Ana Sayfa Blog Sayfa 5225

Bankalar açlık biçiyorlar

Bankalar ve diğer finansal kurumlar, küresel emtia marketlerinde, gıda fiyatlarını spekulasyon aracı olarak kullanarak inanılmaz karlar elde etmeyi alışkanlık haline getiriyor ve milyonlarca insanı gıda krizi ile yüz yüze bırakıyorlar.

Avrupa Yeşilleri Konseyi Budapeşte’de: AB’nin aşırı sağ ile imtihanı

(Budapeşte – 01.04.2011) Avrupa Yeşiller Partisi’nin yıllık konsey toplantısı Budapeşte’de dün başladı. Öne çıkan başlıklar Joponya’da ki kaza ve Kuzey Afrika’daki gelişmeler olsa da toplantılar Avrupa’da aşırı sağın yükselişinin tartışılmasıyla açıldı. Nedeni ise Macaristan’da ki gelişmeler. üçte ikilik çoğunlukla seçimleri kazanan parti dine ve muhazafakar değerlere bolca atıflar içeren yeni bir anayasa hazırlamış. Haliyle kimseyi memnun edememiş. Üstüne özgür basını bakı altına alacak yeni basın yasası bardağı taşıran son damla olmuş. AB açısından önemi ise Macaristan’ın dönem başkanı olması. Bir yanda Tunus ve Mısır’daki totaliter yönetimlere özgürlükten bahseden AB’nin kendi içinde hem de dönem başkanlığını yürüten ülkede bu tür gelişmelerin olması hiç de hayra alamet değil. Macaristan’nın yanında İtalya, Fransa Danimarka ve Hollanda gibi merkez ülkelerde aşırı sağın yükselmesi Daniel Cohn-Bendit’in açılış konuşmasında da dediği gibi AB projesinin büyük yara alması demek.

Konsey toplantıları bugün Fukuşima nükleer kazasının tartışılmasıyla başlayacak, Yeşil Yeni Düzen’in sosyal boyutları üzerinde fikir alışverişiyle devam edecek. Yarın görüşmek üzere.

 

Ahmet Atıl Aşıcı

“İmamın Ordusu” özgürce internette!

Gazeteci Ahmet Şık’ın tutuklanmasının hemen ardından güvenlik güçlerinin yaptığı baskınlar sonucu Şık’ın yazmakta olduğu “İmamın Ordusu” adlı kitabın taslaklarına el konulmuş ve taslak kayıtlı olduğu bilgisayarlardan silinmişti. Gazeteci Ertuğrul Mavioğlu’nun da Radikal gazetesindeki ofisi basılmış ve bilgisayarlar incelemeye alınmıştı. Hemen ardından kitabı bulundurmanın örgüt üyeliği suçuna delil teşkil edeceği açıklanarak ancak kurgu distopya kitaplarında rastlanabilecek bir süreç başlatılmıştı.

Güvenlik güçleri ve özel yetkili savcı Zekeriya Öz’ün basılmamış kitap taslağını toplatıp yoketme gayretleri internetin ve sanal paylaşımın bu denli geliştiği günümüzde doğal olarak mümkün değildi, üstüne üstlük ters tepti, . Kamuoyunda büyük tepki doğdu ve internette “Ahmet Şık’ın kitabı bende de var” kampanyaları düzenlendi. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi ise geçtiğimiz günlerde Şık’ın avukatlarının itirazını reddetmiş ve kitabın basılması ve [basılmış halinin] dağıtımını yasaklamıştı. (ilgili haber için tıklayınız)

Bütün bu olayların üzerinden birkaç hafta geçmeden söz konusu taslak internete düştü. Taslağın orijinal olduğu Aydın Engin tarafından doğrulandı. İsveçli Korsan Parti aktivistleri tarafından Türkiye saatiyle 15.00 sularında internete konarak indirme linkleri paylaşılan kitap ilk bağlantı adresinden 3 saat içinde 30.000′e yakın defa indirildi. “Dokunan_yanar.pdf” ismiyle paylaşılan kitap birkaç saat içinde ilk bağlantı adresi dışında yüzlerce linke konularak devletin ve güvenlik kurumlarının kitabın yayılmasını engellemesi imkansız hale getirildi.

Hukukçular kitabın indirilmesi ve okunmasında herhangi bir yasal risk olmadığının altını çiziyorlar. Kitabın internete yüklenmesi veya başka kullanıcılarla mail üzerinden paylaşılması ise kitabın mahkeme kararıyla “örgüt propagandası” olarak tescillenmesi durumunda risk doğurabilir. Yine de sayıları onbinleri bulan paylaşımcılar herhangi bir yasal yaptırımdan korkulması için gerçek bir sebep olmadığını bildiriyorlar. Kitabı okuyup bunu alenen ilan edenlerin sayısının artması “gerçek bir demokrasi ve ifade özgürlüğü yolunda önemli bir adım” olarak değerlendiriliyor.

Kitabı internetten indirmek isteyenler şu adresten indirebilirler.

Kitabı indirmeden internet üzerinden okumak isteyenler ise şu adresten ulaşabilirler.

Öte yandan internette “kitabı okuyanlar Ahmet Şık adına açılacak banka hesabına para göndersin” temalı bir kampanya başlamış durumda. Kampanyanın detayları henüz netleşmiş değil, ancak kısa süre içinde detayların duyurulması bekleniyor.

(Yeşil Gazete)

“İmamın Ordusu” internette.

Ahmet Şık’ın tutuklanmasının ardından hazırlamakta olduğu kitaba yönelik yayınlama yasağına rağmen, kitabın tamamı bugün Twitter üzerinden paylaşıma girdi. Aydın Engin, bianet’e, kitap taslağıyla ilgili “Bendeki kopyanın aynısı” dedi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın gazeteci Ahmet Şık‘ı “Ergenekon” davasıyla ilişkilendirmesine gerekçe gösterilen, Gülen Cemaati’yle emniyet arasındaki ilişkilerin değerlendirildiği kitap taslağı artık İnternette.

Taslağın kim tarafından sızdırıldığı bilinmeyen 298 sayfalık dijital kopyası, Twitter’da bugün öğleden sonra paylaşılmaya başladı. scribd.com belge arşiv sitesinde http://www.scribd.com/doc/51984426/dokunan-yanar bağlantısından İnternete çıkan kitap taslağıyla ilgili olarak Gazeteci Aydın Engin, “Bendeki kopyanın aynısı” dedi.

Engin, geçtiğimiz günlerde Şık’ın taslağın bir kopyasını değerlendirip görüşlerini iletmesi için kendisine de ulaştırdığını açıklamıştı.

Şık’ın 3 Mart günü gözaltına alınması ve 6 Mart günü Ergenekon üyesi olduğu iddiasıyla tutuklanmasının ardından İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, “İmamın Ordusu” başlığıyla yayınlanacağı düşünülen kitabın yayınlanmasını engellemek amacıyla bir dizi operasyon düzenlenmişti.

İthaki Yayınları ve Radikal gazetesinde bulunan kitabın kopyalarının bilgisayarlardan silinmesinin ardından İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, kitabın yayımlanmasının ve satışının yasak olduğuna dair mahkeme kararını tüm kitabevi ve kırtasiyelere göndermişti.

(Bianet)

Unutulmayacak 31 Mart!

Büyük bir coşku duyuyorum. Çok büyük bir coşku. Şu anda binlerce insan bir kitabı indiriyor, binlerce insan bir kitabı paylaşıyor. Beklenilen gerçekleşti ve bir kitabın yasaklanmasının önüne geçildi. Ne demişti, Aydın Engin, Yeşil Gazete’de gerçekleşen röportajının sonunda? “Kâğıda basılı olarak okura ulaşmasının önünde artık sağlam ve güçlü bir engel var. Ama hiç bir engel tanımayan mecralar da var. Bakarsınız bir hünerli demokrat çıkar ve…” İşte o üç nokta bugün gerçek oldu. İsveç’ten aktivistler kitabı, internete sızdırıverdi ve sivil itaatsizliğin coşkulu havası tüm ülkeyi sarıverdi. Ahmet Şık’ın eşi Yonca Şık’ın yazdığı cümle çok önemli: “Yaşasın Sivil İtaatsizlik!”

Artık herkes yasak diye bir “şeyin” olmadığını görmüştür. Yazan, düşünen insanlara zulüm edebilirsiniz, onları itibarsızlaştırmak için elinizdeki medya gücünü kullanabilirsiniz, üstüne gidebilir, başka yerlerden vurmaya çalışabilirsiniz ama fikirlerini engelleyemezsiniz. Kim şimdiye kadar engelleyebilmiş ki fikirleri, düşünceleri 21. yüzyılda birileri engelleyebilecek?

Şimdi soruşturma açılmış kitabın internetten yayılması hakkında. Nedir suç? Neye ulaşılacak bunun sonucunda? Ben size söyleyeyim: Hiçbir şey. Her bu kitabı indiren kişi de, o hiçi büyütecektir. Ne kadar fazla kişi bu kitaba sahipse, o kadar engellenemez olacaktır bu durum. Kitap okumak da mı suç olacak artık? Bunu da yapacakla mı gerçekten?

Bugün önemli bir tarih. Yazmak lazım, not almak lazım. Unutmamak ve anlatmak için. Aynı, NAZİ’ler liderlerini hasta diye hapsedince ona çiçekler yollayarak ve bunu bir eylem haline getirerek sistemi kilitleyen Danimarka halkı gibi anlatılacak 31 Mart! Yahudiler sarı yıldız taksın denildiğinde sokağa tamamen sarı yıldız takarak çıkanlar gibi anlatılacak 31 Mart!

Büyük bir coşku duyuyorum. Baskı ve tehditlere boyun eğmeyenlerle birlikte olduğum için.

http://www.urbarli.net

Ev Ekonominiz için kent bahçesi kurun!

Evinizde, bahçenizde, terasınızda gıdanızı yetiştirmenin doğa için ve sağlığınız için birçok önemli katkısı var.  Kısaca kent bahçeleri ile hem sağlığınızı hem de doğayı koruyabilirsiniz.

Ancak çoğu zaman, kent bahçelerinin iyi yönleri bilinmek ve kabul edilmek ile birlikte, topraktan uzak kalmanın ürettiği yapay gerçeklikle insanlar kent bahçesi sahibi olmayı bir hobi faaliyeti olarak algılayabiliyorlar. Oysaki kent bahçeleri bir hobiden ziyade sağlıklı ve temiz gıdaya doğaya zarar vermeden ekonomik olarak ulaşmanın en başarılı yöntemi.

Bu yüzden sürdürülebilir bir yöntem olan kent bahçelerinin ev ekonomisine katkılarını siz okurlarımız ile paylaşmak istedik. Öncelikle evimize gelen gıdaya ödediğimiz paraya bir göz atalım.

  • Gıda fiyatları son yıllarda giderek artıyor ve bu fiyatların düşmesi de ne yazık ki beklenmiyor. Daha önce Yeşil Gazete’de yaptığımız haberde de belirtildiği üzere 2010 yılında Hububat fiyatları %39 ve Şeker fiyatları %55 artış gösterdi. İklim değişikliği yüzünden giderek büyüyen su krizi ve kuraklık probleminin çözümü ufukta görünmediğine göre bu artış devam edecek.
  • Fiyatlarında ne zaman, ne büyüklükte dalgalanma ve artış olacağı tahmin edilemiyor, bu durum da evde bütçe yapmayı olanaksız hale getiriyor.
  • Gıdadan çok aracıya para veriyoruz. Gıda toptancıları ve kabzımal dediğimiz aracılar yüzünden sebze ve meyvenin Pazar/markette satış fiyatı tarla çıkış fiyatının 10 katını bulabiliyor.
  • Gıdadan çok petrol için para harcıyoruz. Konvansiyonel tarım sektörü tamamen petrole bağımlı durumda. Kimyasal gübrenin en temel ham maddesi petrol ve türevleri, aynı zamanda gıda ürünlerinin ekimi, toplanması ve pazara ulaştırılması için petrol tüketiyoruz. Şehirleşme ve sanayileşme yüzünden toprağın kirlendiğini ve tükettiğimiz gıdanın her gün biraz daha uzaktan geldiğini de göz önünde bulundurursak, kendimiz yerine petrol endüstrisini beslemeye devam edeceğimizi kabul edebiliriz.
  • Gıda yerine koruma ve depolamaya para ödüyoruz. Büyük ölçeklerde üretilen gıdaları hemen satmak mümkün olmadığı için, gıda depoları, soğuk hava depoları gıdayı korumak için devreye giriyor. Özellikle ithal meyve ve sebzelerin koruması için büyük enerji harcanıyor, yer ve depo kirası da çabası… Tüm bu işleri özel sektör hayrına yapmadığına göre bunların bizim cebimizden çıktığını bilesiniz.

Yukarıda yazılanları giderek genişletebilir, detaylandırabilir, yeni maddeler ekleyebilirsiniz.  Ama işin özü çok net. Evimize 1 kilo domates, patlıcan almak için verdiğimiz para gıda ve çiftçi dışında herkese gidiyor. Üstelik tükettiğimiz pestisitlerden ve diğer kimyasallardan bahsetmedik bile.

Evinizdeki, küçük bir bahçeniz, terasınız varsa, yukarıda yazılanların hepsinden kurtulabilir, ekonomik ve sağlıklı gıdalar yetiştirebilirsiniz.

  • Öncelikle kent bahçelerinde bir seferden sonra kendi tohumunuzu da yetiştirme olanağına sahip olacağınızdan dolayı gıda fiyatları ve dalgalanmaları umurunuzda olmaz.
  • Kent bahçelerinde aracı diye bir şey yok. Gıdayı yetiştiren de tüketen de sizsiniz. Kabzımal da neymiş.
  • Kent bahçelerinde organik olmayan hiçbir maddeye yer yok. Gübrenizi kendiniz, kompost gübre üreterek karşılarsınız. Evinizdeki evsel atıkları toprak altına gömmek bu gübreyi üretmek için yeterli bile.  Kendinize yetecek kadar ürettiğiniz için taşımak gibi bir derdi de yok kent gıdasının. Petrole ve Petrol türevlerine ihtiyaç duymadan gıda yetiştirir, tasarruf edersiniz.
  • Depolamaya da depolamanın mali yüküne de gerek yok. Kendi sebzenizi ihtiyaç duydukça dalından koparıp yersiniz.

Gördüğünüz gibi kent bahçeleri ev ekonomisine önemli katkılar yapar. Sağlıklı ve kaliteli gıdayı kendi emeğiniz ile üretir ve ücretsiz ulaşırsınız.  Kent bahçeleri ile sadece doğa ve çevre üzerindeki baskıyı değil aynı zamanda da cebinizdeki baskıyı da azaltırsınız.

Not: Yeryüzü Derneği,  İstanbul’da kent bahçesi kurmak isteyenleri destekliyor. Detaylara buradan oluşabilirsiniz.

(Yeşil Gazete)

Türkiyeli gazeteciler için etik ilkeler

0
İlkelerden bazıları: Farklı görüşlere yer vermek, tanıklık etmek, önyargısız haber yapmak, ayrımcılık yapmamak, sansasyonellikten kaçınmak

Medya Derneği ve International Center For Journalists (ICFJ) işbirliğiyle 25-27 Ocak 2011 tarihleri arasında TRT Harbiye Radyoevi’nde düzenlenmiş olan “Uluslararası Medya Etiği Atölye Çalışması”nda belirlenen gazetecilik etik ilkeleri son halini aldı.

Gazeteci Alper Görmüş, Indiana Üniversitesi gazetecilik profesörü Sherry Ricciardi ve USA Today gazetesi eski yöneticisi Frank Folwell’ın eğitmenliğini yaptığı atölye çalışmasına Türk basınının çeşitli kurumlarından ve şehirlerinden yaklaşık 25 gazeteci katılmıştı. Gazetecilerin 3 günlük atölye çalışması süresince belirledikleri etik ilkeler eğitmenler tarafından tekrar düzenlenip sadeleştirildi.

Pozitif bir dil kullanmaya özen gösterilen meslek ilkelerinde doğruluk, tarafsızlık, bağımsızlık, haber kaynakları ile ilişkiler, isimsiz kaynakların kullanımı, haber hırsızlığı, görsel malzeme kullanımı, özel hayat, ayrımcılık, nefret söylemi, aldatma ve çıkar çatışması konularında gazetecilere yol gösterici öneriler yapılıyor.

Ayrıca değişen gazetecilik koşulları göz önüne alınarak son dönemde giderek yaygınlaşan blog yazımı ve gazetecilerin sosyal medya kullanımı ile ilgili etik kurallar da vurgulanıyor.

Medya Derneği, gazeteciler tarafından belirlenmiş bu ilkelerin uygulanmasının Türkiye’deki gazetecilik standartlarının yükseltilmesinde önemli bir adım olduğuna inanıyor.

http://medyadernegi.org/turkiyeli-gazeteciler-icin-etik-ilkeler adresinden, metnin son haline erişilebiliyor.

(www.medyadernegi.org)

Seçmen listeleri için son saatler

Muhtarlıklarda askıya çıkan seçmen listeleri bugün saat 17.00’den askıdan iniyor. Bazı seçmenler son gün telaşıyla kendi isimlerini ararken, muhtarlığa gidemeyenler YSK’nın internet sitesinden kayıtlarına bakabilir.

Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) 12 Haziran’da yapılacak milletvekili genel seçimi için 18 Mart’ta askıya çıkardığı listeler bugün askıdan indirilecek.

Muhtarlıklarda askıya çıkan seçmen listelerine bugün 17.00’ye kadar bakılabilecek. Son günlere kalan seçmenler ise telaşla listelerde adlarını bulmaya çalışıyor.

Muhtarlığa gidemeyen seçmenler YSK’nın internet siteszinden T.C. kimlik numaralarını girerek seçmen kütüğüne kayıtlı olup olmadıklarını kontrol edebilir.

Seçmen niteliğine sahip olduğu halde listede ismi bulunmayanlar, 12 Haziran 1993 tarihinde ve daha önce doğanlar, öğrenim bölgelerinde oy kullanmak isteyen öğrenciler, kimlik, adres bilgilerinde yanlışlık veya eksiklik bulunanlar ve askerlikten terhis olup da silah altında bulunmaları nedeniyle kaydı bulunmayanların, oy kullanabilmek için ilgili ilçe seçim kurulu başkanlıklarına başvurmaları gerekiyor.

Güreşte altın geldi!

0

Almanya’da devam eden Avrupa Güreş Şampiyonası’nda serbest stil 120 kiloda Fatih Çakıroğlu altın madalya kazandı.

Almanya’nın Dortmund şehrinde düzenlenen Avrupa Güreş Şampiyonası’nda serbest stilde 120 kiloda Fatih Çakıroğlu altın madalya kazandı.

Westfalen Spor Salonu’nda yapılan şampiyonada bugün mindere çıkan 3 Türk sporcusu elenirken altın için mindere çıkan takım kaptanı Fatih Çakıroğlu’nun finaldeki rakibi Belarus’dan Alexei Shemarov oldu. Devrelerdeki 1-1’lik eşitliğin ardından üçüncü devrede gerideyken durumu 3-3 yapan Fatih, mücadeledeki son sayıyı alan sporcu olduğu için altın madalya kazandı. Türkiye bu sonuçla serbest stilde şampiyonayı 1 altın madalya ile tamamlamış oldu.

84 kiloda İbrahim Bölükbaşı ikinci turda 2-0 yenildiği Gürcü Dato Marsagishvili, finale çıkınca, represaj maçı yapma şansı buldu. İlkinde Makedon Bogdanov’u, ikincisinde de İsviçre’den Riese’yi 2-0 yenen Bölükbaşı, bronz madalya mücadelesi yapmaya hak kazandı. Romen Gheorghita Stefan karşısında etkisiz kalan İbrahim, minderden tuşla yenik ayrılarak, kürsüye çıkamadı.55 kiloda mindere çıkan Dünya Gençler Şampiyonu Ahmet Peker, ilk kez katıldığı büyükler şampiyonasında bekleneni veremedi. Polonya’dan Adam Bienkowski’yi 2-0’la geçen Peker, Azeri Makhmud Magomedov’a 2-1 kaybetti.66 kiloda mücadele eden Yakup Gör, İsviçreli Steven Graf’ı 2-0 yendikten sonra, Gürcü Koba Kaskaladze ile karşılaştı. Gör, iyi mücadele etmesine rağmen, üçüncü devrede rakibine boyun eğip, 2-1 kaybetti ve elendi.Şampiyonada yarın ve cuma günü bayanlar karşılaşmaları yapılacak. Grekoromen stil müsakaları ise cumartesi günü başlayacak.

GURBETÇİLERDEN DESTEK GELMEDİ
Almanya’nın Dortmund kentinde yapılan Avrupa Şampiyonası’nda beklediğini bulamayan serbestçiler, arkalarında seyirci desteğini de göremedi. 3 milyon Türk’ün yaşadığı Almanya’da, Ay-Yıldızlıları desteklemeye hiç bir Türk vatandaşının gelmemesi dikkati çekti.

HER SPORCUYA ÖZEL MÜZİK
Almanlar, sporcularını motive etmek için müziğe başvurdu. Her Alman sporcu, müsabakası sırasında kendi istediği bir müziği çaldırdı. Ancak ev sahibi ülkeden hiçbir sporcu kürsüye çıkmayı başaramadı.

Badminton heyecanı başladı

0

Antalya’nın Alanya ilçesinde düzenlenen Türkiye Üniversiteler Badminton 1. Lig Müsabakaları başladı.

Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu’nun 2011 faaliyet programında yer alan Badminton 1. Lig Müsabakaları, Alanya’nın Atatürk Spor Salonu’nda yapılıyor. 10 takımın mücadele edeceği karşılaşmalar sonunda birinci olan takım Badminton Süper Ligi’ne yükselirken, son 5 takım 2. lig grubuna düşecek. Müsabakalar 3 Nisan Cumartesi günü sona erecek.

Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu Temsilcisi Zafer Şahin, gazetecilere yaptığı açıklamada, 1. lig müsabakalarının haricinde başarılı sporcuların katıldığı ferdi erkek ve ferdi bayan karşılaşmalarının da yapıldığını kaydetti.

Şahin, ”Türkiye Üniversiteler Badminton 1. Lig müsabakaları Alanya’da yapılıyor. Müsabakalara 10 üniversite takımı katıldı. Müsabakalar sonucunda birinci olan takım Süper Lig’e yükselecek. Son 5’e kalan takım ise 2. lig grubuna düşecek. Ayrıca badminton müsabakalarında tek bayan ve tek erkekten oluşan ferdi takımlar da karşılaşacak” dedi.

Gençlik ve Spor İlçe Müdürü Erdal Tamrak da badminton sporunun Alanya’daki okullarda yaygınlaştırıldığını ve ilçede bu spora olan ilginin arttığını belirtti. Tamrak, organizasyon kapsamında 80’i sporcu olmak üzere teknik heyet ve hakemlerden oluşan 250 kişinin ilçeye geldiğini bildirdi.