ManşetTarım-Gıda

Bankalar açlık biçiyorlar

0

Bankalar ve diğer finansal kurumlar, küresel emtia marketlerinde, gıda fiyatlarını spekulasyon aracı olarak kullanarak inanılmaz karlar elde etmeyi alışkanlık haline getiriyor ve milyonlarca insanı gıda krizi ile yüz yüze bırakıyorlar.

 

Afrika son yıllarda gıda fiyatlarından daha fazla acı çekiyor.  Bu sorun beklenmedik ve ani açlık krizlerine neden olabiliyor. Özellikle kıtanın güneyinde yaşananlar, bize sorunun ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Üç yıl önce kıtanın güneyinde bulunan Malawi’de açlık krizi yaşandı. Tuhaf bir biçimde açlık ve yetersiz beslenme sorunu, bölgede kuraklık olmayan ve pazarlarda gıda bolluğu yaşanan bir dönemde ortaya çıktı. Açık bir nedeni olmadan, mısır, darı ve pirincin fiyatının birkaç ayda ikiye katlanması krizin temel nedeniydi. Yine, olağandışı bir biçimde, yerel tüccarların gıdayı istiflediğine ve sakladığına dair bulgular da yoktu. Malawi’de olanlar diğer yüzlerce gelişmekte olan ülkede de yaşandı. 20’den fazla ülkede gıda isyanları yaşandı ve hükümetler gıda ithalatını yasakladı ve ana gıda maddelerinin yetiştirilmesi için yeni teşvikler hayata geçirdi.

2008 Gıda Krizi açlık ordusuna 75 milyon üye daha kattı!

Yaşanan durum, Birleşmiş Milletler ve gıda uzmanları tarafından doğal ve insani faktörlerin yüksek enflasyon oranı ile bir araya gelmesinin bu duruma neden olduğunu açıkladı.  Özellikle bir çok temel gıda yetiştirilen alanın araçlara bioyakıt üretmek için ayrılması, petrol ve gübre fiyatlarının artması, Çinlilerin daha fazla et tüketir hale gelmesi ve iklim değişikliği temelli kuraklığın ortaya çıkan gıda krizinin temel nedeni olduğu anlatıldı.  Bu dönemde BM kayıtlarına göre 75 milyon insan daha, ilgili fiyat artışları yüzünden yetersiz beslendi.

Fakat yeni bir teoriye göre kazın ayağı hiç de öyle değil. Ekonomistler, küresel ekonomik krize sebep olan bankalar, hedge fonları ve finansçıların, gıda fiyatlarlarındaki değişimden ve artıştan da sorumlu olduğunu düşünüyor.  Bu kuruluşların küresel emtia marketlerindeki düzenleme eksikliklerini kullandıkları ve gıda fiyatlarında yaptıkları spekülasyon ile milyarlarca dolar kazanıp insanları yoksunlukla yüzyüze bıraktıkları anlatılıyor.

Fiyatların krizin yaşandığı 2008 yılından sonra da artışa devam etmesinden dolayı artık tüm insanların bu fiyatlardan etkilendiği ortaya çıkıyor. Örneğin bu tarihten beri Türkiye’de ve diğer Avrupa ülkelerinde gıda fiyatları yılda ortalama %10 arttı. Birleşmiş Milletler,  gelecekten de ümitli değil, BM 2020 yılına kadar gıda fiyatlarının en az %40 artmasını bekliyor.

Tarım ürünlerindeki spekülasyon krizin tek sorumlusu!

Günümüz ekonomi düzeninde gıda fiyatlarında her zaman spekülasyon yapılır. Basitçe bir mantıkla, A Çiftçisi kendini iklim ve diğer finansal elementlerin risklerine karşı korumak için, ürünü ekip biçmeden Tüccar B’ye satar. Bu satış ona fiyat garantisi ve bir sonraki dönem için planlama ve yatırım yapma olanağı sağlar, tabiî ki Tüccar B de bu alış verişten kar eder. Kötü yılda Çiftçi A için önemli bir koruma sağlayan bu düzen iyi yılda da Tüccar B’nin iyi kar etmesine neden olur.

Bu sistem, düzenleme varken çalışan bir sistemdi. Gıdanın fiyatı global markette kontrol edilebiliyordu. Ancak bu düzen, 1990’ların sonundan itibaren değişmeye başladı. Bankaların, hedge fonlarının ve serbest Pazar politikacılarının, A.B.D. ve diğer gelişmiş ülkelerde yaptıkları lobi faaliyetleri ile düzenlemeler değişmeye başladı. Gıda artık tarımla ilgisi olmayan tüccarlar arasında da alım satımı yapılabilen bir metaya dönüştü. Bu yüzden gerçekçi olmayan bir “gıda spekülasyon” market oluştu. Kakao, taze meyveler, şeker, tahıllar, et ve kahve artık altın, petrol ve diğer metaller gibi küresel bir emtia. Ardından 2006 yılında ABD’de krizin ilk gözlemlendiği dönemlerde, bankalar ve tüccarlar emeklilik fonlarındaki milyonlarca doları gıda başta olmak üzere “güvenli” emtialara yatırma çılgınlığına başladılar.

2008 yılında ABD Senatosu’nda ifade veren, Masters Capital Finans kuruluşu yöneticisi Mike Masters’ın gıda spekulasyonlarına dair söyledikleri gıdada dönen tezgahı gözler önüne seriyor:

“Bu gıda spekülasyonun farkına ilk 2006 yılında vardık. O zamanlar bize büyük bir faktömüş gibi görünmedi. Ancak 2007/8 de gıda spekülasyonu iyice artmaya büyümeye başladı. Ticari kayıt akışlarına baktığınızda bu spekülasyonu görmek biraz zor. Ama birçok tüccar neler döndüğünü bizzat bize anlattı. Gıda ticaretinin büyük bir kısmı şu anda spekülasyon – size spekülasyon oranın %70 ile %80 civarında olduğunu söyleyebilirim.

Yatırım bankalarının çoğu fonlarını gıdaya yatırmış durumda. Şöyle anlatmaya çalışayım. Kötü sezonda ortalama bir gıda ürünün fiyatını çuval başına 1 dolar artması gerektiğini düşünelim. Şu anda ise bu fiyatlar çuval başına aynı ürün için gıda dışı ticari maliyetleri karşılamak için 2-3 dolar artıyor.  Ayrıca fiyat değişkenliği de cabası. Bu çılgınlık çok kütü sonuçlar doğuruyor.”

Şu anda tarım ürünlerinin yüzde 80’i spekülasyona maruz kalıyor.

Ekonomistlere göre gıda krizinin yaşandığı 2008 yılında tarım ürünlerindeki spekülasyon %40 civarındaydı. Şu anda bu spekülasyon oranın %80lere çıktığı belirtiliyor. Spekülasyon artık sadece tahıllarda da değil, araştırmalara göre Londra merkezli Armaiaro adlı hedge fonun geçen yıl yaptığı 240.000 tonluk kakao çekirdeği alımı – ki bu miktar dünya stoğunun %7’sine tekabül ediyor- çikolata fiyatlarının son 33 yılın en yüksek düzeyine çıkmasına neden oldu.  Bu arada kahvenin fiyatı da hedge fonları yüzünden üç gün içinde yüzde %20 arttı.

Birleşmiş Milletler Gıdaya Erişim Hakkı Raportörü, fiyat artışlarının arkasında spekülatörlerin olduğuna şüphe olmadığını belirtiyor.

“Buğday, mısır ve pirincin fiyatı önemli ölçüde arttı, ama bu artışın stok veya hasat düşüklüğü ile alakası yok, bu durum tamamen tüccarların gıda marketlerindeki spekülasyonundan kaynaklanıyor.”

Bankalar ve Finans Kuruluşları Hayatımız ile Oynuyuyor!

Bankalar ve hedge fonları gıdamız ile oynamaya temel haklarımızı ticari meta haline getirmeye devam ededursun, her geçen açlıktan ölen insanların sayısı artıyor. Durumun ne kadar vahim olduğunu fark etmemiz için 2008 gıda krizinin 75 milyon kişiyi açlıkla yüzyüze bıraktığını ve ilgili dönemde gıdada spekülasyonun %40 civarında olduğunu hatırlatmakta fayda var. Şu anda ise Dünya’daki tarımsal ürünlerin %80’i spekülasyona maruz kalıyor bankaların elinde oyuncak oluyor. Kısaca bankalar açlık biçiyorlar.

(Yeşil Gazete, Guardian)

 

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.