Terkedince sorunlarımızın sona ereceğini düşündüğümüz 2020 yılında Türkiye, tarihinin en kurak dönemini yaşadı. Bilimin ispatladığı iklim değişikliğine inanmayan kesimler, vergilerimizle maaş alan ve bu nedenle pandemide işsiz kalmayan çalışanlarını barındıran bir kamu kuruluşunun önerisi ve desteğiyle, sorunu “yağmur duasıyla” halledeceğini düşündüler. Bu “ulvi düşünceyi” haber yapıp manşete taşıyan medya aklımızla dalga geçti.
Moralimiz biraz düzelsin diye, yeni bir yıla girerken her zaman yapılan iyi haber verme çabasına, iyi dileklerde bulunmaya niyetim yok. Geçici “mutluluk” peşinde olup gerçekleri göremiyor ve elimizi taşın altına koyamıyorsak, iyi dilek ve haberleri de hak etmiyoruz demektir.
Açgözlülüğümüzün bedelini ödüyoruz
Sığabildiğimiz iki odalı bir ev, bir araba ve bir bilgisayarla yaşayabilirken artık dört odalı bir ev, iki araba, akıllı telefonlar, tabletlerden oluşan evlerimizde dün lüks olarak baktığımızı şeyleri ihtiyaca dönüştürdük. Oysa;
- Soframızda kağıt peçete değil kumaş peçeteler vardı,
- Burnumuzu kağıt değil kumaş mendillere silerdik.
- Tek kullanımlık hiç bir ürün yoktu hayatımızda ve bize tüketim metası olarak sunulmadan eksikliğini duymuyorduk.
Doğal kaynaklarımızı kirlettik, tükettik, bu bir gerçek. O kadar açgözlüyüz ki küreselleşme yalanıyla insani ölçeklerimizi kaybettik.Küresel ekonominin dayatmalarına boyun eğdik. Başka ekonomik modellerin varlığından bile haberdar olmadık. Haberdar olmadığımız için de talepkar olmadık.
Kaç kişi “MUTLULUK EKONOMİSİ” diye bir ekonomi anlayışını biliyor acaba? Kocaman, kocaman ekonomistler bizi “ekonomik büyüme “masallarıyla uyuttular. Oysa büyüyen sadece dünyamızın sorunları oldu.
Kendimiz, çocuklarımız, torunlarımız için geleceğimizi, yaşam pratiklerimizde yapacağımız değişikler belirleyecek. Bizim seçimlerimiz öncelikle kendimizin sonra da başkalarının refahını belirleyecek. Başka bir dünya olmadığına göre, gezegenimizi nasıl iyileştireceğimizi bilmek zorundayız. Zaten bu bilgiler sır değil.
Bir yerden başlamak zorundayız
Doğaya yılbaşı hediyesi vererek başlamaya ne dersiniz? Üstelik bu hediyeler bedava, hatta sadece bedava değil bütçenize de katkı yapacak. Tüketim alışkanlığınızı değiştirmek için bir tanesini seçmekle başlayabilirsiniz:
- Plastik poşet yerine bez çanta
- Kağıt peçete yerine yıkanabilir kumaş peçete
- Plastik pipet yerine metal pipet
- Kağıt kahve filtresi yerine yıkanabilir filtre
- Ambalajsız gıdalar
- Plastik diş fırçası yerine bambu fırça
- Plastik fırçalar, sünger (bulaşık,lavabo) yerine bambu olanlar
- Ambalajlı sabun yerine doğal ambalajsız sabunlar…..
…..listeyi daha çok uzatabilirim ama bunlardan birinde bile tüketim pratiklerinizi değiştirmek. inanın doğaya vereceğiniz en güzel hediye olacaktır. Üstelik her bir hediyenin misliyle size geri döneceğini garanti ediyorum.
İhtiyacınızdan fazlasını tüketmeyeceğiniz, yemeyeceğiniz bir yıl olsun 2021..
Olanca kötülüğün, karanlığın içinde her şeye rağmen ışık vardır ve ışığa zaten en çok ‘karanlık zamanlar’da ihtiyaç duyarız. Her doğum bir mucize, her insan yeni bir başlangıçtır ve insanlar bir araya gelip ortak eylemde bulunabildikleri sürece umut da vardır. Dünya sevgisini mümkün kılan, içinde yaşadığımız dünya için sorumluluk alıp ortak eylemde bulunma yetimizdir.” (Hannah Arendt )