Kırbayır’dan Sarısülük’e “Devlette devamlılık esastır”

Cemil Kırbayır, 13 Eylül 1980’de gözaltına alınıyor. 8 Ekim’de Kars Sıkıyönetim Gözetimevi’ne götürülüyor. 9 Ekim’de ise kendisine ulaşmak isteyen kardeşine “burada öyle biri yok” cevabı veriliyor. Orada olmamasının nedeni olarak firar ettiğini gösteriyorlar. Fakat arkadaşları ve Kırbayır’ı görenler ortadakinin firar değil ağır işkence sonucu “kaybetme” olduğunu anlatıyorlar. Yani Kırbayır 12 Eylül’ün ilk gözaltılarından biriyken, 12 Eylül’ün işkencede öldürdüğü biri oluyor. Kırbayır’ın annesi Berfo Kırbayır ise 33 yıl oğlunun yolunu gözlüyor, 33 yıl oğlunun akıbetini sorguluyor ve 33 yıl oğlunu öldürenlerin peşine düşüyor. Ne yazık ki, gerçekleri öğrenemeden, oğlunun mezarını göremeden 96 yaşında hayatını kaybediyor.

Ethem Sarısülük, 31 Mayıs’ta tüm Türkiye’yi saran Gezi Direnişi’nin Ankara ayağında Ahmet Şahbaz adlı bir polis tarafından başından vuruluyor. 14 gün yoğun bakımda yaşam savaşı verdikten sonra 12 Haziran günü hayatını kaybediyor. Cenazesi için vurulduğu yerde toplanmak isteyen binlerce insana polis saldırıyor. Buna rağmen binlerce insan tarafından uğurlanıyor. Katilinin gizlenmesi daha vurulma anından başlıyor. “Her şeyi gören” MOBESE kameraları olayı görür görmez farklı yere yöneltiyor bakışlarını. Katilin kim olduğu uzun süre açıklanmıyor.  Kamuoyu baskısı ile katilin yargılanması başlıyor fakat bir davaya, o da perukla, getirilen katil başka bir şehre tayin ediliyor ve tarihte ilk defa “gizli sanık”lı bir yargılama başlıyor.

*

19 Kasım Salı günü ODTÜ’yü katleden yolun hemen dibinde, A4 kapısının yakınlarında Çankaya Belediyesi tarafından yapılan Berfo Ana Parkı açıldı. Açılışa Kırbayır ailesinin mensuplarıyla birlikte Berfo Ana’nın 33 yıldır sokaklarda, devletin koridorlarında, belki kimsesizler mezarlıklarında beraber olduğu kayıp yakınlarının aileleri de katıldı.

Katılanlar arasında bir kişi daha vardı. Ethem Sarısülük’ün abisi Mustafa Sarısülük. Cemil Kırbayır’ın kardeşi, abisinin başına gelenleri anlatırken; o da kardeşinin yaşadıklarıyla birlikte bu konuşmayı dinliyordu. 1980’den 2013’e. Kars’tan Ardahan’a… Kardeşlerini devlet şiddetine kurban edenler, Ankara’da bir parkta buluşup birbirlerinin acılarını, mücadelelerini dinlediler. Değişen bir şey var mı? Pek yok!

Cemil Kırbayır’ın katili bilinmiyor, Ethem Sarısülük’ün katili biliniyor. Tek fark bu. Belki Kırbayır’ın katili şu anda emekli olmuştur, belki çok daha üst düzeyde bir görevde çalışmayı sürdürüyor. Kim olduğu kamuoyu tarafından bilinseydi de korunacaktı, kollanacaktı. Sarısülük’ün katilinden biliyoruz bunu. Sadece Sarısülük’ten mi? Dink’ten bilmiyor muyuz? Ya da Sivas’tan? Sahi Metin Göktepe’nin katiline ne oldu? Çünkü ister 1980’de gizli saklı işlenen bir cinayet, ister 2013’te gözler önünde işlenen bir cinayet sonuç fark etmiyor. Öyle ki hatırlayanlar çıkacaktır, Berfo Kırbayır ile Başbakan dahi görüştü. Oğlunun kemikleri için söz verdi. Peki aynı Başbakan ne yaptı? Daha birkaç ay önce yeni acılar yarattı, yeni korumalara, kollamalara yöneldi. Çünkü Cemil Kırbayır’ın katilleri olmasa da; Cemil Kırbayır’ın öldüğü döneme karşı çıkmanın “prestij” sağladığı bir dönemi yaşıyorduk ama gerçek hayatta aradaki fark ortadan kalkıverdi. Acılarda, ölümlerde devlet geleneğine döndü.

 

Aynı o ünlü sözde olduğu gibi: Devlette devamlılık esastır!” Kırbayır’dan, Sarısülük’e devamlılık sürüyor ve devlet kendine muhalif gördüğü insanları öldürüyor, katlediyor! Sonra da bir şey olmamış gibi yoluna devam ediyor. Acılı aileler; yakınlarını sokaklarda, karakollarda, yakınlarının katillerini ise devletin koridorlarında kaybeden aileler ise bir park açılışında, bir anma töreninde buluşuyor.

Yeşil Gazete yazıları ve diğer yazılar için: http://www.urbarli.net

https://twitter.com/Urbarli

 

Koray Doğan Urbarlı
Koray Doğan Urbarlıhttp://urbarli.net
İzmir’de doğdu. İzmir Kız Lisesi’nden sonra Hacettepe Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nü bitirdi. İlk önce Ege Üniversitesi Sosyoloji’de, sorasında da Ankara Üniversitesi Sosyoloji’de yüksek lisans yapmaya başladı. İkincisine devam ediyor. Bir kamu belediyesinin Dış İlişkiler Müdürlüğü’nde beyaz yakalı işçi olarak hayatına devam ediyor. Yeşil Gazete ekibine köşe yazıları, Türkiye, spor ve Dünya haberleri ile katkı sunuyor.

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Tanrı ve şiddet

İlahi şiddetin amacı hukuksal bir yaptırım ya da düzen değil, aksine kurbandır.

Açık Radyo’dan mesaj var: Buradayız, hazırız, neşemiz daim!

'Kainatın tüm seslerine açık' Açık Radyo,, sesini kesmek isteyenlerine inat cıvıl cıvıl, hareketli, ziyaretçi akınından başını kaldıramadan 30. yaş gününe ve dinleyicisiyle buluşmaya hazırlanıyor.

Kazdağları, yeniçeriler, madenler: Enter! – Gizem Kastamonulu

Cengiz Holding, hukuku da yanına alarak bakır madeni için Kazdağları'nda ağaç kıyımına başladı. Bu talanı durdurmak için Kirazlı'daki sesi yeniden yükseltmekten başka çaremiz yok.

Güzelliğe, iyiliğe açık kalmak için Açık Radyo

Kötülüğün eşiği aşıldı. Elimizdekileri kaybetmememiz ve kötülüğe karşı durabilmemiz için Açık Radyo açık kalmalı. Sesimize ve sözümüze sahip çıkmak için elimizden geleni yapmalı, dayanışmayı büyütmeliyiz.

Açık Radyo’suz olmaz!

'Hüznün fiziği'nin diyalekti açısından bakarsak en derin hüzünler en coşkulu ve en mutlu adımları getirecektir. Tabii yaşama ve mücadeleye olan inancımızı yitirmemişsek...

EN ÇOK OKUNANLAR