Ana Sayfa Blog Sayfa 1948

Valilik cami yapmak için 70 yıllık ağaçları kesmek istedi, vatandaş direndi

Bilecik Valiliği, Söğüt’teki Ertuğrul Gazi Türbesi’nin yanındaki yeşil alana cami ve Kur’an kursu yapılması için karar verdi. Yapımın 70 yıllık ağaçların olduğu bölgeye yapılmak istendiği anlaşılınca, vatandaşlar ağaçların sökülmesi için bölgeye giden ekiplere karşı direniş başlattı.

Projeye ve cami yapılmasına karşı olmadıklarını ifade eden vatandaşlar, mescit ve Kur’an kursu yapımı için bölgedeki boş alanın değerlendirilebileceğini belirterek yetkililere projenin durdurulması çağrısında bulundu. Beş yaşını geçmiş ağaçların sökülmesi durumunda dikileceği yerde kurayacağına dikkat çeken vatandaşlar “Ağacıma dokunma” pankartı açtı.

‘Ciğerlerimiz yanıyor’

Ağaçların söküm işlemine karşı çıkan CHP Söğüt İlçe Başkanı Yusuf Sert de bölgeye giderek projenin durdurulması çağrısında bulundu. Sert, “Ağaç kesimine bugün başlanıyor. İçimiz kan ağlıyor” dedi. Projeye değil projenin yapılacağı alana karşı olduklarını ifade eden Sert, şunları söyledi:

Burada yapılmak istenen mescit ve Darülkurra inşaatı için ağaç kesimine bugün başlanıyor. İçimiz kan ağlıyor. Gördüğünüz alanda yaklaşık 35 ile 45 arası ağaç kesilecek. Makineler yola çıkmış, polis önlemini almış. Elimizden ne gelirse yapmaya çalışıyoruz, bizim gücümüz fazla yok. Yazık olacak, ciğerlerimiz yanıyor. Bu alan betonlaşacak.

Biz ne cami yapımına ne Kur’an Kursuna karşıyız. Biz sadece projenin yerine karşıyız. Hayırsever bir iş adamımız “Başka yere yapılsın arsa parasını ben karşılayacağım” dedi. Bunu da yetkililere ileteceğiz. İnşallah bir geri dönüş olur. Umuyoruz ki geri adım atılır, ağaçlar kurtulur.

Vatandaşların tepkisi üzerine ağaçların söküm işlemi şimdilik durduruldu.

SES: Her 10 Covid-19 hastasından biri sağlık emekçisi

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Eş Genel Başkanı Gönül Erden, Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı koronavirüs verilerinin gerçeğin çok altında olduğunu, şeffaf bir salgınla mücadele yürütülmediğini söyledi.

Erden MA‘ya şöyle konuştu: “Sağlık Bakanlığı günlük 1400-1500 vaka açıklıyor. Bizim iki üç ilden aldığımız veriler bile bu sayıyı geçiyor. Diyarbakır’da,Urfa’da günde 500-600, Ankara’da günde ikiinlere varan yeni vakanın tespit edildiğini değerlendirirsek bu açıklanan vakaların gerçekleri ifade etmediği ortada. Bakanlık toplumdan bilgiyi saklamakta ve sağlık emekçilerini de sürece dahil etmeme konusunda ısrarcı.”

Sağlık çalışanlarının virüsten değil, alınmayan tedbirlerden dolayı hayatını kaybettiğini vurgulayan Erden şunları söyledi:

Karantina yedi gün

Testi pozitif çıkarsa ‘kimi çalıştıracağız’ kaygısıyla test yapılmıyor hatta testi pozitif çıksa bile belirti yoksa arkadaşlarımız alanda çalışmak zorunda kalıyor. Normalde 14 gün olan karantina sağlık çalışanları için yedi gün uygulanıyor temaslılarda uygulanmıyor. Yedi günden sonra alana çalışmaya çağrılıyorlar. Her 10 Covid-19 hastasından biri sağlık emekçisi. Her gün bu ağır ve yoğun çalışma şartlarından kaynaklı tükeniyoruz, yoruluyoruz ve artık ölüyoruz. Sağlık emekçileri artık kendi işini yapamaz noktaya geliyorlar. 

Alanda inisiyatif sağlık emekçilerinin elinden alınmış durumda. Her hekim PCR testi isteyemiyor. Baş hekimin yetkilendirdiği isimler anca isteyebiliyor. Sağlık emekçilerine test yapılmıyor. Bugün Meclis’te milletvekilleri sınırsız sayıda test yaptırabilirken sağlık emekçilerine bu testin yapılmaması kabul edilir şey değil. Çok kalitesiz koruyucu ekipmanlarla süreci yürütüyoruz. Bu sürecin dışına itilmişlik ve zor şartlar sonucunda emekliye ayrılabilen emekliye ayrılıyor, emekliye ayrılamayan ise istifa ediyor. İstifalar çok fazla artmaya başladı. Sadece Batman’da 13 hekim istifa etti. Sağlık Bakanlığı’nın politikalarından kaynaklı sağlık emekçileri istifa ediyor. Bakanlık çözüme yönelik bir adım atmak yerine görmezden duymazdan geliyor.”

Sağlık alanındaki güvencesiz çalıştırılmaya karşılık bir süre önce başlattıkları “Güvenceli İş, Güvenli Gelecek” kampanyasını hatırlatan Erden, 24 Eylül’e kadar devam edecek kampanya kapsamında imza toplayıp, güvenceli çalışmanın önemini anlatacaklarını ifade etti. 

TELE 1 beş günlüğüne karartıldı

TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ‘ın bir programdaki sözleri nedeniyle TELE1’e daha önce uygulanmamış bir ceza olan beş gün ekran karartma cezası vermişti. Cezaya itiraz eden TELE1, mahkeme tarafından haklı bulunmuş ve ‘yürütmeyi durdurma kara‘ almıştı. RTÜK’ün başvurusu üzerine cezayı değerlendiren üst mahkeme, yürütmeyi durdurma kararı kaldırdı.

RTük, kapatma kararına gerekçe olarak yayında toplumun ve kurumların dini inançlarının sorgulandığı ve Cumhurbaşkanı ile Diyanet İşleri Başkanlığı’na suçlayıcı ifadelerin kullanıldığı gerekçeleriyle, yapılan konuşmaların 6112 sayılı Kanunun 8/1/b maddesindeki yayın ilkelerinin ihlali olduğunu öne sürdü. 

RTÜK’ün CHP kontenjanından üyesi İlhan Taşçı, “Bir sonraki aşamada kanalların fişi çekilecek, tamamen kapatılacak” ifadelerini kullandı. Kanal izleyicilerinden destek isterken, sosyal medyada da çok sayıda kullanıcı tepkilerini dile getirdi. 

Uusal düzeyde yayın yapan kanallara mevcut yasa kapsamında RTÜK tarihinde ilk kez ekran karartma cezası uygulanacak.

RTÜK: Karar yargıya açık

RTÜK, Twitter hesabından, Tele 1 kanalına Üst Kurul tarafından verilen 5 günlük yayın durdurma cezasının uygulanmasına yaptığı açıklamada millet iradesiyle çıkarılan 6112 sayılı Kanun’a göre faaliyet gösteren Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun kararlarının yargıya açık olduğuna vurgu yapıldı. 

Daha önce de TELE 1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ın Abdülhamid hakkındaki ifadeleri için RTÜK kanala ceza vermiş, sosyal medyada hedef olarak gösterilen Yanardağ, çok sayıda ölüm tehdidi almıştı. Yanardağ kapatma kararını sosyal medyadan “İşareti İçişleri Bakanı Soylu verdi’ diye yorumladı: 

Diken ‘fuatavni’ haberlerinden yargılanıyor: İlk duruşma bugün

17-25 Aralık yolsuzluk soruşturmalarını izleyen dönemde Twitter’da yaptığı çarpıcı paylaşımlar ile bütün Türkiye’nin gündemine oturan “fuatavni” isimli kullanıcının haberlerine yer veren internet haber sitesi Diken’in ilk duruşması bugün.

İstanbul başsavcılığı, Temmuz 2019’da Diken, T24 ve Birgün yöneticileri hakkında 2014-2016 yıllarında ‘fuatavni’ mahlaslı Twitter hesabından yapılan paylaşımları haberleştirdiği gerekçesiyle soruşturma başlatmıştı.

‘Örgüte yardım etmek’ suçlaması

Soruşturma sonucunda şüpheliler hakkında ‘örgüte üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etmek’ suçlamasıyla dava açılmıştı.

Diken’in aktardığına göre gazete hakkında hazırlananan iddianamede yönetim kurulu başkanı Harun Simavi, genel yayın yönetmeni Erdal Güven ve eski sorumlu yazıişleri müdürü Semin Sezerer hakkında kapsamlı bir inceleme yürütüldüğü, sonuçta ‘FETÖ’yle hiçbir bağlantı bulunamadığı belirtiliyor.

Buna karşılık söz konusu tweetlerin haberleştirilmesi ‘örgüte yardım’ olarak değerlendirilip üç ismin yedi buçuk yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.

Duruşma Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde yer alan 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde 13.30’da başlayacak.

T24 Genel Yayın Yönetmeni Doğan Akın, mahkemenin yüklenen suçun unsurlarının oluşmadığına hükmetmesi sonucu geçen temmuz ayında beraat etmişti. Dönemin Birgün yöneticileri İbrahim Aydın, Barış İnce, Can Uğur ve Bülent Yılmaz hakkındaki dava ise sürüyor.

 

Ağustos’ta 27 kadın cinayeti

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, 2020 yılı ağustos ayı kadın cinayetleri raporunu kamuoyuyla paylaştı. Rapora göre ağustos ayı içerisinde 27 kadının erkekler tarafından öldürüldü, 23 kadının ise şüpheli şekilde ölü bulundu.

Türkiye’de İstanbul Sözleşmesi’nin tartışmaya açılmasıyla beraber sözleşmeye yönelik saldırıların arttığı ifade edilen raporda “Kadınları yaşatan İstanbul Sözleşmesi’nin tartışmaya açılması bir yana, Sözleşme’nin tam ve etkin uygulanması için kadınlar mücadeleye devam ediyor” denildi.

Katil; eş, sevgili, baba, oğul, kardeş…

Raporda kadınların öldürülme gerekçeleri şu ekilde ifade edildi:

Öldürülen 27 kadından 16’sının neden öldürüldüğü tespit edilemedi, dördü ekonomik bahaneyle, yedisi de boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak isterken öldürüldü.

16 kadının hangi bahaneyle öldürüldüğünün tespit edilememesi, kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin görünmez kılınmasının bir sonucudur.

Katillerin ise sekizi evli olunan erkek, altısı birlikte olduğu erkekti, dördü eski eş, dördü tanıdık, ikisi akraba, biri baba, biri kardeş biri de oğuldu. Kadınların 15’i evinde, beşi sokak ortasında, üçü arazide, biri arabada, biri işyerinde, biri diğer bir kamusal alanda öldürüldü. Kadınların 14’ü ateşli silahlarla, yedisi kesici aletle, üçü boğularak, ikisi darp edilerek, biri de yakılarak öldürüldü.

‘TÜİK kadın işsizliğinin üzerini örtüyor’

Raporda ayrıca kadın cinayetlerinde kadınların çalışma durumunun önemine dikkat çekildi ve bununla ilgili verilere yer verildi:

Bu ay TÜİK’in açıkladığı verilere göre, “ev işleriyle meşgul” kadınların sayısı bir önceki yıla göre 971 bin azaldı. Böylece TÜİK’e göre işgücü dahi sayılmayan kadınların sayısı Mayıs 2020’de 10 milyon 216 bin oldu. TÜİK’in verileri bu şekilde açıklaması, kadın işsizliğinin gerçek boyutunun üzerini örtmeye çalışmaktır.

Çalışma hayatına alınmayan ya da istihdamdan uzaklaştırılan kadınlar toplumda oluşan toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılık, şiddet ve kadın cinayetleri tehlikelerine karşı daha korunmasız hale gelmektedir. Ulaşılabilen veriye göre kadınların 3’ü bir işyerinde çalışıyor ve 23 kadının çalışma durumu bilinememektedir.

Raporda AKP’nin İstanbul Sözleşmesi‘nden çıkılacağı yönündeki ifadeleri ve “yerli ve milli” bir sözleşme yapılabileceği yönündeki sözleri de hatırlatıldı ve iç hukukta bir düzenleme yapılacaksa, bunun 6284 sayılı koruma kanunun yapılması gibi, evrensel değerleri temel alan İstanbul Sözleşmesi’ne göre yapılması gerektiği ifade edildi.

İBB Raporu: Kıyıların yüzde 40’ına erişim yok, kişi başı yeşil alan 2.67 metrekare

Eski İtalya başbakanı Berlusconi koronavirüs oldu

İtalya‘nın eski başbakanlarından Silvio Berlusconi‘nin koronavirüs (Covid-19) testinin pozitif çıktığı bildirildi.

AA’nın aktardığına göre Berlusconi’nin Milano yakınlarındaki Arcore kasabasındaki villasında, izolasyon altında olduğu ve bir yandan da çalışmalarını sürdürdüğü belirtildi.

Berlusconi’nin doktoru Alberto Zangrillo da basına yaptığı açıklamada, ünlü siyasetçinin asemptomatik olduğunu ve kurallar gereği karantinada kalacağını açıkladı.

Sardinya adasında bulunduğu için test yaptı

Zangrillo, Berlusconi’ye, yakın dönemde İtalya’da Covid-19 vakalarının hızla arttığı Sardinya adasında bulunmasından ötürü test yapıldığını ifade etti. Başta salgının en az görüldüğü ada ilerleyen zamanda virüsün yayılma merkezine dönüşmüştü.

Silvio Berlusconi, Ağustos ayında vakaların arttığı Sardinya adasında görülmüştü. Berlusconi burada, daha sonra Covid-19’a yakalandığı ortaya çıkan arkadaşı iş adamı Flavio Briatore ile bir araya gelmişti. Berlusconi’ye o dönem yapılan test sonucu negatif çıkmış, Briatore’nin test sonucu ise pozitif çıkmış, tedavi altına alınmıştı.

Berlusconi’nin Kovid-19’a yakalandığının duyulmasının ardından aşırı sağcı Lig Partisi’nin lideri Matteo Salvini de geçmiş olsun dileğinde bulundu.

Belediye’den çam ağaçlarının kesilmesine açıklama: Ağaçlar kaçaktı

İzmir’in Karaburun ilçesine bağlı Mordoğan Mahallesi’nde bulunan 30’ar yıllık 15 ağaç ‘yol genişletme çalışması’ gerekçe gösterilerek dozer ile kökünden söküldü.

DHA’nın aktardığına göre Fatih Caddesi üzerinde bulunan ağaçları kesmek için gelen CHP’li Karaburun Belediyesi ekipleri ile kepçeleri gören mahalleli, kesime engel olmak istedi. Kepçelerle yıkılan yol kenarındaki ağaçlar, belediyeye ait kamyonlara yüklenerek götürüldü.

Fotoğraf: Nevra Uckac /DHA

‘Başka yere dikemiyorlar’

Vatandaşlar, yaşanan ağaç katliamının görüntülerini cep telefonu kamerasıyla kaydedip, sosyal medyada paylaştı. Görüntüleri çeken ve ağaçlarla birlikte büyüdüğünü belirten Didem Aybak, “Savcılığa gittim, en azından durdurma kararı çıkarırım diye, o sırada hiçbir şekilde beklemeyip, sadece yolu bir metre genişletmek için burada, çam ağaçlarını kestiler. Bunlar başka yere de dikilemiyorlar” dedi.

Fotoğraf: DHA

Erdoğan: Ağaçlar kaçaktı

Sosyal medyada konuyla ilgili açıklama yapan Karaburun Belediye Başkanı İlkay Girgin Erdoğan ise kepçelerle kaldırılan 30 yıllık çam ağaçlarının kaçak olduğunu söyledi.

Erdoğan, “Sosyal medya üzerinden bana ve belediyemizin sosyal medya hesaplarına ulaşan açıklama taleplerine de cevap verme ihtiyacı hissediyorum. Bugün bir bölümünü kaldırılmak zorunda kaldığımız ağaçlar, belediyemiz ya da İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından değil, bölgede ikamet etmekte olan vatandaşlarımız tarafından izinsiz olarak dikildi. Bahse konu cadde bir ağaçlandırma alanı değildir. İmar planlarında 25 metre genişliğindeki Yol, cadde üzerindeki site sakinleri tarafından izinsiz ve usulsüz olarak ağaçlandırarak daraltılmış ve yol 4 ila 5 metre arasına inmiştir” dedi.

 

 

Ağustos ayı enflasyonu açıklandı: Yıllık 11.77

TÜİK Ağustos ayı enflasyon rakamlarını açıkladı. Buna göre, ağustosta TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi) yüzde 0,86 arttı. Yıllık TÜFE ise yüzde 11,77 oldu. 2020 Ağustos ayında enflasyon sepetinde yer alan 418 üründen 273’ünün fiyatının arttığı görüldü. 

Beklentiler TÜFE’nin aylık bazda yaklaşık 1 puan, yıllık bazda ise 11.88 olarak gerçekleşeceği yönündeydi. 

TÜFE’de bir önceki yılın aynı ayına göre artışın yüksek olduğu ana gruplar sırasıyla yüzde 26,99 ile çeşitli mal ve hizmetler, yüzde 14,68 ile sağlık ve yüzde 13,51 ile gıda ve alkolsüz içecekler oldu.

Yıllık en düşük artış yüzde 2,44 ile alkollü içecekler ve tütün grubunda gerçekleşti.

Bir önceki yılın aynı ayına göre artışın düşük olduğu diğer ana gruplar sırasıyla, yüzde 6,37 ile haberleşme, yüzde 6,61 ile eğlence ve kültür ve yüzde 8,50 ile eğitim oldu.

273 maddenin fiyatı arttı  

Endekste kapsanan 418 maddeden, 92 maddenin ortalama fiyatında düşüş gerçekleşirken, 53 maddenin ortalama fiyatında değişim olmadı. 273 maddenin ortalama fiyatında ise artış gerçekleşti.

Özel kapsamlı TÜFE

İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE’de 2020 yılı Ağustos ayında bir önceki aya göre yüzde 0,78, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 7,30, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 11,18 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 10,59 artış gerçekleşti.

Alkol ve tütünde en düşük artış

Bir önceki yılın aynı ayına göre artışın düşük olduğu diğer ana gruplar sırasıyla, yüzde 6,37 ile haberleşme, yüzde 6,61 ile eğlence ve kültür ve yüzde 8,50 ile eğitim oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın yüksek olduğu ana gruplar ise sırasıyla, yüzde 26,99 ile çeşitli mal ve hizmetler, yüzde 14,68 ile sağlık ve yüzde 13,51 ile gıda ve alkolsüz içecekler oldu. 

Aylık en yüksek azalış giyim ve ayakkabıda

Ana harcama grupları itibarıyla 2020 yılı Ağustos ayında azalış gösteren diğer ana grup ise yüzde 0,08 ile gıda ve alkolsüz içecekler oldu. Buna karşılık, ana harcama grupları itibarıyla 2020 yılı Ağustos ayında artışın yüksek olduğu gruplar ise sırasıyla, yüzde 5,09 ile çeşitli mal ve hizmetler, yüzde 1,56 ile ulaştırma ve lokanta ve oteller oldu.

81 ilde düğünlere kısıtlama

İçişleri Bakanlığı, “AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın talimatları doğrultusunda 81 il valiliğine “Covid-19 Tedbirleri” konulu ek genelge gönderdiğini” duyurdu.

Anadolu Ajansı’nın aktardığına göre genelgeyle daha önce 14 ilde uygulanan kına, düğün, sünnet düğünü, nişan gibi etkinliklere uygulanan yasak ülke geneline yayıldı. Genelgede şu kararlara yer verildi:

  • 81 ilde; sokak/köy düğünü, sünnet düğünü, kına gecesi, nişan gibi etkinliklere müsaade edilmeyecek. Ancak nikah merasimi şeklinde yapılabilecek düğünler ile nikahların en fazla 1 saat süre içerisinde tamamlanması sağlanacak.
  • Nikah merasimi şeklinde düğün veya nikah yapılacak düğün salonlarında, sandalye/koltuk düzeni, fiziki mesafe koşullarına uygun ve dans/oyun pisti/alanlarını da kapatacak şekilde oluşturulacak.
  • Nikah merasimi şeklinde yapılacak düğünler ile nikahlarda, oyun oynanması/dans edilmesine, toplu yemek verilmesi de dahil olmak üzere her türlü yiyecek-içecek servisi/ikramı (paketli su servisi hariç) yapılmasına hiçbir şekilde izin verilmeyecek.

65 yaş üstü ve 15 yaş altına kısıtlama

  • Gelinle damadın birinci ve ikinci derece yakını olmayan 65 yaş ve üzeri vatandaşlar ile 15 yaş altı çocukların düğünlere ve nikah törenlerine katılması yasaklanacak.
  • Nikah merasimi şeklinde yapılacak düğün veya nikah törenlerine en az bir kamu görevlisinin (kolluk, zabıta) görevlendirilmesi sağlanarak denetim faaliyetlerine ağırlık verilecek.
  • Temizlik, maske ve mesafe kurallarının yanı sıra nikah merasimi şeklindeki düğün ve nikahlarda, bu genelge ile düzenlenen hususlar dışında daha önce valiliklere gönderilen genelgeyle Sağlık Bakanlığı Covid-19 Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberi’nde yer alan tüm kural ve tedbirlere eksiksiz riayet edilmesi sağlanacak.
  • Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun 27 ve 72’nci maddeleri uyarınca gerekli kararlar valiliklerce ivedilikle alınarak en geç 4 Eylül’den itibaren uygulanmaya başlanacak.

Uymayanlara para cezası

Genelgede uygulamanın eksiksiz uygulanması için vali ve kaymakamlıkların konuyla ilgili hassasiyet gösterileceği belirtildi.

Tedbirlere uymayanlarla ilgili Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun 282’nci maddesi gereğince idari para cezası verilecek. Aykırılığın durumuna göre kanunun ilgili maddeleri gereğince işlem yapılacak, konusu suç teşkil eden davranışlara ilişkin Türk Ceza Kanunu’nun 195’nci maddesi kapsamında gerekli adli işlemler başlatılacak.