görülüyor. Yani projede sağlık koruma bandı hükümlerine uyulmadığı açık bir şekilde ortadadır.”

“Proje için aynı firma tarafından hazırlanan rezerv raporu ve ÇED raporu birbiri ile uyumsuzdur. Mevcut sondaj verileri ile ÇED raporunda yer aldığı şekilde geniş alana yayılan işletme tasarımlarının yapılması gerçekçi değildir. Bu durum çevre ve iş güvenliği açısından ciddi tehlike arz etmektedir. Projelendirmeye esas jeolojik, jeoteknik, hidrojeolojik veri eksikliğine ek olarak, maden işletme ve zenginleştirme tasarımlarında da önemli hatalar bulunmaktadır.”

Sarıalan Altın Madeni projesi sürekli büyütülüyor

Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, yayınladığı açıklamada söz konusu ruhsat sahasında, 16,4 ha’lık saha için 2017’de “ÇED Gerekli Değildir” kararı ile işe başlayan Çevikler Enerji Madencilik Mermer Turizm İnşaat San. ve Tic. A.Ş.’nin, daha sonra ruhsatını CVK Madencilik A.Ş.’ye devrettiğini açıkladı ve CVK Madenciliğin de tüm diğer madencilik projelerinde yapıldığı gibi, kapasite arttırarak, zenginleştirme tesisi ekleyerek projeyi sürekli büyüttüğü ifade edildi.

Proje kapsamında bin 563 hektarlık ruhsat alanı içinde 913,33 hektar olan ÇED alanında yılda 22 milyon 666 bin 799 metreküp pasa ve cevher üretilmesi planlanırken, projenin 9 yıl sürmesi öngörülüyor. Buna göre proje gerçekleşirse:

  • Toplamda 204 milyon metreküp malzeme kazılarak, yerin altından üstüne getirilecek ve siyanür ve zehirli kimyasallarla karıştırılarak ağır metal içeren yığınların köylerin tepesine yığılacağı,
  • ÇED alanının 694.38 hektarı orman olup projenin koskoca bir orman ekosistemini yok edeceği,
  • Alanın 149,38 hektarının şahıslara ait tarım alanı olduğu ve şahısların özel mülküne el konulacağı, tarım alanlarının yok edileceği,
  • Bölgede sulama amacıyla yapılmış olan Dallımandıra Göletine, köylülerin su kaynaklarına el konulacağı,
  • Havanın, suyun ve toprağın siyanür ve ağır metallerle kirletileceği, bölgede tarım ve hayvancılık yapılamayacağı ve köylülerin göçe zorlanacağı ifade ediliyor.

Projenin aynı zamanda Gökçeyazı fay hattına yakın bölgede yer aldığı ifade ediliyor ve “Olası bir depremde milyonlarca metreküp zehirli atık barındıracak olan atık barajında meydana gelecek bir göçmede yaşanılacak felaketi tahayyül etmek bile oldukça güç” deniliyor.

“Bölgemizde halen çalışmakta olan TÜMAD Madencilik’e ait Lapseki ve İvrindi-Burhaniye’de iki altın madeni var. Sındırgı’da Zenit Madencilik’e ait Kızıltepe Altın madeni var. Bunların dışında Cengiz Holding, Demir Export, Bahar Madencilik, Eczacıbaşı, Koza ve adını sayamadığımız diğer yerli ve yabancı şirketlere ait çok sayıda altın-bakır madeni arama ve işletme ruhsatları var.

Ülkemizin yeraltı ve yer üstü varlıklarını ve emeğini sömüren bu düzene karşı Balıkesir halkı ve tüm demokratik kitle örgütleri ile birlikte ile mücadeleye devam edeceğiz.

Sarıalan Altın Madeni projesi ve tüm diğer projeler acilen iptal edilsin! Faaliyette olan altın madeni projeleri kapatılsın! İliç Altın Madeni Projesi Kapatılsın!”

You may also like

Comments

Comments are closed.