Dünya

Yunanistan’da hayat 48 saat duracak

0

Kemer sıkma önlemlerine isyan eden sendikalar, 48 saatlik genel grev kararı aldı. Memurlar, doktorlar, avukatlar ve hava trafik kontrolörlerinin iş bırakmasıyla Yunanistan’da hayat iki gün boyunca duracak.

Avrupa’da sendikaların en güçlü olduğu ülkelerden biri olan Yunanistan, aslında bu tür grevlere alışık. Son 30 yılda, ülkede 5 binin üzerinde grev yapıldı. Ancak ülke derin bir ekonomik krizden geçerken, sendikaların sık sık iş bırakma eylemlerine başvurması, çözüm önerilerine karşı çıkması, tartışmaları da beraberinde getiriyor. Sendikalar gerçekten de tüm çalışanları temsil ediyor mu? İşçilerin talepleri ne ölçüde dile getiriliyor? Yönetimler ne kadar şeffaf?

Daha az katılımcı

Yunanistan’da krizin faturasının halka kesildiğini söyleyen çalışanlar, hükümete öfkeli. Çeşitli protestolarla seslerini duyurmaya çalışan işçi ve memurlar, sendikaların eylem çağrılarına ise artık daha mesafeli yaklaşıyor. Eylemlerin giderek daha az sayıda katılımcı toplaması dikkat çekiyor.

Çalışma yaşamı konusunda uzman olan Profesör Yannis Kouzis, sendika yöneticilerini sert bir dille eleştiriyor. Kouzis, ülkede sendikaların son 20 yıldır kan kaybettiğini söylüyor: “Özellikle çalışan genç kesimi örgütlü olarak harekete geçmek konusunda etkilemek artık kolay değil. Sendikaların üye sayısı 80’lı yılların sonundan beri değişmedi. Üstelik sigortalı çalışanların sayısı artmasına rağmen. Tabii, Yunan işletmelerin yüzde 99,5’inin, yirmiden az çalışanı olduğunu da göz önünde bulundurmak gerekir. Bu tür küçük işletmelerde sendikal hareketleri gerçekleştirmek çok güç.“

İş güvencesi azalıyor

Pek çok uzmana göre Yunanistan iş piyasası da Avrupa’daki eğilime ayak uyduruyor. İş yaşamında esnek çalışma koşulları yaygınlık kazanıyor. İş güvencesi yerini yarı-zamanlı ya da serbest çalışmaya bırakıyor. Bu da sendikaların gücünü kırıyor. Bu alanda birbaşka önemli sorun da, işçi temsilcisinin siyasi partilerle olan bağı. Hükümet partisine yakın olan sendika liderlerinin milletvekili ya da bakan olmaları, Yunanistan’da hiç de ender rastlanan bir durum değil.

Profesör Yannis Kouzis, “Güven vermeyen bir sendika hareketi, karşıtlarının eline koz verir. Sendikalar inisiyatifi elinde tutmalı, dışarıdan müdaheleyi engellemeli ve siyasi partilere karşı bağımsızlığını korumak için  mücadele etmeli. Tabii bu o kadar da kolay değil” şeklinde konuşuyor.

Asgarî hizmet zorunluluğu

Yunan sendika yöneticileri, üye sayılarını arttırmakta güçlük çekse de grev yapma konusunda üstün bir performansa sahip. Yunanistan’da 1979’dan bu yana 5 bin 300’den fazla grev yapıldı. Bunların yüzde 90’ı kamu alanında gerçekleşti. En azından bin 300 iş gününde çalışılmadı.

Profesör Kouzis, giderek daha fazla Yunan vatandaşının, ülkenin içine düştüğü krizde, sendikaların ve çalışma yaşamındaki uzlaşmazlıkların da rolü olduğunu düşündüğünü söylüyor.

Grevlerde, asgarî hizmet sunulması zorunluluğu bulunuyor. Ancak genelde bu dikkate alınmıyor. Yannis Kouzis, “ Mevcut yasalar, devletin vatandaşın temel ihtiyaçlarını karşıladığı alanlarda, ancak çalışanların yerlerine bir sorumlu bırakmaları koşuluyla greve izin veriyor. Bu yapılmadığı takdirde iş yasaları ihlal edilmiş olur. Ayrıca temel ihtiyaçların karşılanmasını engelleyerek kamuoyunu da karşınıza almamanız gerekyor. Özellikle de kamuoyu zaten kazanılamıyorsa” diyor.

(DW)

More in Dünya

You may also like

Comments

Comments are closed.