Ana Sayfa Blog Sayfa 65

‘Katliam yasası’ tüm tepkilere rağmen komisyondan geçti: ‘Toplatma ve öldürme’ Meclis’e havale

Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi için sunulan 17 madde, üç gün süren görüşmelerin ardından TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu‘nda kabul edildi.

17 Temmuz’da başlayan ve yaklaşık 17 saat süren toplantıda teklifin ilk üç maddesi kabul edildikten sonra görüşmeler 22 Temmuz Pazartesi gününe ertelendi. Pazartesi günü başlayan ve salı günü devam eden ikinci görüşmede ise diğer maddeler, muhalefet milletvekillerinin ve halkın itirazlarına rağmen kabul edildi.

Katliam Yasası’nda üç madde daha kabul edildi, milletvekillerinin konuşma süreleri kısıtlandı
Katliam Yasası’nın 5. maddesi kabul edildi: Ötanazi kelime olarak çıktı, madde olarak kaldı
Kapalı kapılar ardındaki katliam yasası görüşmeleri tartışmalı başladı
Katliam yasasının ilk üç maddesi kabul edildi, komisyon görüşmeleri ertelendi

Salı gününe uzayan görüşmelere 12.00’da başlanması planlanıyordu. Ancak komisyon başkanı Vahit Kirişçi, AKP grubunun önerge hazırlıklarını tamamlayamadıkları gerekçesiyle toplantıyı 40 dakika geç başlattı. Teklif görüşmeleri toplamda 42 saat sürdü.

5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda yapılmak istenen değişiklikler TBMM Genel Kurulu’nda görüşülecek.

Kimler katliama ‘Evet’ dedi?

AKP’li Vahit Kirişçi, Adem Korkmaz, Ruken Kilerci, Abdullah Doğru, Hasan Çilez, Cantürk Alagöz, Mehmet Baykan, Faruk Kılıç, Yakup Otgöz, Süleyman Özgün, Lütfü Bayraktar, Hikmet Başak ve Mestan Özcan, katliam yasasına ‘evet’ oyu kullandı. MHP‘li vekillerden ise Muharrem Varlı ve Hilmi Durgun katliama destek oyu verdi.

Teklifi TBMM Başkanlığı‘na AKP Grup Başkanvekili Abdullah Güler sunmuş ve “Mevcut tedbirlere rağmen mahalli idarelerimizin yetersiz kaldığını görüyoruz. Bu durum nelere sebebiyet verdi. Kuduz riskli vakalar artmış durumda” şeklinde açıklama yapmıştı.

Teklifi imzalayan ve tümü AKP’den olan 72 milletvekili ise Tuba Köksal, Harun Mertoğlu, Meryem Göka, Havva Sibel Söylemez, Ayşe Böhürler, Sunay Karamık, Kayhan Türkmenoğlu, Bünyamin Bozgeyik, Ahmet Zenbilci, Faruk Aytek, Muhammet Müfit Aydın, İsmail Erdem, Selman Özboyacı, Mehmet Eyüp Özkeçeci, Mervan Gül, Zeynep Yıldız, Mustafa Yavuz, Osman Zabun, Sayın Bayar Özsoy, Abdullah Doğru, Mehmet Uğur Gökgöz, Selman Oğuzhan Eser, Ahmet Kılıç,  Süleyman Şahan, Abdülkadir Akgül, Abdurrahim Dusak, Halit Yerebakan, Hasan Arslan, İbrahim Yurdunuseven, Veysel Tipioğlu, Mustafa Alkayış,  Orhan Kırcalı, Hakan Aksu, Mustafa Arslan, Cevahir Asuman Yazmacı,  Emre Çalışkan, Yakup Otgöz, Osman Sağlam, İbrahim Ethem Taş, Ahmet Fethan Baykoç, Resul Kurt, Adem Yıldırım, Azmi Ekinci, Eyyüp Kadir İnan, Ali Taylan Öztaylan, Mesut Bozatlı, Kemal Karahan, Rukiye Toy, Ömer Oruç Bi̇lal Debgi̇ci̇, Yüksel Coşkunyürek, Abdurrahman Babacan, Süleyman Özgün, Kemal Çelik, Erol Keleş, Fatma Öncü, Ayşen Gürcan,  Ejder Açıkkapı, Ercan Öztürk, Mustafa Oğuz, Ali Temür,  İsmail Ok, Mustafa Hakan Özer, Ali İnci, Abdurrahi̇m Fırat, Rümeysa Kadak, Adem Yeşildal, Abdülkadir Özel,  Zeki Korkutata,  Cüneyt Yükse Ayhan Salman, Ali Özkaya, Mestan Özcan.

AKP sokakta yaşayan hayvanlar için yasa değişikliği teklifini Meclis’e sundu: Toplatma ve öldürmede geri adım yok!
Kuduz bahanesiyle katliam yasası meşrulaşmaz: Yılda en fazla 2 vaka görülüyor

AKP’li vekilden Adalar’daki atlar savunması

Teklifin 10. maddesi görüşülürken AKP Konya Milletvekili Mehmet Baykan, “Hayvan sevgimizle ilgili samimiyetimizle dalga geçmeye çalışanlar olduğunu gördük. Dikkat edin batmayın” dedi. CHP‘li milletvekillerine “Adalardaki atlar ne oldu? O atlar ortadan nasıl kaldırıldı? O atlara hayvan hakları çerçevesinde mi sahip çıkıldı, başka işlemler mi yapıldı?” diye soran Baykan, Adalar’daki atların sağlıklı yaşadıklarını gösteren fotoğraflar gösterdi.

Kendisini gece arayarak hayvanların öldürülmesiyle ilgili görüşmek isteyen kadına “Sizin gibileri uyutmak lazım” dediği için eleştirilere maruz kalan Baykal’ın açıklaması ise “Çocuğunu kaybeden bir aileye yaptığınız hareketi çarpıtmak için algı yaratıyorsunuz” oldu.

Çözümün yükü belediyelere atıldı

CHP’nin komisyon sözcüsü Orhan Sarıbal, belediyelerin hayvan bakımevi kurmak, sahipsiz hayvanları toplamak, hayvanları rehabilite etmek ve sahiplendirilene kadar hayvanlara bakmakla yükümlü kılan 13. madde için “Bu kanunu bütün yükünü belediyelere atarak belediyeleri cezalandırma yoluna gidiyorsunuz. Önce kanunun kendisi yanlış, sonra da bütün bu sorumluluğu belediyelere vermiş olması” dedi.

Belediyelerin bu hizmetler için en son bütçe gelirlerinin binde beşini; büyükşehir belediyeleri ise binde üçünü ayırması gerekiyor. Belediyelerin bakımevi kurmaları için verilen tarih ise 31 Aralık 2028. Yükümlülüklerini yerine getirmeyen belediye başkanlarına ise 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verilebilecek. Belediye meclis üyeleri için de ceza getirilecek.

Katliam yasasına karşı CHP’den açıklama: Hiçbir belediyemiz elini kana bulamayacak
Özel ve Babacan’dan katliam yasasına karşı ortak duruş: Hayvan hakları önceliğimiz

CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut ise, bu maddeyle halkın belediye ile karşı karşıya getirilmeye çalışıldığına dikkat çekti ve 22 yıldır iktidarda olan AKP’nin sorumluluğu belediyelere yıkmasını eleştirdi.

Barut, “13. madde belediyeler sorumluluğu altında olan başlığı yerel yönetimler sorumluluğu altında olarak değiştiriliyor. 31 Mart yerel seçimleri sizde büyük bir travma yaratmış ki kanunu yerel belediyeler üzerine yüklediniz” dedi.

DEM Parti milletvekili İbrahim Akın ise hayvanlar üzerinden yapılan bu tartışmalarla belediyelerin bütçelerinin kısılmaya çalışıldığını söyledi ve ‘hayvanlar üzerinden hesaplaşma’ yapılmasını eleştirdi.

Sadece yerel yönetimle çözülmesi gerçekçi değil

Saadet Partisi Antalya Milletvekili Şerafettin Kılıç da CHP milletvekillerinin eleştirilerini destekleyerek yıllardır ertelenen sorunun çözümü için sivil toplumun da harekete geçirilmesi gerektiğini söyledi ve “Kanunların öngördüğü politikalar yalnızca yerel yönetimlere sorumluluk yükleyerek sorunun tüm sosyal maliyetini de yerel yönetimlere ödetmektedir. Oysa sorunların yalnızca kamu eliyle çözülmesi gerçekçi değildir” dedi.

Barınaklardaki kötü koşullara dikkat çeken Kılıç, barınakların ve bakımevlerinin daha iyi şartlarda hizmet vermesi için bağış toplayan hayvansever kuruluşların da birlik olması gerektiğini belirtti.

Kabul edilen maddeler doğrultusunda köpeğini sokağa bırakanlara 60 bin TL’ye kadar ceza verilecek. Hayvan sahiplerinin ise bakımını üstlendikleri hayvanların kaydını 31 Aralık 2025 tarihine kadar yaptırması gerekiyor.

Hangi maddelerde değişiklik oldu?

Görüşmeler sırasında değişiklik teklifinin bazı maddelerinde de değişiklik yapıldı. Bu değişikliklerden biri, 4. maddede bulunan ‘rehabilite edilenler’ ifadesinin ‘rehabilite edilen köpekler’ şeklinde düzenlenmesi oldu. Böylece kediler kapsam dışı bırakıldı.

Beşinci maddede bulunan ‘bulaşıcı veya tedavi edilemeyen hastalığı bulunan ya da sahiplenilmesi yasak olan hayvanlara yerel yönetimlerce ötenazi yapılması maddesinden ‘ötenazi’ kelimesi çıkarıldı. Maddenin güncel hali, “Bakımevine alınan köpeklerden insan ve hayvanların hayatı ve sağlığı için tehlike teşkil eden ve olumsuz davranışları kontrol edilemeyen, bulaşıcı veya tedavi edilemeyen hastalığı bulunan ya da sahiplenilmesi yasak olanlarına Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu‘nun 9. maddesinin 3. fıkrasında belirtilen tedbir uygulanır” oldu.

Belirtilen kanunun 9. maddesinin 3. fırkası ile hayvanlara ötenazi yapmanın yasak olduğunu ancak acı çeken ve iyileşme durumu bulunmayan durumlarda veteriner hekimler tarafından ötenazi işlemi yapılabileceği belirtiliyor.

Teklifin dokuzuncu maddesi ise mevcut yasanın 24’üncü maddesinin şu şekilde düzenlenmesini öngörüyordu: “Koruma altına alma Madde 24- Bu Kanunun hayvanları korumaya yönelik hükümlerine aykırı hareket eden ve bu suretle bulundurduğu hayvanların bakımını ciddi şekilde ihmal eden ya da onlara ağrı, acı veya zarar veren kişilerin denetimle yetkili merci tarafından hayvan bulundurması yasaklanır ve hayvanlarına el konulur. Söz konusu hayvan yeniden sahiplendirilir ya da koruma altına alınır.”

Ancak bu teklif, “6299 sayılı Kanunun 24’üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “ve bu suretle bulundurduğu” ibaresi “veya sahiplendiği” şeklinde ve fıkranın son cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Söz konusu hayvanlardan sahiplendirilme niteliği olanlar sahiplendirilinceye kadar hayvan bakımevinde barındırılır” olarak düzenlendi.

Teklifin 11. maddesine ise 6199 sayılı Kanunun 28/A maddesinin ikinci fıkrasında yer alan ‘birinci’ ibaresinden sonra gelmek üzere, ‘ikinci ve üçüncü’ ibaresi eklendi ve yedinci fıkrada yer alan ‘hayvan koruma gönüllüsü’ ibaresi madde metninden çıkarıldı.

21 Temmuz ‘en sıcak gün’ olarak kayıtlara geçti

Avrupa Birliği Copernicus İklim Değişikliği Servisi‘nin paylaştığı verilere göre 21 Temmuz Pazar günü, küresel olarak kaydedilen en sıcak gündü.

Küresel hava sıcaklıkları geçen seneye göre 0,01 derece daha artarak 17,09 dereceye ulaştı ve en sıcak gün olarak kayıtlara geçti.

Geçen hafta Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa ve Rusya‘nın da aralarında bulunduğu birçok bölgede sıcak dalgaları yaşandı.

Ardından Copernicus, 1940 yılına kadar uzanan kayıtlarına göre en sıcak gün rekorunun 21 Temmuz Pazar günü kırıldığını açıkladı.

Üst üste rekor kırıldı

Fosil yakıtların kullanımından kaynaklanan iklim değişikliğinin etkisiyle geçen yıl Kuzey Yarımküre‘de 3 Temmuz’dan 6 Temmuz’a art arda dört aşırı sıcaklık rekoru kırıldı. Haziran 2023‘ten beri tüm aylarda önceki yıllara oranla en sıcak aylar kaydedildi.

Bazı bilim insanları, iklim değişikliği ve nisan ayında sona eren El Nino’nun etkisiyle bu yılki sıcaklıkların 2023 yılını geride bırakarak yeni bir rekor kırabileceğini söylüyor.

Copernicus verilerine göre en sıcak haziran ayını yaşayarak yeni bir rekor kırdık
Rekor üstüne rekor: En sıcak mayıs ayını yaşadık
Nisan’da yine ‘en sıcak Nisan’ rekoru kırıldı
Dünya, kayıtlara geçen en sıcak mart ayını yaşadı: Üst üste onuncu rekor

Katliam Yasası’nda üç madde daha kabul edildi, milletvekillerinin konuşma süreleri kısıtlandı

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu‘nda dün (22 Temmuz) başlayan görüşmelerde, Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun tasarısının 6, 7 ve 8. madeleri de kabul edildi, 9. madde görüşülüyor.

Katliam Yasası’nın 5. maddesi kabul edildi: Ötanazi kelime olarak çıktı, madde olarak kaldı
Kapalı kapılar ardındaki katliam yasası görüşmeleri tartışmalı başladı
Katliam yasasının ilk üç maddesi kabul edildi, komisyon görüşmeleri ertelendi

Milletvekillerinin söz hakkı süreleri kısıtlandı

Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı Vahit Kirişçi, ‘komisyonun belli bir düzen içinde çalışması, etkili ve verimli bir çalışma düzeninin kurulması’ için komisyon üyesi olan milletvekillerinin konuşma sürelerini dört dakika, komisyon üyesi olmayanlarınkini ise üç dakikayla sınırladı. Söz verilen komisyon üyesi olmayan milletvekili sayısı ise parti grubu başına iki milletvekili olarak sınırlandı.

CHP Milletvekili Orhan Sarıbal, konuşma süresinin sınırlandırılması önergesine itiraz etti ancak itirazı kabul edilmedi.

AKP’li Baykal, kendisini arayan kadına ‘sizin gibiler uyutulmalı’ dedi

 

Görüşmeler sırasında AKP Milletvekili Mehmet Baykal‘ın sokak hayvanlarının öldürülmesiyle ilgili kendisini arayan bir kadına “siz gece saat 1.30’da beni arıyorsanız sizin gibilerin uyutulmasıyla ilgili bir çözüm bulmamız gerekecek” demesi tepkilere yol açtı. Kadın milletvekilleri, Baykal’a “Hani önce insandı?” diyerek cevap verdi.

DEM Parti Milletvekili Perihan Koca, “Elbirliğiyle uğraşsanız da bu yasa fiili olarak sokaklarda uygulanıyor. Bugün Arnavutköy‘de köpekler işkenceyle toplatılmıştır. Eski içişlerinin söylediği bir laf vardı ‘önce yaparsınız kanun arkanızdan gelir” diyerek yasanın henüz kanunlaşmadan fiilen uygulanmasına tepki gösterdi.

Altıncı madde ne diyor?

AKP’li milletvekillerinin verdiği önergenin altıncı maddesi, “5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun 14. maddesinin birinci fırkasına eklenen (0) bendinde yer alan ‘hayvanı’ ibaresinin ‘köpekleri’ şeklinde değiştirilmesini” teklif ediyor. Yani yerel yönetimlerin topladığı sahipsiz köpeklerin bakımevi dışında bir yere terk edilmesini veya bakımevi dışında bir yere bırakılmasını yasaklayan madde ile yasa şu şekilde değiştirildi:

“199 sayılı Kanunun 14’üncü maddesinin birinci fıkrasının (h) bendinde yer alan “Tıbbî’ ibaresi ‘Kanuni ve tıbbî’ şeklinde değiştirilmiş ve fıkraya aşağıdaki bent eklenmiştir.

‘o) Yerel yönetimler adına toplanan sahipsiz köpekleri bakımevi dışında bir yere terk etmek veya bakımevinde barındırılan hayvan bakımevi dışında bir yere bırakmak.”

Yedinci madde ne diyor?

Yedinci madde ile kanunun 16. maddesinin b bendine “sahipsiz hayvan kaynaklı sorunlar” ibaresi eklendi ve sahipsiz hayvanlar, sorun kaynağı olarak nitelendirildi.

Yani yedinci maddenin kabul edilmesiyle 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun 16. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi “il sınırları içinde hayvanların korunmasına ilişkin ve sahipsiz hayvanlardan kaynaklı sorunları belirleyip, sorunların çözüm tekliflerini içeren yıllık, beş yıllık ve on yıllık plan ve projeler yapmak, yıllık hedef raporları hazırlayıp Bakanlığın uygun görüşüne sunmak, Bakanlığın olumlu görüşünü alarak insan, hayvan ve çevre sağlığına ilişkin her türlü önlemi almak” olarak değiştirildi. (Q) bendi ise yürürlükten kaldırıldı.

16. maddenin f bendinde ise “Yerel hayvan koruma gönüllülerinin müracaatlarını değerlendirmek” ifadesi kaldırıldı.

Sekizinci madde ne diyor?

Sekizinci madde ise kanunun “Hayvanların korunmasının desteklenmesi-Mali destek” başlıklı 19. maddesine “insan ve çevre sağlığı” ibaresinin eklenmesini önerdi. Bu değişiklik de Anayasa ile korunan İnsan ve Çevre sağlığı ile örtüşmediği halde kabul edildi.

9. maddenin görüşmeleri devam ediyor.

Karton yataklardan geri dönüştürülmüş plastikten koltuklara: Paris Olimpiyat Oyunları ‘en çevreci’ olmak için neler yaptı?

2024 Paris Olimpiyat Oyunları komitesi, bu yılki oyunların karbon ayak izinin 2012 Londra ve 2016 Rio Olimpiyatı‘na oranla yarı yarıya düşürülmesini taahhüt etti.

Dünya liderlerinin küresel ısınmayı 1,5 derece ile kısıtlama taahhüdü verdiği Paris Anlaşması’nın imzalandığı şehirde düzenlenen oyunlar, en çevreci olimpiyat olmayı hedefliyor.

Bu hedef doğrultusunda olimpiyat komitesi, raketlerden yapılan masalardan bitki bazlı menülere, birçok çevreci girişim duyurdu.

Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) başkanı Thomas Bach, BBC Sport‘a verdiği röportajda sürdürülebilirlik kavramıyla yakından ilgilendiğini söyledi. İklim değişikliğinin yalnızca spor camiası için değil tüm yaşam için bir tehdit olduğuna dikkat çeken Bach, “Bu yüzden Olimpiyat gündemindeki reformlarımızla ayak izimizi azaltmaya odaklanmaya ve bu sorunlarla mücadele etmeye karar verdik” dedi.

Ateş halkaları: İklim değişikliği Olimpiyat Oyunları’nı tehdit ediyor
Paris 2024 Olimpiyat Oyunları için binlerce göçmen otobüslerle sınır dışı edildi
2024 Paris: Olimpiyatların iklim dostu olması mümkün mü?
Paris’in ünlü bulvarı Champs-Elysées, 2024 Olimpiyatları öncesinde ‘yeşil dönüşüme’ giriyor

Yeni binalar ‘çevreci’ şekilde tasarlandı

Oyunlar için altı yeni stadyumun inşa edildiği Londra Olimpiyatları’nın karbon ayak izinin 3,3 milyon ton olduğu hesaplanırken 10 yeni tesis ve yedi geçici tesisin inşa edildiği Rio Olimpiyatları’nınki ise 3,6 milyon tondu.

Paris’te ise olimpiyatlar için kullanılacak olan 35 stadyumdan yalnızca ikisi oyunlara özel olarak inşa edildi. Bu binalardan biri su sporları merkezi, diğeri ise badminton ve ritmik jimnastik için kurulan bir arena. Organizatörler, bu merkezlerin düşük karbonlu inşaat yöntemleri kullanılarak inşa edildiğini iddia ediyor. Örneğin su merkezinde geri dönüştürülmüş yerel plastik atıklarından yapılan koltuklar bulunuyor.

Olimpiyat köyünde sporcular için konulan yataklar da geri dönüştürülmüş kartonlar kullanılarak yapıldı. Aynı yöntem 2020 Tokyo Olimpiyatları‘nda da kullanılmıştı. Sporculara ayrılan alanlarda ayrıca geri dönüştürülmüş toplardan yapılan sehpalar, paraşüt kumaşından yapılan puflar ve geri dönüştürülmüş şişe kapaklarından yapılan sandalyeler de bulunacak.

Bitki bazlı yiyecekler servis edilecek

Organizasyon komitesi, seyircilere ve çalışanlara sunulan yiyeceklerin de Londra ve Rio’ya göre iki kat daha fazla bitki bazlı içeriklerden oluşacağını söyledi. Gıdanın ulaşım emisyonlarını düşürmek için servis edilen yiyeceklerin yüzde 80’i yerel tarım üreticilerinden satın alınacak.

Şehir sporlarına servis yapan Place de la Concorde restoranı yalnızca vejetaryen gıda servis edecek. Yemek kültüründe sığır ve biftek gibi et ürünlerinin ağırlıkta olduğu bir bölge için bitki bazlı gıdalara geçiş yapmak cesur bir hareket olarak yorumlandı.

Enerji kullanımı azaltılacak

Daha önceki olimpiyatlarda bazı stadyumlar için dizel jeneratörler kullanıldı. Paris’teki organizatörler ise stadyumları kamu elektrik ağlarına bağlayacak. Paris Olimpiyatları’nın çevre direktörü Georgina Grenon, Londra’da dört milyon litre dizelin yalnızca elektrik talebini karşılamak için yakıldığını ve oyunlar için enerji tüketiminin aşırı abartıldığını söyledi.

Oyunlar arasındaki ulaşımı sağlamak için şehirde 30 kilometresi oyunlar için özel olarak kurulan 60 kilometrelik bir bisiklet ağı bulunuyor.

Kirleticilerin sponsorluğu devam edecek

Komitenin yeşil olma taahhütleri ve çevreci uygulamalarına rağmen olimpiyatların en büyük plastik kirleticilerinden olan Coca Cola sponsorluğuyla gerçekleştirilmesi tepkilere yol açtı. 

Coca Cola ise yemek servisi için tek kullanımlık şişeler yerine içecek çeşmeleri kuracağını ve plastik kullanımını yüzde 50 oranında azalacağını söyledi.

100’den fazla sporcu ise Coca Cola ve Pepsi‘nin tek kullanımlık plastik şişe satışlarına son vermeleri ve yeniden kullanılabilir ürünleri tanıtmaları için bir açık mektup yazdı.

Sponsorlar arasında bulunan Toyota ise olimpiyat ve paralimpik ailesine sıfır egzoz emisyonlu 500 hidrojen yakıtlı araç sağlayacağını bildirdi. Ancak bilim insanları olimpiyat komitesine hidrojenli araçların akülü elektrikli araçlara göre üç kat daha fazla elektrik tükettiğini bildiren bir mektup yazdı.

[Yeşil Gazete Karadeniz’de] Akçakoca’da Melen Çayı koruma alanına altın arama ruhsatı

Haber: Çetin YILMAZ

*

DÜZCEAkçakoca, Çilimli, Yığılca ve Düzce‘nin Merkez ilçeleri altın madeni aramaları nedeniyle ekokırım tehdidi altında. Bölgedeki yurttaşları yıllardır endişeye sürükleyen altın arama çalışmaları özellikle Erzincan, İliç‘te yaşanan faciadan sonra endişeleri artırmış durumda. Bölgede tehdit edilen yüzlerce yıllık ağaçlar, Melen Çayı ve çeşitli su varlıkları. Ayrıca yurttaşlar sağlıkları için de endişe duyuyor.

Akçakoca‘da su havzasına ve su varlıklarına kadar bölgeyi risk altına alacak olan maden arama izinlerinin iptali için dün (22 Temmuz) Esentepe’deki Akçakoca Kahvecisinde muhtarların çağrısıyla toplantı gerçekleştirildi. Muhtarlardan, siyasi parti temsilcilerinden ve STK’lardan 23 kişinin katıldığı toplantıda, söz konusu muhtemel ekokırıma karşı bir dizi eylemin planlanması için ortak bir platform oluşturulması ve bu platform aracılığıyla partilere, STK’lara ve halka çağrıların yapılmasına karar verildi.

Özellikle Kaplandede Dağı‘ndan başlayan bölgedeki su varlığını risk altına alacak olan maden arama izinlerinin iptali için mücadele edilmesine karar verildi.

Toplantıdan bir kare – Fotoğraf: Çetin Yılmaz

Akçakoca Belediye Başkanı Fikret Albayrak‘ın bu projenin durdurulması için mücadeleye dahil olması taleplerinin yanı sıra barajın devreye girmesinden Melen Çayı’ndan su alacak olan İSKİ’nin Melen Havzası Hükümleri uyarınca hukuki mücadeleye katılması gerektiği, İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun bu mücadelede öne çıkmasının çok önemli olduğuna işaret edildi.

Akçakoca’nın yanında, Çilimli, Yığılca ve Düzce‘nin Merkez ilçesi de en çok zarar görecek yerler arasında bulunuyor.

Batı Karadeniz’de siyanür endişesi

Akçakoca, Kaplandede Dağı’na içme suyu sağlayan Sarıyayla barajı ve Düzce’nin Çilimli beldesinin bir kısmını içine alan maden sahasında Yozgat ticaret siciline kayıtlı İstanbul merkezli Ova Gıda ve Enerji A.Ş.’ye, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı, Maden İşleri Genel Müdürlüğü 28 Mayıs 2024 tarihinde altın ve bakır arama ruhsatı verdi.

Maden arama ruhsatı, 2017 yılı öncesinde Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) onayı alınmadan yapılamıyordu ancak 2017’de yapılan değişiklik ile ÇED sürecine gerek görülmeden arama yapılabilmeye başlandı. 

İstanbul’a su sağlayan Melen Çayı da Akçakoca ilçesinden geçiyor. Melen Çayı’na su akışkanlığı olan bölgeler Melen Çayı koruma alanında kalıyor. Kaplandede Dağı ve bölgede bulunan dereler Akçakoca’ya su sağlayan Sarıyayla Barajı alanında kalıyor. Öte yandan Kaplandede Dağı ve Sarıyayla Barajı için DSİ, İSKİ ve Akçakoca Belediyesi‘nin hiçbir güvenlik veya koruma altına alma çalışması yapmadığı belirtiliyor.

Bölgede bir de tarihi bir porsuk ağacı var

Akçakoca, Yığılca, Devrek, Alaplı ve Kocaali farklı illerin sınırları içinde ancak coğrafi olarak birbirine çok yakın konumda yer alıyor.

Melen Çayı’nın çıkış noktası, dünyanın en yaşlı ağaçlarından biri olan tarihi porsuk ağacının olduğu bölgeye yakın bir mesafede bulunuyor. Melen Çayı İstanbul’un su ihtiyacının önemli bir kısmını karşılıyor.

İçme suları tehlikede

Altın arama çalışmalarına büyük kolaylık sağlayacak orman için yol çalışmaları ise bitirildi. Yol yapım çalışmaları dışında da binlerce ağacın kesilmesi bekleniyor.

Altın arama çalışmaları halihazırda Akçakoca’nın içme suyu rezervi için büyük tehlikeli arz ediyor.

Altın arama çalışmalarının siyanürle maden ayrıştırmaya dönüşmesi durumunda çevreye verilecek zararın sadece Akçakoca ile sınırlı kalmayacağı, aynı zamanda Düzce, İstanbul ve yakın çevre büyük tehlike altında kalacağı öngörülüyor.

İlk de değil son da: Batı Karadeniz’de altın arama çalışmaları

Öte yandan Zonguldak‘ın Devrek ilçesi için de maden sahası ilanı söz konusu.  2020’de ise Enerji Bakanlığı bu bölgeyi altın çıkarmak için ihaleye çıkarmıştı.

Zonguldak’ın Alaplı ilçesi, Aşağı Dağ köyü bölgesinde, Kanadalı şirket Centerra Gold altın aramaya başlamıştı. Kamuoyunun tepkisini çekmemek için Kayseri merkezli ÖKSÜT adlı bir şirketi yasal muhatap olarak resmi makamlara sunmuş, yöre halkı ve çevrecilerin çalışması sonucunda arama yapan şirketin Centerra Gold olduğu ortaya çıkmıştı.

Aşağı Dağ köyünde, yöre halkının ve “çevre gönüllülerinin” mücadelesi sürerken, sondaj kuyularına yol açmak için beş bin civarında ağaç kesilmişti. Köyün gençleri ise ormanlık alanda sondaj kuyuları ve şirketi taciz ettikleri iddiasıyla gözaltına alınmış; bölge halkının büyük tepkisi üzerine serbest bırakılmışlardı.

Zonguldak’a bağlı Alaplı ilçesi, Gümeli beldesinde de  2019-2020 yıllarında MTA, Gümeli beldesinde tarihi ormanlar içinde taşeron şirket aracılığı ile altın aramak için sondaj kuyuları açacağını duyurmuştu.

4115 yaşında olan dünyanın en yaşlı ağaçlarından biri olan tarihi porsuk ağacı ve tarihi ormanlarda altın aranmıştı.

Altın arama süreci boyunca belde halkı ve bölgedeki “Çevre Gönüllüleri”nin gerçekleştirdiği protestolar ve eylemler nedeniyle yerel halktan dokuz kişi ve “Çevre Gönüllüleri” sözcüsü hakkında dava açılmıştı.

Piknikle sonlandırılan yürüyüş sonrasında, beldeden dokuz kişi ve “Çevre Gönüllülerinin” sözcüsü hakkında dava açılmıştı.

Altın arama sonuçları ve diğer gelişmeler ile ilgi MTA ve Centerra Gold kamuoyuna açıklama yapmamış; bilgiler ancak gayri resmi yollardan öğrenilebilmişti.

 

Dünyanın güneş enerjisi sektörü paydaşları Solar+Storage NX Fuarı’nda buluşuyor

Güneş enerjisi sektörünün paydaşlarını bir araya getirmeyi amaçlayan enerji depolama ve güneş enerjisi fuarı bu yıl 7-9 Kasım tarihlerinde Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi‘nde gerçekleştirilecek.

Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği (GENSED), sponsorluğunda bu yıl ikincisi düzenlenen Solar+Storage NX, Türkiye’de enerji depolama ve güneş enerjisi alanına odaklanan tek fuarı olma özelliğini taşıyor.

Güneş enerjisi sektöründeki yenilikçi çözümleri ve iş fırsatlarını tartışmak için bir platform niteliğindeki etkinlikte, katılımcılara enerji depolama alanındaki son gelişmeler sunulacak.

Fuar kapsamında düzenlenen paneller, konferans ve seminerlerde Women in Renewable Energy (WiRE), OSGP Alliance (Open Smart Grid Protocol Alliance), AFSEA (African Sustainable Energy Association), AKÜDER (Akümülatör ve Geri Kazanım Sanayicileri Derneği) ve ODTÜ Güneş Enerjisi Araştırma ve Uygulama Merkezi(ODTÜ-GÜNAM) gibi kuruluşların temsilcileri yer alacak.

Politikacılar, danışmanlar ve özel sektör temsilcileri bir araya geliyor

Yerel ve uluslararası firmalar arasında ticareti teşvik etmeyi hedefleyen fuara geçen yıl 63 farklı ülkeden 7500 ziyaretçi ve 85’ten fazla firma katıldı. Bu yıl katılımcı ülke ve ziyaretçi sayısının artması bekleniyor.

Fuara katılanlar enerji politikalarını belirleyen ve uygulayan kamu hizmet kurumları ve yetkililerle tanışma imkanı bulacak. Ayrıca geleceğin güneş enerjisi yatırımlarını yapacak finansörler ve enerji projelerinde karar verici pozisyonda olan yöneticiler de fuarda olacak.

Politikacı ve finansörlerin yanı sıra sektörün teknolojilerini sağlayan firmalar, enerji verimliliğini arttırmak için yeni yollar arayan sanayi yöneticileri, enerji projelerine yön veren sektör temsilcileri ve yenilikçi çözüm arayışındaki birçok danışman ve araştırmacı da fuara katılacak.

Fuarda neler var?

  • Yenilikçi Teknolojiler ve Çözümler: Güneş enerjisi ve enerji depolama teknolojilerindeki en son yenilikleri keşfetme fırsatı.
  • Global Ağ Kurma Fırsatları: Avrupa, Asya, Afrika ve Orta Doğu’dan gelen sektör liderleri ile bağlantı kurma imkanı.
  • Zengin Konferans Programı: Alanında uzman konuşmacılardan ilham verici konuşmalar ve oturumlar.
  • Kapsamlı Eğitim Programları: Sektördeki en son gelişmeler ve teknolojiler hakkında bilgi sahibi olma fırsatı.
  • Geniş Çaplı Medya Görünürlüğü: Fuarın geniş medya ağı sayesinde markanızı daha geniş kitlelere tanıtma fırsatı.
  • İnovasyon Alanı: En son teknolojileri ve çözümleri tanıtan 100’den fazla katılımcı şirket.
  • Eş Zamanlı Etkinlikler: Elektrikli araçlar ve şarj çözümlerini keşfetmek için NextGen Mobility ile eş zamanlı etkinlikler.

 

Katliam Yasası’nın 5. maddesi kabul edildi: Ötanazi kelime olarak çıktı, madde olarak kaldı

Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun tasarısının görüşmeleri sürerken 4. ve 5. maddeler de komisyondan geçti. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu‘nda yapılan görüşmelerde, en çok tepki çeken maddelerden biri hayvanların öldürülmesine işaret eden “ötanazi” kelimesinin yer aldığı 5. maddeydi. Ancak maddeden “ötanazi” kelimesi çıkartıldı. Fakat diğer maddeler hala ötanaziye işaret ediyor. Ek olarak “hayvanlar” tanımı “köpekler” şeklinde değiştirildi.

‣ Katliam yasasının ilk üç maddesi kabul edildi, komisyon görüşmeleri ertelendi
‣ Katliam yasası görüşmeleri başladı: Destekleyenler komisyonda, hak savunucularına darp ve gözaltı

CHP İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen Göl, söz konusu ifade değişikliğine ilişkin komisyon görüşmelerinde şunları dile getirdi:

“Şimdi burada hakikaten bir genel sorun var ve bu kadar konuşulurken öfkeli öfkeli tavırlarınız var ama sonra gidiyorsunuz, ‘hayvanlar’ı ‘köpekler’le değiştiriyorsunuz kelime olarak, “ötanazi” kelimesini kaldırıp ‘uygun tedbirler’ diyorsunuz. Sonra ‘ötanazi’ diyen kanuna atıf yapıyorsunuz bir şey değiştirmiş gibi göstermek için yani demek ki buradaki çalışmaların bir anlamı var yani işe yaramıyor bile olsa en azından bazı şeyleri değiştirme gereği duyuyorsunuz insanların tepkisinden korktuğunuz için.”

‘İktidar istifaya davet ediliyor’

DEM Partili Perihan Koca ise tepki göstererek “Bugün sokaklarda ve sosyal medyada -ve inanın o sosyal medya sizin satılık bir şekilde aldığınız trolleriniz gibi değil onları geçen hafta gazeteci arkadaşlarımız açıklamışlardı- bu ölüm yasasına ‘evet’ diyen AKP-MHP vekillerinin isimleriyle pankart yapmışlar; ‘Bu isimleri, suratları unutmayın’ diyerek ‘Meclis’te katil istemiyoruz’ diyerek iktidarı, istifaya davet ediyorlar” dedi.

‣ Greenpeace’ten komisyon üyelerine mail kampanyası: Katliam Yasası’nı geri çekin!
‣ İzmir hayvanlar için nöbetini altıncı gününde sürdürüyor
‣ Katliam yasasına karşı CHP’den açıklama: Hiçbir belediyemiz elini kana bulamayacak
‣ Katliam deneyimini yaşayan Romanya’dan çağrı: Ölüm Yasası’nı geri çekin

‘Burada yalandan, riyadan şeyler dinlemek durumunda kaldık’

“Komisyon üyeleri var çeşitli; Vahit Kirişçi başkanlığında; bu Muharrem Varlı, Adem Korkmaz, Ruken Kilerci, Abdullah Doğru, Hasan Ciler, Süleyman Özgün, Hikmet Başak, Mestan Özcan, Hilmi Durgun, Can Türk Alagöz, Mehmet Baykan, Faruk Kılıç, Lütfü Bayraktar tarafından el kaldır-indir hukukuyla, meclisin bir notere dönüşü hukukuyla bu katliam yasası geçiriliyor. Bu katliam yasasının faili olmak için canhıraş uğraştığınızı da burada halkımız bilsin” ifadelerini kullanan Koca, ötanazi ibaresinin değiştirilmesine işe şu sözlerle değindi:

“Son saatlerde Hasan Bey’e söz verildi sanırım. O konuşmaya başladı. Özellikle bir algı operasyonunu yönetebilmek adına ‘ötanazi denmeden ötanazinin nasıl yapılacağını, ölümün hangi koşullarda yapılacağını’ AKP’nin sarayının yetkilendirdiği bir şekilde anlatmaya çalıştı. Mehmet Baykan’ı burada dinledik. Bize fabl örnekleri anlattı. Süslü cümleler anlattı. Ne dediğini de anlayamadık. Bir taraftan can dostlarımız, aman efendim biz yaşam haklarını savunuyoruz diye burada yalandan, riyadan şeyler dinlemek durumunda kaldık.

Şimdi o Lütfü Bayraktar biraz önce mışıl mışıl uyuyordu, uyarıldı herhalde, bu kadar canhıraş bir şekilde günlerdir saatlerdir orada oturup tek kelam etmedi. Bu katliamın faalileri tek kelam etmedi. Sizin vicdanınız kalmamış. Sizin aklınız sarayda kalmış. Sizin ne öfkeniz, ne bilinciniz, ne merhametiniz var.”

‘Ötanazi kelimesi gitti, kendisi kaldı’

Öte yandan muhalefet partilerden milletvekilleri 5. Maddedeki ibarenin değiştirilmesinin ötanazi gerçeğini ortadan kaldırmadığı 13. Maddenin söz konusu ötanazi talebini yinelediğini vurguladı. CHP’li milletvekili Ayhan Barut şu ifadeleri kullandı:

“Bu 5’inci madde de biraz önce verilmiş olan değişiklik önergesi bu şöyle başlıyor: 5’inci madde, ‘5199 sayılı Kanunun İkinci Kısım Dördüncü Bölüm başlığında yer alan ‘Öldürülmesi’ ibaresi ‘Ötanazisi’ şeklinde ve 13’üncü maddesinin başlığı ‘Hayvanların ötanazisi’ şeklinde değiştirilmiş, maddeye birinci fıkradan önce gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiş ve mevcut ikinci fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan ‘Öldürme esas ve usulleri’ ibaresi ‘Öldürme ve ötanazi işlemine ilişkin esas ve usuller’ şeklinde değiştirilmiştir.’ Bu kalıyor, verilen birinci bölümü değiştirmiyor. ‘Bakımevine alınan hayvanlardan saldırgan olan, bulaşıcı…’ diye devam ediyor. Buraya ‘saldırgan’ yerine ‘yasak’ gelerek aslında bir oyun var. Buradaki 5’inci maddede ötanazi tamamen kaldırılmış olmuyor. 6’ncı madde de -biraz önce dedim ya matruşka gibi hepsi birbirine girmiş – sahipsiz hayvanlara tıbbi gerekçeler dışında ötanazi yapılabilmesine olanak tanıyan bir madde.”

Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu’nda; kamuoyunda sokak hayvanlarına “ötanazi” yapılmasına yol açacak kanun olarak bilinen, 17 maddeden oluşan Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin görüşmeleri yaklaşık 14 saatin ardından bugün (23 Temmuz Salı) saat 12.00’a ertelendi.

Yurttaşlar ülkenin dört bir yanında sokakta yaşayan hayvanların ölümüne uzanan bu yasa tasarısını iptal ettirmek  için her gün eylem yaparak nöbet tutuyor.

Kapalı kapılar ardındaki katliam yasası görüşmeleri tartışmalı başladı

Kamala Harris’in iklim özgeçmişi umut vaat ediyor

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden, 5 Kasım’da gerçekleştirilecek seçimler için başkanlık yarışından çekildiğini ve başkan yardımcısı Kamala Harris‘in başkan adaylığını destekleyeceğini açıkladı.

Harris’in adaylığı Demokratik Ulusal Kongre‘de gerçekleştirilecek delege oylamasıyla kesinleşecek.

Tarihsel olarak iklim değişikliğine en çok katkı sağlayan ikinci ülke olan ABD’nin iklim değişikliğine karşı siyasi tutumu ise gezegenin geleceği açısından hayati önem taşıyor. Bu nedenle Harris’in iklim ve çevre konularındaki geçmiş tutumu ve gelecek vaatleri, siyasetçilerin ve aktivistlerin ilgi odağı haline geldi.

Biden başkanlık yarışından çekilerek Harris’i aday gösterdi

Biden’ın iklim politikalarını devralması bekleniyor

Öncelikle  Biden’ın politikalarından sık sık övgüyle bahseden Harris’in Biden’ın ajandasından uzaklaşmayacağı öngörülüyor.

Columbia Küresel Enerji Politikası Merkezi‘nin kurucu direktörü Jason Bordoff, “Biden, temiz enerjiye bugüne kadarki kadarki en büyük yatırımı yaparak otomobillerden ve santrallerden kaynaklanan kirliliği azaltmak gibi düzenlemelerle yaparak, temiz enerji tedarik zincirini güçlendirerek ve ABD’nin küresel iklim liderliğini yeniden alarak güçlü bir iklim siciliyle görevden ayrılacak” dedi.

Biden, cumhurbaşkanı olarak göreve geldiği 2021 yılında aldığı ilk kararlardan biri de önceki başkan Donald Trump‘ın ülkeyi çıkardığı Paris Anlaşması‘na yeniden katılmak olmuştu.

Biden, dün yaptığı bir açıklamada da yenilenebilir enerji projelerine yüz milyonlarca dolar vergi sübvansiyonu sağlayan ve kendisinin “dünya tarihinin en önemli iklim yasası” olarak adlandırdığı 2022 Enflasyonu Azaltma Yasası‘nı (IRA) geçirdiğini hatırlattı. IRA, yeşil işleri arttırmak ve kirlilikten en çok etkilenen toplulukları desteklemek gibi maddeler içeriyor.

Biden’ın iklim paketinde uzlaşan Demokratlara göre ‘insanlık tarihinin en büyük eylemi’

‘Daha fazla adım atılmalı’

Biden’ın iklim politikaları memnuniyetle karşılansa da bazı iklim kampanyacıları atılan adımları yetersiz buluyor. Biden, görev süresi boyunca ABD’nin petrol üretici olarak lider konumunu devam ettirdi ve ABD’yi en büyük sıvılaştırılmış doğal gaz ihracatçısı (LNG) haline getirdi.

Aktivist gençler Biden’a iklim davası açmak için destek bekliyor
Biden, 15 milyon varil daha rezerv petrolü satacak

Çevreciler, Demokratlardan fosil yakıt yatırımlarını durdurma konusunda daha büyük adımlar atılmasını bekliyor. Ancak Demokratlar’ın alternatifi olan Trump yönetiminin iklim inkarcılığı göz önünde bulundurulduğunda bu taleplerin Harris’e olan desteği etkilemeyeceği düşünülüyor.

‘Donald Trump’ın seçilmesi iklim hedeflerini tehlikeye atabilir’

Başkanlık süreci boyunca Biden’ın yanında olan Harris’in Biden’ın yeşil mirasını devralması ve daha ileri taşıması bekleniyor. Geçen yıl Dubai’de gerçekleştirilen BM Taraflar Konferansı’nda Harris dünyanın iklim değişikliği konusunda daha fazla adım atması gerektiğini vurguladı.

Harris’in özgeçmişi Biden’dan daha fazla umut vaat ediyor

2011-2017 yıllarında yaptığı Kaliforniya başsavcılığı görevi 2019 yılındaki başkanlığa adaylığı, Harris’in iklim konusundaki görüşlerine dair bazı sinyaller veriyor.

Harris, başsavcılığı esnasında ExxonMobil’in halkı iklim değişikliği konusunda nasıl yanılttığını araştırdı. Ayrıca 2015 yılında Kaliforniya kıyılarındaki petrol sızıntısından sorumlu olan Plains All-American Pipeline boru hattı şirketine dava açtı. Dizel emisyon testlerinde hile yaptığı iddia edilen Volkswagen’in ise 86 milyon dolarlık tazminat ödenmesini sağladı.

2019 yılında kısa bir süreliğine başkan adayı olan Harris, bu dönemde atmosfere sera gazı salanların kirletme bedeli ödemeleri gerektiğini savundu. Aynı dönemde Kaliforniya senatörlüğü yapan Harris, on yıl içinde tamamen temiz enerjiye geçilmesini hedefleyen Yeşil Mutabakat‘ın da ilk destekçilerindendi.

2004-2011 yıllarında San Francisco bölge savcısı olan Harris, bölgenin en yoksul sakinlerine karşı işlenen tehlikeli atık boşaltma gibi çevre suçlarını ele almak için ülkenin ilk çevresel adalet birimini kurdu. Harris, çevreye karşı işlenen suçların topluluklara karşı işlenen suçlar olarak ele alınması gerektiğini savunuyor.

İklim aktivistleri, Harris’in özgeçmişinin çevre kirliliğinin bir suç olarak çerçevelenmesi ve fosil yakıt endüstrisine karşı Biden’dan daha katı politikalar izlenmesi için umut vaat ettiğini düşünüyor.

İklim değişikliği kuş gribi vakalarındaki artışı tetikliyor

Amerika Birleşik Devletleri‘nde (ABD) insanlarda görülen H5N1 kuş gribi vakalarını inceleyen araştırmalar, aşırı sıcaklıkların salgının tetikleyen önemli faktörlerden biri olabileceğini gösterdi.

Colorado‘daki kuş gribi vakalarını inceleyen araştırmacılar, bölgede yaşanan sıcak dalgası nedeniyle çalışanların kişisel koruyucu ekipmanların etkili şekilde çalışamadığını, bu nedenle kuş gribi vakalarının artmış olabileceğini söylüyor.

Temmuz ayının başında Colorado’da ilk kez insanlarda kuş gribi vakası görüldüğü doğrulandı. Yetkililer, dört çalışanın H5N1 testinin pozitif çıktığını, beşinci kişinin testinin de doğrulama aşamasında olduğunu bildirdi.

Fotoğraf: Thibaud Moritz

Yüksek sıcaklıklar salgına davetiye çıkardı

Colorado’da termometreler 40 dereceyi gösterirken tavuk kümeslerinin içi daha da sıcak hale geldi. Aşırı sıcaklıklar ve sıcak dalgaları yüzünden işçilerin kişisel koruma kıyafetlerini giymesi zorlaştı. ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) müdür yardımcısı Nirav Shah, çalışanların çiftliklerdeki sıcaklıklar yüzünden gözlüklerini ve maskelerini çıkartmak zorunda kaldığını söyledi. Sıcak havalarda kullanılan fanlar da hayvanlardan dökülen tüyleri ve diğer parçacıkları çiftliğe yayarak salgının daha kolay yayılmasını sağlıyor.

Çiftçikteki 160 işçiden 60’sında kuş gribi semptomları gelişti. Semptom gösterilen işçilere kuş gribi testi yapıldı ve dört kişinin testi pozitif çıktı. Shah, başka vakaların da tespit edilebileceğine dikkat çekti.

Kuş gribi salgını yüzünden önümüzdeki hafta 1,8 milyon kuşun daha öldürüleceği bildirildi.

Araştırmacılar, Colorado’daki kuş gribi salgının ineklerden tavuklara, oradan da insanlara geçmiş olabileceğini söylüyor. ABD Tarım Bakanlığı (USDA), virüsün insanlar aracılığıyla çiftlikler arasında yayılmış olabileceğini söylüyor.

İklim değişikliği hastalıkları tetikliyor

İklim değişikliğinin insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri çeşitli şekillerde gerçekleşebiliyor. Aşırı hava koşulları, insanları hastalıklara karşı daha savunmasız hale getirebiliyor veya hayvanların etkileşimlerini/göç yollarını değiştirerek hastalıkların yayılmasını kolaylaştırabiliyor.

Uzmanlar, ülke çapındaki aşırı sıcaklıklara sebep olan iklim değişikliğinin kuş gribi gibi ölümcül salgınları da arttırabileceğine dikkat çekti.

İklim değişikliği H5N1 gibi patojenlerin ortaya çıkışı ve enfekte kuşların yeni göç yollarını tercih etmesi nedeniyle hastalıkların daha geniş alanlara yayılmasıyla da ilişkilendiriliyor. 2021 yılında kuş gribiyle enfekte olan yabani kuşlar Kuzey Avrupa‘dan İzlanda‘ya, oradan da Newfoundland‘a uçarak salgını yaydı.

Montreal Üniversitesi‘nden profesör Jean-Pierre Vaillancount, kuşların bu kadar uzak mesafelere seyahat etmesinin alışılmadık bir durum olduğunu ve bu durumun olağanüstü iklim koşullarının göç rotalarını değiştirmesiyle bağlantılı olduğuna dikkat çekti.

‘Virüsün iklim değişikliğiyle ilişkisi göz önünde bulundurulmalı’

John Hopkins Bloomberg Halk Sağlığı Okulu‘ndan Alexandra Phelan, “İklim gibi küresel bir sistem derinden değiştiğinde küçük gibi görünen bazı değişimler sistemik etkilere yol açabilir” dedi.

USDA Hayvan ve Bitki Sağlığı Denetleme Servisi‘nden Julie Gauthier, H5N1 testi pozitif çıkan tavuk sürülerini itlaf eden Coloradolu işçilerin gerçekleştirdiği sürecin zahmetli ve manuel bir süreç olduğuna ve hayvanlarla uzun süre yakın çalışmanın insanların enfekte olmasına yol açabileceğine dikkat çekti.

Phelan, “Hükümetlerin tüm alanlarda, iklimle ilgili hususları yüzeysel düzeyden ziyade aktif ve acil bir şekilde tüm sağlık ve güvenlik önlemlerine dahil etmesi gerekiyor” diyerek kuş gribi ile mücadele çabalarında salgının iklim krizi ile bağlantısının da göz önünde bulundurulması gerektiğini vurguladı. 

Brezilya’da köpekbalıklarının kanında kokain bulundu

Brezilya kıyılarındaki köpek balıklarına yapılan kokain testleri pozitif çıktı.

Oswaldo Cruz Vakfı‘ndan deniz biyologları, Rio de Janeiro yakınlarındaki kıyılarda dolaşan 13 keskin burunlu köpekbalığının kaslarında ve karaciğerlerinde kokain tespit etti.

Alınan örneklerde kokain konsantrasyonları, suda yaşayan diğer canlılar için daha önce bildirilen seviyelerden 100 kat daha yüksek çıktı.

Sebebi kaçakçılar veya uyuşturucu kullanıcıları olabilir

Uzmanlar, kokainin uyuşturucunun üretildiği yasadışı laboratuvarlardan veya uyuşturucu kullanıcılarının dışkılarından suya bulaşmış olabileceğini söylüyor.

Uyuşturucu kaçakçıları tarafından denizlere bırakılan veya deniz taşıması esnasında kaybolan kokain paketlerinin de muhtemel kaynaklar arasında. Ancak araştırmacılar bu ihtimalin daha düşük olduğu görüşünde.

Leiria Politeknik Üniversitesi Deniz ve Çevre Bilimleri Merkezi‘nden deniz eko-toksikologu Sara Novais, Science dergisinde yayımlanan bulguların hem çok önemli hem de endişe verici olduğunu söyledi.

Hayvanlar üzerindeki etkileri henüz bilinmiyor

Uzmanların incelediği köpekbalıklarından dişi olanların tamamı hamileydi. Ancak kokainin fetüs üzerinde ne gibi etkileri olacağı bilinmiyor.

Daha önce yapılan araştırmalar, uyuşturucuların hayvanlar üzerinde de insanlardakine benzer etkiler gösterebileceğini gösterdi. Yine de kokainin köpekbalıklarının davranışlarını değiştirip değiştirmediğini anlamak için de daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyuluyor.

Geçen yıl İngiltere‘nin güney kıyılarında toplanan deniz suyu örneklerinde de kokain kullanımından sonra karaciğerde üretilen benzoilekgonin gibi kimyasal bileşiklere rastlanmıştı.