AKP tipi belediyeciliğin içe çöküşü

Üç adet fotoğraf… Bir tanesi Belediye Başkanı istifa eden İstanbul’dan, bir tanesi Belediye Başkanı’nın odasını topladığı ifade edilen Ankara’dan, sonuncusu da Belediye Başkanı’nın istifa edeceği söylenen, sırasını bekleyen Bursa’dan… Hepsinin ortak bir noktası var. Şehirlerine bir daha geri dönülemeyecek şekilde zararlar vermiş olmaları. Aslında hepsinin bir ortak noktası daha var. Bu zararlar yüzünden değil; gizli kapaklı işler yüzünden görevlerinin bıraktırıldığı gerçeği.

1994 yılında başlayan bu belediyecilik anlayışının geldiği yer işte bu. 23 yılda şehirler o kadar büyük zarar gördüler ki; bu zarar artık “uzaydan” görünüyor. İstanbul’u ele alalım. Şehrin yaşam kaynağı zaten Kuzey’e sıkışmışken hem bir köprü, hem de bir havaalanı ile bu yaşam alanı dağıtılmış durumda. Bir de dalga geçer gibi o yolların üzerine “ekolojik köprüler” yaptılar. Ormanda yaşayan bir canlının aradan yol geçtiği için diğer tarafa geçmesini sağlayan köprüler bunlar. Tabi o canlının o köprüyü arayıp bulması gerekiyor. Göstermelik olarak oraya yapılmış “sevimli” bir hamle diyelim. AKP’nin çevre ve şehircilik politikasında yaşamı nasıl ve ne kadar düşündüğünün birebir göstergesi. Seneler sonra AKP’nin çevre ve belediyecilik anlayışı nasıldı diye soran olursa, Kuzey Ormanları talanı ortasındaki ekolojik köprü gösterilebilir.

Keza Ankara… Ankara’nın İstanbul gibi yaşam kaynağı denebilecek bir noktası da yok. Cumhuriyet ile birlikte Atatürk Orman Çiftliği; ODTÜ’nün kurulmasıyla birlikte şimdi ODTÜ Ormanı olarak bilinen yerler zamanla şehir içinde kalmış ama yine de şehre nefes aldıran oluşturulmuş bölgelerdi. Hızla yok edildi. Henüz yok edilmeyen yerlerin ise orman bütünlüğü bozuldu. Zaman içinde tırtıklanmaya bırakıldı. Ankara’da yeşil artık bir peyzaj unsuru… Şehrin ana caddesinde erken gelenin büfe açabildiği, yer bulanın ATM koyabildiği bir düzen mevcut. Milyonlarca insan bu çirkinliğin içinden geçiyor, ertesi gün tekrar geçiyor ve sonra tekrar geçiyor. Kimsenin de bu çirkinliği düzeltmek için bir çabası yok. Bir nevi kayıp şehir.

Bursa için aslında söylenecek pek bir şey yok. Fotoğrafı ilk gördüğümde, belki başka görenlere de olduğu gibi, gördüğüm manzaranın gerçek olmadığını, bir bilgisayar hilesi olduğunu düşündüm ama gerçekmiş.

Bu örnekler çoğaltılabilir. Her şehirde, her ilçede bu örnekler bulunabilir. Sadece İstiklal Caddesi üzerine, Üsküdar üzerine, Kocaeli ya da Karadeniz üzerine onlarca şey yazılabilir. Fakat sonuç değişmez. AKP’nin şehircilik anlayışı ile gidilebilecek yol bitti. Şehir bitti. Kentler yönetilemez hale geldi.

Şimdi bu şehircilik anlayışı tepede dururken, bu anlayışın uygulayıcıları değiştirilmeye çalışılıyor. Kimse tam olarak “Neden budur!” diyemiyor. 16 Nisan’ın etkisi olduğu da söyleniyor, 15 Temmuz’un da… ABD’ye “Kabile Devleti olmadığımızı” anlatmaya çalışanlar, bu belediye başkanlarına hiçbir yazılı kuralda olmayan “istifa ettirme” ile ceza vermeye çalışıyorlar. Ortada bir suç varsa, cezası da bellidir. “Sen bu rant kapısını bırak git, bu kapıyı artık başkasına tutturacağım.” diye bir ceza kabile devleti olmayan devletlerde pek görülmez.

Yanıtı bir bilmece olan sorumuz net aslında: Kadir Topbaş’ı AKP’den attırmayacak ya da en ufak bir disiplin işlemine tabi tutmayacak kadar küçük, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı sürdürmesini engelleyecek kadar büyük, görev süresini tamamlamasını bekleyemeyecek kadar acil, yargıya gitmeyecek kadar önemsiz suç nedir? Bu suçun ne fotoğraflarla ne de kente karşı işlenen suçlarla alakası olmadığı kesin. Fakat bu suç ne? Bunun dahi bilinmediği bir yerde, demokrasinin geleceği olan yerel yönetimlerin yönetilmesi mümkün değil. İçe çöküş tam da bu işte.

Yeşil Gazete yazıları ve diğer yazılar için: http://www.urbarli.net

https://twitter.com/Urbarli

Koray Doğan Urbarlı
Koray Doğan Urbarlıhttp://urbarli.net
İzmir’de doğdu. İzmir Kız Lisesi’nden sonra Hacettepe Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nü bitirdi. İlk önce Ege Üniversitesi Sosyoloji’de, sorasında da Ankara Üniversitesi Sosyoloji’de yüksek lisans yapmaya başladı. İkincisine devam ediyor. Bir kamu belediyesinin Dış İlişkiler Müdürlüğü’nde beyaz yakalı işçi olarak hayatına devam ediyor. Yeşil Gazete ekibine köşe yazıları, Türkiye, spor ve Dünya haberleri ile katkı sunuyor.

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Otoban

Otoban yapılmaya başlanmasıyla birlikte şehrin küçük nüfusunu oluşturan otomobil sahipleri yayalara değil, yayalar onlara tabi kılınmaya başlandı.

Kazdağlarını savunmak ve kurumların sessizliği: Yeni toplumsallık

'Üzerinde düşünülmesi gereken, neoliberal pratiklerle frenlenmiş toplumsal dinamik ve mekanizmaların baskı ve zor araçlarıyla kuşatıldığı şartlarda nasıl bir direnişin örülebileceğidir.'

Tanrı ve şiddet

İlahi şiddetin amacı hukuksal bir yaptırım ya da düzen değil, aksine kurbandır.

Açık Radyo’dan mesaj var: Buradayız, hazırız, neşemiz daim!

'Kainatın tüm seslerine açık' Açık Radyo,, sesini kesmek isteyenlerine inat cıvıl cıvıl, hareketli, ziyaretçi akınından başını kaldıramadan 30. yaş gününe ve dinleyicisiyle buluşmaya hazırlanıyor.

Kazdağları, yeniçeriler, madenler: Enter! – Gizem Kastamonulu

Cengiz Holding, hukuku da yanına alarak bakır madeni için Kazdağları'nda ağaç kıyımına başladı. Bu talanı durdurmak için Kirazlı'daki sesi yeniden yükseltmekten başka çaremiz yok.

EN ÇOK OKUNANLAR