Hafta SonuManşet

[Kedi-Siz] Beste Bereket: Beni en içerdeki bana yaklaştıran şey kedi ve hayvan sevgisi

0

Bir İrlanda Atasözü diyor ki;

Kedilerden hoşlanmayan insanlardan uzak durun.

Oysa yazar da konukları da İrlandalı değil. Onlar sadece kedilere gönül vermişler. Tolga Öztorun her hafta kendi sevdiği kedicileri sizin için misafir ediyor.

[Kedi-Siz] kedisiz yaşayamayanların toplanma noktası. Her cumartesi sizinle…

***

Biz tanıştığımızda ikimiz de daha gençtik, 2009 senesiydi…

30 şahane ismin bila-bedel oynadığı, benim de yazdığım ve çektiğim Ezber isimli sokak hayvanlarının genel durumunu anlatan kısa filmde oynamıştı.

Kariyerinin doruğundaydı, herkesin filminde oynasın diye peşinde koştuğu o ödüllü oyuncu, konu sokak hayvanı olunca ikiletmeden benim teklifimi kabul etmişti. Şanslı adamım, hep harika insanlar ile çalıştım.

Üstelik bu filmde çirkinleşmek için makyaj yapıyor, yırtık pırtık giydiriyorduk. Gıkı çıkmamıştı. Yaşadığım en güzel deneyimdi “Ezber”… Hep birlikte şahane bir iş yapmıştık.

Seneler geçti, o hala ağaçlara sarılarak, kedileri öperek çevreyi sevecek kadar her şeyin farkında.

Kim bilir belki yakında yine birlikte bir şeylere imza atarız. Onun içinde olduğu her şey güzel olur.

Çünkü o Beste Bereket

***

11 – Beste Bereket: Beni en içerdeki bana yaklaştıran şey kedi ve hayvan sevgisi

Tolga Öztorun: Orko, Zifir kuzgunları ve Gri olmak üzere üç kedi ile beraber yaşıyorsun. Hayatına girme hikayelerini merak ediyorum. Günlük yaşamında sana, karakterine, mesleğine kattıklarını merak ediyorum. Bize anlatır mısın?

 

Beste Bereket: Çocukluğumdan beri evde akvaryum, kuş, kedi ve köpek eksik olmadı. Açıkçası evde hayvansız yaşamak nedir tam bilemiyorum.

Yalnız yaşadığım ve iş için şehir dışında çok zaman geçirdiğim seneler dışında, İstanbul’da biraz daha sabit hale geldiğimde kedi almak istemiştim.

Siyah kedilere de bir pozitif ayrımcılığım vardır ne yalan söyleyeyim:) Zifir de yaklaşık 5 yıl önce bir sabah, normalde pek de kullanmadığım bir sokaktan geçerken karsıma çıkıvermişti bebekken. Konuştuk, anlaştık birlikte yaşamaya karar verdik :)

Yaklaşık 3 sene öncede İstanbul’un karlı günlerinden birinde eşimle, Fenerbahçe’de yıkılmış olan bir apartmanın orda toplamda 4 adet etrafı kolaçan eden göz gördük, Orko ve Gri kardeşleri de aldık yanımıza.

Bu arada bahçeli bir eve taşındık. Şimdilerde kedi sayımız 5 ile 10 arasında olacak gibi görünüyor ???

Ben sanıyorum zaman zaman çok da tahammüllü, anlayışlı bir insan olmuyorum. Böyle durumlarda beni önce kendimden uzaklaştıran, sonra da gerçekten en içerdeki bana yaklaştıran sevgi, kedilerin-hayvanların sevgisi oluyor. Becerin, beceriksizliğin, başarın, başarısızlığın vs kendini ne ile tanımladığının onlar için bir önemi yok.

Sevdin mi sevmedin mi, önemli olan yegâne şey bu. Bu haller açıkçası benim gıpta ettiğim ve özendiğim ve olmaya çalıştığım haller. Meslekte ve bu dönemde çok zor bir Şey bu… Yalnızca etiketlerimizle tanımlandığımız, sosyal medya sebebiyle kendimize olmadığımız mükemmellikte güzellikte profiller inşa edebildiğimiz bir dönem. O yüzden hepimizin kişisel gelişime tutunma isteğimiz, ihtiyacımız olan kabulü sağlamak belki de.

Hayvanlarda zaten var olan bu yargısızdık hali çok güzel. Hayatta kalmak için olan güdüler de zaten yargılaması hiç birimize düşmeyen şeyler.

Tolga Öztorun: Nerede siyah bir kedi görsem aklıma ilk gelen isimlerdensin, Nereden geliyor bu siyah kedi takıntısı?

Beste Bereket: Bilmem, belki de insanların genel olarak kara kedi gibi hurafe yakıştırmasından hoşlanmadığım icin onlardaki güzelliğe daha detaylı baktığım için olabilir…

 

Siyahı da ayrıca pek severim tabii, karanlık tarafa da pek uzak olmayışımdan olabilir:))) Gerçi hepsini de ayrı ayrı seviyorum. O kadar da ayrımcı cümleler kurmayayım yalan olur :)))

Tolga Öztorun: Hayatında hep kediler var. Sahiplendirme, klinik desteği, kedi evleri gibi. Aslında siz oyuncular gibi çokça takip edilen insanların sosyal medya üzerindeki bu güçlerini sokak hayvanları yararına kullanmaları tam bir insanlık dersi. Bu konuda ne diyeceksin?

Beste Bereket: Ben yaşadığımız dünyada elimizin uzanabildiği her şeye mümkün olduğunca dokunmamız gerektiğini düşünüyorum. Bu bizi kibre yöneltmeden, sadece bütün canlılar olarak birbirimizden sorumlu olduğumuz gerçeğini idrak etmemizi sağlasın istiyorum.

Açıkçası insanlara çok iyi davranıp, hayvanlara türlü kötülüğü yapanla, hayvanlara tapıyor olup insanlara karsı zerre empati yapmayanlar aynı kefede benim için.

 

Hayvanların konuşarak dert anlatamıyor olması onları daha ve daha fazla korumamız gerekliliği anlamına geliyor benim için evet. Ama nefesi, acısı, duygusu olan hiç bir canlıyı birbirinden ayırmıyorum. Eğer bir şeye inanacaksam da bütün canlıların birbiri için yaratıldığına inanıyorum.

Sadece insanlar için değil, hatta özellikle insanların hayvanlardan öğreneceği çok fazla şey olduğunu biliyorum, Bu yüzden hep öğrenciyim :)

Tolga Öztorun: Teşekkür ediyorum, iyi ki varsın.

Beste Bereket: Ben teşekkür ederim asıl, sen iyi ki varsın, her zamanda var ol, çünkü elinin ve aklının uzandığı tüm canlılar için bence büyük bir şanssın :)))

 

 

Röportaj: Tolga Öztorun

(Yeşil Gazete)

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.