İklim KriziManşet

İklimbilimciler ‘İklim Planı’nı değerlendirdi

0

Çevre ve Şehircilik Bakanı Kurum’un açıkladığı ‘Karadeniz İklim Değişikliği Planı’nı iklim uzmanlarına sorduk.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un açıkladığı ‘Karadeniz İklim Değişikliği Planı’nı iklim bilimcileri değerlendirdi. Bakanın özellikle Karadeniz’te meydana gelen sel ve heyelan olaylarına yönelik açıkladığı çalışmaların, bir “iklim değişikliği eylem planı’ olarak adlandırmanın doğru olmayacağını söyleyen İstanbul Politikalar Merkezi, İklim Değişikliği Çalışmaları Koordinatörü ve Yeşil Gazete yazarı Dr. Ümit Şahin, Türkiye’nin zaten bir iklim planı olduğunu vurguladı:Türkiye’nin zaten bu konuda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanmış bir de değil iki eylem olanı var. Birincisi İklim Değişikliği Eylem Planı (2011-2023), ikincisi ise İklim Değişikliği Uyum Stratejisi ve Eylem Planı (2011-2023).” Bu iki planın yürürlükten kaldırılmadığına veya güncellenmediğine dikkat çeken Şahin, “iklim değişikliğiyle ilgili atılacak her adımı eylem planı diye açıklamak ülke politikalarındaki devamlılığı ve izleme-denetleme açısından önemli olan şeffaflığı zedeler” dedi.

“Açıklanan önlemlere bakıldığında; yaşanan son sellerde ne kadar yanlış bir proje olduğu iyice belli olan Karadeniz sahil yoluna dair birkaç tadilat öngörüldüğü, onun dışındaki politikaların bir tür kentsel dönüşüm amacı taşıdığı anlaşılıyor” görüşünü paylaşan Şahin, şu değerlendirmeyi yaptı:

Yapı stoğunu yenilemek mi istiyorlar?

“Daha önce İstanbul gibi yerlerde deprem tehlikesi nedeniyle yapılan kentsel dönüşümün, deprem bölgesi olmayan Karadeniz illerinde iklim değişikliği gerekçesiyle başlatılması düşünülmüş olabilir. Acaba amaç Trabzon, Giresun, Rize gibi büyük illerde yapı stoğunu yenileyerek ekonomik büyümeye yeni bir itki vermek mi? Dolayısıyla iklim değişikliği kaygısı bunun tam olarak ne kadar başlatıcısı, çok emin değilim. Zaten bakanlık Çevre ve Şehircilik, bakan da kariyerinin önemli bölümü TOKİ ve Emlak Konut yöneticiliğiyle geçmiş bir inşaat mühendisi ve şehirci olduğu için önceliklerinin bu olması çok da ilginç değil.”

Şahin, sel ve heyelan riski olan yerlerdeki yapıların yıkılması ve planlamanın dere yatakları gözetilerek yapılmasının olumlu olduğunu kaydetti; “Ama bunun, uyumla da sınırlı olsa, gerçek anlamda bir iklim değişikliği eylem planı olması için sadece yapı ve yollarla ilgili imar önlemlerinden ibaret olmaması, iklim değişikliğinin etkilerinin sağlıktan göçlere, sudan gıdaya bütün yönleriyle ele alınmış olması gerekir. Bir de tabii Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın her şeyden önce Türkiye’nin Paris Anlaşması’na taraf olmasını sağlaması” diye konuştu.

‘Temenni’den öteye gitmesini sağlamalı’

Boğaziçi Üniversitesi, Fizik Bölümü öğretim üyesi ve İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Direktörü Prof. Levent Kurnaz da yıllardır, özellikle Avrupa Birliği’nden (AB) gelen baskılar nedeniyle Türkiye’nin iklim değişikliği konusundaki ilgisinin, bunun durdurulmasına yönelik sera gazı salımlarının azaltılmasına yoğunlaştığını hatırlattı. Bakan Kurum’un açıkladığı planın bu düşünceye farklı bir bakış getirdiğine dikkat çeken Kurnaz,“İklim değişikliğinin getireceği büyük felaketlerin hepimiz farkındayız ve uzun zamandır devlet politikasını da aynı zamanda bu felaketlerin önlenmesini gündeme alacak şekilde etkilemeye çalışıyorduk. Anlaşıldığı kadarıyla uzun süredir yapılan uyarılar sonunda bakanlık tarafından doğru biçimde algılanmış ve harekete geçilmiş” diye konuştu.

Deniz doldurularak yapılan Rize-Artvin havalimanı projesi.

Kurnaz, buna rağmen bakanın açıklamalarında akla takılan epey nokta olduğuna da dikkat çekti: “Öncelikle deniz seviyesindeki artıştan söz edip sonra Rize‘ye denizi doldurarak bir havalimanı inşa etmek devlet kurumlarımızın da iklim değişikliğini farklı değerlendirdiklerinin önemli bir göstergesi olarak kabul edilebilir. Anladığım kadarıyla Sayın Bakan da bu plandaki maddelerin önemli kısmının kendi bakanlığı tarafından gerçekleştirilemeyecek hususlar olduğunun bilincinde ve bundan dolayı bu
planı bir temenni olarak almamızın daha doğru olacağını düşünüyorum. Açıklamaların temenniden öteye gidebilmesi için İklim Değişikliği ve Hava Yönetimi Koordinasyon Kurulu‘nun bakanlar düzeyinde bu planın arkasında durduklarını açıklaması ve gerçekleştirme adımlarını da anlatması gereklidir.”

‘Alınacak çok yol var’

Ortaya konan planın Türkiye açısından bir ilk olduğunu ve diğer bölgelere yönelik planların da aciliyetle hazırlanıp halkla paylaşılacağını ve hızla uygulamaya konulacağını umduğunu söyleyen Kurnaz, şöyle konuştu: “Tabii bu planların uygulanması bizi sera gazı salımlarımızı azaltma hedefinden de geri bırakmamalıdır. Paris Anlaşması bağlamında  verdiğimiz niyet beyanımız hem salım oranlarının hesaplanması hem de iklim değişikliğine uyum konusunda eksiklikleri ile acilen geliştirilmesi gereken bir belge olarak karşımızda durmaktadır. Alınması gereken çok yolumuz var ama böylesi adımlar umudumuzun artmasına neden oluyor.”

 

More in İklim Krizi

You may also like

Comments

Comments are closed.