Ana Sayfa Blog Sayfa 3006

Bergama’da orman yangını

İzmir’in Bergama ilçesindeki ormanlık alanda yangın çıktı. Yangının Güneşli Mahallesi Direkönü mevkiinde bu sabah 6.30 sularında ormanlık alanda başladığı belirtildi.

İzmir Orman Bölge Müdürlüğü’ne bağlı ekipler üç helikopter, 37 arazöz ve 4 dozerle yangını söndürmeye çalışıyor. Yangının çıkış nedeni henüz bilinmiyor.

 

(Diken)

[İklim İçin] Açık Radyo Dinliyor Musunuz?

Merhaba sevgili İklim İçin köşesi okuyucuları ve İklim İçin dinleyicileri,

Bu hafta Açık Radyo’daki son İklim İçin programımı yapıyorum. Nisan 2015’de başladığım “radyoculuk” serüveninde 100’ü çokça aşkın program yapma fırsatı buldum. O kadar çok his geçiyor ki içimden, hangisini seçip de kelimelere döksem bilemiyorum.

***

Biz küçükken radyoculuk çok meşhurdu. Annemler iki kasetli bir teyp almışlardı. Bilmeyenler olabilir, iki kasetli teypler çok işlevseldir. Mesela bir kasetten diğerine müzik çekebilirsiniz. Ayrıca sesinizi de kaydedebilirsiniz. Pek çok Muazzez Ersoy ve Orhan Gencebay kasedi benim ve kuzenlerimin radyoculuk sevdası uğruna feda oldu.

Asıl radyoculuk kariyerim ise ilkokul radyomda başladı. İlkokulumun kendi radyosu vardı. Sanki sınıflara anons ile yayın yapardı diye hatırlıyorum. Cuma günleri mi yayın olurdu acaba? Hafızamdan tamamen silmişim, ilkokuldan hatrımda kalan tek şey her sabah dağıtılan ve içmeyenin annesi ve babasına gammazlandığı AOÇ sütünün kokusu. Bir de kendi radyo programımı hatırlıyorum. Sadece bir programa çıkmıştım ama olsun. O gün için evden iki kasetçalarlı teybimi okula getirmiştim ve arkadaşlarımdan radyo yayınını kayıt etmelerini istemiştim. Tarihin ilk podcast denemesi. Sonra utancımdan asla dinlemedim o kasedi. Annemle babam dinlemiş miydi acaba?

İşte radyoculuğun zalım hali ve en büyük sorusu: Dinlemişler midir acaba? Radyoya geliyorsun, masanın üzerinde mikrofonlar. Kendine en yakın olanı çek, dev kulaklığı tak. Kulaklıktan önce jingle’ı sonra destekçiyi sonra da kendi sesini duyuyorsun. Camın öte yanında çoğunlukla Selo var. İlk 50 ya da 70 program boyunca yayına gireceğim zamanı ayarlayamadığımdan “…aydın. 94.9 Açık Radyo’da İklim İçin dinliyorsunuz” diye başlayan cümlelerimin tamamlanmasına yardımcı olmak için yayına girmeye uygun vakitlerde elini kaldırır sağolsun. Sonra işte sen varsın.

Programın başı yayın döneminin ortasına denk geldiği için (ve de sponsorumuz olduğu için) destekçi ismi okumuyorduk (teorik olarak destekçimiz de yoktu). Hele o zamanlar hiç kimse dinlemiyormuş gibi geliyordu. Biz böyle gerçekten havadan sudan konuşuyoruz sanki. Yeni dönemde ise destekçilerimiz olacağını biliyordum çünkü annem ve arkadaşlarım sağolsunlar destek olacaklarını bizzat bana önden haber veriyorlardı. (Annemin destekçisi olduğu programı da hatırlıyorum. Ömer Madra şöyle bir gülümseyip “Annelere programlarımıza destek olmalarını söylemiyoruz. Onlar başka programlara destek oluyorlar” demişti.) Ama asıl Açık Radyo Konuşuyor kitabını okuduğum zaman yaptığımız işin ciddiyeti karşısında dehşete düştüm. (Gözlerim kitaplığımda Açık Radyo Konuşuyor’u arar, bulur)

Açık Radyo Konuşuyor’u okuduğum zaman “ben bu dinleyiciye layık değilim” dedim. (Yazarımızın dinleyiciye yalakalanma niyeti hiç yoktur). Bir tür yer-siz-lik hissi hasıl oldu, radyo yayınlarına kanepeden devam edesim geldi. Sonra dinleyiciyle birebir tanışınca geçti tabii. Bana mı öyle denk geldi bilemiyorum, güzel dinleyicilerle tanıştım ben. Hani bir yerde karşılaşınca “Ben sizi dinliyorum ki radyoda” derken gözleri ışıldayan insanlar. Koskoca dinleyici, vakit ayırıp dinliyor seni, bir de üzerine teşekkür ediyor! Utanmasam ya çen beni dinliyor musun ya deyip yanaklarını sıkarım koskoca sevgili dinleyicinin.

İşte böyle sevgili dinleyici. İki buçuk sene, bazen haftada üç kere ama çoğunlukla her hafta Salı bu radyoda buluştuk sizlerle. Bu yazıyı yıllık yazısına dönüştürmeden nasıl bitireceğimi bilemediğim için bu haftanın iklim haberiyle programı kapatıyorum:

“İrlanda’nın güney batısına vuran ve üç kişinin ölümüne neden olan Ophelia kasırgasının şiddetlendirdiği orman yangınları Portekiz ve İspanya’da 35 kişinin ölümüne neden oldu.”

İklim İçin programının genel ruh halini ve içinde bulunduğumuz katastrofiyi bundan daha iyi anlatan bir cümle daha olamazdı herhalde.

***

Niye programdan ayrıldığıma gelince, önümüzdeki aylarda Türkiye’yi terk etme ihtimalim var. Açıkçası bu zamana kadar kalacağımı bile sanmıyordum ama planlar biraz ertelendi. Ne zaman ve nereye gideceğim henüz belli değil ama gideceğim belli gibi. Bu belirsizlikler içindeyken “Ne zaman gidiyorsun?” sorusunu bir de haklı olarak Radyo’dakiler sormadan en azından Radyo’dan gideyim dedim.

Gittiğim yerden yeni seslerle geri döneceğim.

Kalın sağlıcakla.

 

Tarih Vakfı ekmeğin tarihini merak edenleri seminere davet ediyor

Tarih Vakfı, alanında uzman eğitmenlerle ekmeğin kadim kültürel ve politik tarihini, buğdaydan ekmeğe giden tarihsel serüveni, Akdeniz’in kültürel coğrafyasında ekmeğin izlerini takip edeceğimiz bir seminer programı düzenliyor.

Seminer dizisi, İstanbul’un tarihi un ve tahıl hanlarının bulunduğu Unkapanı turu ve kadim Anadolu ekmeğinin katılımcılarla birlikte pişirileceği mutfak atölyesiyle tamamlanacak. En fazla 25 kişinin kabul edileceği bu seminer dizisinin sonunda katılımcılara katılım belgesi ve özel tasarım mutfak önlükleri takdim edilecek.

Altı haftalık eğitimin ilk dersi 21 Ekim 2017 Cumartesi günü yapılacak. Seminer ücreti: 600 TL (Öğrenciler %20, Tarih dostları %10 indirimle katılabilirler)

Seminer programı:
21 Ekim 2017 Cumartesi (13.30- 15.30)
Buğday, Ekmek ve Uygarlık- Yrd. Doç. Dr. Ahmet UHRİ (Dokuz Eylül Üniversitesi, Arkeoloji Bölümü)

28 Ekim 2017 Cumartesi (13.30-15.30)
Tohumdan Sofraya – Emel Önal Özkaya (Organik sertifikalı çiftçi, emekli yüksek mimar ve sanayici)

04 Kasım 2017 Cumartesi (13.30-15.30)
Nan-ı Azizden Francalaya: Osmanlı Dünyasında Ekmek– Doç. Dr. Özge Samancı (Özyeğin Üniversitesi, Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü)

11 Kasım 2017 Cumartesi (13.30-15.30)
Akdeniz’de Ekmek– Doç. Dr. Marie-Helene Sauner (Galatasaray Üniversitesi, Karşılaştırmalı Dilbilim ve Uygulamalı Yabancı Diller Bölümü)

18 Kasım 2017 Cumartesi (13.30-15.30)
Türkiye’nin Ekmekle İmtihanı– Prof. Dr. Artun Ünsal (Yazar, Gurme, Galatasaray Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü Emekli Öğretim Üyesi)
25 Kasım 2017 Cumartesi

Sabah (10.00-12.00)
Unkapanı Turu- Rehber Saadet Özen

Öğleden sonra (13:30-15:30)
Ekmek ve Ekmekçilik Semineri ve Ekmek Atölyesi– Musa Dağdeviren (Şef, Usta, Çiya)

Yer: Tarih Vakfı Sarıdemir Mah. Ragıp Gümüşpala Cad. Değirmen sok. no: 10 Eminönü, Fatih İstanbul. Sadece son hafta gerçekleşecek “ekmek atölyesi” Kadıköy Çiya’da yapılacaktır.

İlgili kişi:
Merve Aydın, 0212 219 29 71, [email protected]

[16 Ekim Dünya Gıda Günü] Dünyanın en pahalı öğününü yiyen 5 ülke açıklandı

Dünya Gıda Programı’nın (World Food Programme-WFP) Mastercard ile ortaklaşa gerçekleştirdiği araştırma 5 ülkedeki dünyanın en pahalı öğününü ortaya koydu.

Satın alma gücü eşdeğeri olarak bakıldığında, dünyanın ekonomik gelişmişlik sıralamasında en altta yer alan ülkelerindeki bir tabak yemeğin yüzlerce Türk lirasına denk geldiği ortaya çıktı.

Az gelişmiş ülkelerde bir temel öğün için neredeyse bir günlük kazanç harcanırken, sosyal ve ekonomik dengesizliklerin yaşandığı ülkelerde bir günlük kazancın da üzerine çıkılıyor.

Araştırmada New York’taki bir öğünün ücreti olarak ortalama 5 TL baz alındı. Bu bedel bir New York’lunun günlük kazancın sadece binde 6’sına denk geliyor.

Bir öğün yemek için 1 günlük kazançlarını harcıyorlar!

Güney Sudan – 1.350 TL – Günlük kazancın yüzde 155’i,

Nijerya – 750 TL – Günlük kazancın yüzde 121’i,

Suriye – 700 TL – Günlük kazancın yüzde 115’i,

Malavi – 350 TL – Günlük kazancın yüzde 45’i,

Kongo Demokratik Cumhuriyeti – 305 TL  – Günlük kazancın yüzde 40’ına denk geliyor.

Çatışmaların ve güvensiz ortamın, işlemeyen gıda zincirinin, teknoloji eksikliği ve saklama koşullarının yetersizliği nedeniyle bozulan gıdanın, yoksulluk kısır döngüsünün önemli nedenleri arasında yer aldığının da altını çizen araştırma, 2030 itibariyle Birleşmiş Milletler’in “Sıfır Açlık” hedefine ulaşabilmesi için yapılacak iş birliklerinin önemini de vurguluyor.

 

(Gıda Hattı)

[Son Dakika] Ophelia Kasırgası nedeniyle İrlanda’da acil durum ilan edildi: 1 ölü

ABD halen iklim değişikliğinin yol açtığı kasırgaların yaralarını sarmaya çalışırken bu kez İrlanda ve Birleşik Krallık’tan gelen haberler yetkilileri alarma geçirdi.

Kategori 1’de olan ve saatte 130 kilometre hızla İrlanda’ya yaklaşan Ophelia Kasırgası’na önlemler kapsamında İrlanda’da dün ani bir kararla okullar tatil edilerek bugün eğitim ve öğretime ara verildi.

İrlanda Başbakanı acil durum ilan etti: 1 ölü

İrlanda Başbakanı Leo Varadkar ulusal çapta acil durum ilan etti. Önceliklerinin vatandaşların güvenliğini sağlamak olduğunu belirten Başbakan Varadkar, şiddetli fırtına nedeniyle adanın güneydoğusundaki bir bölgede arabanın üzerine düşen bir ağaç nedeniyle bir kadının hayatını kaybettiğini paylaştı, vatandaşlarından evlerinden ayrılmamalarını istedi.

İrlanda’nın güneyindeki Cork City’s stadyumunun çatısı uçtu

Elektrikler kesildi, eğitime ara verildi, toplu taşıma durdu

Meteoroloji uzmanlarına göre bugün İrlanda’yı vurması beklenen Ophelia Kasırgası öncesinde İrlanda’da 230 bin ev ve işyerinde elektriklerin kesildiği belirtiliyor.

Başkent Dublin olmak üzere ada genelinde tren ve otobüs dahil tüm toplu taşıma durdu. İrlanda hava sahasından yapılan 140’ı aşkın uçuş bu sabah itibariyle iptal edildi.

Yetkililer son 50 yılın en kötü fırtınasıyla karşı karşıya olduklarını söyledi. Son olarak 1961 yılındaki Debbia Kasırgası’nda 11 kişi hayatını kaybetmişti.

Clinton’ın ziyaretine Ophelia engeli 

Kuzey İrlanda’da Belfast’ı ziyarat etmeyi planlayan ABD eski Başkanı Bill Clinton’ın ziyareti de Ophelia Kasırgası nedeniyle iptal edildi.

 

(Guardian, Yeşil Gazete)

16-27 Ekim 2017 Avrupa Birliği İklim Eylem Haftası kapsamında hangi illerde, neler olacak?

Avrupa Birliği’nin temel önceliklerinden biri olan İklim Eylemi 16-27 Ekim 2017 tarihleri arasında AB üye ülkeleri ile eş zamanlı olarak Türkiye’nin 20 ilinde düzenlenecek etkinliklerle kutlanacak.

İklim eylem haftasının gündeminde neler var? Detaylı etkinlik takvimine ulaşmak için tıklayınız.

Etkinlik takvimindeki panel/konferanslar ise şöyle:

Gaziantep

Temiz Enerji Sürdürülebilir Yaşam – 1

Tarih: 16 Ekim 2017 – Pazartesi, Yer: Gaziantep Ekolojik Bina

Diyarbakır

“Küresel İklim Değişikliği, Temiz ve Alternatif Enerji, Enerji Verimliliği” Konuşmacı: Doç. Dr. Hasan Bayındır

Film Gösterimi: “Demain/Yarın” 14:00

Tarih: 16 Ekim 2017 – Salı, Yer: Dicle Üniversitesi

Denizli

İklim Değişikliği ve Denizli’deki Çeşitli Sektörlere Etkileri

Tarih: 19 Ekim 2017 – Perşembe, Yer: Denizli Sanayi ve Ticaret Odası, Konferans Salonu

Edirne

İklim Değişikliğine Karşı Kampüs Kültürünün Değiştirilmesi

Tarih: 19 Ekim 2017 – Perşembe, Yer: Balkan Kongre Merkezi

Ankara

Panel / Film gösterimi: “Demain / Yarın”

Sergi: İklimle Yüzleşme Sergisi

Tarih: 20 Ekim Cuma 13:30 – 16:15, Yer: ATAUM – Avrupa Topluluğu Araştırma ve Uygulama Merkezi

Kocaeli

Teraryum atölyesi ardından Gebze Teknik Üniversitesi’nden Prof. Nihal Bektaş’ın moderatörlüğünde “Bireyler iklim değişikliğiyle mücadeleye nasıl yardım edebilir” konulu bilgilendirme oturumu.

Kısa Film Gösterimi: “Umut Var”

Tarih: 22 Ekim Pazar, 13.00 Yer: Kocaeli Sanayi Odası, Sosyal Tesisleri

İzmir 

Mehmet Öğütçü ile, AB’nin 2030 iklim ve enerji çerçevesi dahilinde Yenilenebilir Enerji konulu tartışma oturumu – AB destekli Sivil Düşün programının faydalanıcısı “Yeşil Yerel Yeşil İklim ” projesinin katılımıyla.

Tarih: 23 Ekim 2017 Pazartesi, 16:00 -18:00 Yer: ESİAD Konferans Salonu

Gaziantep

Panel: “Yenilenebilir Enerji Neden Önemli”

Tarih: 24 Ekim 2017 Salı 14:00 – 16:30 Yer: Gaziantep Ekolojik Bina

Antalya

IPA destekli “Antalya’nın Deniz ve Kıyılarının İklim Değişikliğine Adaptasyonu” hibe projesinin lansmanı.

Tarih: 26 Ekim 2017 Perşembe 10.00 Yer: Antalya Kültür Sanat 

Konya

Yerel paydaşların katılımıyla yenilenebilir enerji konulu panel

Tarih: 26 Ekim 2017 Perşembe 10.00-13.00 Yer: Konya Sanayi Odası, Konferans Salonu

Sivas

Kadın ve İklim Değişikliği

Film Gösterimi: “Gönül Elçileri” adlı bir grup aktivist kadının katılımıyla. Ardından panel.

Tarih: 26 Ekim 2017 Perşembe, 11.00-15.00 Yer: Sivas Primall AVM

Van  

İklim Değişikliği Semineri, ardından Van Gölü Aktivistleri Platformunun katılımıyla Van gölüne yürüyüş. Yürüyüş sonunda basın açıklaması.

Tarih: 26 Ekim Perşembe 2017, 14.00 Yer:  Van Sanayi ve Ticaret Odası Konferans Salonu

Trabzon

Düzköy’de üniversite öğrencileri ve köylülerin katılımıyla ağaç dikme festivali. İklim değişikliği ve bireylerin iklim değişikliğiyle mücadeleye nasıl katkıda bulunabilecekleri konusunda köylülerle kahve sohbeti

Kapanış etkinliği: Grup Meteor konseri

Tarih: 27 Ekim Cuma 2017, 10.00-15.00 Yer: Trabzon Düzköy/Çal Mah. Ormanlık Alanı ve Hayri Samast Gençlik Parkı

Sosyal medya için #İkliminiKoru

Avrupa Birliği İklim Eylem Haftası kapsamında #İkliminiKoru hashtag’i ile paylaşımlarda bulunulabilir.

Avrupa Birliği, yerel düzeyde İklim Eylemi ile iklim değişikliğiyle mücadeleyi destekliyor.

 

(Yeşil Gazete)

Bugün 16 Ekim Dünya Gıda Günü: Sağlıklı ve güvenilir gıda için dikkat etmemiz gereken 5 adım!

16 Ekim Dünya Gıda Günü kapsamında Buğday Derneği’nin sağlıklı ve güvenilir gıda farkındalığını artırmak amacıyla hazırladığı acil eylem planına göre;

  1. GDO’lu hayvan yemlerinin ülkeye girişi durdurulmalı, kullanımı denetlenmeli.
  1. GDO’lu yemler yerine mera hayvancılığı desteklenmeli.
  1. Tüm pestisitlerin, arıları öldürerek biyoçeşitliliğimizi tehlikeye sokan ve sağlığa zararlı Neonikotinoid başta olmak üzere, kullanımı acilen yasaklanmalı
  1. Gıda hakkımızın temeli ne yediğimizi bilebilmek. Gıda ürünlerinden denetim yapılabiliyor mu? Yapılıyorsa hangi sıklıkla ve hangi maddelere yönelik yapılıyor? Sonuçları nedir? Bu bilgiler bir sır gibi saklanmamalı, halkın erişimine açık olmalı.
  1. Sertifikalı Tohum Şartı kaldırılmalı, üreticiler yerli/atalık tohum kullanımına özendirilmeli. Yerli çeşitlerimiz yaşatılmalı.

16 Ekim Dünya Gıda Günü’nün bu yılki teması “göç”

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) bu yıl belirlediği Göçün geleceğini değiştirin, gıda güvenliği ve kırsal kalkınmaya yatırım yapın” teması göçmen işçiler, mülteciler, sığınmacılar,  ülkelerinde yerinden olmuş kişiler ve iklim kaynaklı göçmenleri kapsıyor.

FOA’ya göre,

*Her 4 saniyede 1 insan açlıktan hayatını kaybediyor.

*Artan çatışmalar ve siyasi istikrarsızlıklar nedeniyle  İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana insanlar daha fazla evlerinden kaçmak zorunda  kaldı.

*Göçe neden olan diğer önemli faktörler ise açlık, yoksulluk ve iklim  değişikliğiyle bağlantılı aşırı hava olaylarındaki artış.

*Sadece 2015’te 65,3 milyon insan çatışma ve zulüm nedeniyle zorla yerlerinden edildi ve 19 milyondan fazla kişi doğal afetler  nedeniyle evlerinden ayrılmak zorunda kaldı.

*Ortalama 26,4  milyon insan 2008-2015 arasında iklim veya havayla ilgili afetler nedeniyle  yerinden oldu.

Dünya Gıda Günü nedir?

Her yıl 16 Ekim tarihi “Dünya Gıda Günü”  olarak kutlanmaktadır. 1945’te kurulan Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) doğum günü de sayılan gün kapsamında, dünya genelinde açlık ve yoksulluk temaları için farkındalık yaratmak, herkesin gıda güvenliğine ve besleyici gıdalara ulaşmasına katkı sunmak amacıyla yıl boyunca FAO üyesi ülkelerde çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir.

“Göçün Geleceğini Değiştirin”

Dünya Gıda Günü dolayısıyla bugün Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nda, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, FAO ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği ortaklığında bir etkinlik düzenleniyor.

Sinevizyon gösterisi ile başlayacak etkinlikte açılış konuşmalarını Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar, BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Türkiye Temsilcisi Yuriko Shoji ve Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Dr. Ahmet Eşref Fakıbaba yapacak.

Dünya Gıda Günü Ödülleri’nin dağıtılması ile devam edecek programın öğleden sonraki bölümünde ise “Göç, Gıda Güvenliği ve Kırsal Kalkınma” başlıklı panel gerçekleştirilecek.

 

(Yeşil Gazete, Buğday Derneği)

Bodrum’da makilik alandaki yangın kontrol altına alındı: Zarar 50 hektar

Muğla’nın Bodrum ilçesinde çıkan ve yerleşim yerlerine 1 kilometre kadar yaklaşan yangında yaklaşık 50 hektar makilik alan zarar gördü. Yangın dün saat 16.00 sıralarında Muğla’nın Bodrum ilçisine bağlı İslamhaneleri Mahallesi’ndeki otluk ve makilik alanda çıktı. Rüzgar nedeniyle kısa sürede büyüyen yangına 7 arazöz, 10 itfaiye aracı, 55 yangın söndürme işçisi ve 1 helikopter müdahale etti.Havanın kararmasının ardından havadan müdahaleler sona erdi. Kontrol altına alınamayan alevler yerleşim yerlerine 1 kilometre kadar yaklaştı. Yangın gece yarısı kontrol altına alındı.

Muğla’da yaz boyu gerçekleşen orman yangınları sonbaharda da devam etti. 6 Ekim’de Muğla’nın Milas ilçesinde yerleşim yerlerine yakın tarım arazisinde başlayan ve kısa sürede ormanlık alana sıçrayan yangında toplam 9 hektar alan zarar görmüştü. 27 Eylül’de Fethiye, Saklıkent Arsaköy mevkiindeki ormanlık alanda çıkan yangında ise 1 hektarlık alan zarar görmüştü.

“İnsan kaynaklı yangınlar “kaza” olarak nitelendirilemez”

Orman yangınlarına ilişkin açıklama yapan Tarım Orkam Sen İzmir Şube Başkanı Çağdaş Topal, insan kaynaklı yangınların “kaza” olarak nitelendirilemeyeceğini ifade ederek, turizm bölgelerinde çıkan bu yangınların büyük şirketlere ve sermayedarlara yaradığına dikkat çekmişti.

Topal, “Ülkemizin sahip olduğu iklim özellikleri ve ormanları oluşturan ağaç çeşitliliğinin, orman yangınları yönünden büyük risk teşkil ediyor olmasına rağmen, geçmiş tarihlerde meydana gelen orman yangınlarının yüzde 95’inden fazlasının insan kaynaklı olması yaşanan yangınların kazayla olmadığını açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Son günlerde büyük yangınların yaşandığı İzmir, Gelibolu, Anamur ve Kaş’ta olduğu gibi imara kapalı olan orman arazilerinin yoğun olarak bulunduğu, turizm ve sanayi tesisleri için yüksek değer taşıyan bölgelerdeki yangınların, büyük sermayeli şirketlerin ekmeğine yağ sürdüğü görülmektedir” demişti.

 

(Evrensel)

Meşhur mavi yıldız çiçeğinin yetiştiği ‘Kadıralak Yaylası’na yeni statü’ yargıya taşındı

Trabzon Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu, doğal SİT statülerinin yeniden değerlendirilmesi amacıyla yaptırılan, dört mevsime dayalı Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma raporu sonucu Trabzon’un Tonya ilçesinde, her yıl nisan ayında açan ve Uluslararası Bern Sözleşmesi gereği korunan ince uzun yapraklı ‘Mavi yıldız’ çiçeğinin yetiştiği Kadıralak Yaylası’nın 3’üncü derece doğal SİT alanı olan statüsünde değişikliğe gitti. Buna göre yaylanın koruma sınırları daha da genişletilerek bir bölümü ‘Nitelikli Doğal Koruma Alanı’ bir kısmı ise ‘Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım’ alanı olarak toplamda 785 hektar olan tescil edildi. Statü değişikliğinin Kadıralak Yaylası için risk oluşturacağını öne süren Tonya İlçesi Orta ve Yeni Mahalle Muhtarları ile Tonya Doğa, Turizm ve Kültür Derneği üyelerinin de aralarında yer aldığı 5 kişi kararı yargıya taşıdı, statü değişikliğinin iptali istemiyle Trabzon İdare Mahkemesi’ne dava açtı.

Böylece konut ve turizm yapılaşmasının önü açılacak

Davayı üstlenen avukatı Ozan Karagöz, Kadıralak Yaylası statüsünün değiştirilmesinin Türkiye’nin uluslararası sözleşmelerden doğan hükümlülüklerini ihlal etmesine sebep olacağını ve halkın mera kullanım hakkının elinden alınmasına varacak sonuçlar doğurabileceğini belirterek statü değişikliğine karşı itirazda bulunduklarını söyledi.

Kadıralak Yaylası neden önemli?

Trabzon’un Tonya İlçesi’ne 9 kilometre uzaklıkta bin 300 metre yüksekliğindeki Kadıralak Yaylası, her yıl nisan ayında açan ‘Mavi yıldız’ çiçekleri ile maviye bürünüyor. Yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunan, ince uzun yapraklı çiçek Uluslararası Bern Sözleşmesi gereği Türkiye’nin korumakla yükümlü olduğu nadir bitkiler arasında bulunuyor. Nisan ayında doğa fotoğrafçılarının akınına uğrayan Kadıralak Yaylası, Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından Tabiat Parkı ilan edildi. Uzungöl benzeri oluşturulacak yapay gölle yayla Turizm Merkezi haline getirilecek.

 

(Birgün)

Somali’de bombalı saldırı: En az 276 ölü

Somali hükümeti, ülkenin başkenti Mogadişu’daki Safari Otel’in girişinde bomba yüklü kamyonetle yapılan saldırıda en az 276 kişinin hayatını kaybettiğini, 300’den fazla kişinin yaralandığını açıkladı.

Somali Devlet Başkanı Muhammed Abdullahi Muhammed, üç günlük ulusal yas ilan etti.

Fransız haber ajansı AFP’ye konuşan polis yetkilisi İbrahim Muhammed, 300’den fazla da yaralı olduğunu açıkladı.

Otelin önündeki K5 kavşağında meydana gelen patlamanın şiddetiyle otelin bir bölümü çökmüş, çok sayıda insan enkaz altında kalmıştı. Polis yetkilileri, kentin Medina ilçesinde yaşanan ikinci bombalı saldırıda ise iki kişinin hayatını kaybettiğini duyurmuştu.

Patlamanın, Somali’de faaliyet gösteren El Kaide bağlantılı Eş Şebab’ın 2007’de başlattığı ayaklanmadan bu yana bölgede yaşanan en ölümcül saldırı olduğu belirtiliyor.

Başbakan’ın Türkiye ziyareti iptal

Başbakan Ali Kheyre de saldırı sonrası Türkiye’ye düzenleyeceği resmi ziyareti iptal etti.

Saldırının ardından AFP’ye konuşan Muhidin Ali isimli görgü tanığı, “Tanık olduğum en büyük patlamaydı. Bölge bir anda yok oldu” dedi.

İkinci saldırının gerçekleştiği Medina Hastanesi’nin Müdürü Muhammed Yusuf Hasan ise, saldırının boyutu karşısında şok olduğunu söyledi.

Hasan, hastanede 25’inin durumu ciddi olmak üzere yaklaşık 72 yaralı bulunduğunu, birçoğunun da olay yerinde el ve bacaklarını kaybettiğini anlattı.

“Dün burada yaşananlar inanılacak gibi değildi. Daha önce böyle bir şey görmedim, sayısız insan öldü. Yanmış cansız bedenler ise tanınamaz halde.”

Saldırıyı üstlenen olmadı ancak İslamcı Eş Şebab örgütünün daha önce bölgede benzer saldırılar gerçekleştirmişti.

Eş Şebab, son olarak 29 Eylül’de de başkent Mogadişu yakınlarındaki bir askeri üsse güzenlenen ve 17 askerin hayatını kaybettiği bombalı araç ve silahlı saldırıları üstlenmişti.

 

(BBC Türkçe)