ManşetTürkiye

Soylu ve Çavuşoğlu, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça hakkında konuştu

0

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça hakkında açıklama yaptı.

Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile görevlerinden ihraç edilen ve işlerine geri dönmek için yaptıkları açlık grevi eyleminin 76. gününnde tutuklanan akademisyen Nuriye Gülmen ve sınıf öğretmeni Semih Özakça hakkında 20 yıl hapis cezası isteniyor.

Evlerine yapılan baskınlarla gözaltına alındıktan sonra haklarında tutuklama kararı çıkarılan Gülmen ve Özakça hakkındaki iddianame mahkemeye gönderildi. İşlerini geri almak için sürdürdükleri açlık grevinin 76’ıncı gününde tutuklanan eğitimciler, “örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası” yapmakla suçlanıyor.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame, iki eğitimci hakkında daha önce açılan kamu davasının bulunduğu Ankara 19’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’ne birleştirme talebiyle iletildi.

İddianameye göre, “örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası” ile suçlanan Gülmen ve Özakça hakkında 20’şer yıl hapis cezası talep ediliyor. Açlık grevinin 78’inci gününde olan eğitimcilerin “DHKP-C ile bağlantılarının” olduğu öne sürülüyor.

Çavuşoğlu: Bu kişileri masum göstermek doğru değil

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İtalya’daki resmi temasları sırasında basın mensuplarının sorularını yanıtlarken, Gülmen ve Özakça’ya yönelik de açıklamada bulundu. Çavuşoğlu, “Sizin bahsettiğiniz, açlık grevini başlatan kişi DHKP-C terör örgütü üyesidir. DHKP-C de PKK ile birlikte terör faaliyetlerini sürdürmektedir. Terör örgütlerine üye olan ve aktif destek veren kimse karşılığını bulmalıdır” dedi.

Çavuşoğlu, “Bu kişileri masum göstermek doğru değildir” diyerek, terörle mücadele ile demokrasinin ayrılması gerektiğini belirtti. Dışişleri Bakanı, darbe girişimi sonrası Türkiye’de gerçekleştirilen tutuklamalara kendisinin ya da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın değil, yargının karar verdiğini ifade etti.

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça hakkında bir diğer açıklama da İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan geldi. Soylu, Gülmen’in örgüt üyesi olduğunu iddia etti.

Gülmen’in ‘şirin fotoğraflarının basıldığı’ savunan Soylu, “Ben size anlatayım” diyerek Gülmen’in DHKP-C ile örgütlü bağlantısı olduğunu ve bunun OHAL öncesine dayandığını söyledi. Soylu’nun konuşmasından satır başları şöyle:

“Nuriye Gülmen’i zamanında Fehriye Erdal’a yaptıkları gibi şirin gösteriyorlar. Böyle bir mağduriyetler, şirinlikler. Ben size Nuriye Gülmen’in kim olduğunu söyleyeyim. DHKP-C’nin açık alan yapılanması içinde olduğu gerekçesiyle hakkında arama kararı çıkarılıyor. Daha sonra yakalanıyor, gözaltına alınıyor, tutuklanıyor, 1 Nisan 2015’te salındıktan sonra örgüte yönelik bir operasyon sırasında yeniden gözaltına alınıyor. 10 Nisan 2015’te açığa alınıyor. Arkadaşlarımız uzun bir liste vermişler. Afiş asma, örgüt adına çalışma, örgüt adına açıklama yapma ve bunların ötesinde birçok şey. Bu anlattıklarım OHAL’den çok önce. DHKP-C’nin memur yapılanması, devrimci memur hareketi içerisinde yer aldığı bütün raporlarda yazıyor. Bu mu şimdi akademisyen? OHAL’den sonra 25 kez gözaltına alınmış. Sonra greve başlamışlar.

“Yiyorlar, içiyorlar, yerlerine gidiyorlar”

“Yiyorlar, içiyorlar, ertesi sabah 9’da oradaki yerlerine gidiyorlar. Doktora muayeneye gidiyorlar, kendi istedikleri gibi rapor vermedi diye doktoru hedef gösterip linç etmeye çalışıyorlar. Meclis’teki iki parti de bunlara sahip çıkan, bunları mağdur gibi gösteren bir anlayış ortaya koyuyorlar. Böyle bir kişiye devlet neden maaş versin, çocuklarımızın eğitimlerini bunlara mı teslim edeceğiz?”

Ne olmuştu?

Gülmen ve Özakça, açlık grevini sürdürdükleri eve yapılan baskın sonucu Pazartesi sabahının ilk saatlerinde gözaltına alınmışlardı. Eğitimcilerin haklarında daha önce açılan kamu davası nedeniyle “örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası” yaptıkları şüphesiyle tutuklanmalarına karar verilmiş, gerekçede “tutuklanmamaları halinde, adaletin işleyişine zarar verecekleri” belirtilmişti.

OHAL kapsamında alınan KHK ile görevlerinden ihraç edilen Gülmen, Konya Selçuk Üniversitesi’nde öğretim üyeliği, Özakça ise Mardin’de sınıf öğretmenliği yapıyordu.

(DW, Yeşil Gazete)

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.