Istranca dağlarının Kırklareli il sınırları içindeki bölümünde 2 bin 117 bitki türü ve 2 bin 062 hayvan türü olmak üzere toplam 4 bin 179 tür canlı tespit edildi. Istrancalar, bu nedenle çok çok önemli bir doğal varlığımız.
Istrancaların yaklaşık üçte ikisi Türkiye sınırları içinde bulunuyor. Bulgaristan‘daki Istranca Park Alanı bin 161 kilometre kare olup biyosfer rezerv alanı. Türkiye Istrancaları ise bin 970 Km2’lik bir alanı kaplıyor.
Üçte birlik Bulgaristan Istrancaları, 1995 yılında biyosfer rezerv alanı ilan edildiğinden bu yana, dağdaki flora, fauna, doğal, sosyal ve kültürel yaşam korunuyor.
Tüm bunların yanında tüm çeşitliliği ile devam eden iç su ve karasal ekosistemin parçası olan yaban hayvanlarının sağlıklı gelişmesi ve üremesi için yaşam alanları da koruma altında ve hayvanların sağlıklı ve güvenli bir ortamda hayatlarını sürdürmesi sağlanıyor..
Bunu da çok basit ve maliyetsiz önlemlerle başarıyorlar.
Tuz, yaban hayvanları için neden önemli?
Örneğin, yaban hayvanlarının sağlıklı gelişmesi ve üremesi için beslenme ve üreme alanlarına, çayırlık kenarlarına, su kaynaklarına yakın bölgelere erişebilecekleri yükseklikte ağaçlar arasına yaban hayvanlarının yalamaları için kaya tuzu bırakılıyor.
Tuz yaban hayvanları için büyük önem arz ediyor.
Uzmanlar hayvanlar için “yalama tuzu”nun önemini şöyle açıklıyor:
“Tuz ve mineral madde eksikliğinde; iştah azalır, büyüme yavaşlar, süt ve et üretimi düşer, üremede sorunlarla karşılaşılır, immun sistem zayıflar ve hayvanlar hastalıklara açık hale gelir.
Sürekli kaya tuzu kullanan hayvanlarda ise mineral eksikliğinden doğan gıda kıymeti olmayan maddeleri (taş, toprak, kemik, poşet, bez vs) yeme ve yalama olaylarına rastlanmaz. Bu alışkanlıklardan kaynaklanan ishal vakaları da önlenir.”
Türkiye’de ‘solüsyonlu tuz’a mahkum kalıyorlar
Geyik, koyun, keçi, sığır ve fil gibi hayvanlar kalsiyum, fosfor, demir, çinko ve sodyum gibi ihtiyaç duydukları mineralleri almak için doğadaki tuz kaynaklarına düzenli ziyaretler yapar
Türkiye’de ise yaban hayvanlarının tuz ihtiyaçlarını gidermek için yaşam alanlarını terk ederek, kışın karın çözülmesi için serpilen solüsyonlu tuzları yalamak için yola inen yaban hayvanları haberlere konu oluyor.
Bir başka iç acıtıcı görüntü ise Kırklareli Istrancaları’ndan. Taş ocağı içindeki sığırlar, ot bile olmayan sahada ne arıyor dersiniz? Uzmanlara göre tuz arıyorlar.
Bulgaristan Istrancalarından. Yaban hayvanları için ağaçlara bırakılan kaya tuzları. Fotoğraflar Doku Derneği
DOKU Derneği üyeleri ve gönüllüleri olarak, bilime dayalı çalışmaları örnek alıp bu dünyayı birlikte paylaştığımız yaban hayvanlarının yaşam alanlarının korunması, sağlıklı büyüyüp gelişebilmeleri, üremeleri için bilim kurulumuzun öneri ve çalışmaları doğrultusunda, tespit edilen geçiş rotaları üzerine kaya tuzları yerleştirdik.
Kaya tuzu bıraktığımız alanlar altın madeni açılmak istenen saha içerisinde. Aynı alan yaban hayvanlarının üreme, kışlama ve barınma alanını da oluşturuyor.
DOKU Derneği ve Kırklareli Kent Konseyi olarak sahada yaptığımız çalışmalar sonucunda yaban hayatının yaşam alanlarına sağlıklı ve dengeli bir yaşama kavuşmaları için kaya tuzu yerleştirme çalışmasına devam edeceğiz.
Altın madeni için “ÇED Gerekli Değil” kararı vererek yaban hayatını yok sayanlara sesleniyoruz: Biz yaban hayatını yaşatmak için kanunların, bilimin ve hukukun öncülüğünde mücadele edeceğiz. Karıncanın kardeşi var. ÇED de tuz da gereklidir diyoruz.