Betül Tanbay: “Taksim’i bir rant projesi haline getirmeye kimsenin hakkı yok”

Prof. Dr. Betül Tanbay

İstanbul’un ana meydanı, en büyük miting alanı, kültür ve alışveriş merkezi ve buluşma noktası Taksim meydanı tehdit altında. Eğer mevcut proje gerçekleşirse Taksim, “yayalaştırma projesi” adı altında işlevini yitirecek ve İstanbul’un göbeğindeki tek yeşil alan olan Gezi Parkı, “Topçu Kışlası”nın taklidi olacak bir alışveriş merkezi inşaatıyla yok edilecek.

Taksim Plaformu‘nun verdiği bilgiye göre halen Kadir Topbaş’ın imzasını bekleyen projeye göre Taksim meydanı beton istinat duvarları, dalış rampaları, tünelleri ile bir ucubeye dönüşecek. Kaldırımlar yukarıda kalacak ve daralacak, ağaçlar kesilecek, caddelerde bir kaldırımdan öteki kaldırıma geçilemeyecek.

Gezi Parkı yok olacak, betonlaşacak, parktaki tarihi ağaçlar kesilecek. Proje uygulanırsa Sıraselviler, Gümüşsuyu, Mete, Cumhuriyet gibi caddeler bir otoyol kavşağında olduğu gibi uzun derin yarıklar açarak meydanın altına alınacak ve böylece meydanla bağlantıları kesilecek. Meydan girişleri tıkaca dönüşecek. Burada şenlik, tören, kutlama, gösteri yapılamayacak. (Proje fotoğraflarını görmek için TIKLAYIN)

Üstelik Taksim meydanının altı bir otoyol kavşağına dönüşünce meydana araçlarla gelen insanlar tünellere girecek ve şehirle bir ilişkileri olmadan tabelaları izleyerek yönlerini bulmaya çalışacaklar. Tünellerden çıktıklarında meydandan uzaklaşmış olacaklar. Meydana geldiklerini dahi fark etmeyecekler. Meydanın altında ve üstünde daha büyük bir trafik karmaşası yaşanacak. Üstteki servis yolları tıkanacak.

Peki İstanbullular fikirleri bile sorulmadan alınan bu anlamsız projeyi nasıl durduracaklar? Projenin iptal edilmesini isteyen Taksim Platformu’ndan Prof. Dr. Betül Tanbay sorularımızı yanıtladı:

Seçimden önce Başbakan tarafindan açıklanan Taksim projesiyle ilgili son günlerde sivil toplumun ciddi endişeleri var. Projenin uygulanmasında hangi aşamaya gelindi?

Bildiğimiz kadarı ile ortada detaylı ve bütünsel bir plan yok. Plan tadilatı adı altında tünel ve trafik düzenlemesiyle ilgili bir taslak var ve 4 Ocak 2012’de II. Koruma Kurulu onayladı.

Bu projeyi takip etmek için Taksim Platformu adıyla bir girişiminiz var. Platform olarak neler yapıyorsunuz?

www.taksimplatformu.org adlı site, ideolojilerden arınmış demokrat bir söylemle, sadece 10 gün içinde, Taksim’de güzel bir şeyler yapılmasını, bunun için şeffaf bir müzakere süreci yaşanmasını, fikirlerin tartışılmasını ve projede gerçekten katılım ve uzlaşma temelli bir yaklaşımla, halkın duyarlılığının gözönüne alınacağı bir konsensüs sağlanmasını hedefleyen 10.000 kişiyi bir araya getirdi ve bu sayı artıyor.

Taksim’in yayalaştırılmasını öngören bu projenin karar alma ve uygulama sürecleri  hakkında ne düşünüyorsunuz?

21. asırda insan ve birey odaklı medeni bir ülkeye layık bulmuyorum.

Projenin son halinin neye benzeyeceğini İstanbul’daki benzer örneklerle karşılaştırarak anlatır mısınız?

Taksim’den Nişantaşı’na yürür müsünüz hiç? Taşkışla’dan sonra artık bir servis yolundan araba yoksa tırmanarak kervan geçmez kuş uçmaz bir granit alanda köpeklerden korkmuyorsanız yürüyebilirsiniz. Eğer bir fuar varsa bu bölge arabaya boğulmuştur, zaten yürüyemezsiniz. Tünel öncesi dev çınarlar arasından yürürdük aynı yere. Hiçbir zaman da trafiğin tıkandığı bir yer değildi. Ne araba açısından, ne yaya açısından bir faydası oldu. Kongre merkezinin önünde yağmurda kayan kocaman soğuk bir granit alan yaratıldı! Galata Köprüsünden Mısır Çarşısına geçer misiniz hiç? Altgeçitte ezilmeden itilip kakılmadan geçmek mümkün değil. Yaşlı, yorgun veya bebekli olma hakkınız yok. Bir otoyol kavşağı artık güzelim Eminönü.

Böylesi bir meydanın tasarımında olmazsa olmaz olan temel ilkeler neler olmalıydı?

İstanbul gibi bir şehir yok. Bir dünya hazinesi elimizdeki şehir. Kıymetini bilmek zorundayız. Neler olmamalı isterseniz oradan başlayalım! Bu şehir üzerinde çalışmış, yazmış vasıflı mimarlar, şehir planlamacıları, sanat tarihçileri, tarihçiler, arkeologlar, sanatçılar, düşünürler, yazarlar var. Haberleri yok! Aldatmaca, sormuş gibi yapmaca var ortada. Sanal dünyada gerçeği yansıtmayan bir sunumla halkı aldatmak var. Taksim’i bir rant projesi haline getirmeye kimsenin hakkı yok. Türkiye’nin de imza attığı şehir gelişmeleri ile ilgili üniversel kabul görmüş süreçler var. Bunlar uygulanmalı. Demokratik katılım, şeffaflık, danışma, yarışma…

Taksim meydanı  İstanbul şehri için sosyal, kültürel ve tarihsel olarak çok önemli bir ortak değer bu değeri korumanın yolu nedir? Umudunuz var mı?

Tabii ki umudum var. Yoksa niçin uğraşayım? Ortak değeri korumanın yolu müzakere süreçlerini yaşatmak, toplu ulaşıma ve yayaya öncelik veren, şehrin ortak nefes alma alanlarını daraltmayan projeler geliştirmek.

Taksim platformuna katılmak, destek olmak icin ne yapmak gerekir?

Siteye girmek, durumu anlamak ilk katılma şekli. Beğenirseniz  imza atabilirsiniz. Sonra da vatandaş hakkınızı kullanarak, dar bir çevreye değil, hepimize hizmet eden projeler talep edebilirsiniz.

Röportaj: Savaş Çömlek – Yeşil Gazete

Savaş Çömlek
Savaş Çömlek

Miting ve gösteriler sırasında doktor yok mu dediğinizde koşan kişidir. Yeşil Gazete muhabirliği ve köşe yazarlığının yanısıra röportaj da yapar. Yeşil Düşünce Derneği gönüllüsüdür. Açık havadaki sportif etkinlikler ile mekan sınırlaması olmaksızın muhtelif sanat dallarının müdavimi olmaktan hoşlanır. Kendini aktivist olarak tarif ediyor. Tanısanız seversiniz.
[email protected]

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

M. Levent Artüz: Marmara Denizi sürekli olarak bir önceki günden daha kötü!

M. Levent artüz, Marmara Denizi'nin durumunu değerlendirerek bugüne kadar cin fikirlerle ve oldu-bittiye getirilerek gerçekleştirilen yönetimin sonuçlarına işaret etti: 'Kısaca ilerleme kaydettiğimiz tek nokta, günden güne Marmara Denizi’ni kümülatif olarak daha fazla kirletmemiz!'

Altyapı olarak ekosistemler: İklim direncine yönelik yeni bir yol

Peyzaj mimarı Kate Orff, toplumların ve şehirlerin iklim risklerini azaltmalarına yardımcı olmak için doğal sistemlerin yeniden inşası üzerinde çalışıyor. Orff, ekolojik sistemlerin iç içe geçtiği yerlerin daha dirençli olduğunu ve hem acil durumlara yanıt vermek hem de geleceğe uyum sağlamak için daha iyi olduğunu söylüyor.

Çöpe gidecek gıdalardan mama üretmek mümkün mü?

Tarım alanında çalışan tıp doktoru Çalıkoğlu, İzmir’de hayvanlar için siyah asker sineği larvalarından yüksek besin değeri olan mamalar üretiyor.

[Bir konu/k] Kim bu ağaca sarılanlar: Füsun Kayra’yla doğa mücadelesi üzerine

Ağaçlara dokunmasınlar diye iktidarın, şirketlerin, kolluk kuvvetlerinin karşısında duran insanları tanıyor musunuz? Ekofeminist aktivist Füsun Kayra, birçok doğa tahribatına karşı mücadele verenlerden biri. Kayra bir ağacı savunmanın ne anlama geldiğini anlattı.

Antakyalı müzisyen Özlem Koyuncu: Meğer bir şehir de ölürmüş

Antakyalı müzisyen Özlem Koyuncu ile 'kendi depremini', Antakya'sını, 2022'de yazıp bestelediği ve deprem nedeniyle tekrar gündeme gelen 'Kefen' adlı şarkısının hikayesini konuştuk: Güneşte kalmış plastik su şişesi gibi yavaş yavaş ısınan ılık ömrümüzü içiyoruz.

EN ÇOK OKUNANLAR