Ana Sayfa Blog Sayfa 1996

Ankara Tabip Odası: Sadece Ankara’da günlük 1000’e yakın vaka var

Ankara Tabip Odası 1 Haziran’dan itibaren başlatılan ve koronavirüs tedbirlerinin gevşetildiği normalleşme süreci ile ilgili bir değerlendirme yazısı yayınladı.

Sahada aktif olarak çalışan sağlık emekçilerinden edindikleri bilgiler üzerinden değerlendirmede bulunulan analizde Ankara’daki günlük vaka sayısının 1000’e yaklaştığı belirtildi.

‘Pandemi hastaneleri doldu’

Ayrıca, son günlerdeki vaka sayısındaki artışla birlikte Ankara’da sadece COVID-19 hastalarına sağlık hizmeti sunan pandemi hastanelerin servis ve yoğun bakım ünitelerinin yüzde yüz doluluk oranlarıyla hizmet verdiği ifade edildi.

Pandemi hastaneleri dışındaki hastanelerde de ciddi sıkıntılar yaşandığına dikkat çekildi. Analizdeki diğer değerlendirmeler şöyle:

  • Özellikle pandemi hastanelerinde anlık olarak değişmekle birlikte doluluktan dolayı servis ve yoğun bakım üniteleri Covid-19 hastası kabul edemez hale geldi.
  • Klinik olarak semptomu olan ve akciğer tomografisinde yaygın pnömotik infiltrasyonu bulunan hastalara yer bulunmuyor.
  • Yoğun bakım ünitesinde yatması gereken hastalar acil servislerde sedyeler üzerinde takip ediliyor.
  • Bu hastanelere başvuran hastalar zaman zaman diğer hastanelere yönlendirilirken, pandemi dışındaki hastaneler, normal sağlık hizmeti sunan sağlık kuruluşlarında da yer bulunamayınca hastalar evlerine gönderiliyor.
Fotoğraf: AA

‘Başka hastalara hizmet verilemiyor’

  • Yeniden açılma döneminde yani 1 Haziran’dan itibaren normal sağlık hizmeti sunumu için planlanan ve pandemi hastanesi olmayan birçok hastane vaka sayılarındaki artış nedeniyle Covid-19 hastası dışında hastaya hizmet veremiyor.
  • Pandemi hastanelerinde salgının en yoğun olduğu Nisan-Mayıs aylarında dahi her odaya bir pozitif hasta kabul edilirken, şimdilerde bu odalara ikişer hasta yatırılıyor.

‘Ünitelere ilave yatak eklendi’

  • Ankara’da kamu özel işbirliği ile işletilen bir hastane de Covid-19 hastalarının kabul edildiği her biri yoğun bakım ünitesinin hasta kapasitesi normal koşullarda 16 iken bu yoğun bakım ünitelerine de 8’er hasta ilave edilmiş, 16 hasta kapasiteli yoğun bakım ünitelerinde 24 hastaya hizmet verilmeye başlandı.
  • Sadece Covid-19 hastası kabul etmesi gereken pandemi hastaneleri sağlık kurulu hizmetine de açılarak günlük 100’ün üzerinde Sağlık Kurulu hastasına hizmet verilmeye başlandı. Yaşlı ve kronik rahatsızlığı bulunan hastaların, Covid-19 hastalarıyla aynı ortamda sağlık hizmeti almaları büyük bir risk oluşturuyor.
  • Bu yoğunluk, pandemi hastanelerinde sosyal mesafe ve hijyen önlemlerinin de geri plana itilmesine ve uzayan kuyruklarda bulaş riskinin çok fazla artmasına sebep oldu.

Salgın döneminde hastalığın ancak kaynağına inerek, karantina ve izolasyon sağlanarak engellenebileceği belirtilen analiz “Temel koruyucu sağlık hizmetinin; epidemiyoloji bilimine uygun yapılmadığı ve hastaların tedavilerinin kurumlarında karşılandığı durumlarda sağlık kuruluşları yetersiz kalabilir ve toplum ve elbette sağlık çalışanları ağır bedeller ödemeyle karşı karşıya kalabilir” ifadeleriyle sona erdi.

 

 

Malatya’da deprem meydana geldi

Malatya’da merkez üssü Pütürge ilçesi olan bir deprem meydana geldi. Deprem Malatya, Adıyaman, Diyarbakır ve çevresindeki illerde de hissedildi.

Depremin şiddetini Kandilli Rasathanesi 5.7 AFAD ise 5.2 olarak ölçtü. AFAD internet sitesi üzerinden paylaştığı bilgilerde şiddeti 1.7, 1.9, ve 1.6 civarında artçıların da meydana geldiğini bildirdi.

Malatya Valisi Aydın Baruş “Jandarma ve AFAD ekipleri mahallelerle iletişim kuruyor. Şu ana kadar yansıyan olumsuzluk yok. Çalışmalarımız sürüyor” dedi.

Soylu: Hasara yönelik ihbar yok

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu depremin hemen ardından yaptığı paylaşımda “Malatya’nın Pütürge ilçesinde saat 12.37’de 5,2 büyüklüğünde gerçekleşen depremde valiliğimizden aldığımız bilgiler çerçevesinde hasara yönelik ihbar yok. Taramalara AFAD ekipleri ve Jandarmamız tarafından devam ediliyor” ifadelerini kullandı.

Görür: 7.4 şiddetinde deprem üretebilir

Gazete Duvar’ın aktardığına göre Malatya Hekimhan’da da 31 Temmuz’de 3.8 büyüklüğünde deprem meydana gelmişti. Prof. Dr. Naci Görür o depremle ilgili “Arkadaşlar, bu sabah Malatya, Yeşilpınar/Hekimhan’da olan 3,8’lik küçük deprem Malatya Fayı üzerinde oldu, DAF (Doğu Anadolu Fayı) ile ilgili değil. Bu fay da uzun zamandır enerji biriktiriyor” demişti.

Görür, bu fay hattının 7.4 şiddetinde deprem üretebilecek kapasitede olduğu uyarısında bulunmuştu.

Maraş’ta yerleşim yerinin 470 metre uzaklığına kalker ocağı

Maraş’ın Onikişubat ilçesi Dadağlı Mahallesi’nde Alpkar Madencilik tarafından orman arazisinde yapılması planlanan Kalker Ocağı için ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı verildi.

Birgün’den Gökay Başcan’ın haberine göre yerleşim yerlerinin yakınına yapılması planlanan kalker ocağı açık ocak yöntemiyle işletilecek ve cevheri çıkarmak için patlatmalar yapılacak. 4.65 hektarlık ruhsat alanı bulunan projenin bedeli ise 565 bin lira.

Saatte 15 kg toz

Yılda 500 bin ton kapasiteyle çalışması planlanan ocakta; patlatma, çıkarma, yükleme ve taşıma gibi işlemler nedeniyle saatte 15 kilogram toz meydana gelecek.

Orman arazileri içerisinde bulunan güney batısında 470 metre uzaklıktaki yerleşim yerleri bulunuyor. Çıkan toz çevredeki ağaçları ve yurttaşları olumsuz etkileyecek. Şirketin hazırladığı ÇED dosyasında tozun engellenmesi için sadece sulama yapılacağı belirtildi.

Ayrıca şirket, kalkeri çıkaracağı alanda bitkisel sıyırma işlemi yapacak. Yaklaşık 6 bin ton bitkisel toprağı sıyıracak olan şirket, başka bir yerde depolayacak.

Kadınlar İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkıyor

Kadınlara yönelik şiddetin azaltılması ve önlenmesi konusunda devlete birtakım sorumluluklar yükleyen İstanbul Sözleşmesi’ni feshetme tartışmaları üzerine kadınlar “Haklarımızdan vazgeçmiyoruz, İstanbul Sözleşmesi’ni uygula” demek için bir araya geliyor.

4-5 Ağustos tarihlerinde kadınlar Türkiye’nin dört bir yanında ve yurt dışında meydanlarda olacak. Aynı tarihte AKP Merkez Yürütme Kurulu’nda (MYK) İstanbul Sözleşmesi’nden geri çekilmenin tartışılması bekleniliyor.

İl il basın açıklamaları

Kadınların farklı illerde gerçekleştireceği basın açıklamaları arasında netleşenler  şu şekilde:

  • Bodrum: 4 Ağustos saat 19.00 – Tepecik Cami Meydanı
  • Datça: 4 Ağustos saat 19.00 – Cumhuriyet Meydanı
  • İstanbul: 5 Ağustos saat 19.00 – Kadıköy Beşiktaş İskelesi
  • İzmir: 5 Ağustos saat 18.30 – Alsancak ÖSYM önü
  • Samsun: 5 Ağustos saat 19.30 – Süleymaniye Geçidi
  • Hatay: 5 Ağustos saat 19.00 – Antakya/ Köprübaşı
  • Didim: 5 Ağustos saat 18.30 –İş Bankası önü
  • Antalya: 5 Ağustos saat 19.00 – Attalos Meydanı
  • Adana: 5 Ağustos saat 18.00 – Heykelli Park
  • Kocaeli: 5 Ağustos saat 19.00 – Belediye İşhanı önü
  • Ankara: 5 Ağustos saat 19.00 – Sakarya Meydanı
  • Ayvalık: 5 Ağustos saat 19.00 – Cumhuriyet alanı
  • Antakya: 5 Ağustos saat 19.00 – Köprübaşı
  • Finlandiya: 5 Ağustos 17:00- Helsinki
  • Avusturya: 5 Ağustos 19:00 – Viyana
  • A.B.D: 15 Ağustos 12.00- New York

Fransa’da yasal düzenleme: Kadına şiddet uygulayan erkeklere elektronik bileklik takılacak

Fransa, aile içi şiddetle mücadele amacıyla sivil toplum örgütlerinin talepleri doğrultusunda ortaya çıkan ve Ulusal Meclis‘in ardından geçtiğimiz hafta Senato‘nun da onayını alan yeni yasal düzenlemeye imza attı.

Düzenlemede şiddet uygulayan erkeklere elektronik bileklik takılması hedefleniyor. Ayrıca şiddet gören kişilere yardımcı olmak için doktorlara mesleki sırları ifşa etme izni de geliyor.

Buna göre, sağlık çalışanı, aile içi şiddete maruz kalan bir kişinin durumuna şahit olması durumunda, hastanın izni olmaksızın polis ya da savcıya bilgi verebilecek.

2009’da da gündeme gelmişti

Euronews‘den Fatih Yetim‘in haberine göre elektronik bileklik, mahkeme kararıyla şiddet uygulayan erkeğe takılacak ve şiddet mağduru kadın bu kelepçe sayesinde cep telefonundan saldırganın yerini görebilecek. Bu şekilde saldırganın kadına yaklaşmasının engellenmesi öngörülüyor.

Benzer bir önlem çerçevesinde elektronik anti-yaklaşım cihazı (DEPAR) adı verilen aletin kullanımı 2009’da da gündeme gelmiş ancak uygulanmamıştı.

Mahkeme ayrıca, bilekliği takan saldırganın mağdurun evi ya da işyeri gibi belirli mekanlara girmesini de tamamen yasaklayabilecek. Elektronik bilekliği takan kişi mesafe ihlallerini sürdürürse güvenlik güçleri otomatik olarak uyarılacak.

2020’de 55 kadın cinayeti

Elektronik bileklik daha önce Aix-en-Provence, Amiens ve Strazburg‘da 2012-2013 yıllarında test edildi, ancak etkisi sınırlı kaldı. Aktivistler bilekliğin sadece şiddetten dolayı en az iki yıl hapis cezası alan erkeklere takılmasının, kadına şiddetle mücadelede yetersiz olduğunu belirtiyor.

Hükümet elektronik bilekliğin yeni yasayla birlikte daha etkili bir şekilde, ülke genelinde kullanılmasını öngörüyor.

Fransa‘da sivil toplum örgütlerinin açıkladığı rakamlara göre 2020’de en az 55 kadın eşleri ya da eski eşleri tarafından öldürüldü.

Su hakkının 10’uncu yılı için 10 çarpıcı görsel: Su kutsaldır [Foto Galeri]

Birleşmiş Milletler 10 yıl önce suya erişim ve hıfzıssıhhayı temel insan hakkı olarak kabul etti. Ancak bugün hala dünya çapında her 10 kişiden birine denk gelen 785 milyon insanın evine yakın suya erişimi yok. İki milyar insanın, yani her dört kişiden birinin ise kendi tuvaleti yok.

Su hakkının insan hakkı olarak kabul edilmesinin 10’uncu yıldönümünde sivil toplum kuruluşu WaterAid tarafından görevlendirilen 10 sanatçı temiz suyun insanların yaşamları üzerindeki etkisini göstermek için bir araya geldi. Guardian’ın haberinden derlediğimiz fotoğraflar şu şekilde:

Orantısız Masal (A Lopsided Tale)

Joseph Obanubi tarafından hazırlanan bu çalışma Nijerya-Yoruba heykellerini ve suyun iyileştirici niteliklerini yaşamın temel bir unsuru olarak görüyor. Yoruba halkı suyun güç ve gücün sembolü olduğuna inanıyor.

Yolun Sonu (É o Fim do Caminho)

“Brezilya’nın Bahía eyaletindeki küçük bir kasabada yaşıyorum ve yağışlı mevsimin ortasındayız. Her yerde su var ama o kadar şiddetli yağmur yağıyor ki su sistemi çok sık çöküyor ve evde su yok. Burada su bir fayda ama aynı zamanda manzara ve kültürün de önemli bir parçası.”

Cristina de Middel

Hepsi Ona (All On Her)

“Bu eser kadınların ve kızların toplumdaki rolüne odaklanıyor. Katkılarının önemine rağmen, kadınlar ve kızlar nesiller boyu ataerkillik tarafından esir alındı. Ailesine götürmek için temiz su arayışında olan ve bir sürü boş bidon taşıyan genç bir kadının resmini seçtim.”

Collin Sekajugo

Üstüme Su Dök, Saf Su (Pour Me Water, Pure Water)

Dafe Oboro

Canlı (Vivaz)

“Su kutlamamıza, rahatlamamıza, sosyalleşmemize, neşeli olmamıza izin veriyor. Bu, batı dünyasında kolayca kabul ettiğimiz bir nitelik. Çalışmam su ile ilgili yaşam kalitesi ve temiz suya erişimin hem ruhumuz hem de vücudumuz için nasıl önemli olduğunu anlatıyor.”

“Hemen yağmuru ve hepimizin paylaştığı suyun gökyüzünden nasıl düştüğünü düşündüm. Sonra Meksika’da yağmur altında oynayan insanların fotoğraflarını çektiğimi hatırladım… Su damlacıkları yıldızlara benziyordu.”

Monica Alcazar

Yarın’ın dünyası (Tomorrow’s World)

“Gezegenimizin sorunları ile birlikte gelen ızdırap ve şiddeti temsil edecek bir sanat yaratmak istedim. İnsanlar kendi acılarının çevreye nasıl bağlandığını anlamıyorlar: Su almak için uzun yolculuklarına ya da sokaklarda ağaç olmadığında ısı altındaki rahatsızlıklarına… Gana, iklim değişikliği ve su kıtlığı nedeniyle en zararlı sonuçlarla karşı karşıya. Yine de hükümet hiçbir şey yapmıyor.”

Serge Attukwei Clottey

Untitled: After Lee Miller by Poulomi Basu

“Birçoğumuzun, özellikle batıda yaşarken banyo yapmayı ve suya kolay erişimi nasıl kanıksadığı ve değerini hafife aldığı üzerine bir çalışma yapmak istedim.”

Daimi Ritüel (Constant Rituel)

“İlk fikir, koronavirüs döneminde elleri yıkamak için yapılan sürekli hatırlatmalardan geldi.  Virüsün yayılmasını önleme adımlarının üç anahtar şeye bağlı olduğunu fark ettim, musluktan temiz akan su, sıvı sabun ve tek kullanımlık kağıt havlular. Bunların hepsine, İngiltere’de bile evrensel olarak erişilemiyor.”

Wata

“Geçmişte, Bonthe gelişen bir ticaret merkezi ve ekonomi merkeziydi. 80’lerde palmiye ürünleri ve deniz ürünleri büyük endüstriler haline geldi. Ancak, bir zamanlar parlak ve yeni olan şeyleri görebileceğiniz egzotik bir ada kasabasında çekilen güneşten ağartılmış bir fotoğraf gibi, artık geriye kalan tek şey eskiden olduğu gibi belirsiz bir görüntü. Dünya savaşları sırasında Fransız ve İngiliz donanması şehri bir deniz üssü olarak kullandı. Bu Viktorya dönemi su pompası, suyu ve iyi tuvaletleri temizleme hakkının sadece şanslı olanlara tanınan bir lüks olduğunu hatırlatıyor.”

Henry J Kamara

Bahçe (Garden)

Saïdou Dicko Nafoore

 

İstanbul’da Martı’lar için yeni yönetmelik: Plaka zorunlu, tarife değişiyor

İstanbul’da “Martı” adıyla kullanılan elektrikli scooterlara (kaykay) plaka zorunluluğu geliyor.

Milliyet’in haberine göre, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından Elektrikli Kaykay Yönetmeliği hazırlandı. ¥önetmeliğin sektör temsilcileri ve akademisyenlerle yapılan üç aylık görüşmeler sonunda hazırlandığını söyleyen İBB Ulaşım Daire Başkanı Utku Cihan, şunları aktardı:

Yönetmelik, sektörel açıdan rekabetin ve fiyat politikalarının sağlıklı işlemesini amaçlarken hem de bu araçları tercih eden kullanıcıların güvenli sürüşünü önemseyen bir içeriğe sahip.

Bu sistemde faaliyet göstermek isteyen firmalar yönetmelik gereğince hem kullanıcılarına mobil/web uygulama üzerinden eğitim vermek zorunda ve aynı zamanda yılda en az bir kez bilinçlendirici kitlesel kampanya yapmak zorunda olacak.

Elektronik tam bilet ücreti baz alınacak

Cihan, paylaşımlı scooter hizmeti verecek işletmelerin başvuru şartları arasında en az bin scootera ve altı adet kalite yönetim sistemi belgesine sahip olmak zorunluluklarının getirileceğini ifade etti. Cihan ayrıca yönetmeliğe göre paylaşım ücretlerinde taban ve tavan fiyatlarının sınırlarının elektronik tam bilet ücretine göre düzenleneceğini belirtti:

Taban ve tavan fiyat kriterleri hem lisans sahibi olacak firmaları mağdur etmeyecek hem de küçük ölçekli firmaların rekabet ortamında ayakta kalabilecekleri piyasa koşullarını yaratmayı amaçlamakta. Buna göre yönetmelik gereği scooter açılış ücreti iki tam elektronik bilet fiyatını, dakika başı kullanım ise bir tam elektronik bilet ücretini aşamayacak.

Yönetmelik gerek kullanıcı gerekse lisans sahibi işletme açısından çeşitli cezalar da içeriyor. Buna göre, scooterların tüm yönlerden görülebilir kimlik numarasına (plaka) sahip olacak ve sebep olabilecekleri ihlallere dair şikayetler plaka numaraları üzerinden yapılabilecek.

Yokoluş İsyanı ‘Bildiğimiz Ekonominin Sonu’nu konuşmak için bir araya geliyor

Yokoluş İsyanı koronavirüs salgını sebebiyle çevrimiçi ortama taşıdığı buluşmalarında bu kez büyümeme (degrowth) konusunu tartışıyor. “Bildiğimiz Ekonominin Sonu” başlığıyla gerçekleşecek söyleşide Akademisyen Bengi Akbulut konuşmacı olacak.

Etkinlik video konferans uygulaması Zoom üzerinden 6 Ağustos Perşembe günü saat 19.00’da gerçekleşecek. Söyleşiye katılmak isteyenlerin bu adres üzerinden katılım formunu doldurması gerekiyor.

‘Şimdi nedenlerle yüzleşme vakti’

Yokoluş İsyanı tarafından yapılan çağrıda “Dünya sonunda iklim krizi ve ekolojik yıkım gerçeğini anlamaya başladı. Şimdi bu durumun nedenleri ile yüzleşme vakti” ifadeleri kullanıldı. Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:

Kapitalizm, yaşayan dünyamıza yıkım getiren sürekli büyümeyi istemeye devam ediyor. Her canlı için anlamlı ve kesin bir çözüm var: Büyümeme!

‘Ne yapmalı?’, ‘Nerede başlamalı?’, ‘Nasıl anlatmalı?’ diye sormaya, konuşmaya, fikirleri paylaşmaya devam ediyoruz. Online buluşmalarımızda bu hafta konuğumuz Akademisyen Bengi Akbulut.

 

 

Urfa ve Mersin’de toplu taziyeler yasaklandı

Son günlerde yeni tip koronavirüs vaka sayılarında yüksek bir artış gözlemlenen Urfa ve Mersin‘de Covid-19 önlemleri kapsamında toplu taziyeler yasaklandı.

AA’nın aktardığına göre, Urfa Valiliği konuya ilişkin yazılı açıklamasında, filyasyon çalışmalarında, son zamanlarda vaka artışlarına taziye ziyaretlerinin neden olduğunun tespit edildiğini belirtti. Açıklamada şunlar söylendi:

İlimizde son dönemlerde artan vaka sayılarını kontrol edebilmek amacıyla gerek taziyeevleri, köy odaları ve benzeri ortak alanlarda gerekse evlerde taziyelerin yapılmamasına, cami görevlilerince cenaze sahiplerine duyuru yapılıp bilgi verilmesine ve kurallara uyulmayan taziyelerin kolluk kuvvetlerine bildirilmesine, konuyla ilgili kolluk kuvvetlerince her türlü tedbirin alınmasına karar verilmiştir.

Mersin’de yeni koronavirüs önlemleri

Mersin Valiliği’nden konuya ilişkin yapılan açıklamaya göre ise, İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu 31 Temmuz tarihinde toplanarak Covid-19 salgını ile mücadele kapsamında bazı yeni kararlar aldı.

Bu çerçevede, kontrollü sosyal hayat sürecine uygun olarak salgınla mücadelenin temel prensipleri olan temizlik, maske ve fiziki mesafe kuralları doğrultusunda il genelinde hastalığın ağır seyrettiği vakalar hariç olmak üzere, hastalık belirtisi gösteren kişiler ile temaslı oldukları kişilerin numunelerinin evlerinde alınmasına, izolasyon süreçlerinin evlerinde izlenmesine, tedavilerinin evlerinde yapılmasına, sağlık birimlerine ihtiyaç duyulan araç ve personel desteğinin ivedilikle verilmesine yönelik tedbir alınması kararlaştırıldı.

Fotoğraf: Mersin Time

Mersin’de taziye çadırları yasak

Bunun yanında yine İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu’nca düğün, nişan ve sünnet gibi organizasyonlarda, maske kullanımı ile fiziki mesafeye uyulması kurallarına aykırı durumlara kesinlikle müsaade edilmemesi, bu konudaki denetimlerin uyarıcı, rehberlik edici ve caydırıcı bir anlayışla nezaketle yapılması yönünde karar alındı.

Toplu taziye uygulamasının olduğu durumlarda, taziye evlerinde, evlerde ve açık alanlarda taziye yapılmaması, bu hususa ilişkin cami ve belediye hoparlörleri ile kolluk araçlarından günde en az bir kez, “Kıymetli hemşerilerimiz, salgın tehlikesi devam etmektedir. Yapılan tespitlerde salgının taziyelerden daha fazla yayıldığı anlaşılmıştır. Taziyelerimizin salgın döneminde toplu şekilde hiçbir ortamda yapılmaması kararı alınmıştır. Cenab-ı Allah tüm geçmişlerimize rahmet eylesin” şeklinde anons yapılması kararlaştırıldı.

Manisa’da orman yangını üç gün sonra kontrol altına alındı

Manisa‘nın Ahmetli ilçesine bağlı Hacıköseli Mahallesi yakınlarındaki ormanlık alanda 31 Temmuz Cuma günü 17.30 sıralarında başlayan yangına ilişkin Manisa Valiliği’nden yazılı açıklama geldi.

Açıklamada yangının üç gün sonunda Pazartesi akşam saatlerinde kontrol altına alınabildiği; arazinin sarp, rüzgarın da kuvvetli olması nedeniyle müdahalenin zorlaştığı aktarıldı.

Üç mahalle tahliye edildi

Hacıköseli Mahallesi yakınlarındaki ormanlık alanda 31 Temmuz’da çıkan yangın aynı gece kontrol altına alınmış ancak ertesi gün kuvvetli rüzgarın etkisiyle yeniden başlamış, Turgutlu ilçesine bağlı Baktırlı, Ahmetli ilçesine bağlı Bahçecik ve Hacıköseli mahalleleri tahliye edilmişti.

Fotoğraf: Mehmet Emin Mengüarslan /AA

Soğutma çalışmaları başladı

Manisa Valiliği tarafından yapılan açıklamada “Ahmetli ilçesi Hacıköseler Mahallesi Gürlevik Deresi mevkisinde 3 gün önce başlayan orman yangını 2 uçak, 13 helikopter, 67 arazöz, 8 dozer, 20 su ikmal aracı, 6 ilk müdahale aracı, 26 teknik eleman ve 255 işçi ile birlikte havadan ve karadan gerçekleştirilen müdahale sonucunda kontrol altına alınmıştır” ifadelerine yer verildi.

Soğutma işlemlerinin başladığı yangın bölgesindeki hasarın çalışmalar tamamlandıktan sonra belirleneceği öğrenildi.