Ana Sayfa Blog Sayfa 3551

Haydarpaşa Garı aslına uygun restore edilecek

Haydarpaşa mücadelesi zaferle bitti. Tarihi garın çatısına kafeterya ve asansörden oluşan ekleme iptal edildi. Bina aslına uygun restore edilecek.

Cumhuriyet Gazetesi’nden Hazal Ocak’ın haberine göre Tarihi Haydarpaşa Garı’na garın çatısında cafeterya, asansör, çatı eklemesi Kadıköy Belediyesi, Haydarpaşa Dayanışması ve halkın mücadelesi sonucu iptal edildi. Kadıköy Belediyesi Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü’nce hazırlanan yeni restorasyon projesinde tarihi garın aslına uygun restore edileceğini belirterek projeye onayladı. Kadıköy Belediyesi Başkanı Aykurt Nuhoğlu “Ama asıl olan Garın eski tarihi fonksiyonuna dönmesi ve İstanbullulara bir gar olarak hizmet etmesi ” dedi.

28

Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü geçen yıl eylül ayında, 2010’da atlattığı yangında çatısı tamamen kül olan ve yeniden düzenlenen tarihi Haydarpaşa Garı’nın çatısına otele dönüşmesinin de önünü açacak şekilde ekleme yapılarak kafeterya ile asansör yapılmasını öngören bir proje hazırlamıştı. Söz konusu projenin hayata geçebilmesi için Kadıköy Belediyesi’nin projeye yapı ruhsatı vermesi gerekiyordu. Belediye tarihi garın aslına uygun restore edilmediğini belirterek ruhsatı vermedi. Meslek odaları ve halk projeye tepki göstererek onlarca eylem düzenledi.

Bir yılın ardından Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü tarihi gar için yeni bir restorasyon projesi hazırlayarak ilçe belediyesi ruhsat başvurusunda bulundu. Kadıköy Belediyesi Başkanı Aykurt Nuhoğlu yeni hazırlanan projesinin Anıtlar Kurulu tarafından da onaylandığını belirterek tarihi binanın aslına uygun restore edileceği için ruhsat verdiklerini söyledi.

Nuhoğlu şöyle konuştu:

“Haydarpaşa Garı tarihi bir mirastır. Yangından sonra gar binası adeta kendi kaderine terk edilmişti. Devlet Demiryolları’nın binanın orjinal haline uygun bir restorasyon projesi hazırlaması oldukça sevindirici. Ama asıl olan Garın eski tarihi fonksiyonuna dönmesi ve İstanbullulara bir gar olarak hizmet etmesi. Kadıköylüler binanın daha fazla zarar görmeden bir an önce restore edilmesini ve gar olarak hizmet vermesini istiyor. Gar çevresi de sermayeye peşkeş çekilmemeli. Garın çevresi halkın doğrudan kullanımına yönelik, İstanbul’un ihtiyaç duyduğu toplumun beklentilerine dönük yeşil ve sosyal alanlar olarak kullanılmalıdır.”

İBB’nin CHP’li Meclis üyesi Hüseyin Sağ da “ilk hazırlanan proje  tarihi garın yapısını bozacak bir denemeydi direniş neticesinde yapılamadı. Şimdi gar ve yakın çevresi için yapılması planlanan AVM ve ticaret planlarına karşı mücadele devam edecek ve kazanacağız” dedi.

 

(Cumhuriyet)

Toprak Ana (Terra Madre) Günü etkinliği 10 Aralık’ta Salt Beyoğlu’nda

Uluslararası Slow Food hareketi, gıda topluluklarının ve üretim geleneklerinin çeşitliliğini görünür kılmak amacıyla, her 10 Aralık günü bir kutlama tertip ediyor. 2009 yılından bu yana ve küresel boyutta ancak yerel imkanlar ve farklılıklarla kutlanan bu etkinliğin adına da Toprak Ana Günü (Terra Madre Day) diyor.

24

Fikir Sahibi Damaklar, Bu yıl SALT Beyoğlu Açık Mutfak’ta 10 Aralık günü saat 19:00’da başlayacak bu etkinliğe vakti olan, muhabbete aç ve açık herkesi davet ediyor. Etkinlik sırasında  tarhana çorbasının eşlik edeceği masada Sarıkeçililer‘in imalatı keçi peyniri ve pide de paylaşılacak.  Ayrıntılı bilgiyi facebook etkinlik sayfasından almak mümkün.

Geleneksel gıda üretim biçimlerinin, yerelliğin, üretimde ve paylaşımda gizli ve birleştirici olan muhabbetin ve gazegenin bekasında ortak oluşun idrakı ve yüceltilmesi amacını taşıyan bu kutlama, Türkiye’nin Slow Food topluluklarınca her yıl renkli etkinliklerle gerçekleştirilmekte.

Sarıkeçililer (Foto: Naime Sürenkök)
Sarıkeçililer (Foto: Naime Sürenkök)

Bu yıl da İzmir’den İstanbul’a, Bodrum’dan Şile’ye pek çok noktada etinlikler düzenleniyor. Biz, İstanbul’da Fikir Sahibi Damaklar’ın gerçekleştireceği Toprak Ana kutlamasının COP21 ile iç içe kurgulanmış içeriği ile ilginizi çekeceğini düşündük.

Bültenlerinden paylaşıyoruz:

“Tarihi bir kırılma anındayız. Gezegenimizin bekası tehdit altında. Küresel İklim Değişikliği’nin etkilerini sadece değişen yağış rejimi ya da ardın ardına kırılan sıcaklık rekorlarıyla değil, yokolan türler, yangınlar, afetler, savaşlar, kıtlık ve ölümü göze alarak gerçekleşen göçlerle de görür noktaya geldik. Sayıca bu gezegenin baskın türüyüz. Diğer türlerle kıyaslandığımızda hatta, işgalci noktasındayız. Sorumluluğumuz aşikar. Fosil yakıta bağımlılığımızdan, gıda üretim biçimlerimiz ve sucul hayata karşı hoyratlığımızla gezegenimizin sürdürülebilirliğine zararımız artık değil bir günde, bir yılda, bir asırda dahi onarılamayacak boyutta. Kitle örgütleri ve her katmandan çevreci hareketlerin gözü kulağı Paris’te, COP 21’den çıkacak kararı bekliyorlar. Elbette hükümet yetkililerinin bu 21. toplantıda bağlayıcı bir karar almaları ve bu kararı uygulamada fevkalade bir niyet göstermeleri en büyük dileğimiz.

Slow Food’un İstanbul’da yapılanmış birliği Fikir Sahibi Damaklar olarak bu günü, gezegenimize hala en yakın olan, gezegenimizin fısıltısını en iyi duyan, gezegenimizin dilini en rahat konuşanlarıyla yan yana gelmeyi istedik.

Bu yıl Sarıkeçililer Yaşatma ve Dayanışma Derneği başkanı Pelvin Çoban Savran’ı misafir ediyoruz kutlamamıza. Küresel iklim değişikliğinin Sarıkeçililer’ce nasıl izlendiğini; göçer ve kadın olmanın bugünkü dünyamızda karşılığını; keçileri, gündelik yaşamı ve miras aldıkları kadim yaşam bilgisinin korunup korunamadığını konuşacağız. Nar Çiftliği kurucusu Nardane Kuşçu ve Fikir Sahibi Damaklar’ın kurucusu Defne Koryürek’in de hazır bulunacağı etkinlikte “yeter” kavramı üzerine odaklanabilmeyi umuyoruz.

Ardından da tarhana çorbasının eşlik edeceği masamızda Sarıkeçililer’in imalatı keçi peyniri ve pide paylaşacağız. SALT Beyoğlu Açık Mutfak’ta 10 Aralık günü saat 19:00’da başlayacak bu etkinliğe vakti olan, muhabbete aç ve açık herkes davetlidir.”

 

(Yeşil Gazete)

AKP’nin Kasım 2015 Bilançosu: Ölümler, tutuklamalar, el koymalar

Türkiye-Rusya krizi, Can Dündar’ın tutuklanması, Tahir Elçi’nin öldürülmesi, Kürt şehirlerinde çatışmalar, mahkeme kararına rağmen inşaat, mülteci botlarıyla boğulanlar, işçi ölümleri, ekonomik durağanlık ve türlü türlü hukuk ihlali…

Ve “Paralel Yapı”yla mücadelede kararlı hükümet; el koymalar, operasyonlar, soruşturmalar ve saire…

Tek başına iktidarın ilk ayında en az 131 işçi hayatını kaybetti. Sadece isimlerini alt alta yazarsak, iki WORD sayfasını dolduruyor. Yine şantiyeler denetlenmiyor, önlemler alınmıyor…

İş kazalarında ölenlerin çoğunu hariç tuttuğumuzda “istikrar”ın bir aylık karnesi şöyle ortaya çıkıyor:

(Derleme Haber: Alper Budka)

23

1 KASIM

– Batman’da 8 kişi gözaltına alındı.
– Çanakkale’de mülteci botu battı; 3’ü çocuk, 1’i kadın 4 kişi öldü.

2 KASIM

– AGİT’in 1 Kasım raporu açıklandı: Seçim korku ve şiddet ortamında yapıldı, adil değildi… 
– Polis Nokta’yı ikinci kez bastı, GYY’sini ve sorumlu yazı işleri müdürünü gözaltına aldı.
 
– Kayseri’deki davada Gezi eylemlerine katılmış 28 kişiye 5 ay ila 1 yıl arası hapis cezası verildi.

3 KASIM

– Silvan’da sokağa çıkma yasağı ilan edildi. 
– Silvan’da 1, Siirt’te 1, Yüksekova’da 2 kişi öldü.
 
– Genelkurmay Kandil’e hava operasyonu başlatıldığını ilan etti
.

– KCK eylemsizlik kararını sonlandıracağının sinyalini verdi. 

– HDP hükümete ateşkes çağrısında bulundu. 
– Mardin’de, HDP’li Mazıdağı belediye başkanı dahil, 11 kişi gözaltına alındı.
 
– İzmir merkezli 18 ilde “Paralel Yapı” operasyonu başlatıldı; 46 kişi gözaltına alındı.
 
– HSYK 54 hakim ve savcı için yurtdışı yasağı getirdi.
 
– Kayyum, Bugün ve Millet’ten 54 kişiyi işten attı.
 

– İzmir’de mülteci botu battı: 1 kişi öldü, 3 kişi yaralandı.
– Yalçın Akdoğan başkanlık tartışmasını tekrardan gündeme getirdi.
 
– Nokta GYY’si ve yazı işleri müdürü “hükümete karşı silahlı isyan” suçlamasıyla tutuklandı.
 
– Nokta’nın basın açıklamasını haberleştiren Yurt’tan iki kişiye soruşturma açıldı. Gerekçe: Cumhurbaşkanı’na hakaret

4 KASIM

– Lice ve Hani’de sokağa çıkma yasağı ilan edildi. 
– Yüksekova’daki çatışmada 2 asker öldü
.
– Eskişehir Anadolu Üniversitesi karıştı. Polis biber gazı sıktı…
 
– Adana’da, Ankara Katliamı’nı protesto eden öğretmenlere soruşturma açıldı.
 
– Diyarbakır’da 14 yaşındaki kıza tecavüz eden sanığa “saygın tutum” indirimi yapıldı.
 
– Lice’de yolu kapatan 19 yaşındaki sanığın müebbet hapsi istendi.
 

– Ümraniye’de İSKİ şantiyesinde kaza oldu, 1 işçi öldü.
– Yalçın Akdoğan başkanlık sistemini halka soracağız dedi, referandum sinyali verdi.
 
– EMEP GYK üyesi Umut Yeğin’e soruşturma açıldı. Gerekçe: Cumhurbaşkanına hakaret
– Türkücü Kutsal Evcimen’e türkü söylediği için dava açıldı. Gerekçe: Cumhurbaşkanına hakaret

5 KASIM

– PKK eylemsizlik kararını sonlandırdı. 
– JİTEM davasının bütün sanıkları beraat ettirildi.
 
– Dicle ve Arıcak’ta sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
 
– Dicle’deki çatışmalarda 1 asker öldü, 1 asker yaralandı.
 
– Özgür Gündem’in GYY’si dahil, 26 gazeteci hakkında soruşturma açıldı
 
– Cumhuriyet yazarının Cumhuriyet’te çıkan yazısı nedeniyle BirGün’e soruşturma açıldı (?)
 
– HDP Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Ayhan hakkında fezleke hazırlandı.
 
– Süpermarketlerde satılan yılbaşı sepetlerinde tütün ve içki yasaklandı.

– Galata’da 50 kişilik grup, Erdoğan sloganları ve tekbirlerle içki içenlere saldırdı.

6 KASIM

– PKK Cizre Adliyesi’ne roketatarla saldırdı. 
– Ağrı Belediye Başkanı Sırrı Sakık’ın 7,5 yıl hapsi isteniyor.
 
– Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin 7,5 yıl hapsi isteniyor.
 
– Polis Cemaat’e yakın sermaye örgütü TUSKON’un binasını bastı.
 
– İzmir’de “Paralel Yapı” operasyonunda gözaltına alınan 17 kişi tutuklandı.
– IMF Türkiye için büyüme tahminini “siyasi belirsizlik” nedeniyle düşürdü.
 
– Şanlıurfa’daki tecavüz davasının sanığı “mağdurun rızası” gerekçesiyle serbest bırakıldı.
 
– Berkin Elvan klibinde oynayan 10’dan fazla sanatçıya “suça teşvik” suçundan dava açıldı.
 
– MHP’li Abdurrahman Akçal’a soruşturma açıldı. Gerekçe: Cumhurbaşkanına hakaret

7 KASIM

– Silvan’da sokağa çıkma yasağını protesto eden 23 kişi gözaltına alındı. 
– Uludere’de (Roboski) mayına basan 1 asker öldü.
 
– HSYK 100’ü aşkın hakim ve savcıya paralelcilik şüphesiyle soruşturma başlattı.
 
– Boydak Holding, TUSKON’dan ayrıldı.
 
– Erzurum’da bir polis memuru açığa alındı. Gerekçe: Cumhurbaşkanına hakaret
 
– Bir emniyet müdürü gözaltına alındı. Gerekçe: Cumhurbaşkanına hakaret

8 KASIM

– Silvan’da sokağa çıkma yasağının 6. günü: Tanklar şehre girdi. 
– Yüksekova’da mayın patlaması sonucu 2 çocuk ağır yaralandı.
 
– KCK Öcalan’a tecritin kaldırılması için direniş çağrısı yaptı.
 
– Ekrem Dumanlı hakkında iddianame hazırlandı, 6 yıl hapsi isteniyor.
 
– Bolu-Köroğlu Dağları’nda Danıştay kararı beklenmeden yol inşaatına başlandı.
 
– Kocaeli’de DSP il başkanı dahil, 14 kişiye dava açıldı. Gerekçe: Cumhurbaşkanına hakaret

9 KASIM

– Cizre’de bir roketatar mermisi Devlet Hastanesi’nin morguna isabet etti 
– Fethullah Gülen ve Emre Uslu hakkında tutuklama kararı çıkarıldı
 
– İzmir’de “Paralel Yapı” operasyonundan gözaltına alınan 17 kişi tutuklandı
 
– Naksan Holding, TUSKON’dan ayrıldı.
 
– Kırşehir’de Ankara Katliamı’nı protesto eden iki kişi tutuklandı. Gerekçe: Cumhurbaşkanına hakaret

10 KASIM

– PKK Diyarbakır-Silvan yolunda bir askeri araca saldırdı, 21 yaralı var. 
– PKK Silopi’de bir polis aracına saldırdı, 3 ölü var.
 
– PKK Yüksekova’da askeri konvoya saldırdı, 1 asker öldü, 1 polis yaralandı.
 
– Diyarbakır-Sur’da çatışmalar nedeniyle 4 cami ibadete kapatıldı.
 
– İzmir’de “Silvan için oturma eylemi” yapan 14 kişi gözaltına alındı.
 
– Eskişehir merkezli 5 ilde “Paralel Yapı” operasyonu, 25 kişi gözaltına alındı.
 
– Adana Valiliği, her yıl düzenlenen “Dünya Rakı Festivali”ni yasakladı.
 
– IMF Türkiye için enflasyon tahminini “siyasi belirsizlik” nedeniyle yükseltti.
 
– Sayıştay’ın Enerji Bakanlığı’na ait 667 bin ton kömürün kaybolduğunu açıkladı.
 
– Aile Bakanlığı, devlet korumasındaki 21 Afgan çocuğun kaybolduğu kabul etti.
 
– Cengiz Çandar’a soruçturma açıldı. Gerekçe: Cumhurbaşkanına hakaret
– Ertuğrul Özkök’ün hapsi istendi. Gerekçe: Cumhurbaşkanına hakaret
 
– Mehmet Altan’ın erişime engellenen yazısı için yaptığı itiraz reddedildi.
 
– AB ilerleme raporu açıklandı: Türkiye’de savcılar ve hakimler siyasi baskı altında. Gazeteciler korkutuluyor, sindiriliyor

11 KASIM

– Silvan’daki olaylarda 5 yaşındaki Abdullah Güney ağır yaralandı. 
– HDP heyetinin Silvan’daki malum mahallelere girmesine müsaade edilmedi.
 
– Polis Hakkari’de HDP milletvekillerine saldırdı, Abdullah Zeydan’ın eline kapsül, Selma Irmak’ın kulağına mermi isabet etti.
 

– Dargeçit’teki bombalı saldırıda 1 polis öldü.
– Malkara’da caminin kubbesine avize takan 1 işçi, düşüp öldü.
– Çanakkale’de mülteci botu battı, 7’si çocuk 14 kişi öldü. Kıyıda bebek cesedi bulundu.
– Polis Zaman binasını bastı, Özgür Bugün ve Özgür Millet gazetelerinin basılmasını engelledi.
 
– Ekrem Dumanlı hakkında arama kararı çıkartıldı.
 
– RTÜK Tahir Elçi’nin sözleri nedeniyle CNN’e 700 bin TL para cezası kesti.
– Ahmet Hakan’a saldırı şüphelisi Kamuran Ergin serbest bırakıldı.
 
– Ahmet Altan iki ayrı soruşturma kapsamında ifade verdi. Gerekçe: Cumhurbaşkanına hakaret

12 KASIM

– Beytüşşebap’ın bir kısmı “geçici özel güvenlik bölgesi” ilan edildi. 
– Silvan’da Figen Yüksekdağ’ın üzerine ateş açıldı, Hüda Kaya darp edildi.
 
– Sebahat Tuncel gözaltına alındı, yurt dışına çıkış yasağı konuldu
.
– 85 Ergenekon sanığının yurt dışına çıkış yasağı kaldırıldı.
 
– Gazeteci Fatih Yağmur karakola uğradı, gözaltına alındı.
 
– NTV’nin sahibi Ferit Şahenk TV8’in %30’unu aldı, Acun’a ortak oldu.
 
– İBB 1 milyon TL’ye kiraladığı yurtları TÜRGEV’e bedelsiz tahsis etti.
 
– Akdeniz Üniversitesi Rektörü İsrafil Kurtcephe, paralelcilik şüphesiyle görevden alındı.
 
– Artvin’deki sel felaketinde ölü sayısı üçe yükseldi. 2’si ağır 11 yaralı var.

– Hopa’daki heyelanda 1 işçi öldü.

13 KASIM

– Nusaybin’de sokağa çıkma yasağı ilan edildi. 
– Silvan’da sokağa çıkma yasağının 11. günü: 10 bin kişi evini terk etti. 10’u aşkın can kaybı, 17 yaralı, 40 gözaltı var…
– Silvan’da özel harekat polisleri nefret söylemli yazılamalar yaptı
 
– PKK’nın Lice’deki saldırısında 2 asker öldü
 
– Erciş’te çatışmalarda 1 asker öldü, 3 asker yaralandı
 
– Erciş’te 10 muhabir gözaltına alındı, DİHA ve İMC TV muhabirleri darp edildi
 
– Van-Muradiye’nin HDP’li Belediye Başkanı Safure Güneş’e soruşturma açıldı
 
– Gümrük Bakanlığı Rıza Sarraf’ı araştıran müfettişe inceleme başlattı.
 
– Perihan Mağden’e soruşturma açıldı. Gerekçe: Cumhurbaşkanına hakaret

14 KASIM

– Cizre’de sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
– Erciş’te gözaltına alınan iki muhabir tutuklandı.
– Cemaat’in 13 televizyonu Türksat’tan çıkartıldı.
– Oğuzeli’de, Suriye sınırı civarında IŞİD militanları askerle çatıştı.

15 KASIM

-Nusaybin’de beş çocuk annesi hamile bir kadın öldürüldü, 2 çocuk yaralandı.
– Cizre’de bir vatandaş alışverişten dönerken sokak ortasında vuruldu.
– Gaziantep’te IŞİD’in canlı bombası kendini patlattı, 4 yaralı var.
– Gaziantep’te IŞİD sempatizanları araç konvoyu oluşturarak Paris Katliamı’nı kutladı.

– Çorum’daki maden ocağında zehirlenme, 1 işçi öldü.
– Didim açıklarında mülteci botu delindi, 15 kişi Ege Denizi’nde mahsur kaldı.
– CHP Milletvekili Mehmet Göker hakkında suç duyurusu. Gerekçe: Cumhurbaşkanına hakaret

16 KASIM

– Maliye Bakanlığı’nın rakamlarına göre, 7 Haziran’dan sonra silah ve mühimmat için 1.8 milyar lira harcandı. Eylül ayında 194 milyon olan savunma harcaması, Ekim ayında 519 milyon dolara çıktı.
– TÜİK rakamlarına göre işsizlik 10.1’e yükseldi.
– Çamlıca Camii’nin inşaatında bir işçi öldü.
– Bir Syriza üyesi HDP mitinginde konuştuğu için 7 HDP’linin 3’er yıl hapsi istendi.
– İBB, CHP’li Beşiktaş Belediyesi’nin bir sokağa Kürtçe isim vermesini kabul etmedi.
– Sabah, İMC’nin ve Özgür Gündem’in kapatılmasını manşetten talep etti
– Türkiye, Uluslararası Mülkiyet Hakları İndeksi’nde 90. lığa geriledi.

17 KASIM

– Nusaybin’de sokağa çıkma yasağının 5. Günü: İki sivil ayağından yaralandı.
– PKK komutanı Duran Kalkan “1 Kasım seçimlerini ‘darbe‘ olarak nitelendirdi, “Bu kış final mücadelesine sahne olacak” dedi.
-TBMM’deki yemin töreninde ‘Türkiye milleti’ diyen HDP’li Zana’nın yemini kabul edilmedi.
– Ankara Katliamı için Adana’da basın açıklaması yapan sendikacıların evi basıldı, 14 kişi gözaltına alındı.
– Suruç Katliamı için Ağrı’da eyleme katılan bir memurun görevine son verildi.
– Antalya’da 35 yaşındaki gelinine tecavüz eden 64 yaşındaki adama takdir indirimi yapıldı, şimdilik serbest bırakıldı.
– Türkiye’nin tek lezbiyen arkadaşlık sitesi erişime engellendi.
– Muğla’da mülteci botu battı, 9 kişi öldü.
Adana’da gözaltına alınan 13 kişi adliyeye sevk edildi. Gerekçe: Cumhurbaşkanına hakaret
– Malatya’nın Hekimhan ilçesinde bir kişi tutuklandı. Gerekçe: Cumhurbaşkanına hakaret 
– Türk Solu Gazetesi Yazarı Gökçe Fırat Çulhaoğlu, hakim karşısına çıktı. Gerekçe: Cumhurbaşkanına hakaret
– CHP Kayseri İl Başkanı Mustafa Ayan 1 yıl 5 ay hapis cezasına çarptırıldı. Gerekçe: Cumhurbaşkanına hakaret

18 KASIM

– Nusaybin’de sokağa çıkma yasağının 6. günü. Su kesildi, elektrik geldi.
– Figen Yüksekdağ hakkında askere hakaret ettiği gerekçesiyle soruşturma başlatıldı.
– Görevden alınan Cizre belediye başkanı gözaltına alındı.
– PKK Diyarbakır şehir merkezinde zırhlı polis aracı patlattı.
– DTK özyenetim konulu eğitim, toplantı ve paneller düzenleme kararı aldı.
– Kaynak Holding’in kayyumlarına 105 bin lira maaş bağlandığı bildirildi.
– Kaynak Holding’in kayyumu İmran Okumuş’un Babek Zencani’yle fotoğrafları ortaya çıktı.
– Kırıkkale’de termik santral zehirlenmesi: 83 işçi hastanelik oldu.
– Muğla’da mülteci botu battı, 4’ü çocuk, 9 kişi öldü.
– Mersin’de yük treni vince çarptı, 1 işçi öldü, 1 işçi ağır yaralandı.
– TSK, Kilis sınırında 1 IŞİD’li öldürüldüğinü duyurdu.
– Rusya Türkiye’den ithal ettiği 20 ton domatesi ve 4 ton narı “sağlıksız” olduğu için iade etti.
– Erdoğan: Başkanlık sistemi meclisten geçerse, referandumda onaylanacaktır dedi.
– Eski AKP milletvekili Feyzi İşbaran’a 10 bin TL para cezası. Gerekçe: Cumhurbaşkanına hakaret.
– BirGün’e konuşan Tarık Ali’nin ‘teneke diktatör’ ifadesi nedeniyle BirGün muhabirine soruşturma açıldı. Gerekçe: Cumhurbaşkanına hakaret
– Giresun’da biri Halkevleri, ikisi Haziran üyesi iki kişiye facebook paylaşımları nedeniyle gözaltı. Gerekçe: Cumhurbaşkanına hakaret

19 KASIM

– Nusaybin’de sokağa çıkma yasağının 7. günü: HDP milletvekilleri açlık grevine başladı
– Nusaybin’den üçüncü sivil ölüm haberi geldi…
– Lice’de 9 köy ve mahallede sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
– Yüksekova, Çukurca ve Şemdinli’deki bazı bölgeler özel güvenlik bölgesi ilan edildi.
– Diyarbakır-Bingöl karayolu ulaşıma kapatıldı.
– Ankara PKK’ya 100 kg patlayıcı ele geçirildi.
– Kaynak Holding’e kayyum olarak atanan İmran Okumuş’un ihaleye fesat karıştırma şüphelisi olduğu ortaya çıktı.
– BUGÜN TV’ye atanan kayyum Hayko Bağdat’ın işine son verdi.
– Gaziantep’te 4 gün öldürülen IŞİD’lilerin G-20 zirvesine saldırmak istediği anlaşıldı.
– Şanlıurfa Barosu’na göre, 2015’te Şanlıurfa’da boşanma oranı yüzde 20 arttı, nedeni ‘Suriyeli kuma’ evlilikleri..
– BirGün Yazı İşleri Müdürü Berkant Gültekin’e dava açıldı. Gerekçe: Cumhurbaşkanına hakaret
– Adana Büyükşehir Belediye Başkanı MHP’li Hüseyin Sözlü hakkında dava açıldı. Gerekçe: Cumhurbaşkanına hakaret

20 KASIM

– Nusaybin’de sokağa çıkma yasağının 8. günü: İlçe elektriksiz ve susuz…
– Nusaybin’den yedinci sivil ölüm haberi geldi…
– Nusaybin’deki bir vatandaş intihar etti…
– Lice ve Hani’de 26 mahallede sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
– HDP Van Milletvekili Lezgin Botan’a 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi.
– Uşak’ta “Paralel Yapı” operasyonunda 4 kişi tutuklandı.
– Muğla’da mülteci botu battı: 5 kişi öldü, 10 kişi kayboldu.
– Zonguldak’ta kaçak maden ocağında patlama oldu, 1 işçi öldü.
– Rusya’nın Suriye’de Türkmen Dağı’nı bombaladığı söylendi, ülkücüler sokağa çıktı.
– UNESCO raporu, Türkiye’nin çocuk evliliklerinde dünya üçüncüsü olduğunu ortaya çıkardı.
– Dink’i öldüren Samast’ı altı kamu personelinin izlediği ortaya çıktı.
– İskenderun’da iki Suriyeli çocuk sopayla dövülerek öldürüldü.
– Paris saldırılarının keşifçisi olduğu iddia edilen IŞİD’li Antalya’da yakalandı.
– HKP’nin yayın organı Kurtuluş Yolu’na 10 bin TL para cezası. Gerekçe: Cumhurbaşkanına hakaret
– Birecik’te iki kişi tutuklandı. Gerekçe: Cumhurbaşkanına hakaret

21 KASIM

– Nusaybin’de sokağa çıkma yasağının 9. Günü: 15 mahallede 60 bin kişi hapsedilmiş durumda… Sokağa çıkma yasağına birkaç saatlik ara verildi…
– Yüksekova’da çatışma, 1 ölü 1 yaralı.
– TSK, Kuzey Irak’ta 23 PKK hedefini vurdu.
– Siirt’teki YDG-H operasyonunda 15 kişi gözaltına alındı, 7’si tutuklandı.
– Kayyum Bugün ve Kanaltürk’te çalışan 172 gazetecinin işine son verdi.
– Çorum’da devlet hastanesi inşaatında bir işçi öldü.
– KAOS GL’nin raporuna göre, bir yılda 271 trans öldürüldü.
– Dink’i öldüren Samast’ı Trabzon’dan İstanbul’a istihbaratçıların uğurladığı ortaya çıktı…
– Paris saldırılarının planlayıcısı olduğu iddia edilen IŞİD’linin İstanbul’da da bulunduğu ortaya çıktı.

22 KASIM

– Selahattin Demirtaş’a suikast girişimi…
– Nusaybin’de sokağa çıkma yasağının 10. Günü, ölü sayısı 8’e yükseldi.
– Polis HDP heyetinin Nusaybin’e girmesini engelledi. Mithat Sancar’ı hastanelik etti.
– Polis, Nusaybin’de Cumhuriyet muhabirinin kamerasını gasp etti.
– Yüksekova’daki çatışmalarda iki kişi öldü.
– Polis, Fatih’te YDG-H şüphelisi iki çocuğu aradı, 7 el yapı bomba, 2 litre benzin buldu.
Bilecik’te “Paralel Yapı” soruşturması: 1 yurt ve 1 pansiyona eş zamanlı baskın yapıldı.
– Zonguldak’ta maden ocağında patlama: 1 işçi öldü, 3 işçi yaralandı.
– THY’nin New York-İstanbul uçağı IŞİD’in bomba koyduğu şüphesiyle acil iniş yaptı.
– Bodrum’dan Yunanistan’a kaçarken boğulan 4 yaşındaki bir kız çocuğunun ceseti bulundu.
– Bünyan’da 15 yaşındaki bir çocuk facebook paylaşımı nedeniyle gözaltına alındı. Gerekçe: Cumhurbaşkanına hakaret

23 KASIM

– Nusaybin halkı sokağa çıkma yasağını tencere tava çalarak protesto etti.
– Nusaybin’deki sokağa çıkma yasağı nedeniyle 25-26 Kasım’daki TEOG ertelendi.
– Hakkari Merkez ve Çukurca’da bazı alanlar ‘özel geçici güvenlik bölgesi’ ilan edildi.
– PKK Varto’da askeri araca saldırdı, 6 asker yaralandı.
– Silvan’da 18 gün önce yaralanan bir polis hayatını kaybetti.
– “Tarihi yarımada”daki hanları otele dönüştürecek imar değişikliği kabul edildi.
– İÜ Baltalimanı Sosyal Tesisleri’nde akademisyenlere alkol yasağı getirildi.
– Devlet Tiyatroları’nı greve gidiyor. 650 sanatçı ve çalışan 12 Aralık’ta sahneye çıkmayacak.
– Çanakkale’de 10 kişi şüpheli sıfatıyla ifade verdi. Gerekçe: Cumhurbaşkanına hakaret

24 KASIM

– Türkiye-Suriye sınırında bir Rus uçağı düşürüldü.
– Adana’da polis merkezinin önündeki bombalı araç erken fark edildi.
– Adana’da polis merkezi önünde çatışma çıktı.
– Cizre’de TSK’nın sivil personeli öldürüldü.
– Cizre’de sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
– Eski TGB İzmir İl Başkanı Meltem Ayvalı ve bir arkadaşı hakkında dava açıldı. Gerekçe: Cumhurbaşkanına hakaret
– Vatan Partisi Antalya il yöneticisi Rıza Türkmendağ hakim karşısına çıktı. Gerekçe: Cumhurbaşkanına hakaret

25 KASIM

– Nusaybin’de sokağa çıkma yasağının 13. Günü: Halk yasağa rağmen sokağa çıktı.
– Hakkari Merkez’de ve Çukurca’da bazı bölgeler “özel geçici güvenlik bölgesi” ilan edildi.
– Kayyumlar Kaynak Holding’ten 17, Bugün’den 9 kişiyi işten attı.
– Nokta’nın iki yöneticisi 20’şer yıl hapisle yargılanacak.
– Bursa’da kanalizasyon inşaatında göçük, 2 işçi öldü.
– İzmir’de sahte rakı nedeniyle 3 kişi öldü.
– Bakırköy Meydanı’nda Türk bayrağıyla köpeğini kurulayan adama 10 ay hapis cezası verildi. – Rus uçağı kriziyle benzin 11 kuruş zam gördü.
– ÖDP ve Haziran üyesi Sercan Şahin ve Tevfik Donma gözaltına alındı. Gerekçe: Cumhurbaşkanına hakaret

26 KASIM

– Derik’te sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
– Can Dündar ve Erdem Gül tutuklandı.
– Can Dündar’ı hapse atan hakim, Ahmet Hakan’a saldıranları serbest bırakan hakim çıktı.
– Manisa’da “Paralel Yapı” operasyonunda 7’si öğretmen 10 kişi tutuklandı.
– Rusya, Putin’in özel kararnamesiye Türkiye’ye ekonomik ambargo kararı aldı.
– TÜBİTAK, Evrim Teorisi’ni anlatan kitapları “manevi değerleri aykırı” ise toplatıyor.
– İzmir Ticaret Odası, “iç piyasa işler durgun, ihracat artmıyor, stoklar büyüyor” dedi.
– Zonguldak’ta maden ocağında göçük oluştu, 1 işçi öldü.
– Üsküdar Bağlarbaşı metro istasyonu şantiyesinde 1 işçi öldü.
– Ankara Katliamı kurbanlarından Necla Duran’ın cenazesine katılan ortaokul ve lise öğrencilerine ‘örgütsel faaliyete katıldıkları gerekçesiyle’ soruşturma açıldı.
– Facebook’ta Berkin Elvan paylaşan öğretmen Hatice Dağlı meslekten men edildi.
– Bülent Keneş’in beş yıl hapsi istendi. Gerekçe: Cumhurbaşkanına hakaret
– KP Merkez Komite Üyesi Mehmet İnam’a 11 ay hapis cezası verildi. Gerekçe: Cumhurbaşkanına hakaret

27 KASIM

– Tuzluçayır’da birçok cadde trafiğe kapatıldı. Fiilen sokağa çıkma yasağı uygulandı.
– PKK Bağlar’da 1 polisi öldürdü, 2’sini yaraladı. Eylemde beyaz toros kullanıldı.
– Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’ne bombalı saldırı…
– Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı, Lokman Birlik’in ölümüne ilişkin 6 farklı kurum ve esnaftan kamera görüntüsü istedi. “Elektrik kesintisi ya da arıza nedeniyle görüntü yok” yanıtını aldı.
– Rusya, Türkiye’ye cevap olarak Suriye’ye silah sevkiyatına başladı…
– Çanakkale ve Muğla’da iki mülteci botu battı; 6 çocuk öldü.
– Suriye’de öldürülen Aziz Güler’in fotoğrafını facebooktan paylaşan bir kişi tutuklandı.
– Ankara’daki Can Dündar’a destek eylemine polis müdahalesi…
– MİT TIR’ları haberi nedeniyle bu kez Sol Haber’e dava açıldı. 3 yıl hapis cezası isteniyor.
– Cumhuriyet muhabiri Alican Uludağ’a Tayyip Erdoğan’ın Can Dündar hakkındaki şikayet dilekçesini paylaştığı için hakkında soruşturma başlatıldı.
– ETHA editörü İsminaz Ergün gözaltına alındı.
– Cumhurbaşkanı’na hakaret’le suçlanan gazeteci Cengiz Çandar, bugün ifade verecek.
– Ertuğrul Özkök’ün 5 yıla kadar hapsi isteniyor. Gerekçe: Cumhurbaşkanına hakaret
28 KASIM

– Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi ve iki polis öldürüldü.
– Elçi’nin öldürülmesinden sonra Sur’da sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
– Sur’da sokağa çıkma yasağına rağmen sokaklar karıştı…
– İçişleri Bakanlığı olay yeri incelenmesini sağlıklı yapılamadığını söyledi.
– Davutoğlu “suikast olabilir” derken, Efkan Ala “iki ateş arasında kaldı” diyor.
– Elçi’nin cenaze törenine katılımı azaltmak için otobüsler durduruldu, uçaklar rötarlandırıldı.
– Silopi’de 18 yaşındaki genç, damda telefonla konuşurken öldürüldü.
– Antalya’da 2’si üniversite öğrencisi 4 kişi hakkında soruşturma açıldı. Gerekçe: Cumhurbaşkanına hakaret

29 KASIM

– Nusaybin’de dört mahallede sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
– Nusaybin’den sokağa çıkma yasağı duyan vatandaşlar ilçeyi terk ediyor.
– Derik’te sokağa çıkma yasağının 4. Günü: HDP milletvekilleri Derik’e sokulmuyor.
– Cizre’de Elçi’nin ölümünü protesto eden bir kişi polisin açtığı ateş sonucu öldü.
– Ankara Katliamı’nda ölen Serdar Ben’in Gazi’deki anma törenine polis müdahalesi, gaz…
– AKP’yi destekleyen Hakan Albayrak, AKP’yi eleştirdiği için Diriliş Postası’ından “kovuldu”.

30 KASIM

– Derik’te sokağa çıkma yasağının 5. Günü: 1 asker öldü, 1 sivil yaralandı.
– KCK lideri Bayık “bu kış şiddetli savaş yürüyecek” dedi.
– Tahir Elçi’yi öldüren mermi çekirdeği bulunamadı.
– Cumhuriyet’e vergi incelemesi başlatıldı.
– Üsküdar’da SİT alanı olan Küçük Çamlıca korusuna TV-radyo kulesi inşa ediliyor.
– Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin sosyal konut inşaatında 1 işçi öldü.
– İstanbul Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Erhan Yazıcıoğlu, siyasi baskılar nedeniyle isyan etti, görevi bırakacağını söyledi.
– AKP Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Sefer Üstün, Ergenekon davası’nda 15-20 darbecinin kurtulduğunu itiraf etti.
– Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteklediği törende Sedat Peker’e “Türklük hakanı” unvanı verildi.
– Rusya-Türkiye krizi Antalya Hali’ni vurdu; firmalar durdu, birçok çalışan işsiz kaldı.
– İzmir’de sahte içkiden bir haftada sekiz kişi öldü.

21-Alper-Budka

 

 

Derleme Haber: Alper Budka

Venezuela’da sosyalistler iktidarı kaybetti

Güney Amerika ülkesi Venezuela’da sosyalistlerin 16 yıldır devam eden iktidarı sona erdi. Parlamento seçimini, sağ partilerin oluşturduğu muhalefet koalisyonu kazandı.

22

Venezuela Yüksek Seçim Komisyonu Başkanı Tibisay Lucena‘nın açıklamasına göre, merkez ve muhafazakâr partilerin ittifakı Demokratik Birlik Masası (MUD) 167 sandalyeli parlamentoya en az 99 temsilci yollamaya hak kazandı.

Sosyalistler’in çöküşü

Venezuela Birleşik Sosyalist Partisi (PSUV) seçime bir grup partiyle birlikte ittifak yaparak girmişti. PSUV’un milletvekili sayısı 46’da kaldı. Seçimlere katılım oranı yüzde 74,25 olarak açıklandı.

23

‘Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, sonuçları tanıdığını ve yenilgiyi kabul ettiğini açıkladı. “Yolumuz barış ve demokrasi yoludur” diyen Maduro, “karşı devrimin sandıktan zaferle çıktığını” ileri sürdü. Ekonomik krizi en önemli sorun olarak niteleyen Maduro, “Hugo Chavez tarafından başlatılan Bolivarcı devrimin yeni bir aşamaya girdiğini” iddia etti.

Parlamentonun seçim sonrası ilk oturumunu 5 Ocak’ta yapması öngörülüyor.

Enflasyonun yüzde 200’e tırmandığı Venezuela’da ekonomik kriz ve gıda maddeleri sıkıntısı halkın hoşnutsuzluğunun tırmanmasına yol açmıştı. Petrol üreticisi Venezuela, düşük petrol fiyatlarının vurduğu ülkelerin başında geliyor. Geliri bu nedenle ciddi ölçüde azalan Venezuela devleti, sosyal yardım programlarını devam ettirmekte zorlanıyordu.

Venezuela, sol partilerin iktidarı kaybettiği ikinci Güney Amerika ülkesi oldu. Arjantin’de geçen ay yapılan devlet başkanlığı seçimini merkez sağın adayı Mauricio Macri kazanmıştı.

(Deutsche Welle Türkçe)

Paris İklim Zirvesi’nden İzlenimler: Semra Cerit

Bu yazı murcir.marmara.edu.tr/ den alınmıştır

COP21’de İkinci Hafta: Durban Platformundan Paris Komitesine

Beş yılda varılamayan noktaya beş günde nasıl erişilecek? Paris Konferansı ikinci haftasına başlarken hala cevabı beklenen soru bu.  Ne yazık ki ilk haftanın sonunda Tarafların önünde bulunan taslak metin bu konuda umutlu olmaya elvermiyor. Müzakereler son düzlüğe girerken önümüzde nasıl bir tablo var bakalım.

Paris anlaşmasına dönük müzakereleri yürüten Durban Platformu (ADP) adlı yan organ Konferans başkanı Fransa’nın takvimine bağlı kalarak, üzerinde çalıştığı taslak müzakere metnini 5 Aralık öğle saatlerinde Sözleşme karar organı olan Taraflar Konferansı’na (COP) devretti. Paris anlaşması ana metni, bu anlaşmayı kabul eden ve ileriye dönük çalışma programını belirleyen karar metni ve 2020 öncesi eylem kararlılığı hakkındaki karar metninden oluşan bu taslak, Tarafların Paris’e getirdikleri belgeden çok farklı değil. Üstelik, 44 sayfalık bu taslak tarafların ilk hafta boyunca, özellikle de Cuma günü dile getirdikleri ekleme-çıkarma-değişiklik önerilerinin tümünü de içermiyor. Bu öneriler 4 sayfalık bir ek olarak ayrıca yayımlandı. Dolayısıyla COP başkanlığının tasarladığı işleyiş formatı içinde müzakereleri devralmış olan bakanların önünde, içerdiği bine yakın köşeli parantezle zaten karmaşık olan bir metin ile yanında oradaki parantezleri de değiştiren bir ekten oluşan 48 sayfalık devasa bir siyasal bulmaca bulunuyor.

Müzakerelerin teknik düzeyden bakanların dahil olduğu siyasal düzeye taşınmasının asıl nedeni de çözülmeyi bekleyen açmazın aslında küresel siyaseti ilgilendiren bir sorun olması. Durban’da uzlaşılan formül iklim siyasetinin teknik boyunun ötesinde küresel paylaşım ve güç ilişkilerini de etkileyecek yansımalara sahip olduğundan, teknik düzeydeki müzakerelerde beş yıldır ilerleme sağlanabilmiş değildi. Teknik heyetler, 2015’e kadar görüş alışverişi platformu şeklinde işleyen sürecin yalnızca son bir yılında daha aktif olabildiler. Bu dönemde de rolleri ülke görüşlerini taslağa eklemek ve pozisyonlarını açıklamakla sınırlı kaldı.

Açmazın bakanlar düzeyinde çözülebileceği önkabulü dolayısıyla, ilk haftanın müzakere gündemi dışındaki diğer sorusu da, bu sürecin nasıl tasarlanacağı ve işleyeceği idi. Çünkü her ne kadar siyasal açıdan işlevsel olsa da, bakanların doğal olarak teknik detaylara hakim olmaması müzakerelerin etkinliğini ve hızını artırmayabilir. Dahası Tarafların danışma sürecine aynı ölçüde ve eşit biçimde dahlinde sıkıntılar yaşanabilir. Müzakerelerin bakanlar düzeyine taşınmasına ilişkin kaygılar genellikle teknik gerekçelere dayandırılmakla birlikte, asıl nedenin dışarda kalma endişesi olduğunu tahmin etmek güç değil. En yakın örneği ADP’yi kuran Durban Konferansı’nda gerçekleştiğinden, doğrudan bakanlar düzeyindeki müzakerelerde işaret edilen sıkıntıların önüne geçilmesinde Konferans başkanlığına büyük rol düştüğünü hatırlamak gerekir.

18

Bu bağlamda, Paris’e kadar tüm yıl boyunca aktif bir iklim diplomasisi yürüten Konferans başkanı Fransa’nın nasıl bir yol izleyeceği merak konusu idi. Görünen o ki, iklim diplomasisinin özgünlüğünün farkında olan Fransa, tek başına belirleyici olmayı değil, geride kalan 25 yılın deneyiminden ve Tarafların birikiminden yararlanmayı seçmiş. Geçen yılın başkanı Peru ile düzenli işbirliğinin yanısıra, Sözleşme ve Kyoto Protokolü müzakerelerinde rol oynamış isimleri de davet ederek görüşlerine başvurmuş. Daha da önemlisi, Güney Afrika’nın Durban’da izlediği “Indaba” sürecini adıyla almasa da felsefesiyle Paris’e yansıtmaya çalışmış. Başkan Fabius’un tüm Tarafların güvenini ve yapıcı katkısını temin etmeyi amaçlayan önerisinin COP genel oturumunda tartışmasız kabulü, kaygıları şimdilik aştığının göstergesi olarak görülebilir.

Kabul edilen işleyiş tanımına göre, müzakerelerin devredildiği Taraflar Konferansı yukarıda anılan üç işi Paris Komitesi şeklinde çalışarak görüşecek. Fabius başkanlığında bakanlar düzeyinde bir danışma süreci olarak işleyecek Komite açık uçlu tek bir organ olarak yapılandırıldı. Başka bir deyişle, Komitenin alt birimleri bulunmayacak. Görevlendirilen bakanlar aracılığıyla gerçekleştirilen danışma toplantılarının sonuçları tüm tarafların bir araya geldiği ve Fabius, yokluğuna Tubiana, başkanlığında toplanacak Paris Komitesi’nde ele alınacak. Fabius bakanlarla/Taraflarla danışma sürecini gerçekleştirmek üzere müzakerelerdeki tıkanıklığı aşmanın anahtarı olarak  görülen dört konu başlığının her biri için biri gelişmiş diğeri gelişmekte olan ülkeden olmak üzere ikişer bakan görevlendirdi. Bu bakanlar muhatapları ile görüşüp, durumu günlük Paris Komitesi toplantılarında paylaşacak. Paris Komitesi’nin Kyoto Protokolü’nü kabul eden COP3’te izlenen yolla (Committee of the Whole) benzerlik taşıdığı; ancak, işleyişin daha çok Durban COP17’deki  yöntemin izlerini taşıdığı söylenebilir. Dolayısıyla, seçilen yöntemin anlaşmaya varmayı sağlayabilmesi için, Konferans başkanı kadar, görevlendirilen bakanların da tüm tarafların içerici ve adil bulacakları bir müzakere süreci işletmeye özen göstermeleri önem kazanmış oldu. Paris Komitesi zaman yitirmeden çalışmaya başladığından, ilk toplantısını 7 Aralık Pazartesi akşam saatlerinde gerçekleştirmesi planlanıyor. Yöntemi genel olarak özetledikten sonra, Paris Komitesi’ni bekleyen müzakerelerin içeriğine dönelim.

Paris’ten çıkacak sonucun adı ve hukuki statüsü ile başlamakta yarar olabilir. Bir haftanın sonunda beş sayfa, birkaç köşeli parantez boyu yol alabilen Tarafların iyimserliğine bakarak, hala bir sonuç çıkabileceğini varsaysak bile, bunun bir Protokol olmayacağının kesinleştiğini söyleyebiliriz. Taslak metinde yer alan  Paris (Uygulama) Anlaşması geçici adlandırması da Çin’in müzakerelerin sonucuna ve olası seçeneklere halel gelmemesi gerekçeli itirazı nedeniyle kaldırıldığından, elimizde yalnızca yine geçici olan Paris Çıktısı adı bulunuyor. Durban-Paris yolundaki en büyük kayıp ise tüm bileşenleri ile bağlayıcı bir anlaşma ihtimali oldu. İlk haftanın sonunda AB ve birkaç küçük ada devleti dışında, ulusal katkılar (INDCs) da içinde olmak üzere, bağlayıcı anlaşma ısrarını sürdüren taraf kalmadığını görmek şaşırtıcı değil ama kaygı verici. Taraflar arasında olası çıktının bağlayıcı olmasını tercih ettikleri bileşeni açısından büyük görüş ayrılıkları bulunuyor. Gelişmekte olan ülkelerin uygulama araçları (means of implementation), başka bir deyişle, varsılların mali ve teknolojik desteğini bağlayıcı hale getirmek yönünde çabası sürüyor. Bazı EK-I ülkeleri salımların hesaplanması, raporlama ve saydamlık hükümlerinin bağlayıcı olmasını tercih ederken, ABD’nin müzakere masasındaki herhangi bir konuda bağlayıcı bir yükümlülük altına girmeyi istediği söylenemez. Dolayısıyla, “öz biçimden önce gelir” savıyla 2012’den bu yana görüşülmesi ertelenen sonucun hukuki niteliği meselesi, Paris’teki son düzlükte de başlıca tümsek olmaya devam ediyor.

19

Sonucun hukuki niteliğiyle de doğrudan bağlantılı asıl mesele ise farklılaştırma. Doğrudan bağlantılı çünkü taraflar farklılaştırma konusunda atacakları herhangi bir ileri/geri adımın yeni bir bağlayıcı anlaşma altında kalıcı hale gelmesinden, daha doğrusu Sözleşme sistemini sürdürmesi ya da değiştirmesinden endişe ediyor. Bu nedenle, Paris’te adı ya da hukuki statüsü ne olursa olsun herhangi bir sonuca ulaşılabilmesi farklılaştırma kilidini açacak bir anahtarın bulunabilmesine bağlı. Bu da Sözleşme’nin ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar ve ilgili kapasiteler ilkesinin (CBDR RC) tüm tarafların çıkar ve beklentilerine uygun bir yorumuyla mümkün olabilecek. Varşova’da geliştirilen “ulusal katkı” formülü salım azaltım eylemlerinde farklılaştırmayı şimdilik sağladığından, sorunun artık büyük ölçüde bazı gelişmekte olan ülkelerden finansman katkısı beklenmesi ve sonraki dönemlerde gelişmiş ülkelerle benzer salım azaltım hedefleri üstlenmelerinin istenmesi olduğu söylenebilir. Lima’da katkıların farklı ulusal koşullar ışığında belirleneceğinin kararlaştırılması da bu geçişi kolaylaştırmıştı. Fakat yine Lima’da itirazlara rağmen karar metnine giren gelişmiş ülkeler dışındakileri iklim finansmanına katkıda bulunmaya çağıran hüküm, Paris’teki asıl kilidi oluşturuyor. Hangi Tarafların mali ve teknolojik destek sağlayacağı Sözleşme hüküm ve Eklerinde açıkça belirtilmiş olduğundan, Sözleşme’de değişiklik yapılmadan bu konuda bağlayıcı bir sonuca ulaşmak mümkün görünmüyor. Sözleşme Ekleriyle kurulan yükümlülük ayrımını kaldırmak isteyen ABD de gelişmekte olan ülkelerin direnci karşısında bu amacına bağlayıcı olmayan araçlarla ulaşmaya çalışıyor. AB ile ABD’nin de içinde olduğu Şemsiye Grubu’nun önerdiği “isteyen ya da yapabilecek durumda olan Tarafların” finansman desteği sağlaması önerisini bu bağlamda değerlendirmek gerekir. AB ise farklılaştırma için Paris’te ortaya attığı “ortak fakat esnek çerçeve” yorumuyla Ekler dışındaki ülkeleri salımları azaltarak da büyüyebileceklerine ve gelişen ekonomileriyle sorumluluğu paylaşmaya ikna etmeye çalışıyor. Aslında Paris’te rejimin esnek, dinamik ve evrilen bir yapıya kavuşturulması arayışı da hem azaltım hem de destek mekanizmalarının tabanını genişletmeyi amaçlıyor. Bunun rejimin dünyanın değişen koşullarına göre güncellenmesi gereğinin bir sonucu olduğunu iddia eden Şemsiye Grubu ve AB’ye en büyük itiraz ise benzer görüşteki gelişmekte olan ülkeler grubundan (LMDCs) geliyor. Durban’dan bu yana Ekler üzerine kurulu farklılaştırmayı koruma mücadelesi veren Hindistan, Çin, Venezuela ile bazı Asya ve Arap ülkelerinin oluşturduğu Grup, bugünün eşitsizlikler açısından 1990’lar dünyasından farklı olmadığı söylemiyle genel olarak destek görse de, Suudi Arabistan ve Hindistan gibi üyelerinin 2013-2015 gözden geçirme süreci ve 1.5 derece hedefi konusundaki engelleyici tutumları nedeniyle eleştiriye maruz kalıyor. Genel olarak ortak dille konuşmayı sürdürse de ABD-Çin anlaşmasından sonra Grup’ta bir kırılma olduğunu teslim etmek gerekiyor. Bunun da etkisiyle farklılaştırma hakkındaki müzakeresini daha çok G77 Grubu üzerinden yürütmeye özen gösteriyor. Dolayısıyla farklılaştırma kilidinin anahtarının G77 Grubu ile AB+Şemsiye Grubu’nun elinde olduğu söylenebilir. Bu sorunun nasıl aşılacağı Türkiye açısından da büyük önem taşıyor. Ulusal katkı formülüyle salım azaltım hedefi bağlamında aradığı esnekliği bulan Türkiye, Ekler sisteminin tümüyle kalkmasını istiyor. Türkiye’nin bu konudaki pozisyonu AB ve Şemsiye Grubu’na benzer şekilde Eklerin günün koşullarını yansıtmadığı tezi üzerine kurulu olmakla birlikte, beklentisinin bu Gruplardan farklı olduğu biliniyor. Şöyle ki, AB ve Şemsiye Grubu Eklerin kaldırılmasını azaltım ve finansman sorumluluğunu diğer gruplarla paylaşmak üzere talep ederken, Türkiye gelişmiş ülkeler ekindeki konumundan çıkarak mali ve teknolojik destek mekanizmalarından yararlanabilmek umuduyla bu değişikliği savunuyor. Zaten, 1990’dan bu yana sera gazı salımları %110 oranında artan ve en büyük 20 ekonomi arasına katılan bir ülkenin dünyanın değişmiş olduğu savıyla müzakere etmesi, azaltım hedeflerinin dışında kalma beklentisiyle açıklanamaz.

Paris’te ikinci hafta bakanların karar vermesi gereken en önemli müzakere konusu kuşkusuz adı ve hukuki niteliği ne olursa olsun varılacak sonucun dünyanın önüne nasıl bir hedef koyacağı. İlk hafta ancak başka sorunlar dolayımında ele alınabilen anlaşmanın uzun erimli hedefi, taslak metinde hala köşeli parantezlere sıkıştırılmış durumda. Bildirilen ulusal katkıların küresel sıcaklıklarda 2.7 ila 3.5 derecelik artışa yol açacağı herkesin malumu olmakla birlikte, Paris anlaşmasının 1.5 derece hedefini benimsemesi, kurulması öngörülen katkı yükseltme (rachet-up) mekanizmasını da anlamlı hale getirecektir. Anlaşmadaki uzun vadeli sıcaklık artışı hedefinin gücü kısa ve orta vadeli salım azaltım hedefleri ve karbonsuzlaşma, düşük karbonlu kalkınma gibi niceliksel ve niteliksel hedeflerle desteklenmesine bağlı olacaktır. Bu anlamda, Paris çıktısı ancak taslağın Azaltım başlıklı 3. maddesinde sayılan uzun vadeli kolektif amaçlar arasından birbirini bütünleyen bir seti içermesi halinde güçlü bir anlaşma olarak adlandırılabilir. Ne var ki, farklılaştırmanın nasıl yapılacağının kolektif amacın iddiasını da belirleyeceğini görmek için fazla uzağa bakmaya gerek yok. Kopenhag’da gelişmekte olan ülkelerin atmosferden eşit biçimde yararlanma kaygısıyla karşı çıkmasıyla terkedilen niceliksel salım azaltım hedeflerinin, Paris sonucunda yer alabilmesi için, varsıl ülkelerin tarihsel sorumluluklarıyla uyumlu azaltım hedefleri üstlenmesi gerekmekte.

İklim rejimi yenilenirken yapılması gereken en önemli değişikliğin, 1990’larda geri planda bırakılan adaptasyon önlemlerinin mitigasyonla aynı düzleme çekilmesi olduğuna kuşku yok. Bu bağlamda, küresel bir adaptasyon amacının belirlenmesi kritik önem taşıyor. Tarafların bir bölümü ulusal ve hatta yerel koşullarla ilgisi gerekçesiyle, anlaşmada küresel adaptasyon amacı tanımlanmasına karşı çıkıyor. Bazıları da böyle bir amaca yer verilmesinin egemenlik ilkesiyle uyuşmayacağını, ülkelerin kendi seçimlerini sınırlayıcı bir formülasyonu kabul etmeyeceklerini belirtiyor. Fakat anlaşmayla genel bir adaptasyon amacının konması, ülkelerin kendi eylemlerine rehberlik etme potansiyeli yanında adaptasyon desteğinin güvencesini de pekiştirici bir rol oynayabilir. Anlaşmada böyle bir amaç hükmünün varlığı aynı zamanda toplumsal aktörlere kendi hükümetlerinden adaptasyon önlemi talep ederken uluslararası dayanak oluşturacaktır. İklim değişikliğinin etkilerinin 1990’larda olduğundan daha fazla ve farklı deneyimlendiği bir dönemde iklim rejimi adaptasyonun bir seçenek olmaktan çıktığı durumlara da yanıt verebilir hale getirilmelidir. Bu anlamda, Paris Komitesi kayıp ve zararı anlaşmanın bütünleşik bir parçası olarak düzenleyebildiği ölçüde çağının sorumluluğunu yerine getirmiş sayılacaktır. Kayıp ve zararın ayrı bir başlık altında düzenlenmesi, taslak anlaşmanın amaç hükmünde yer alan insan haklarına saygılı uygulamanın da gereğidir.

20

İkinci haftanın diğer belirleyici başlığı olan iklim finansmanı konusunu, hangi kaynakları kapsadığının yeni anlaşmanın tanımlar maddesinde mutlaka açıklığa kavuşturulması gereğine işaret ederek başka bir yazıya bırakalım. Son olarak Kopenhag-Durban-Paris hattının üzerine yükseldiği “vaat ve gözden geçirme” (pledge-and-review) denkleminin ikinci ayağında neler olduğuna bakalım. Bilindiği gibi ABD’nin öncülüğünü yaptığı, AB’yi de yanına çektiği esnek, dinamik ve evrilen rejim söyleminin iki bileşeninden biri tüm tarafların kendi belirleyecekleri azaltım eylemleriyle yeni anlaşmaya katılması iken diğeri de bu eylemlerin uygulamasının gözden geçirilmesi idi. ABD eylemlerin belirlenmesinde olduğu gibi uygulamanın da Tarafların kendilerince izlenmesini tercih ederken, AB Kyoto Protokolü’ndekine benzer bir izleme, raporlama ve uygunluk sistemini savunuyordu. Gelişmekte olan ülkelerin birçoğu ise Eklere göre farklılaştırılmış bir izleme ve raporlama sisteminden yanaydı. Birinci hafta diğerleri karşısında kendine gündemde yer bulamayan başlık da yeni dönemde saydamlık olarak adlandırılan bu hesaplama, izleme, raporlama ve uygunluk düzenlemeleri oldu. Taslağın son haline bakıldığında, müzakerelerin başında uygulamanın teminatı olarak sunulan güçlü saydamlık sistemi arayışından büyük ölçüde uzaklaşıldığını; gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin pozisyonlarını uzlaştırabilmek adına etkisi tartışılır bir düzenlemeye yönelindiğini söylemek mümkün. Cancun Anlaşmalarıyla başlayan sonuç doğurucu izleme ve uygunluk mekanizması sisteminden uzaklaşmanın olası Paris anlaşmasıyla doruğa ulaşacağını söylemek yanıltıcı olmaz. Gelişmekte olan ülkeler salım azaltım eylemlerinin, gelişmiş ülkeler de finansman ve teknoloji desteklerinin izleme ve uygunluk mekanizması konusu olmasını istemediklerinden, ortaya çıkanın her iki tarafın da bundan kaçınmasını sağlayacak biçimsel bir raporlama ve değerlendirme sistemi olacağı öngörülebilir. Cancun Anlaşmalarıyla gelişmiş ülkeler için getirilen iki yıllık rapor ve çok taraflı değerlendirme sürecinin işleyişi ile gelişmekte olan ülkelerin birkaçı dışında iki yıllık güncelleme raporlarını henüz sunmamış olduğu hatırlandığında, etkili bir uygunluk mekanizmasıyla desteklenmemiş saydamlık sisteminin beklenen uygulama teşviğini sağlamayacağı kolaylıkla anlaşılabilir. Dolayısıyla, ikinci haftada bakanları bekleyen diğer konu da benimsenecek farklılaştırma anlayışına koşut etkili bir saydamlık mekanizmasının tasarımı olacak.

Paris Konferansı’nın beş yıldır belirsizliğini sürdüren bunca soruya beş günde nasıl bir yanıt üreteceğini hep birlikte göreceğiz; fakat en zorlu görevinin bu yanıta Kopenhag’dan bu yana yeniden tesisi için büyük çaba harcanan güveni zedelemeden ulaşmak olduğunu söyleyebiliriz.

Bu yazı murcir.marmara.edu.tr/ den alınmıştır

21-Semra-Cerit-Mazlum

 

Semra Cerit 

Paris, 7 Aralık 2015

#tarih Dergisi yayın hayatına son verdi

#tarih dergisi son çıkan 19. sayısı ile yayın hayatına son verdiğini duyurdu. Dergi NTV Tarih dergisinin kapanmasından sonra aynı ekip tarafından çıkarılıyordu.

38

Derginin kapanışı son sayısında, “Elinizdeki sayıyla dergimiz yayın hayatına son veriyor. “Sizlerin ilgisine rağmen, bağımsız bir yayını sürdürmenin maddi külfeti, biz, bu kararı almaya zorladı. 19 aylık birlikteliğimiz noktalanıyor ama, sizlerle birlikte çıktığımız bu tarih yolculuğu inşallah sona ermeyecek.” ifadelweri ile duyuruldu.

Temmuz 2013’te NTV Tarih dergisi kapatılmış, ekip 1 Haziran 2014’te #tarih dergisini çıkarmaya başlamıştı.

 

(Bianet)

Diyarbakır Sur’daki tarihi Fatihpaşa Camisi’nde yangın

Sokağa çıkma yasağı devam eden Diyarbakır’ın Sur ilçesinde düzenlenen saldırıda, kentteki ilk Osmanlı eseri Fatihpaşa Camisi’nde (Kurşunlu Camisi) yangın çıktı. Bölgeye sevk edilen itfaiye ve polis ekipleri, saldırganların uzun namlulu silahlarla ateş açması nedeniyle yangına müdahalede bulunamıyor.

37

Hürriyet’in haberine göre atılan el yapımı patlayıcı nedeniyle çıktığı tahmin edilen ve kısa sürede büyüyen yangına müdahale için bölgeye gönderilen itfaiye ve polis ekiplerine örgüt mensuplarınca ateş açıldı. Teröristlerin saldırılarının sürmesi nedeniyle ekiplerin müdahalede bulunamadığı yangında, tarihi caminin büyük oranda zarar gördüğü öğrenildi.

 

(Hürriyet)

Paris’te İklim Suçluları (Climate Criminals) teşhir edildi

Paris İklim Müzakereleri (COP21) ilk haftasını geride bıraktı. Anlaşma öncesi 43 sayfalık taslak metinde uzlaşıldı. İlk hafta boyunca bürokratlar tarafından yürütülen müzakerelere artık çevre bakanları başta olmak üzere siyasiler de katılıyor.

İklim Suçluları

 

30

Uluslararası iklim hareketinin önemli gruplarından biri olan AVAAZ, iklim zirvesinin ikinci haftasında Paris’i, müzakereleri takip eden “İklim Suçluları” (Climate Criminals) posterleri ile donatıyor.

İklim suçlusu olarak ifade edilen kişiler ise:

      • Benjamin Sporton, Dünya Kömür Derneği başkanı
      • Fiona Wild, BHP Billiton 
adlı büyük maden şirketinin temsilcisi
      • Myron Ebell, Exxon Mobil’den para alarak iklim değişikliğinin olmadığını iddia eden Competitive Entreprise Institute başkanı
      • Chris Horner, Kömür sektörü tarafından gelen finansman iklim değişikliği konusunda çalışan bilim insanlarını taciz eden kişi
      • James Taylor, Heartland Enstititüsü adlı iklim değişikliğinin olmadığını iddia eden enstitünün kıdemli uzmanı.

Avaaz tarafından İklim Suçlularına ilişkin bir bülten de yayınlandı. Bülten de her birinin neden ve nasıl iklim suçluları listesine dahil edildiğine dair detaylı bir bilgilendirmede mevcut. İklim Suçluları Bülteni’ne (Climate Criminals Report) ulaşmak için: Climate_Criminals_Report

(Yeşil Gazete)

Hürriyet – Yeşil Gazete işbirliği, “Günün Fosili Türkiye” haberi ile başladı

Hürriyet Gazetesi ile yaptığımız işbirliği sonucunda bundan böyle Yeşil Gazete olarak haftada bir gün hurriyet.com.tr için de ekoloji haberi içeriği üreteceğiz. Bu işbirliğinin ilk haberi bugün (7 Aralık Pazartesi) Hürriyet’de, “Paris İklim Zirvesi’nde Türkiye’ye “Günün Fosili” ödülü” başlığı ile yayınlandı.

36

İlk haberimizde gezegenin geleceği açısından hayati derecede önemli Paris İklim Zirvesi (COP21) yer aldı doğal olarak. Türkiye’nin zirvenin üçüncü günü, “karbon emisyonlarını artırmayı taahhüt etmesi ve bu emisyon artış hızının, küresel ısınmayı 2C’nin altında tutma çabasıyla bağdaşmaması” gerekçe gösterilerek aldığı “Günün Fosili” ödülüne yer verdik ilk haberimizde.

Hürriyet’de yer alan ve içeriğini gazetemizin oluşturduğu haberlerin hemen altında “Bu içerik Yeşil Gazete tarafından hazırlanmıştır” şeklinde bir bilgi notu bulunuyor. Logomuzun üzeri tıklandığında ise yeşilgazete.org adresine yönlendiriliyorsunuz.

35

“Günün Fosili” (Fossil of the Day)

“Günün Fosili” ödülü, İklim Eylem Ağı (CAN – Climate Action Network) temsilcilerinin elinden  Türkiye’yi temsilen gazetemiz yazarlarından Özgecan Kara‘nın almış olması da Hürriyet’te yayınlanan ilk haberimizin bir başka güzelliği oldu.

Haberimizde de belirttiğimiz gibi, “Günün Fosili” ödülü,  950’den fazla kuruluşun üye olduğu İklim Eylem Ağı (CAN – Climate Action Network) tarafından 1999 yılından bu yana veriliyor. Zirve süresince hergün verilen ödülü alan ülke ya da kuruluşun iklim değişikliğine karşı duyarszılığı da tescillenmiş oluyor.

Ödül haberini Yeşil Gazete’den, ödül töreni sırasında okurlarımız ile paylaşmıştık.

 

(Yeşil Gazete)

 

Altın Portakal ödül töreninde Nadir Sarıbacak’ın konuşmasına televizyon sansürü

52. Antalya Film Festivali, Altın Portakal ödüllerinin verildiği törenle sona erdi.  En iyi erkek oyuncu ödülünü alan Nadir Sarıbacak’ın konusmaşması sırasında töreni canlı yayınlamakta olan televizyon kanalı A Haber, konuşma sırasında görüntü ve sesi keserek sansür uyguladı.

28

Sarmasık filmi ile en iyi erkek oyuncu ödülünü alan Nadir Sarıbacak’ın teşekkür konuşması sırasında “Memleketin dertleri var” sözleri ile başladığı teşekkür konuşması A haber tarafından kesildi. Canlık yayın sırasında önce tören salonunun dışını gösteren ancak sese müdahale etmeyen A Haber, bir süre sonra sesi de engelledi. Tören Salonuna kameralar geri döndüğünde Altın Portakal ödülünü alan Nadir Sarıbacak’ın konuşması sona ermişti.

https://youtu.be/r4XIMa2f2P0

Konuşmayı yayınlamayan kanal, konuşma sırasında ise müzik ve Antalya görüntülerine yer verdi. Antalya film festivali ödlül törenini canlı yayında veren A haber’in o dakikalarda ise ekranın üst köşesinde “sansüre hayır” logosunun yer alması dikkat çekti.

 

(Yeşil Gazete)