İnsan HaklarıManşetTürkiye

Can Atalay için Meclis Başkanı Kurtulmuş’la görüşen sekiz partiden ortak bildiri

0

Anayasa Mahkemesi‘nin (AYM) hak ihlali kararına rağmen tahliye edilmeyen Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay için Meclis’te olağanüstü toplantı talep eden siyasi partiler, taleplerinin reddedilmesinin ardından Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş ile görüştü.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Türkiye İşçi Partisi (TİP), Saadet Partisi (SP), Demokrat Parti  (DP) ve Demokrasi ve Atılım Partisi‘nin (DEVA) yaptığı toplantı çağrısının reddinin açık bir hukuk ihlali olduğunu vurgulayan partililer, derin bir demokrasi krizi yaşandığını belirtti.

Meclis Başkanı’nın tutumuna da gepki gösterilen ortak açıklamada sekiz partinin  hukuki-demokratik tepkilerini dillendirmeyi sürdüreceği vurgulandı.

CHP’li Günaydın: Halkın iradesine karşı çıkılıyor

Parti temsilcilerinin görüşmenin ardından düzenlediği ortak basın toplantısında konuşan  CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, yargı krizinin başka bir boyut kazandığını söyleyerek “Meclis’i toplamamak halkın iradesine karşı çıkmak anlamına gelmektedir” dedi.

Günyadın, özetle şunları söyledi:

“Muhalefet partileri olarak Meclis’in 9 Ocak’ta toplanması çağrısı yapmıştık. Meclis Başkanı toplanmasının uygun olmadığını iletti. Dayanak olarak da Anayasa’nın 93. maddesi ve İçtüzüğü gösterdi. Ancak bunlar tam da olağanüstü toplanma nedenleridir. Meclis Başkanının burada takdir yetkisi yoktur. Numan Kurtulmuş görüşmede yazılı olarak ilettiği görüşlerini aktardı. Kararlı tavrımızı sürdüreceğimizi belirtiyoruz.”

Günaydın’ın ardından söz alan TİP Genel Başkanı Erkan Baş ise “Bundan sonraki her türlü hukuksuzluğa karşı birlikteliğimiz korumaya, mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.

Ortak bildiri: Keyfiyete sessiz kalmayacağız

İYİ Parti hariç diğer muhalefet partileri görüşme sonrası yayımladığı ortak bildiri ise şu şekilde:

“Anayasa’nın 153. maddesinin açık hükmüne rağmen Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulamamakta direnen Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin tutumu çerçevesinde gelişen olaylar ve açıklamalar nedeniyle, süreç bir yargı krizi olmaktan çıkmış ve derin bir demokrasi krizine dönüşmüştür.

14 Mayıs 2023 tarihinde halkın iradesiyle milletvekili seçilen Can Atalay, Anayasa Mahkemesi’nin hakkında verdiği iki karara rağmen Silivri Cezaevi‘ndedir. Ortaya çıkan bu durum, yargının yasama erkine müdahalesi olmakla kalmayıp aslında Türkiye’de yaşanan politik gerçekliğin bir yansıması olarak, yürütmenin ve tek adam rejiminin tahakkümü ile erkler ayrılığının ortadan kaldırılması, tüm yurttaşlarımızın kişi güvenliği hakkının yasal güvencelerinin keyfi uygulamalara açık hale getirilmesi anlamını taşımaktadır.

Yukarıda tanımlanan olayları ele alarak görüşmesi ve kendi gündemine hakim olan TBMM’nin tutumunun belirlenmesi amacıyla, sekiz partinin temsilcilerinin yeter sayıda imzasıyla, Meclis’in olağanüstü toplanması istemiyle hazırlanan dilekçe, 5 Ocak 2024 tarihinde TBMM Başkanlığı‘na sunulmuştur. Buna karşın Meclis Başkanı imzasıyla 9 Ocak 2024 tarihinde tarafımıza ulaşan yazıda, Anayasa, İç Tüzük ve Meclis teamüllerine aykırı olarak, talebimiz reddedilmiştir.

Bilindiği üzere, TBMM 2023 yılında son mesaisini 27 Aralık 2023 tarihinde tamamlamış ve çalışmalara 16 Ocak 2024 tarihine kadar ara vermiştir. Bu fiili duruma karşın, Meclis’in tatil ya da ara verme kararı bulunmadığı yönünde bir görü ileri sürülerek Meclis’in toplanmasının reddedilmesi, her şeyden önce hukukun genel ilkelerine ve iyi niyet kuralına aykırıdır. Dahası, 2 Ocak 2020 tarihinde benzer bir durumda TBMM, dönemin Meclis Başkanı tarafından toplantıya çağrılmış ve toplantı gerçekleştirilmiştir.

TBMM’de temsil edilen sekiz siyasi partinin grup başkanları, grup başkan vekilleri ve yeter sayıda milletvekilinin imzasıyla verilen söz konusu talebimiz karşısında, Meclis Başkanının takdir yetkisi değil, bağlayıcı yetkisi bulunmaktadır. Buna karşın Meclis Başkanının bu talebimizi reddetmesi, Anayasa’nın 93, İç Tüzük’ün 7. maddelerinin ihlali yanında, TBMM teamüllerinin çiğnenmesi ve bu alanda tamamen keyfiyetin hakim kılınması anlamını taşımaktadır. Somut durumdan çok öte, Meclis Başkanının ortaya koyduğu bu tutumla, bundan böyle ülkemizin karşılaşacağı önemli gelişmeler karşısında, TBMM’nin olağanüstü toplanarak ülke gündemine müdahale gücü tartışmaya mahal bırakmayacak bir hale getirilmektedir.

Bizzat Başkanı tarafından Meclis’in etkisizleştirme ve işlevsizleştirme çabalarının, mevcut iktidarın tutumundan ayrı değerlendirilemeyeceğinin farkındayız. Bu bağlamda ifade etmek isteriz ki, Meclis Başkanı; haklı, hukuka ve kamu yararına uygun taleplerimizi üzerinden siyasi karar üstünlüğü kurma durumundan kendisini çıkarmalıdır ve Meclis’in hukukunu korumalıdır.

Aşağıda imzası bulunan ve farklı siyasi müktesabatlara sahip olan sekiz siyasi partinin temsilcileri olarak, bu açık hukuksuzluğa ve keyfiyete sessiz kalmayacağımızı ve hukuki-demokratik tepkilerimizi her türlü platformda seslendirme kararında olduğumuzu kamuoyuna duyururuz.”

 

You may also like

Comments

Comments are closed.