COP28DünyaEnerjiİklim KriziManşet

[COP28’e doğru] İsrail-Hamas savaşı iklim krizine karşı mücadeleyi nasıl etkiliyor?

0
Fotoğraf: Tyler Hicks / The New York Times

İklim kriziyle mücadeleye yönelik küresel çabalar halihazırda dünya ülkeleri arasındaki öfke ve güvensizlikle gölgelenmiş durumda.

Orta Doğu‘da genişleyen çatışma girdabı ise, zaten bölünmüş durumdaki dünyanın daha da parçalanması, küresel enflasyonun yüksek seyrettiği bir dönemde petrol ve gaz fiyatlarının artması ve mali kaynakların iklim değişikliğini yavaşlatmak yerine savaşlarla mücadeleye yönlendirilmesi tehdidini ortaya çıkarıyor.

İsrail ve Hamas arasındaki çatışmaların enerji zengini bir bölgenin ortasında bulunması da riski artırıyor. Bu durum, rekor düzeyde sıcak geçen yaz mevsiminin ardından dahi, ülkeleri petrol ve gaz kaynaklarından uzaklaşmak yerine bunları güvence altına almaya teşvik ediyor.

Şimdiye kadar kazananlar silah ve -daha az oranda olsa da- petrol üreticileri oldu. Savunma hisseleri yükselişe geçti. Petrol fiyatları fırladı. Arap petrol ambargosunun enerji piyasalarını altüst etmesinin üzerinden geçen 50 yılın ardından gelen tarihsel yankılar tüyler ürpertici. Söz konusu olaya 1973 Arap-İsrail Savaşı neden olmuştu.

Tüm bunlar, yine bir Basra Körfezi petrol ülkesi olan Birleşik Arap Emirlikleri‘nde (BAE) kasım sonunda başlaması planlanan Birleşmiş Milletler (BM) İklim Zirvesini (COP28) karmaşık hale getiriyor.

Önümüzdeki birkaç hafta çok önemli olacak. Eğer çatışma Orta Doğu’ya yayılırsa, tüm dünyayı etkileyen iklim krizi de dahil herhangi bir konuda küresel anlaşma sağlama umutları büyük olasılıkla suya düşecek.

The New York Times‘ın aktardığına göre, bir araştırma kuruluşu olan Uluslararası Kriz Grubu‘nun başkanı Comfort Ero bu durumu “Bu, ulusların iklim diplomasisini yanıbaşlarındaki krizlerden koruyup koruyamayacaklarına dair zorlu bir sınav” diye değerlendirdi.

Petrol ve gaz üretimini arttırmaya devam eden BAE liderleri özellikle ciddi bir zorlukla karşı karşıya. İklim görüşmelerinde ülkeleri bir araya getirmekle sorumlu olan bu liderlerin, bu yıl koltuk sahibi oldukları BM Güvenlik Konseyi‘nde Filistinlilerin davasını üstlenmeleri bekleniyor.

Fotoğraf: AP

‣ İsrail-Hamas savaşında 18’inci gün: Kurbanların yaklaşık yüzde 70’i çocuk, kadın ve yaşlılar
‣ İsrail-Hamas savaşında toplam ölü sayısı 6 bini aştı: Çoğu sivil, yaklaşık üçte biri çocuk
‣ İsrail bombardımanı sürdürürken Gazze’de insani kriz derinleşiyor: İnsani felaketin eşiğindeyiz

Risk 1: İşbirliği daha da zarar görebilir

Çatışma, derin bölünmelerin yaşandığı bir dünyada pek çok krizin yaşandığı bir dönemde patlak verdi; savaş, COVID-19 pandemisinin ardından ve Ukrayna‘da ekonomileri sarsan, ülkeleri daha da borç batağına sürükleyen, gıda ve yakıt fiyatlarını yükselten ve dünyanın en yoksul insanları arasında açlığı daha da kötüleştiren bir savaş yaşanırken meydana geldi.

Londra merkezli bir araştırma kuruluşu olan Chatham House‘un Çevre ve Toplum Merkezi Direktörü Tim Benton, “Jeopolitik gerilimlerdeki herhangi bir artış, çok taraflılığın parçalanışı, önemli işbirliklerindeki ilerlemeleri muhtemelen daha güç hale getirecektir” dedi.

Dünyanın en büyük iki ekonomisi ve aynı zamanda gezegeni ısıtan sera gazlarının en büyük iki yayıcısı olan ABD ile Çin arasındaki gerilimler şimdiden iklim politikalarına yansımış durumda. Rusya‘nın Ukrayna’yı işgalinin ardından ise Moskova ile Pekin arasındaki bağlar güçlendi.

Aynı zamanda Hindistan Rusya’dan indirimli petrol alıyor ve Rusya, Afrika ve Orta Doğu’daki ülkelerle ilişkilerini güçlendirmeye çalışıyor.

Batı’nın COVID-19 aşılarına erişimlerini Afrika ile paylaşmaması ve yoksul ülkelerin iklim krizi kaynaklı afetlerle başa çıkmalarına yardımcı olmaya yetecek mali yardım sağlamaması nedeniyle dünyanın daha az varlıklı uluslarından şikayetlerin sesi yükseliyor.

‣ İsrail Gazze’deki El Baptist Hastanesi’ni vurdu: En az 500 ölü
‣ Dünyadan barış çağrıları yükselirken İsrail tankları Gazze sınırına yaklaşıyor
‣ İsrail-Filistin savaşı: Mescid-i Aksa karıştı, HRW’den savaş suçu uyarısı

Risk 2: Enflasyon daha da şiddetlenebilir

Küresel ekonomi durgun seyretmeye devam ediyor. Petrol fiyatlarındaki bir artış merkez bankalarının enflasyonu kontrol altına alma çabalarını daha da zorlaştırabilir.

Biden yönetimi yetkilileri özellikle petrol konusunda endişeli. Şimdiye kadar enerjide yaşanabilecek büyük bir arz şokundan kaçınılmış olsa da çatışma İran‘a veya yakındaki diğer büyük petrol üreticilerine yayılırsa bu tür bir şok görülebilir.

Geçici bir petrol arzı kaybı bile ABD’de benzin fiyatlarının yeniden yükselmesine yol açabilir ve bu da Başkan Joe Biden’ın seçmen desteğini aşındırarak kendisinin iklim gündemine karşı saldırgan tutumlar sergileyen Cumhuriyetçiler karşısında onu daha savunmasız bırakabilir. 

ABD’li yetkililer bu tür bir güç kaybının, litresi yaklaşık 1,5 dolar olan benzinin daha fazla insanı elektrikli araba almaya ittiği zamanki gibi geçici bir yüksek petrol fiyatları döneminden elde edilen iklim kazanımlarını boşa çıkaracağından endişeli.

Bir petrol şoku küresel faiz oranlarını daha da yükseltirse, özellikle sermaye maliyetinin halihazırda ABD ve Avrupa‘dan çok daha yüksek olduğu yükselen piyasalarda ve gelişmekte olan ülkelerde yenilenebilir enerji projelerine yatırım çekmek daha da zorlaşacak. Dahası, varlıklı ülkeler bile kamu paralarını ekonomilerini fosil yakıtlardan uzaklaştırmak için harcamakta zorlanacak.

gazeteci

Fotoğraf: AP

‣ İsrail-Hamas savaşında can kaybı 1500’e yükseldi: İsrail intikam için sivilleri öldürüyor
‣ İsrail: Hamas rehineleri bırakana dek Gazze’ye gıda, su, ilaç, elektrik, yakıt yok
‣ İsrail-Hamas savaşında yüzlerce sivil, en az sekiz gazeteci öldürüldü

Risk 3: Yenilenebilir enerji yatırımları durma noktasına gelebilir

Tarihsel olarak saldıkları emisyonlar nedeniyle iklim krizinden sorumlu tutulabilecek zengin ülkeler, en az emisyona neden oldukları halde iklim değişikliğinin sonuçlarından en çok etkilenen düşük gelirli ülkelerin iklim kaynaklı risklere uyum sağlamalarına ve yenilenebilir enerji kapasitelerini artırmalarına yardımcı olmak için yılda 100 milyar dolar tazminat ödemeyi taahhüt etmişti. Bu ülkeler sözlerini henüz yerine getirmedi. Yardım bekleyen ülkeler arasındaki öfke ve hayal kırıklığı giderek artıyor.

Üstelik 100 milyar dolar dahi gelişmekte olan ülkelerin iklim krizi kaynaklı afetlerin yaralarını sarmaları, iklim etkilerine uyum (adaptasyon) çalışmaları yapmaları, afetlere daha dirençli hale gelebilmeleri ve yenilenebilir enerji kapasitelerini artırmaları için gereken miktarın yanında devede kulak kalır. 

Uluslararası Enerji Ajansı‘na (IEA) göre, dünyanın yüzyılın sonuna kadar ortalama küresel sıcaklık artışını sanayi dönemi öncesine kıyasla 1,5°C’nin üzerinde sınırlama hedefine ulaşması için, bugünden 2030 yılına kadar yenilenebilir enerji yatırımlarına yılda tahmini 4,5 trilyon dolar harcanması gerekiyor.

Yenilenebilir enerji savunucuları için bu sadece ısınmayı yavaşlatmak için değil, enerji güvenliğini sağlamak için de gerekli. Columbia Üniversitesi Küresel Enerji Politikası Merkezi Başkanı Jason Bordoff, bugün Orta Doğu’da yaşanan çatışmanın “temiz enerji çözümlerine daha hızlı bir geçişin, sadece iklim denklemine değil enerji güvenliğine de fayda sağlayacağının net bir hatırlatması olması gerektiğini” belirtti.

‣ İsrail-Hamas savaşı: 13 gündür Gazze’de her 15 dakikada bir çocuk öldürüldü
‣ İngiliz basınında ‘İsrail rüzgarı’: Guardian karikatüristini kovdu, BBC Arapça servisindeki altı gazeteciye soruşturma açtı
‣ İsrail toplumundan barış çağrıları yükseliyor: Filistin’deki işgale son verin!

More in COP28

You may also like

Comments

Comments are closed.