Köşe Yazıları

Kadınlar için yok yere ızdırap çekme rehberi

0

Self-destruction diye bir şey var, Türk Dil Kurumu Türkçesiyle özyıkım: kendini imha etmek, hayata çomak sokma nam-ı diğer benim mesai saatleri dışında part-time hobim. Mesai saatlerinde ise kadın sevişmeli mi, giyinmeli mi, içmeli mi, gülmeli mi, yürümeli mi, oje sürmeli mi, makyaj yapmalı mı, kıllarını almalı mı, nefes almalı mı gibi konulara yapılan yorumları okuyarak sinir harbi geçiriyorum. Kabuk bağlamış yarayı soymak gibi resmen. Arada 5harflilere girip oradaki yazılardan birine yapılan yorumları okuyorum, sinir oluyorum, sonra biraz daha okuyorum ve daha da çok sinir oluyorum. Kendine zarar verme hali.

O gün yine güya feminist bir yazı ve sonrasında o yazıya yapılan yorumları okuyup kafamı duvarlara sürtmek suretiyle yakmıştım, komşular imdadıma yetişti.

Evet şu bakkal amca şort muhabbeti yazısından bahsediyorum. Bayıldım, kolonya koklayarak ayıldım. Arkadaşa gerekli cevaplar verilmiş zaten, ben daha da konuşmayacağım zira tüm enerjimi bu yazıyı ve bu yazıya yapılan “ne var lan cihangir enteli bakıcaz tabii” yorumlarını okuyarak harcadım, tam tükendim sandım Yaz Mevsiminde Sokakta Kadın Olmak yazısına yapılan yorumları okuyarak cila çektim.

Size tam olarak nasıl hissettiğimi söyleyeyim: Sanki sürekli binlerce el benim bedenimde geziyor. Sürekli birileri bana ne olmam veya ne olmamam gerektiğini ve ne olursam ya da ne olmazsam benim ne olacağımı söylüyor. Sürekli benim bedenim hakkında benden izinsiz yorumlar yapılıyor. Sürekli ve sürekli taciz altında hissediyorum kendimi.

Anlam ifade etmedi di mi? Şöyle açıklayayım:

Bir kadın olarak ne olmam gerektiğini devletten dinliyorum, vaktimin çoğunu da bu alıyor. Çok fazla beklemeden evlenmem gerekli, aile olmam gerekli, kocam olmadan tatile gitmemem gerekli, üremem gerekli, bir değil üç çocuk yapmam gerekli, sezaryenle doğurmamam gerekli hatta ve hatta kahkaha atmamam gerekli.

Bir yandan büyük büyük şirketler ve dev reklam bütçeleriyle uğraşıyorum: kilo ver, kıllarını al, makyaj yap, saç yap, oje sür, daha çok kilo ver, uzun boylu ol, topuklu giy. O şirketlere sormak istiyorum: Afedersiniz, sıçtırtan diyet mısır gevreğiniz sadece kadınlarda mı işe yarıyor? Bu yüzden mi reklamlarda fermuarını kapatabilen kadınları kullanıyorsunuz? Hah, ben şimdi bunu söyledim ya bir de “gerçek güzellik” diye güya feminist bir reklam yapın siz de: “Sevgili kadınlar, yıllarca size zayıflayın dedik. Zayıflayamadınız mı? Tamam, vazgeçtik. Kadınlar çiçektir, her türlü güzelsiniz şimdi de kendinizi sevin. Sevin lan! Sevemiyorsanız da sevemediğiniz için ızdırap çekin, bizim ürünlerimizi kullanın” Eğer saçlarım parlar, kıllarım gider, cildim ışıldar, kilo verirsem güzel olabilirim. Erkeklerinse kepeği önlemesi yeterli.

Bir de adamlar var ve adamların fikirleri var. Kadınlar şort giyemezler, giyebilirler; giyene bakmam, bakarım; laf atarım, atmam; sevişebilirler, sevişemezler; içebilirler, içemezler. Biz iffetli, namuslu, masum, cici kız, Kezban, Türk kızı, teşhirci, şeytan, cadı, kaltak, fahişe, orospu falan değiliz arkadaşım. Hepsi de değiliz, hiçbiri de değiliz.

Sürekli birilerinin size bedeniniz üzerinden ne olmanız ve ne olmamanız gerektiğini bağırdığını düşünün. O kadar yıldım ki söylediğiniz şeyler birbiriyle çelişmese “Tamam, sizin istediğiniz gibi olsun” deyip aradığınız niteliklere uygun bir kadın olacağım.

Şimdi son tahlilde zayıf mı olmam gerek şişman mı? Hangi vücut tipi ve hangi hava şartlarında şort giyebilirim? Şort giyebilir miyim? Şort giyersem ne oluyorum, giymezsem ne oluyorum? Şortumla evlenebilir miyim yoksa daha iyi şortlar arayabilir miyim? Karar nedir?

Ondan sonra feministler sinirli. Evet sinirimden şortumu yedim.

You may also like

Comments

Comments are closed.