Hafta SonuKöşe YazılarıManşetYazarlar

BM Çevre Konferansı’nda ne konuşulacak?

0

Önümüzdeki hafta pandemi ve diğer uluslararası krizlerin etkisi ile kamuoyunun gözünden kaçan önemli bir toplantı var. 193 ülkenin temsilcileri ve kuruluşları Kenya’nın başkenti Nairobi’de Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı’nın beşincisi için (UNEA-5) 28 Şubat-2 Mart tarihlerinde bir araya gelecek. BM Çevre Programı (UNEP) tarafından düzenlenen konferansın ana teması ise “Sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak için doğanın güçlendirilmesi eylemleri” (Strengthening Actions for Nature to Achieve the Sustainable Development Goals). Pandemi nedeniyle programı önemli ölçüde değiştirilen konferansın aslında ilk aşaması çevrim içi olarak geçtiğimiz yıl UNEA-5.1 toplantıları olarak 21-22 Şubat’ta çevrim içi olarak yapılmıştı. O nedenle Nairobi’de yapılacak toplantı UNEA-5.2 olarak isimlendiriliyor.

Bu toplantı başlamadan önce BM’nin bir başka raporu geçtiğimiz hafta içinde kamuoyuna yansıdı ve hemen tartışılmaya başlandı. BM İnsan Hakları ve Çevre özel raportörü Profesör David Boyd tarafından hazırlanan ve 10 Mart’ta Cenevre’deki İnsan Hakları Konseyi’nde tartışılacak raporda önemli bilgiler ve öneriler var. Byod’un raporunun tartışılacağı BM İnsan Hakları Konseyi, 8 Ekim 2021’de “temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevre için insan hakkını” kabul ederek, tanımıştı. Konseyin bu kararı evrensel insan hakları mücadelesinde bir dönüm noktası olmuş ve küresel çevre krizine yönelik eylemleri hızlandırabilecek bir adım olarak yorumlanmıştı.

Profesör David Boyd tarafından hazırlanan raporda ülkeler ve şirketler tarafından meydana getirilen çevre kirliliği küresel olarak Covid-19’dan daha fazla ölüme neden olduğunun altı çiziliyor. Raporda, pestisitler, plastikler ve elektronik atıklardan kaynaklanan kirliliğin yaygın insan hakları ihlallerine ve yılda en az 9 milyon erken ölüme neden olduğu yazıyor. BM raporu, özellikle son pandeminin etkisiyle konunun büyük ölçüde göz ardı edildiğinin altını da çiziyor. Worldometer verilerine göre koronavirüs küresel çapta bugüne kadar 5,9 milyona yakın ölüme neden oldu. Başka bir anlatımla çevre kirliliği nedeniyle her yıl; son iki yıl içinde pandemide kaybettiğimiz toplam insan sayısının %50’inden daha fazlasını yitiriyoruz ve bu büyük kayıp rapora göre gözlerden saklanıyor. Boyd’un raporunda yeni tanımlamalar da var. 1950’li yıllardan bu yana nükleer deneme bölgelerini tanımlamak için kullanılan ‘kurban bölgeleri’ teriminin sınırları bu son raporda, iklim değişikliği nedeniyle yaşanamaz hale gelen, aşırı derecede toksik kimyasallarla kirlenmiş veya kuraklık nedeniyle çölleşmiş bölgeleri içerecek şekilde genişletilmiş. Profesör Byod, kirli bölgelerin temizlenmesi ve/veya bu bölgelerde yaşayan dezavantajlı, yoksul toplulukların farklı bölgelere taşınması gerektiğini  vurguluyor.

IPCC benzeri panel beklentisi

Raporun talepler bölümünde ise bazı zehirli kimyasalların yasaklanması için ‘derhal ve iddialı hareket’ çağrısında bulunuluyor. Raporun diğer önerileri arasında insanlar arasında ayrımcılık yapmama, ‘kirleten öder’ ilkesinin tavizsiz uygulanması, bilgi edinme hakkına saygı gösterilmesi, uluslararası çevre koruma işbirliğinin geliştirilmesi, çocukların iyi korunması için ülkelerin daha çok çaba göstermesi de yer alıyor.  Raporun görüşüleceği BM İnsan Hakları Komisyonu’nun temsilcilerinden Michelle Bachelet, 8 Ekim 2021’de temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevrede yaşamanın bir insan hakkı olduğunu kabul ettiklerini hatırlatarak, bu karardan önce çevresel tehditlerin en büyük küresel hak sorunu olduğunu vurguluyor. Bachelet giderek artan sayıda iklim ve çevre adaleti davalarının söz konusu insan hakları ihlallerini başarıyla gündeme getirdiğini de belirtiyor.

Yeniden Nairobi’de UNEA-5.2’ye dönecek olursak toplantının en önemli maddelerinden biri Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli’ne (IPCC) benzer sürekli çalışacak bilim insanlarından oluşan bir panel kurulması önerisinin karara bağlanması… Bu önerinin çevresel kaynakları ekonomik çıkarları için sömüren bazı büyük ülkelerle, fosil yakıt ve kimya sektörü şirketlerinin karşı çıkışına takılmasından korkuluyor. UNEA-5,2’den hemen sonra, yine UNEP tarafından 3 – 4 Mart 2022 tarihlerinde, 1972’de (UNEP@50) BM Çevre Programı’nın oluşturulmasının 50. Özel oturumu ‘2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi’nin çevresel boyutunun uygulanması için UNEP’in Güçlendirilmesi’ teması altında gerçekleştirilecek.

Ancak BM İnsan Hakları Konseyi’ne sunulan ve Profesör David Boyd tarafından hazırlanan rapor temiz ve güvenli bir çevrede yaşam hakkı mücadelesi açısından 50 yılda geldiğimiz noktanın tam bir başarısızlık olduğunu gösteriyor. Günümüzde her yıl 9 milyon insanın çevre kirliliği sonucu erken ölümü BM Çevre Programı’nın (UNEP) 50 yıldan bu yana çevre korunması ve kirliliğin önlenmesi için uyguladığı politikaların çöktüğünü ispatlıyor. UNEP artık  ‘Sürdürülebilir Kalkınma’  politikalarının değil; ‘Sürdürülebilir Yaşam’ politikalarının dünyayı kurtaracağını ve temiz, güvenli bir çevrede yaşamanın her insan için temel bir insan hakkı olduğunu görebilmeli… Nairobi’de kurulması düşünülen panelin önündeki yanıtlanması gereken ilk soru bu yapılması gereken bu politika değişikliği olmalı… Bunun için de çok uzağa da bakması gerekmiyor, BM İnsan Hakları Konseyi’nin 10 Mart’ta Cenevre’de yapacağı toplantıyı izlemesi UNEP açısından ‘yaşamın sürdürülebilirliğine’ doğru atılmış ilk adım olabilir…

 

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.