‘Rusya’ya ait Akkuyu nükleer santrali geleceğimizi tehdit ediyor’

Nükleer Karşıtı Platform, Akkuyu Nükleer Santralinin nükleer enerji ve çevresel faktörler kaynaklı risklerinin yanı sıra yayılmacı bir politika yürüten Rusya kontrolünde olmasının ciddi güvenlik risklerini de beraberinde getirdiğini açıkladı. Santralin herhangi bir kamu yararı taşımadığı gibi enerjide Rusya'ya olan bağımlılığı artıracağını kaydeden platform, nükleer enerjiye dair tüm projelerin ülke gündeminden çıkarılması çağrısı yaptı.

Mersin‘in Gülnar ilçesinde inşaatı devam eden Akkuyu Nükleer Güç Santralinin (NGS) bir Rus yatırımı olduğu bilinse de, santralin CEO’su ve Yönetim Kurulu Başkanı Anastasia Zoteeva‘nın “[Santrali] Kendimiz için inşa ediyoruz. Bu nükleer santral Rusya‘ya aittir” ifadeleri kamuoyunun güvenlik endişelerini derinleştirdi.

Nükleer Karşıtı Platform (NKP) söz konusu santralin ülkenin geleceğini tehdit ettiğini belirttiği bir açıklama yayımlayarak Akkuyu’nun uluslararası nükleer sermaye lobilerinin bir enstrümanı olarak hayata geçirilmeye çalışıldığını vurguladı.

Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

“Akkuyu Nükleer Santrali, dünya üzerinde başka bir devletin topraklarında Rusya Federasyonu’na ait ilk ve tek nükleer santral olacaktır. Dolayısıyla, halk yararına enerji politikaları ile ekonomi ve rasyonalite ile alakası olmayan bir projedir; halkımızın çıkarlarına zarar vereceği açıktır.”

‣ Akkuyu NGS CEO’su: Santral bizim, onu kendimiz için inşa ediyoruz

‘Bakan’ın açıklamaları bir utanç vesikası olarak tarihe geçti’

Platform bileşenleri, siyasi iktidarın Akkuyu Nükleer Güç Santralini enerjide dışa bağımlığı azaltmak, sözde enerji talebine çare bulmak adına Rusya Federasyonu’na inşa ettirdiğini belirterek, santralin mülkiyetinin kime ait olduğu konusunda yapılan açıklamaların kamuoyunda rahatsızlık uyandırdığını ve öfkeye neden olduğunu vurguladı ve ekledi:

“Siyasi güç, propaganda; yabancı ve yerli – milli sermaye sahiplerinin karları uğruna Rusya Federasyonu’na sağlanan imtiyazların boyutu söylemlere yansımış, nükleer santralların yakın geleceğimiz için ne denli büyük bir tehdit unsuru olduğu bir kez daha gözler önüne serilmiştir.”

Zoteeva’nın herkesçe bilinen bir gerçeği, “Bu nükleer santral Rusya’ya aittir” ifadesiyle açıkladığını kaydeden nükleer karşıtları, Rusya ile yapılan anlaşmanın detayları kamuoyunca bilinmesine rağmen, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar‘ın bunun ifade edilmesinden rahatsızlık duyduğu ve gerçeği yansıtmayan söylemlerde bulunduğunu belirtti.

Bayraktar “Akkuyu Nükleer A.Ş., Türkiye Cumhuriyeti’nin vergi mevzuatına, hukuk kurallarına göre çalışan bir şirket, bir Türk şirketi. O çerçevede çalışan, onun ötesinde hükümetler arası anlaşma kapsamında da bizlere her konuda, hem iktisadi hem de güvenlik konularında fevkalade önemli haklarımızın olduğu ve tamamen Türkiye’nin kontrolünde yürüyen bir proje” demişti.

Nükleer Karşıtı Platform, Enerji Bakanının açıklamalarına ilişkin olarak “Bayraktar’ın gerçeklerin üstünü örtmeye ve bilineni gizlemeye yönelik ifadeleri utanç vesikası olarak tarihe geçmiştir” ifadelerini kullandı.

‣ Bakan Bayraktar’ın Akkuyu açıklamasına tepki: Doğruyu söylemiyor

‘Rasyonaliteden uzak; halkın çıkarlarına zarar vereceği açık’

Platform bileşenleri, Akkuyu NGS’nin Rusya’nın kendi toprakları dışında sahip olduğu ilk ve tek nükleer santral olduğunun altını çizdi.

Akkuyu NGS’nin uluslararası nükleer sermaye lobilerinin bir enstrümanı olarak hayata geçirilmeye çalışıldığını aktaran nükleer karşıtları, “Halk yararına enerji politikaları ile, ekonomi ve rasyonalite ile alakası olmayan bir projedir; halkımızın çıkarlarına zarar vereceği açıktır” sözlerine yer verdi.

Akkuyu NGS’ye ilişkin anlaşma maddelerine değinilen açıklamada şu ifadeler öne çıktı:

“Bilindiği üzere; AKP iktidarı Türkiye’de mevcut hukuki denetimi atlatmak için Akkuyu NGS’yi TBMM’den geçirdiği Türkiye Cumhuriyeti ile Rusya Federasyonu arasında bir devletler arası anlaşmaya bağlamıştır. 2010 yılında 4800 MW gücünde, dört reaktörlü bir santralin yapım anlaşması imzalanmıştır. Rusya Atom Enerjisi Kurumu (Rosatom) tarafından “Yap-Sahip Ol-İşlet” sistemiyle inşa edilmektedir. Santral tamamlandığında teknolojisi ve işletimi tamamen Rosatom kontrolünde kalacaktır. Projenin faaliyete geçmesiyle birlikte ise ülkemiz enerji üretimi karşılığında Rusya şirketine tam 15 yıl boyunca kilovat saat başına 12,35 sent ödeyecektir. Rusya en fazla yüzde 49 hisseyi Türk firmalarına satma hakkını elinde tutacaktır. 60 yıl kullanım ömrüne sahip olan santralin atıklarının depolanması dahil olmak üzere, olası bir kaza halinde de tüm sorumluluk ülkemize ait olacaktır.”

‣ Akkuyu nükleer santrali Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne taşındı: İnsanlığa karşı suç işleniyor

‘Enerjide Rusya’ya bağımlılığı artıracak; güvenlik zafiyeti yaratacak’

Rusya ile Ukrayna arasındaki Şubat 2022’den bu yana süren savaş, uluslararası dengelerde özellikle enerji alanında yeni bir dönemi başlattı.

Nükleer Karşıtı Platform, “Ülkemizde ise siyasi iktidarın hiçbir tehlike yokmuşçasına enerji alanında bağımlı olduğumuz Rusya ile geliştirdiği şeffaf olmayan ilişkiler rahatsızlık uyandırmaktadır” diyerek Rusya’nın yayılmacılığı açık olduğu halde Sinop’ta yeni bir santral yapımı için görüşmelerin yapılmasının anlaşılır olmadığını vurguladı.

‣ Erdoğan Putin’le görüştü: Akkuyu, Sinop, üçüncüyü de farklı bir merkezde yapacağız 
‣ Erdoğan: Putin’e iki yeni nükleer santral yapımını önerdim

Ortadoğu’ya çatışmaların ve gerilimin hakim olduğunu ve Türkiye’nin NATO ile askeri ittifak içinde olduğunu hatırlatan açıklamada, Rusya tarafından işletilen nükleer santralin saldırıya uğraması durumunda geri dönülmez sonuçlar doğuracağına dikkat çekildi.

Platform, şu ifadelere yer verdi:

“Akkuyu NGS, Rusya’ya enerji alanında bağımlılığımızı arttıracak eskimiş bir teknolojidir. Nükleer santral olağan çalışma sürecinde de doğa ve tüm canlılar için; hem radyasyonu hem de kimyasallarla doyurulmuş soğutma suyu ile 60 yıl süresince atıklarının ve ömrü bittiğinde santralin kendisinin bertaraf maliyeti ile yanlış bir tercihtir. İnsan hataları, deprem ve tsunamiler, savaşlarda hedef teşkil etmesi ile nükleer santral canlılara ve doğanın varlığına yönelik büyük riskler barındırmaktadır. Ülkemizi ve halkımızı emperyalist çatışma ve rekabetin bir parçası yapacak olan nükleer santral bugünü ve gelecek kuşakların yarınlarını büyük riske sokacaktır. Siyasi kararlarla nükleer santrallar hayata geçirilmeye çalışılmakta, yaratılan sahte enerji krizleriyle kamuoyu yanıltılmaktadır.”

‣ ‘İskenderun körfezindeki bir depremle Akkuyu Çernobil’e dönüşebilir’
‣ Nükleer karşıtları Fukuşima’dan Akkuyu’ya uzanan nükleer tehdidine dikkat çekti

‘Nükleer santral projeleri ülke gündeminden çıkarılmalı’

Nükleer Karşıtı Platform, Akkuyu NGS’nin hiçbir toplumsal, ekonomik veya çevresel faydası bulunmadığını; olası bir kaza, saldırı sonrası yaydığı radyasyonun etkilerinin yüzyıllarca devam edeceğini; pahalı, kirli, tehlikeli ve atık sorununun çözülmemiş olduğunu hatırlattı.

Platform, Rusya ile yapılan anlaşmanın feshedilmesi çağrısı yaparak, “Daha fazla kamu zararı doğurmadan santral inşaatı acilen durdurulmalıdır” dedi.

Nükleer karşıtları şunları aktardı:

“Ülkemizde nükleer santrallar yerine kalıcı yoksulluğa mahkûm edilen, yaşamsal ihtiyaçlarını daha karşılayamayan halkımızın beklentileri doğrultusunda politikalar üretilmeli, nükleer santral projeleri ülke gündemimizden çıkartılmalıdır.

‣ Sinop’a da talip olan Rosatom, Akkuyu NGS’nin aynısını önerdi

Ülke gerçekliği ve halkın talepleriyle hiç ilgisi olmayan Akkuyu NGS inşaatı başta olmak üzere, Sinop ve İğneada’da kurulması planlanan nükleer santral projelerinden vazgeçilmeli, enerji alanında yeniden kamusal politikalar acilen devreye sokulmalıdır.

Nükleere inat yaşasın hayat!”

‣ ‘Akkuyu’yu neresinden tutsak elimizde kalıyor: Koşar adım felakete gidiyoruz’

Ne olmuştu?

Akkuyu Nükleer A.Ş‘nin CEO’su ve Yönetim Kurulu Başkanı Anastasia Zoteeva bir Rus kanalına verdiği röportajda Akkuyu Nükleer Santrali hakkında “Kendimiz için inşa ediyoruz. Bu nükleer santral Rusya‘ya aittir” ifadelerini kullanmıştı.

Bakan Bayraktar ise Zoteeva’nın sözleri üzerine “Akkuyu Nükleer A.Ş., Türkiye Cumhuriyeti‘nin vergi mevzuatına, hukuk kurallarına göre çalışan bir şirket, bir Türk şirketidir. … Orada yapılan bir doğal gaz santralinden, geçmişte yapılan bir kömür santralinden, rüzgar, güneş enerjisi santralinden hiçbir farkı yok bu yatırımın” açıklamasında bulunmuştu.

Ancak nükleer enerji ve hukuk uzmanları yapılan anlaşmalara işaret ederek Bakan Bayraktar’ın sözlerinin gerçeği yansıtmadığını açıklamıştı.

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Sinop Boyabat Bakır Maden Sahası ihalesi ‘adresine’ teslim edildi

Sinop Boyabat'taki devasa bakır maden sahası ihalesi, Cengiz Holding'e ait Eti Bakır A.Ş.'ye verildi. İhale, sadece bu şirketin karşılayabildiği 'izabe şartıyla' yapılmıştı.

Maraş için ortak talep: Yeni santrale değil, adil dönüşüme ihtiyaç var

Afşin Elbistan Termik Santrali’ne eklenmesi planlanan 2 üniteye karşı çıkan belediye başkanları ve sivil toplum temsilcileri kömürün tek tercih olmadığını vurguladı.

Kaş’ta Likya Yolu üzerinde, orman içine tesis ihalesine isyan: Akıl tutulması

Kaş'ta Likya Yolu güzergahı ve Phellos Antik kenti yakınına 'orman parkı' adı altında turistik tesis için ihale açıldı. Halk ayakta: Mangal yasak, tesis serbest.

Batı Karadeniz ‘vahşi madenciliğe’ direniyor: Zulüm varsa direniş de var

Zonguldak'ın Alaplı, Devrek, Akçakoca ilçelerinde onlarca köyü etkileyecek altın madeni ruhsatına karşı bölge halkı direnişini sürdürürken, dava açmaya da hazırlanıyor.

AB için ‘küresel net sıfır’ yarışında Çin ve ABD hakimiyeti uyarısı

Uzmanlar, AB ülkeleri 2023'te net sıfır yatırımlarını artırsa da Çin ve ABD rekabetine yenilmemesi için Temiz Sanayi Anlaşması'nın önemine vurgu yapıyor.

EN ÇOK OKUNANLAR