Fukushima’dan Sinop’a : nükleere hayır!

‘Nükleersiz’ oluşumundan Pınar Demircan, Gazeteci Aktivist Toshiya Morita’nın Fukuşima felaketinin yıldönümünde ‘Yeşil Düşünce Derneği’nin davetlisi olarak Türkiye’de gerçekleştirdiği panellerden* izlenimini aktardı.

“Bizim başbakanımız yalancıdır!”

Morita sunumlarına hep “Japonya Başbakanı Abe’nin üç yalanı” olduğuyla başladı; birincisi Fukushima Nükleer kazasının kontrol altında olduğu yalanı, ikincisi radyasyon sızıntısının tamamen önlendiği, üçüncüsü ise ne bugün ne de yarın Fukushima Nükleer Santral kazasına bağlı olarak sağlık tehlikesinin bulunduğu yalanı…

Morita açıklamasında, Tokyo’da gerçekleştirilecek olimpiyatlara ayrılacak bütçenin ‘Fukushima’nın kanayan yarasını durdurmaya, zararların tazminine, dünyaya akıttıkları pisliğin temizlenmesine kullanılması gerektiğini, olimpiyatların felaket koşullarında lüksten başka bir şey olmadığını’ söyledi ve bu durumdan çok utandığını belirtti.

Kazanın sebebi deprem
Konuşmasının devamında Fukushima Nükler Santralinin yapısına da değinerek felaketin yaşanmasının esas sebebinin deprem olduğunu belirtti, hükümetin bu gerçeği sakladığını aksi halde Japonya bir deprem ülkesi olduğu için tüm diğer santrallerin de risk altında olduğu hissinin verileceğinden korktuklarını anlattı ve ekledi: “Mesela depremin bu kazadaki rolü, Japonya gibi bir deprem ülkesi olan ülkemizde kurulması planlanan santral için bir tehlike oluşturmaz mıydı?”

1700 kişinin ölüm sebebi tsunami mi?

Hükümete göre kazanın sebebi tsunamiden başkası değil …Ölen 1700 kişinin içinde, yayılan radyasyon nedeniyle ölenlerin sayısının ayrıştırılmadığını, herkesin toptan tsunamide ölmüş gösterildiğine dikkat çekiyor Morita.

Nükleer santraller kapatılınca enerji darboğazı yaşandı mı?

Japonya’da nükleer enerji haricindeki enerji kaynaklarının hidroelektrik ve termik santraller olduğunu belirten Morita, halihazırda ülkedeki 54 nükleer santralin kapalı olmasının şu anda herhangi bir enerji darboğazı yaratmadığını söylüyor.

Morita nükleer kazaya kadar olan dönemde Japonya’da ışıklandırmanın aşırı olduğunu,adeta elektrik tüketiminin devlet eliyle teşvik edildiğini, hep daha fazla elektrik enerjisine ihtiyaç var(mış) gibi yapıldığını da belirtiyor ;öyle ki yaşlılar 24 saat ve aşırı ışıklandırma sebebiyle uykusuzluk çekip doktora bile başvururmuş Japonya’da.

Çevreye verilen zarar

Kaza olmasa dahi denizden devir daim yaptığı su ile deniz sıcaklığını arttıran Nükleer yakıtlar bir de kaza yaşanınca…
Morita kazadan beri her gün denize 400 ton kontamine atık (radyasyon bulaşmış su) atıldığını söylüyor. Saha içinde bir konteynırı da radyasyonlu su atığı denize gitmesin diye depolamak için kullanmaya başlamışlar ama bu konteynırın da sızdırması neticesinde saha içerisinde yerler de kontamine atık su ile yıkanmış durumda.

Fukushima Yerleşkesinde İnsanların hayatı nasıl değişti?

Kazanın üstünden 3 ay geçtikten sonra bölgeye gidebilen Morita öncelikle Fukushima felaketzedelerinin hayatlarının stres ve endişe ile dolu olduğunu, insanlar arasındaki kazaya bakış açısı ve çoklu fikir ayrılıklarının boşanmalara, ailelerin parçalanmasına yol açtığını ifade ediyor. “Öyle ki aynı evin içinde radyasyondan korunmak gerekir mi gerekmez mi, maske takmalı mı takmamalı mı ,Fukushima’dan kaçmalı mı gibi noktalarda kaosa dönüşmüş durumda aile ilişkileri.”

Nükleer kaza sahasında insan çalıştırılıyor mu ?

Nükleer kaza ile yayılan radyasyondan dolayı robotlar bozulduğu için yerine insanın girip çalışması gerekiyorsa da patlayan reaktörlerin içinde bu da mümkün değil, çünkü insanın çok yüksek radyasyona maruz kalması halinde anında ölmesi muhtemel, dolayısıyla sahanın ve reaktörlerin kontrol altında olduğunu söyleyemeyiz diyor Morita.

Morita’nın aktardığına göre sahada çalışanların çoğu mafyanın bulup getirdiği evsiz insanlar veya az paraya çalışan insanlar- ki bu durum son dönemde medyada sıkça yer almış ; sahada çalışanların ücretleri düşürülmüş.

 Olası depremler için tatbikat eksikliği var

Fukushima kazasından hemen sonra, 25 Mart’ta hazırlanan Felaket Senaryosu 250 kmlik bir alanın, dolayısıyla 30 milyon insanın tahliye edilmesini öngörüyor. Başbakan Abe ise ülkedeki nükleer santrallerin tekrar çalıştırılması için uğraşıyor. Morita’nın belirtiğine göre, kazadan sonra tsunamide zarar görenler için tazminat ödemesi başlatılmış fakat bir yandan tazminat ödemesini durdurmak için felaketzedeler “sorun giderildi ,tehlike kalmadı” denilerek  eski konutlarına gönderilmeye çalışılıyor.

Hastalıklar artıyor

Nükleer felaket sonrası, normal şartlarda Japonya’da milyonda bir görülen tiroid kanseri vakasın artış olacağı, milyonda 400’e varacağı tahmin ediliyor. Gazetecinin belirttiğine göre, kazadan sonra üç yıl içinde 226 bin çocuktan 74 ünde tiroid kanseri tespit edilmiş. Üç yıl içinde kalp hastalıklarının da arttığı söyleniyor.

Morita, ‘Japonya’ nın nükleer santrallerle tanışmasını Amerika tarafından yönlendirilen bir politika olduğunu, atom bombasını yiyen bir ülkenin bile nükleer santral kurmasının nükleer sempatizanları için reklam dolu bir mesaj verdiğini’ söyleyerek tamamlıyor sözlerini.

‘İşi politikacılara bıraktığımız için felaket başımıza geldi’

Japonya Başbakanı Abe, Her cuma Tokyo’da Başbakanlık Sarayı önünde onbinler tarafından protesto ediliyor. Morita’ya göre protestoların başlamasına kadınlar önderlik etmiş.

Ve gazetecinin aktardığına göre Japon halkı şimdi kendini suçluyor, “ Biz insiyatifi hep politikacılara bıraktık ,işlerine karışmadık ,bu felaket de bu yüzden başımıza geldi” diyor.

Sözlerini ‘Power to the People!’ ve ‘Faşizme karşı omuz omuza!’ diyerek bitiriyor Morita ve Sinop’un yanında olduğunu Nükler santralin kurulmaması için bizimle çabalayacağı sözünü veriyor.

Alkışlarımız kadar güçlü çarpıyor yüreğimiz …

fft81_mf2039502

* Toshiya Morita, 10 Mart’ta Istanbul’da,11 Mart’ta Sinop’ta ve 13 Mart’ta İzmir’de Fukushima gerçeklerini anlattı.

Pınar Demircan    

 

Pınar Demircan
Pınar Demircan
Lisansını iktisat ,yüksek lisansını ingilizce işletme, doktorasını sosyoloji alanında tamamlamış olan Bağımsız Araştırmacı Pınar Demircan iş yaşamına Japonca bilmesi vesilesiyle Japon şirketlerinde insan kaynakları ve kalite yönetimi alanında çalışarak başladı. Profesyonel iş yaşamı devam ederken Türkiye'de bir nükleer santral kurulmasının yeniden gündeme gelmesinin ardından Fukuşima Nükleer Felaketi üzerinden nükleer santrallerin gerçeklerinin öğrenilmesi için Japonya'daki sivil toplum örgütleri ve ağlarıyla bağlantıya geçti. 2014 yılında Yeşil Gazete yazarları arasına katılarak nükleer santraller ve enerji konusuna yazılarıyla katkı yapan Demircan nukleersiz. org koordinatörlüğünü de bu tarihten itibaren yürütüyor. Çok sayıda sivil toplum örgütüyle çalışmalar yürüten Demircan'ın yurt içi ve dışında katıldığı konferans, etkinlik ve atölyelerde iklim, enerji, çevre ve ekoloji konularında özellikle nükleer bağlamında paylaşımları bulunuyor. Çalışmalarını akademik alanda da sürdürmek için başladığı sosyoloji alanındaki doktorasını 2023 yılında tamamlayan Demircan'ın disiplinlerarası alanda çeşitli çeviri ve makaleleri bulunuyor. İletişim: [email protected]

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Şirketlerin toplumsal sorumluluğu

Türk şirketleri kurumsal sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik uygulamalarında batılı benzerleri kadar başarılı değil. Ancak bu sadece şirketlerden kaynaklanmıyor, 'öngörülemezlik ortamı' ve toplumsal baskının eksikliği de bunda etkili. 

‘Qou vadis-2’: Ülke nüfusu

Geleceği ile ilgili derin kaygılar duymakta olan nüfus kesimlerinin, Türkiye’nin her yerinde giderek artmakta olduğu bir ortamdayız. Ne kent nüfusu kentte kalabilecek uzun erimli bir gelecek görüyor, ne de kır nüfusu kırda kalabilecek bir durum algılıyor.

[Bir şarkının hikayesi] San Francisco/ Scott McKenzie

Scott McKenzie’nin Hippi kültürünü konu alan 'San Francisco (Saçınıza Çiçek Taktığınızdan Emin Olun)' şarkısı, Beatles’ın 'All You Need is Love'ı ile beraber, 'Summer of Love'ın belirleyici şarkılarından biri olarak kabul edilir.

Yandı Çukurova yandı

Türkiye’de tarımın geldiği yer içler acısı. Ülkenin dört bir yanındaki çiftçiler isyan halinde. Diğer taraftan en fazla artış gıda fiyatlarında. Dikkate alınması gereken ciddi bir dengesizlik var.

[Çocuklar için Yeşil Kitaplar] Bir güvercini sevmekle başlayacak her şey

Maalesef sorun yarattığı var sayılanlara karşı empati yoksunu, sadece kendi refahını gözeten adaletsiz çözümler üretmek yalnızca 'Güvercin Kakası' kitabındaki kasaba halkına mahsus değil. Katliam Yasası'nı unutmadınız değil mi?

EN ÇOK OKUNANLAR