Ana Sayfa Blog Sayfa 3708

İklim Değişikliği değilse ne! Şili’de çöl sele teslim oldu

Şili’de Atacama Çölü’nün bulunduğu ve dünyanın en kuru alanı olarak bilinen bölgede etkili olan aşırı yağış sonucu meydana gelen sel baskınında 2 kişi hayatını kaybetti, 24 kişi ise kayboldu.

17.şili'de sel

Dünyanın en kuru alanlarından biri olan Şili’nin Atacama Çölü’nün de bulunduğu bölgede etkisini arttıran yağışlar can aldı. Şilili yetkililer, aşırı yağışlar sonucunda sel sularının ülke topraklarında bulunan And Dağları’ndan bölgeye doğru aktığını ve bölgeyi etkisi altına aldığını bildirdi. Yetkililer sel sonucunda 2 kişinin hayatını kaybettiğini 24 kişinin ise kayıp olduğunu bildirerek, bölgede yağışın etkisini arttırarak devam edeceğini duyurdu.

Hükümet yetkilileri Chanaral kasabasında hakim olan durumu kritik olarak tanımlarken, Şili Devlet Başkanı Michelle Bachelet, görüşmelerini iptal ederek Copiapo kentine gideceğini açıkladı. Şili İçişleri Bakanı Rogrigo Penaillillo konuyla ilgili açıklamasında, “Atama bölgesindeki risk bölgesinde bulunanlar bölgeden ayrılmalıdır” dedi.

İklim değişikliği can almaya devam ediyor: Burundi’de sel, 19 ölü

Burundi’de sağanak yağışların meydana getirdiği sel ve heyelan sonucu 19 kişi hayatını kaybederken, 14 araç, 7 minibüs ve bir kilise zarar gördü.

16.burundi sel

Yerel yetkililer, sağanak yağışlar nedeniyle başkent Bujumbura’ya bağlı Gitaza bölgesindeki Kijejete tepesinde heyelan meydana geldiğini açıkladı. Güvenlik güçlerinin, yağışlar nedeniyle taşan Tanganyika gölü yakınındaki Rumonge kentini Bujumbura’ya bağlayan kara yolunu kapattığı, bölgede arama-kurtarma çalışmalarının sürdüğü belirtildi.

İçişleri Bakanı Eduard Nduwimana ile Kamu Güvenliği Bakanı Gabriel Nizigam’ın, çalışmaları denetlemek üzere olay yerine geldiği kaydedildi.

Yeşil Gazete olarak ulaştığımız 350.org’un Brundi’de yaşayan üyesinin yaşanan durum ile ilgili aktardığı bilgi şu şekilde;

“Pazar gününden beri devam eden şiddetli yağmur ve toprak kaymaları sonucu en az 19 kişi öldü, kendisinden haber alınamayan pek çok kişi de var.

Yağmurun harekete geçirdiği çamur gölleri 200 evin yanısıra iki okulu ve Muhuta ve Bugarama’da kiliseleride sürükleyerek götürdü. Sele neden olan taşkının yaşandığı Tanganyika gölü, başkent Bujumbura’nın 25 km güneyinde bulunuyor.

Bölgede yaşayanlar kendi imkanları ile kurtarma çalışmalarına başladı. 350.org Brundi ekibi de bu öğleden sonra biraraya gelerek acil müdahale kararı aldı.

Sel suları bölgedeki tüm trafiğin aktığı Bujumbura-Rumonge yolunu da tıkamış durumda.

Ekolojist çevreler geçen yıl aynı bölgede 50 kişinin hayatını kaybetmesine yol açan iklim değişikliği kaynaklı ölümcül sel felaketine rağmen önlem alınmamış olmasının bu yeni felakete yol açtığı görüşünde.

 

(Yeşil Gazete)

Agos yeni yerinde, Sebat Apartmanı ise müze olacak

Agos ve Dink Vakfı, Harbiye’deki Anarad Hığutyun Binası’na taşındı. Yayın Yönetmeni Hrant Dink’i önünde yitirdiğimiz Sebat Apartmanı’ndaki yerlerinin ise Hakikat ve Vicdan Müzesi olacağı açıklandı.

15.agos

Cumhuriyet Gazetesi’nden Pınar Öğünç’ün haberine göre Agos ve Hrant Dink Vakfı’nın yeni yeri, Harbiye’de, eski bir Ermeni okulu olan Anarad Hığutyun Binası’nda. Sebat Apartmanı’ndaki yerin yeni durumunun ne olacağı tartışmalarına ise müze olacağı bilgisi ile son buldu.

Agos ve Dink Vakfı’nı yeni evi Anarad Hığutyun Binası ise bağışçıların katkılarıyla hayata geçen mimari proje, Arat Dink, Emre Savga ve Mehmet Erkök’ten müteşekkil Ara Mimarlık Ofisi’nin elinden çıkmış. Bu fiziki bir mekân değişikliği ötesinde sunduğu yeni imkânlarla, Agos ve Hrant Dink Vakfı için yeni bir dönemi işaret ediyor. Örneğin yeni binada dileyenlere açık bir kütüphane ve arşiv mevcut. 70 kişilik Havak (toplantı) Salonu ve sergi alanı düzenli yapılabilecek etkinlikleri işaret ediyor. İlk kez Ermenice dil kursu verilebilecek özel alanları, Hrant Dink Vakfı kitaplarına erişimin daha kolay olacağı bir dükkânları olacak artık.

(Cumhuriyet)

 

Kuzey Ormanları Savunması’ndan 3. havaalanı raporu

Kuzey Ormanları Savunması (KOS), İstanbul’a 3. havaalanı projesi ile ilgili raporunu yayınladı.

13.3. havaalanı

 

Rapor, KOS’un 2014 başında hazırladığımız rapor da dahil olmak üzere meslek odaları ve STK’ların raporlarında değinilen başlıkları bir araya toplayıp geliştirerek ve ayrıca bugüne dek çok az değinilmiş olan projenin ekonomik boyutunu ve yüklenicilerinin hukuksuzluklarını da ekleyerek bu projenin aslında bir ulaşım projesi değil, İstanbul’un bakir kuzeyini yağmaya açmak üzere planlanmış bir inşaat projesi olduğunu ortaya koyuyor.

KUZEY ORMANLARI SAVUNMASI 3.HAVALİMANI RAPORU ( MART 2015) from dört ayaklı şehir on Vimeo.

100 sayfalık 3. Havalimanı raporunda ele alınan temel noktalar şu şekilde;

ucakli

1- 3. havalimanı projesi, en yüksek yolcu kapasiteli havalimanından daha büyük

2- Yeni havalimanı mı yeni şehir mi?

3- Yüzde 90’ı sulak alanlar ve ormanlarla kaplı bu özel bölge, havalimanı inşaatıyla Yüzde 90’ı beton bir alana dönüşmüş olacaktır

4- Ağaç kesimi ÇED’den yok oldu, göl ve göletler ‘su birikintisi’ oldu

5- Dünya susuzluk çağına girerken, İstanbul su kaynaklarını kaybedecektir

6- Havaalanı en önemli kuş göç yollarının üzerinde

7- Yer seçimi, meteorolojik engeller ve zemin yapısı: Uçuş güvenliği için riskli

8- Ekonomi alarm verirken Cumhuriyet tarihinin en yüksek bedelli yatırımı

9- DHMİ zarardan zarara koşuyor

10- Hukuk çiğnenmiştir

11- Kamu Zarara Uğratılmıştır: Proje Başlamadan Vurgun

12- Talan, Yağma, Şaibe ve Hukuksuzlukta Ortaklık

Kuzey Ormanları Savunması 3. Havaalanı Raporunun özetine buradan, raporun tamamına ise buradan erişim mümkün

 

(Yeşil Gazete)

Herekeliler atık tesisine karşı yürüdü

Kocaeli’nin Körfez ilçesi Hereke ve Dilovası ilçesi arasında bulunan Çerkeşli köyünde yapılması planlanan katı atık depolama tesisine karşı çıkan vatandaşlar eylem düzenlendi.

12.herekede-cevre-eylemi

Yukarı Hereke’ye 3,5 kilometre mesafede Dilovası sınırında bulunan Çerkeşli köyüne yapılması planlanan katı atık depolama tesisine karşı Yukarı Hereke Birlik ve Dayanışma Derneği’nin çağrısıyla yürüyüş düzenlendi. Hereke Cumhuriyet meydanında toplanan kalabalık, ellerindeki pankartlarla sloganlar atarak Hereke içerisinde eylem yaptılar. Hereke halkına Dilovası, Körfez ve İzmit’ten de gelenler destek verdi. Yürüyüş Hereke Cumhuriyet Meydanı’nda basın açıklaması ile son buldu.

Basın açıklamasını okuyan Yukarı Hereke Birlik, Beraberlik ve Dayanışma Derneği Başkanı Emrah Öztürk, şunları söyledi:

”Dilovası, Köseler köyü ve Hereke ekseninde kurulmak istenen, çöp, katı atık bertaraf tesisi yapımına karşı yaptığımız bu yürüyüş yolun başıdır. Böyle bir gerçek karşısında bizlerde kayıtsız kalamazdık. Dernek yönetimim ve Hereke sevdalısı kardeşlerimle yaptığımız toplantıda yürüyüş kararını aldık. Bu çöp arıtma tesisinin bölgemizde yapılmaması için ne gerekiyorsa yapmaya karar verdik. Bu yürüyüşümüz küçük ama bir o kadar güçlü bir adımdır. Yetkililerden ricamız böyle bir tesisinin insan yaşamının olmadığı ücra bir bölgeye yapılmasıdır”

(Sendika.org)

 

Mezopotamya Ekoloji Hareketi’nden Dünya Su Günü’nde “HES’lere Hayır” eylemi

Mezopotamya Ekoloji Hareketi aktivistleri, Dünya Su günü nedeniyle Diyarbakır, Van, Tunceli ve Mardin’de çeşitli eylemler yaptı. Diyarbakır’ın Kulp İlçesi’nde yapımı süren Kulp-1 Hidroelektrik Santrali’ni (HES) protesto için aktivistlerin Cumartesi kamp kurup yürüyüş yapmalarına jandarma müdahale etti.

11.mezapotamya-ekoloji-kollektifi

Merkezi Diyarbakır’da bulunan ve Doğu ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde faaliyet gösteren Mezopotamya Ekoloji Hareketi aktivistleri dün ve bugün HES yapımını protesto etmek üzere eş zamanlı olarak farklı alanlarda çeşitli eylemler düzenledi.

Diyarbakır’ın Kulp İlçesi’ndeki Kaniya Bawiya, Mardin’in Dargeçit, Tunceli’nin Ovacık İlçesi’ndeki Gözeler ve Van’ın Muradiye İlçesi’ndeki Muradiye Şelalaleri’nde toplanan çevre aktivistleri, seslerini duyurmaya çalıştı.

Mezopotamya Ekoloji Hareketi aktivisti Güner Yanlıç dün kamp yapmak üzere gittikleri Diyarbakır’ın Kulp İlçesi’nde jandarma engeliyle karşılaştıklarını belirterek, “Siyasi bir amacı olmayan ve tamamı ile doğanın korunmasına yönelik bir günlük kamp yapma isteğimize jandarma izin vermedi. Kaniya Bawiya bölgesinde yapımı devam eden HES’i proteste etmek için bizler de jandarmanın bizi engellediği yerde yürüyüşe geçtik. Ancak yürüyüşümüze de izin vermediler” dedi.

Güner Yanlıç, dün ve bugün Tunceli’nin Ovacık, Diyarbakır’ın Kulp, Van’ın Muradiye İlçesi’nde ve Mardin’in Dargeçit İlçesi’nde eşzamanlı eylemlerle doğa tahribatına dikkatleri çekmek için eylem ve basın açıklamaları yapıldığını söyledi.

Kuito için mahkemeye, “Söküm işlemini durdurun” başvurusu

İzmir Barosu ve TMMOB Çevre Mühendisleri Odası avukatları, “tehlikeli atık bulundurduğu” iddia edilen petrol tankeri Kuito’nun Aliağa’da başlanan söküm işleminin durdurulması için İzmir İdare Mahkemesi’ne dilekçe verdi.

10.kutio

İzmir İdare Mahkemesi’ne gönderilen dilekçede, Aliağa Gemi Geri Dönüşüm Bölgesi’nde sökümüne başlanan petrol tankeri Kuito’nun “radyasyonlu tehlikeli atık bulundurduğu”, söküm işlemlerinin bir an önce durdurulması ve keşif, bilirkişi incelemeleri yapılması, ayrıca söküm izninin iptal edilmesi taleplerinde bulunuldu.

Aliağa’ya geçen ay söküm için getirilen  Kuito isimli 112 bin grostonluk petrol tankeri, “radyoaktif atık bulunduğu” iddiaları üzerine 5 gün açıkta bekletilerek incelenmiş, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın oluşturduğu komisyonun inceleme sonrası “tehlikeli atık bulunmadığı” ve “radyasyon değerlerinin TAEK’in belirlediği sınırın altında olduğu” raporu üzerine kıyıya yanaştırılarak söküm işlemlerine başlanmıştı.

 

Politik bir eylem: Güneş enerjisi üreticiliği – Alper Öktem

Biz Almanya’da nükleer enerjiye karşı mücadeleyi evlerin, işyerlerinin çatılarında kazandık. Tamam, bunun ulusal politikaya dair bir boyutu da vardı tabii, ama tabandan değişim gözümüzden kaçmamalı. 10 yılda 1 milyonun üzerinde çatıya irili ufaklı güneş enerjisi santralleri (GES) kuruldu. GESlerin başarısının altında yurttaşların kitle hâlinde angajmanı yatıyor. Bunlar ayni zamanda enerji politikaları konusunda bilinçli insanlar, enerji aktivisti diyebiliriz. Çatılara kurulan GESler ve bunun enerji üretimine artan katkısı, nükleerin gereksizliğine dair önemli bir argüman oldu. Beri yanda, evinin çatısına GES, ya da mütevazi tabiriyle fotovoltaik panel, kuran insanlar sektörün sıçramasına ve hızla yaygınlaşmasına, tabana yaygın istihdam ve refah sağlamasına hizmet ettiler. Türkiye’de ise çatıları devre dışı tutmak istiyorlar; güneş enerji sektörü başarılı olamasın, tekelci, iklim düşmanı büyük enerjiler hakim kalsın istiyorlar. İzin vermeyeceğiz.

Peki, nasıl yaparız? Nasıl güneşi yükseltiriz?

1. Adım: “Güneş Rüzgar Bize Yeter” diyenlerden misiniz? Yerelde, ilçenizde yenilenebilirleden elektrik üretilsin istiyor musunuz? Güneşten elektrik üretmek nasıl oluyor gibi konulara meraklı mısınız?

Cevabınız “evet” ise,

"Evet!" diyen mahalleli
“Evet!”

2. Adım: Sizin gibi düşünenler, lise öğrencisinden emekli insanlara dek, tanıdıklarınız var mı? Ulaşabilecekleriniz?

Evet mi? O zaman:

3. Adım: Bir sohbet toplantısı düzenleyin, kendi aranızda, rahat.

Misal, Güneşli Kadıköy

Önce gruba bir isim lazım, şimdilik mesela Güneşli Kadıköy ya da Güneş Ana Kulübü Kadıköy diyelim.

Bu grup ne istiyor, ne yapacak?

Ne yapacak:

  1. a) Bilgilenecek, bilgilendirecek!

Kendisi bilgilenecek,

Belediye sakinlerini, stantlarla, toplantılarla, ayrıca kısa broşürlerle, youtube videolarıyla vs. ile bilgilendirecek. , Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi, Doğa Derneği, Yuva Derneği, Buğday Derneği, Greenpeace, Yeşil Gazete gönüllüleri eminim herkes size yardımcı olacaktır. Zaten tonla materyal de var internette, başka ülkelerdeki kooperatif deneyimlerinden, uyarlayabileceğiniz. İlk toplantınıza dışarıdan bir sohbet erbabı, bir “uzman” çağırılabilir.

  1. b) Baskı grubu olacaksınız. Lobi sözü bazılarımızca beğenilmez, ama onu kast ediyorum. Ayrıca, belediye sınırları dahilinde belediyenin vd. çatısı uygun olan binaları, kapalı otoparkları, belki açıklarını da,  ve pazar yerlerini tespit edecek. Önce 1-2 bina seçeceksiniz sadece. Size yardımcı olmaya hazır yeterince arkadaşımız hazır, Yeşiller-Sol’da, emin olun.

Bina çatısı güneye bakmalı, çevresinde güneşi engelleyen gökdelen, yüksek bina, kendisi alçaksa, sık yüksek ağaç dokusu olmamalı. Kapalı-açık pazar yerleri ideal.

park yeri üstü
Artık, ne kadar bütçe bulduysak.

Belediyelere Dilekçe

Uygun bir yer için bir dilekçe yazılacak ve 50 olsun,1.000 olsun, toplayabildiğiniz imzalar ile belediyeye verilecek. Şöyle bir dilekçe:

“Sevgili Belediye , uyuma! Bornova’dan Seferihisar’dan Diyarbakır’a belediyeler yapıyor. Yarısını kalkınma ajansları hibe ediyor.” Yada dili uyarlayın artık.

  1. c) Grubunuz halkımıza, çatılara, sitelere nasıl güneş paneli takarsınız diye bilgi verecek, teşvik edecek. Bunun için bir arkadaşımız dağıtılmak üzere bir kılavuz hazırlıyor bile.

Amacımız: Elektrik tüketicisini üretici yapmak, yani türetici yapmak, elektrik üreten yurttaşı bilinçli tüketici yapmak, elektrik üreticilerini ve bilinçli tüketicileri enerji aktivisti yapmak.

Tekelci kapitalizmin can damarına müdahaledir bu!

Yabancılaşmaya karsı bir çabadır

Demokrasiyi, katılımı geliştirmektir

İklim değişikliğine karşı mücadeleye güç katmaktır

Nükleere karşı mücadeleye güç katmaktır

Yeşil-sol kültürü yaymaktır.

8-Alper-Oktem-yesil-gazete

 

Alper Öktem

Haftanın Tortusu

tortu* AKP içindeki çatlak, en “ilgi çekici” yerden ortaya çıktı. * İç Güvenlik Yasası, İnternet Sansürü ile Erdoğan’a örtülü ödenek aynı gün yasalaştı. * AKP’yi silecek başkanlık, AKP Beyannamesi’nde. * CHP’de adaylar ön seçimle belli oldu.  * Koylar satılıyor, halk direniyor.

 

* AKP içindeki çatlak, en “ilgi çekici” yerden ortaya çıktı. Recep Tayyip Erdoğan’ın, en azından yasal olarak, partinin başından çekilmesi, yerine geçen Davutoğlu’nun partiye hakim olamaması, üç dönem kuralı yüzünden milletvekilliğine aday olamayacak olanlar, yolsuzluk operasyonları sonucu parti içinde oluşan huzursuzluk, MİT’in başının aday olmaya çalışması ama geri dönmesi,  düşen oylar… Bu gibi sorunların AKP’yi içten içe kaynattığı biliniyordu. Fakat bu kaynama çok ilgi çekici bir yerden kendini gösterdi. İlgi çekici çünkü işin içinde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek var. Daha da ilginç olan Gökçek hakkında neredeyse herkesin dillendirdiği iddiaların bu sefer hükümet sözcüsü Bülent Arınç tarafından dile getirilmiş olması. Bakanlar Kurulu sonrasında hükümet resmi olarak Gökçek’i “Ankara’yı parsel parsel satmak” ile suçladı. Daha sonra Davutoğlu’nun araya girmesi ile olay biraz durulsa da, sanırım konuyla ilgili en doğru yorumu AKP CNN Türk İlçe Başkanı Abdülkadir Selvi yaptı: Artık AKP’nin büyüsü bozuluyor.

* İç Güvenlik Yasası, İnternet Sansürü ile Erdoğan’a örtülü ödenek aynı gün yasalaştı. Seçimler yaklaştıkça, seçim sonrasına yönelik tahminler de daha netleşerek ortaya konulabiliyor. Erdoğan’ın başkanlık için 400 istediği bir ortamda seçime gidilse de, yandaş/yalaka kanalların özel olarak seçip çıkardıkları anket şirketlerinin elde ettikleri sonuçlarda bile 400 değil, 300 tehlikede. Bir taraftan da Erdoğan’ın “400’ü verin bu iş huzur içinde hallolsun” tarzında açıklamaları var. İşte böyle bir ortamda İç Güvenlik Yasası’nın, İnternet Sansür Yasası’nın ve Erdoğan’a sorgulanamayacak bir harcama yetkisi veren örtülü ödeneğin (sanki sorgulayabilecek olan varmış gibi!) aynı gün TBMM’den geçirilmesi önemli. Sokakları bastıracak, interneti susturacak ve bu işin ekonomik alt yapısını halledecek üç yasa birden artık hayatımızda. Seçim gününden itibaren, belki de daha önce, kullanıma geçebilir bu yasalar.

* AKP’yi silecek başkanlık, AKP Beyannamesi’nde. Başkanlık konusu gündeme geldiğinden beri Ahmet Davutoğlu’nun bu konuda net bir tavır ortaya koymadığı hep söylendi. Geçtiğimiz hafta içinde bu tavırsızlık durumunu ortadan kaldırdı Davutoğlu ve başkanlığın bir vaat olarak AKP Beyannamesi’nde olacağını, hatta bunu kendisinin yazdığını açıkladı. Şimdi burada enteresan bir durum var. AKP ve Davutoğlu başkanlık için oy isteyecek. Yani çıkacaklar ve diyecekler ki, “Eğer bana/bize oy verirseniz biz bütün yetkimizi başka bir makama devredeceğiz ve kendimizi anlamsızlaştıracağız!” Böyle bir şey olabilir mi? “Bana yetki verin ki, ben de gidip yetkimi başkasına devredeyim” diye mi nutuk atacak Davutoğlu?

* CHP’de adaylar ön seçimle belli oldu. CHP’li üyeler bu pazar vekillerini seçtiler. Toplam 55 ilde gerçekleşen ön seçim sonucunda aday listelerinin belli sıralarına adaylar seçildi. Demokrasi ya da demokratlık iddiası olan bir partinin gözardı edemeyeceği bir durum. Sonuçlar her ilde kesinleşmese de, sadece ön seçimin yapılmış olması ve bu ön seçimin bazı sonuçları CHP’nin üzerindeki algıyı değiştirmeye yarayacaktır. Ya da değiştirmese de CHP’lilerin elini güçlendirecektir.

* Koylar satılıyor, halk direniyor. AKP’nin doğaya olan saldırısı her gün yeni bir boyuta dönüşüyor. Bu hafta da koyların satılması ile kendini gösterdi AKP’nin doğa aşkı. Bu işin “doğasında” var aslında. Düşünün bir koyu kiralıyorsunuz. Ağaçlar, hayvanlar ve mükemmel bir deniz. Fakat siz milyonlar dökmüşsünüz. Kiralama süreniz bittiğinde geriye ne bırakırsınız? Ağaçlar, hayvanlar ve mükemmel bir deniz mi? Yoksa görüntüyü kurtarmak için hepsinden birazcık ve para kazanmak için oraya diktiğiniz betonları mı bırakırsınız? 30 sene para kazanacağım diye, binlerce yılda oluşmuş bir doğayı yok etmek… AKP’nin doğa aşkı.

Pakistan’dan 6 dev termik santral iptali

Çevre kirliliği kaygıları, yabancı sermaye bulunamaması, ve altyapı yetersizliği üzerine, Pakistan, toplam 14 GWh gücünü bulabilecek 6 kömürlü termik santral projesi üzerinde çalışmalarını durdurdu.

Pakistan, çevre, sağlık, ve su kaynaklarını da düşünerek kömür projelerini rafa kaldırdı.
Pakistan, çevre, sağlık, ve su kaynaklarını da düşünerek kömür projelerini rafa kaldırdı.

Bu santral projelerinin ilkinin temeli 2014 ocağında Başbakan Nevaz Şerif‘le Cumhurbaşkanı Zerdari‘ce birlikte atılmıştı, ve 2017’de tamamlanıp 6 ilâ 8 milyar dolara mâl olması bekleniyordu. Diğer beşi ise henüz proje aşamasında idi. Su ve Enerji Bakanlığı yetkilisi Omer Resul, RTCC için yazan gazeteci Emir Said‘e  projelerin askıya alındığını teyit ederken, hükümet kömürün çevresel etkilerinin fazlasıyla farkında olduğunu, onun için yerine şimdilik elektrik için sıvılaştırılmış doğal gaz kullanmayı hedeflediklerini söyledi.

Ciddi bir elektrik krizi yaşayan Pakistan’ın zengin kömür yatakları var. Ülke, %71 kömür bağımlılığından muztarip ve çözüm arıyan komşusu ve nükleer rakibi Hindistan‘ın aksine güneş enerjisine henüz ciddi yatırım yapmış veya bu konuda politika geliştirmiş değil. RTCC’ye konuşan iklim uzmanı Pervez Emir, kömürün sağlık etkileri ve su kaynakları üzerindeki baskısına da işaret ederek hükümeti güneş, rüzgâr ve hidrolik potansiyeline yönelmeye çağırıyor.

(Yeşil Gazete, RTCC)