Evinizde, bahçenizde, terasınızda gıdanızı yetiştirmenin doğa için ve sağlığınız için birçok önemli katkısı var. Kısaca kent bahçeleri ile hem sağlığınızı hem de doğayı koruyabilirsiniz.
Ancak çoğu zaman, kent bahçelerinin iyi yönleri bilinmek ve kabul edilmek ile birlikte, topraktan uzak kalmanın ürettiği yapay gerçeklikle insanlar kent bahçesi sahibi olmayı bir hobi faaliyeti olarak algılayabiliyorlar. Oysaki kent bahçeleri bir hobiden ziyade sağlıklı ve temiz gıdaya doğaya zarar vermeden ekonomik olarak ulaşmanın en başarılı yöntemi.
Bu yüzden sürdürülebilir bir yöntem olan kent bahçelerinin ev ekonomisine katkılarını siz okurlarımız ile paylaşmak istedik. Öncelikle evimize gelen gıdaya ödediğimiz paraya bir göz atalım.
- Gıda fiyatları son yıllarda giderek artıyor ve bu fiyatların düşmesi de ne yazık ki beklenmiyor. Daha önce Yeşil Gazete’de yaptığımız haberde de belirtildiği üzere 2010 yılında Hububat fiyatları %39 ve Şeker fiyatları %55 artış gösterdi. İklim değişikliği yüzünden giderek büyüyen su krizi ve kuraklık probleminin çözümü ufukta görünmediğine göre bu artış devam edecek.
- Fiyatlarında ne zaman, ne büyüklükte dalgalanma ve artış olacağı tahmin edilemiyor, bu durum da evde bütçe yapmayı olanaksız hale getiriyor.
- Gıdadan çok aracıya para veriyoruz. Gıda toptancıları ve kabzımal dediğimiz aracılar yüzünden sebze ve meyvenin Pazar/markette satış fiyatı tarla çıkış fiyatının 10 katını bulabiliyor.
- Gıdadan çok petrol için para harcıyoruz. Konvansiyonel tarım sektörü tamamen petrole bağımlı durumda. Kimyasal gübrenin en temel ham maddesi petrol ve türevleri, aynı zamanda gıda ürünlerinin ekimi, toplanması ve pazara ulaştırılması için petrol tüketiyoruz. Şehirleşme ve sanayileşme yüzünden toprağın kirlendiğini ve tükettiğimiz gıdanın her gün biraz daha uzaktan geldiğini de göz önünde bulundurursak, kendimiz yerine petrol endüstrisini beslemeye devam edeceğimizi kabul edebiliriz.
- Gıda yerine koruma ve depolamaya para ödüyoruz. Büyük ölçeklerde üretilen gıdaları hemen satmak mümkün olmadığı için, gıda depoları, soğuk hava depoları gıdayı korumak için devreye giriyor. Özellikle ithal meyve ve sebzelerin koruması için büyük enerji harcanıyor, yer ve depo kirası da çabası… Tüm bu işleri özel sektör hayrına yapmadığına göre bunların bizim cebimizden çıktığını bilesiniz.
Yukarıda yazılanları giderek genişletebilir, detaylandırabilir, yeni maddeler ekleyebilirsiniz. Ama işin özü çok net. Evimize 1 kilo domates, patlıcan almak için verdiğimiz para gıda ve çiftçi dışında herkese gidiyor. Üstelik tükettiğimiz pestisitlerden ve diğer kimyasallardan bahsetmedik bile.
Evinizdeki, küçük bir bahçeniz, terasınız varsa, yukarıda yazılanların hepsinden kurtulabilir, ekonomik ve sağlıklı gıdalar yetiştirebilirsiniz.
- Öncelikle kent bahçelerinde bir seferden sonra kendi tohumunuzu da yetiştirme olanağına sahip olacağınızdan dolayı gıda fiyatları ve dalgalanmaları umurunuzda olmaz.
- Kent bahçelerinde aracı diye bir şey yok. Gıdayı yetiştiren de tüketen de sizsiniz. Kabzımal da neymiş.
- Kent bahçelerinde organik olmayan hiçbir maddeye yer yok. Gübrenizi kendiniz, kompost gübre üreterek karşılarsınız. Evinizdeki evsel atıkları toprak altına gömmek bu gübreyi üretmek için yeterli bile. Kendinize yetecek kadar ürettiğiniz için taşımak gibi bir derdi de yok kent gıdasının. Petrole ve Petrol türevlerine ihtiyaç duymadan gıda yetiştirir, tasarruf edersiniz.
- Depolamaya da depolamanın mali yüküne de gerek yok. Kendi sebzenizi ihtiyaç duydukça dalından koparıp yersiniz.
Gördüğünüz gibi kent bahçeleri ev ekonomisine önemli katkılar yapar. Sağlıklı ve kaliteli gıdayı kendi emeğiniz ile üretir ve ücretsiz ulaşırsınız. Kent bahçeleri ile sadece doğa ve çevre üzerindeki baskıyı değil aynı zamanda da cebinizdeki baskıyı da azaltırsınız.
Not: Yeryüzü Derneği, İstanbul’da kent bahçesi kurmak isteyenleri destekliyor. Detaylara buradan oluşabilirsiniz.
(Yeşil Gazete)