Yazarlar

1 Mayıs kimin bayramı? – Büşra Akman

0

İşçi: tanıma göre; geçimini sağlayabilmek için iş gücünü satmaktan başka yolu olmayan ve ayrıca iş gücünü satabilme özgürlüğüne sahip bulunan ve üretimi kendi başına sürdürebilecek başka olanaklara sahip bulunmayan(mülksüzleşmiş) ücretlidir.[1] İş Kanunu’na göre[2] ise işçi, bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişidir.

1 Mayıs’ta bizde sokaktaki insanlara sorduk:

Sokak çocuğu Z.:

“Yasa? İş?”

Emekçi kavramınınsa farklı çağrışımları var gibi;

Akademisyen A.B.:

“Akademide çalışıyoruz, işimde kendimi emekçi olarak düşünmedim. Emekçi zor şartları hatırlatıyor; zor şartlarda hayatta kalmaya çalışan birini; fiziksel, psikolojik emeği; zorundalıktan kaynaklanan çalışmayı çağrıştırıyor. O bana emekçilik gibi geliyor.”

Kim kutluyor bayramı?

Oto tamircisi C.D.:

“Siyasiler kutluyor, menfaati olan katılıyor. Siyasiler, işçi ve emekçi olamaz.

Normal bir vatandaş 1 Mayıs’ı kutlamaz. İşi gücü olmayanların bayramı o. Bir de hak arıyorlar.(sendikalara ithafen)”

Emekçi kim, işçi kim, peki?

“Herkes çalışıyor da, işçi sınıflandırılıyor.”

Niye çalışıyoruz?

Kaynakçı E.F.:

“Çalışan demir pas tutmaz.”

Akademisyen G.H.:

“Çalışmak ayrıcalıktır.”

Büro görevlisi I.J.:

“Çalışmaya alıştım, çalışmadan duramam ki, evde sıkılırım.”

Güvenlik görevlisi K.L, İşsiz (neden çalışacaksın sorusu olarak değiştirdim) M.N., Marangoz O.P.,..

“Ekmek parası için.”

Para gerekmese peki?

Öğrenci R.Ş.:

“Yo, daha neler, üstüme iyilik sağlık. Bedava seks, bedava yemek, bedava içki yeterli.”

Öğrenci T.U.:

“Komün halinde yaşayarak, kendi ihtiyaçlarımızı üretebiliriz. Paraya ihtiyacımız olmaz.”

(Yaşasın Şirinler)

Oto tamircisi C.D.:

“Nereye para gerekmeyecek, bugün tarımyapsan kendi yiyeceğini ürettin sadece, diğer ihtiyaçların için onu satman gerekecek, dışarı çıkınca illa ki paraya ihtiyacın olacak. Mazotu neyle alacaksın, gübreyi neyle alacaksın?”

Emeğin kapsamında neler var?Çalışmaya atfedilen nedir?

Akademisyen A.B.:

“Aslında hepimiz emekçiyiz. Modern anlamda her şey materyal, değerler kuramsal. Her şeyin karşılığı var, kapitalizm bunu öğretiyor. Emek, aynı zamanda evinde oturup düşünmendir de. İlla ki ücretlendirilmesi gerekmez. Ben işimi yapıyorken, bu hayatta yapmak istediklerime ulaştırdığı için yapıyorum. Araç bir nevi, bu sırada işlevi de yerine getiriyorum. Emek vermek için iş dışında şeyler var. Bunlar da sisteme karşı oluyor, şu anki sistemde toplum böyle sürsün, üretim olmasın mantığı uygulanıyor.”

“Çalışma saati de kısalacak. Kendime de emek harcamalıyım, ben. Çalışmak böyle bir şey değil.”

Akademisyen G.H.:

“Herkes çalışıyor olmalı, yanında atıştırmalık yani kendine ait uğraşların olmalı.”

Kaynakçı E.F.:

“Çalışırsın, her zaman bir şeyler için çalışırsın..”

Bu, 1 Mayıs yazısında konuştuğum bu farklı kişilerle ulaşmaya çalıştığım nokta, yaşama uğraşındaki herkesin emekçi olduğu düşüncesiydi. Çabaların tamamı eşitti, hiçbirinin astı ve üstü yoktu. Neden çalışılır sorusunda, ekmek parası vurgusu olsa da, insan olarak bir değer üretmek istemek vardı, daha çok. Şimdiki değer biçimi belki para üzerine değil de üretmek üzerine olsaydı, düşünce penceresinde o şekilde yer etseydi, daha net cevaplar alabilirdik bu uğraşlarla ilgili “doyum” görebilirdik.

1 Mayıs’ın bir çalışan için olabilecek anlamını aktaran Y:

“Benim için bayram evime ekmek götürdüğüm zamandır.”


[1] Türkiye’de İşçi Sınıfı ve Sendikacılık Hareketi, Yıldırım Koç:1998)

[2]http://www.tbmm.gov.tr/kanunlar/k4857.html

 

 

Büşra Akman

 

More in Yazarlar

You may also like

Comments

Comments are closed.