Batı Antarktika buzullarının çöküşü artık durdurulamaz

1978 yılında Amerikalı buzul uzmanı John Mercer Antarktika’nın batısındaki buzulların iklim değişikliğinden en hızlı etkilenecek buzullar olduğunu ve iklim değişikliğinin etkisi ile bu buzulların geri dönülemez bir biçimde eriyeceğini söylemişti. Mercer 1987’de öldüğü için araştırmalarının sonucunun doğru çıktığını göremedi ama bu ay biri Science dergisinde diğeri de Geophysical Research Letters dergisinde yayınlanan iki makale Mercer’ın tahminlerinin doğruluğunu kanıtladı. Yapılan bu araştırmalara göre artık Batı Antarktika buzullarının erimesini durdurmak mümkün değil.

Kuzey Kutbu’nda kara parçası yoktur. O bölgedeki tüm buz denizin üzerinde olduğu için buzun alanı mevsimlere bağlı olarak azalıp çoğalabilir. Ancak Güney Kutbu’nda Antarktika Kıtası vardır ve bu kıtanın üzeri buzlarla kaplıdır. İklim değişikliği ile bu kıtanın üzerindeki buzların tamamı eridiğinde deniz seviyesinde 70-80 metrelik bir yükselme olacak. Her ne kadar bu olay bize bilim kurgu hikayesi gibi gelse de bilim insanları Antarktika’nın batı bölgesindeki buzulların erimesinin artık durdurulamayacağını açıkladılar. Antarktika’nın batı bölgesinin doğu bölgesinden farkı buradaki buzulların çanak türü bir yapıya sahip olmaları ve çanağın en dibinin kara değil deniz olması. İklim değişikliği ile ısınan okyanus suları alttan bu buzulları eritmeye başladığında çanağın yanlarından aşağıya kaymasını engelleyecek dağların ve tepelerin olması gerekiyor. Araştırmayı yapan bilim insanları buzulların tabanında bu kaymayı engelleyecek bir yapının olmadığını ve hızlanan erimeyle buzulların iki yüzyıl içerisinde eriyerek okyanusa karışacağını söylediler.

Batı Antarktika’daki Pine Island, Thwaites, Smith ve Kohler buzullarını inceleyen grubun üyesi olan Eric Rignot bu buzulların artık geri döndürülemez biçimde erimekte olduğunu söyledi. Bu buzulların erimesinin önümüzdeki iki yüzyılda tüm dünyada deniz seviyesini 120 cm yükseltmesi bekleniyor. Bu buzullar, destek olduklar diğer buzlulların erimesini engellemektedir. Yapılan araştırmaya göre söz konusu buzulların erimesi diğer buz kütlelerinin de erimeye başlaması anlamına geliyor. Bu durumda deniz seviyesindeki artış ise en az üç metre olacak.

Tüm bu çalışmaların temelde iyimser varsayımlara dayandığını da unutmamamız gerekiyor. Buzulları eriten deniz suyunun çok daha hızlı ısınması sonucunda felaket olarak niteleyebileceğimiz sonuçlar açıklanandan çok daha kısa sürede karşımıza çıkabilir. Bu sebeple de özellikle kıyı şeridinde yaşayan kişilerin rahat uyumaya devam etmeleri gün geçtikçe zorlaşacak gibi görünüyor.

 

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Otoban

Otoban yapılmaya başlanmasıyla birlikte şehrin küçük nüfusunu oluşturan otomobil sahipleri yayalara değil, yayalar onlara tabi kılınmaya başlandı.

Kazdağlarını savunmak ve kurumların sessizliği: Yeni toplumsallık

'Üzerinde düşünülmesi gereken, neoliberal pratiklerle frenlenmiş toplumsal dinamik ve mekanizmaların baskı ve zor araçlarıyla kuşatıldığı şartlarda nasıl bir direnişin örülebileceğidir.'

Tanrı ve şiddet

İlahi şiddetin amacı hukuksal bir yaptırım ya da düzen değil, aksine kurbandır.

Açık Radyo’dan mesaj var: Buradayız, hazırız, neşemiz daim!

'Kainatın tüm seslerine açık' Açık Radyo,, sesini kesmek isteyenlerine inat cıvıl cıvıl, hareketli, ziyaretçi akınından başını kaldıramadan 30. yaş gününe ve dinleyicisiyle buluşmaya hazırlanıyor.

Kazdağları, yeniçeriler, madenler: Enter! – Gizem Kastamonulu

Cengiz Holding, hukuku da yanına alarak bakır madeni için Kazdağları'nda ağaç kıyımına başladı. Bu talanı durdurmak için Kirazlı'daki sesi yeniden yükseltmekten başka çaremiz yok.

EN ÇOK OKUNANLAR