Dünyaİklim Kriziİnsan HaklarıManşet

Davos 2024’ten Küresel Risk Raporu: En büyük tehditler iklim krizi ve yanlış bilgi

0
  • ÇEVRESEL RİSKLER: Bütün zaman dilimlerinde risk ortamına hakim olmaya devam ediyor. GRPS katılımcılarının üçte ikisi, El Niño-Güney Salınımı (ENSO) döngüsünün ısınma aşamasının bu yılın mayıs ayına kadar yoğunlaşmasını ve devam etmesini öngörüyor. 2024’te küresel ölçekte maddi bir kriz yaratma olasılığı en yüksek olan risk ise aşırı hava olayları olarak belirtiliyor.  İki yıllık zaman diliminde de ikinci en ciddi risk olarak yine iklim değişikliği. Geçen yılın sıralamasına benzer şekilde, on yıllık bir zaman diliminde ciddiyet açısından ilk dört küresel risk arasında çevresel riskler ve küresel ısınma birinci sırada yer alıyor.
  • YANLIŞ BİLGİLENDİRME VE DEZENFORMASYON: Önümüzdeki 2 yıl içinde beklenen en ciddi küresel risk (ve on yıl içinde en etkili beşince risk) olarak yerli ve yabancı aktörlerin yanlış bilgilendirme ve dezenformasyondan yararlanarak toplumsal ve siyasi ayrımları daha da genişletmesi görülüyor.  2024’te 3 milyar insan seçim sandıklarına gidecek. Endişe yanlış bilgi ve dezenformasyonun yaygın kullanımı ve bunları yaymaya yönelik araçların, yeni seçilen hükümetlerin gerçek ve algılanan meşruiyetini zayıflatma olasılığı. Üretken yapay zeka gibi son teknolojik gelişmelerin sahte bilgilerin hacmini, erişimini ve etkinliğini artırdığına işaret edilen raporda olası riskler kapsamında demokratik süreçlerin uzun vadeli erozyonu, şiddet içeren protestolardan nefret suçlarına, sivil çatışmalardan terörizme kadar uzanan huzursuzluklara dikkat çekiliyor.

  • TOPLUMSAL KUTUPLAŞMA: Hem mevcut zaman diliminde hem de önümüzdeki iki yıllık süreçte ilk üç risk arasında yer alan toplumsal kutuplaşma, uzun vadede 9’uncu sırada yer alıyor. Kutuplaşma arttıkça ve teknolojik riskler kontrol edilmedikçe ‘gerçeğin’ yeniden baskı altına gireceği belirtilen çalışmada, ayrıca, toplumsal kutuplaşma ve ekonomik gerilemenin, küresel risk ağındaki birbiriyle en bağlantılı ve dolayısıyla etkili riskler olarak, çok sayıda riskin itici gücü ve olası sonuçları olduğu vurgulanıyor.
  • YAŞAM PAHALILIĞI KRİZİ: 2024 görünümünde önemli bir endişe kaynağı.  Enflasyon ( 7’nci sarada. sırada) ve ekonomik gerileme (9’uncu sırada) ekonomik riskleri de iki yıllık dönemde ilk 10 risk sıralamasına giren dikkate değer yeni endişeler.  Raporda şimdilik “daha ​​yumuşak bir iniş” hakim gibi görünse de yakın vadedeki görünümün belirsizliği koruduğu, ekonomik belirsizliğin çoğu piyasada ağır bir etki yaramakla birlikte en savunmasız ülkeler için sermayenin en maliyetli kalem olacağı kaydediliyor. İklime karşı savunmasız veya çatışmalara yatkın ülkeler ise  çok ihtiyaç duyulan dijital ve fiziksel altyapıdan, ticaretten, yeşil yatırımlardan ve ilgili ekonomik fırsatlardan giderek daha fazla mahrum kalabilir.
  • TEKNOLOJİK İLERLEMELER VE JEOPOLİTİK DİNAMİKLER: Bu iki dinamiğin yakınlaşmasının gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerde yeni bir “kazananlar ve kaybedenler” yaratabileceği öngörülüyor. Buna göre, savunmasız ülkeler ve topluluklar, ekonomik üretkenliği, finansı, iklimi, eğitimi ve sağlık hizmetini ve bununla ilgili iş yaratmayı etkileyen yapay zeka buluşlarından dijital olarak izole edilerek daha da geride bırakılabilir.
  • İNSANİ GELİŞME: Raporda, ekonomik, çevresel ve teknolojik eğilimlerin uzun vadede, işgücü ve sosyal hareketlilik konusundaki mevcut zorlukları güçlendirebileceği; bireylerin gelir ve beceri fırsatlarından ve dolayısıyla ekonomik statüyü iyileştirme yeteneğinden mahrum kalmasına neden olabileceğine dikkat çekiliyor.
  • ÇATIŞMALAR: Çalışmaya göre, artan jeopolitik gerilimler teknolojiyle birleşince yeni güvenlik risklerine yol açacak. Devletin kırılganlığının hem ürünü hem de itici gücü olan silahlı çatışmalar ve savaşlar, iki yıllık ufukta en yüksek risk sıralamasına yeni giren maddelerden biri. Bu, son teknolojik gelişmeler bağlamında ele alındığında daha da endişe verici bir risk haline geliyor.
  • İDEOLOJİK VE JEOEKONOMİK BÖLÜNMELER: Uluslararası sahnede birden fazla güç kutbu ve Küresel Kuzey ile Güney arasında daha derin bir bölünmenin, uluslararası yönetişim mekanizmalarını felce uğratabileceğine, işbirliğini aşındırabileceğine ve büyük güçlerin dikkatini ve kaynaklarını acil küresel risklerden uzaklaştırabileceğine dikkat çekiliyor.

Davos 2024 Küresel Risk Raporu’na göre, önümüzdeki 10 yıl , jeopolitik, iklim, demografik ve teknolojik değişimlere doğru geçiş yaparken, yoğun dalgalanmalarla karakterize edilecek, işbirliği baskı altına girecek. Bununla birlikte, küresel risklerin etkisini önemli ölçüde azaltabilecek, yerel veya uluslararası, bireysel veya işbirlikçi olarak gerçekleştirilebilecek önemli eylem fırsatlarının hala mevcut olduğu belirtilen çalışmada, yerelleştirilmiş stratejilerin, hazırlanabileceğimiz kaçınılmaz risklerin etkisini azaltabileceği ve hem kamu hem de özel sektörün, bu faydaların herkese yayılmasında önemli bir rol oynayabileceği belirtiliyor.

 

More in Dünya

You may also like

Comments

Comments are closed.